31 Aralık 2014 Çarşamba

131- HASAT- TESS GERRITSEN

Çeviri:Sıla OKUR
1. Baskı 2014
310 Sayfa

Gerritsen manyaklığım son hız devam etmekte, bu kadını okumaktan sıkıldığım zaman gelir mi acaba?

Tess Abla , Tess Abla olma yolunda ilk adımını atmış bu kitapla.

İyi de yapmış .

Tanınmasına vesile olan kitap , beni benden aldı.

Daha o zaman acemi olan yazar bana göre sonradan ustalık eseri diye yazdıklarını aratmıyor.

Özellikle parça parça , bir baştan bir sondan azcık karışık yazması daha da güzel olmuş.

Pek çok olayı dönüp dolaşıp neticelendirerek enteresan çıkış yapmış fakat vurucu darbeyi tam oturtamamış ama hikaye genel olarak güzel olduğundan , katilin uşak olması çok sorun teşkil etmiyor .

Şu organ mafyası hikayeleri güzel ilerleyebiliyor ,  aslında devamını getirse güzel de olurmuş.

Hatta bu kitabın serisini bile yazabilirmiş , belki de yazar , kim bilir?


Neyse Gerritsen severler , hüsrana uğramayacak :D


28 Aralık 2014 Pazar

130-NEFRET,ARKADAŞLIK, FLÖRT, AŞK, EVLİLİK- ALICE MUNRO

Çeviri:Roza HAKMEN
1. Basım 2013
6. Basım 2014
365 Sayfa


Çift ödül almış, bir yıl içinde  6 baskı yapmış bir öykü kitabı.

2009 Man Booker Uluslararası Ödülü'nden sonra,

2013 Nobel Edebiyat  Ödülü'nü de almış kitap.

O kadar sıradan hayatları anlatıyor ki , bu iki büyük ödülü aldığına inanamıyorsunuz.

Bir de o kadar yalın anlatılmasına rağmen bu kadar hissettirebilen ender kitaplardan diye düşündüm , kitabı bitirip kapattığımda.

En son Ayfer Tunç'un Dünya Ağrısında hissetmiştim böyle bir şey.

Sıradan , yalın ama ödüllü öyküler okumak isterseniz , hiç durmayın .



25 Aralık 2014 Perşembe

129-KARIŞIK KASET- UYGAR ŞİRİN

1. Baskı 2013
292 Sayfa

"Babamın içinde çok yaşlı bir adamla çok küçük bir çocuk yaşıyor.Akranı yok."

"Çok saçma .Kendimi kesinlikle 33 yaşında hissetmiyorum. Bazen 15 yaşında gibiyim , bazen 50 ama asla 33 değil."

"Yaşlanmanın korkutucu yanı ölümün yaklaşması değil , gerçekleştiremediğin hayallerin için kurduğun "Canım, nereden bakarsan daha önümde ....yıl var  " cümlesindeki boşluğa yazdığın sayının giderek küçülmesi."

"Bir çuval dolusu duygu anasını satayım, yüklemişim sırtıma , kendimi bildim bileli taşıyorum.İçinde bağımlılık var.Çaresizlik var.Acı.Hayal kırıklığı.Öfke, en çok.Gel gör ki bunların yanıunda yersiz bir umut ta var.Çocukça.Zaten bütün bunların çocuklukla muhakkak alakası var.Başımıza gelenlerin sorumlusu o bence.Hepimizi oynatan şerefsiz kuklacı!"

"Bu defteri kapattığımı düşündüğüm zamanlar oldu.Yalan! Kendimi unuttuğuma inandırmaya çalıştım sadece.Oysa bu devirde birini unutup unutmadığını anlamak kolay.Google'da arıyorsan demek ki unutmamışsın kardeşim."

"-Yazmayı değil okumayı seviyordu büyük ihtimalle.
-Çünkü anlatmayı sevmiyordu.Anlamaya çalışmayı seviyordu."

"Benim de kötü bir adetim var:Karşımdaki böyle dökülünce , içimdekileri , hem de o an bana en mahrem ve ürkütücü görünenleri seriveriyorum orta yere.Komşudan gelen tabağı boş göndermeyen annelerin çocuklarıyız biz."

*******************

Bu yıl yerli yazarlardan çok beğendiğim kitaplar okudum.

Karışık Kaset te onlardan biri oldu.

Benim okuduğum ilk , Uygar Şirin'in yazdığı 3. kitap.

İlk ikisi de en kısa zamanda edinilecekler arasında.

Bu kitabın filmi de var , sanıyorum hala vizyonda.

İzlemedim , büyük ihtimal önce kitabı okuduğum ve samimi bulduğum için yetersiz gelecek.

Samimiyetle yazılmış gibi geldi kitap.

Bir de az çok benim yaşadığım yaşlar ve zamanlar var ya mevzuda.

Haa, bir de tabii, benim dinlediğim müzikler...




23 Aralık 2014 Salı

128-DİRENİŞ -JENNIFER L. ARMENTROUT

Çeviri:Barış Emre ALKIM
Bilge N. Zileli Alkım
1. Basım 2014
361 Sayfa


Direniş , Lux serisinin 5. kitabı.

Hem erkek hem de kadın karakterin gözünden bölümler halinde yazılmış.

Son olduğu söylense de bence devamı gelebilir nitelikte bırakılmış.

Keyifli, eğlenceli, çıtır çerez niyetine , kafa dağıtır türde bir seriydi.

Vampirler sıktı diyenlere, lüxenlerden, kökenlerden , arumlardan falan yapmışlar elemanları ...

Yazar aynı zamanda blogger ya belki de o sebepten sevdim seriyi...


19 Aralık 2014 Cuma

127-ATLAS SİLKİNDİ-AYN RAND

 Çeviri :Belkıs DİŞBUDAK
4. Baskı 2010
1200 Sayfa

"O halde neden acıların en büyüklerini çekenler , acının kaçınılmazlığını kabul etmeyenler oluyor?"

"Varoluşun en harikulade duygusu buydu.Güvenmek değil...Bilmek!"

"İnsanlar düşünmek istemiyor.Başlarına ne kadar girerse o kadar kaçıyorlar düşünmekten.Ama beri yandan bir içgüdü onlara düşünmeleri gerektiğini söylüyor, bu yüzden de suçluluk duygusuna kapılıyorlar.Bu durumda , onlara düşünmemek için bazı sebepler gösteren kim olsa , onu beğenir , onun peşinden giderler.Kendi günahları saydıkları , bir zaaf , bir suç olarak gördükleri şeyi yüce bir sevapmış gibi gösterebilen kim olursa olsun onu izlerler."

********************

Aslında o kadar çok not alınacak yer işaretlemişim ki kitaptan , hangisi paylaşırsam , ne kadar paylaşırsam paylaşayım yeterli gelmiyor.
İmkanım olsa bütün kitabı koysam buraya , imkanım olsa herkese okutabilsem bu kitabı.

Bir kere kitap roman .

Her ne kadar realizmi anlatıyor dense de bildiğin ütopya.

Bireyselliği ön plana çıkarıyorlarsa , komün neden kuruyorlar.

Kapitalizmi falan da övmüyor .

Yalnızca üretim girdilerini (emek , işgücü) az önemsiyor demek doğru.

Bir de kitaptaki kayırılanlar , zenginler değil dahiler.

Dahilerin hakkı aranmış gibi geldi bana , zira  parası olanlardan ya da para kazananlar değil övülenler, üretim yapabilen , bulan , araştıran kesim.

Bir de John GALT kim?

Not: Kitabın kalitesi, çevirisi , dizgisi , baskısı mükemmel.1200 Sayfa ve hatasız , inanası gelmiyor insanın :)


  #guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

30.

126-HAYALET SÜVARİ- RAY BROCK

 Çeviri: Haluk GURULKAN
1. Basım 2014
480 Sayfa


Bu kitaba yorum yazmak , son yıllarda okuduğum kitaplara yorum yazmaktan daha zor.

Güz Okuma Şenliği kapsamında , 3 ay boyunca okuduğum 30 kitap içinde okuyamadığım , gitmeyen , bitmeyen tek kitap diyebilirim.

Aslında konu Atatürk olunca , ne olursa olsun okurum hem de ayıla bayıla. Ve fakat bunu okurken o kadar sıkıldım ki.

Her ne kadar yazar, 'hepsi yaşandı bunların, yalan yok , şahit bile var' dese de sonsözde, sanki inandırıcılık kısmında eksikler var , kronolojide hatalar olduğunu da özellikle düşünüyorum. Uzman tarihçi değilim ama , bugüne kadar okuduğum yakın tarh kitaplarındaki kronolojiyle tutmayan yerleri var.

Efsaneleştirerek , destanlaştırarak , abartı sanatını çokça kullanılarak yazılan kitap bana yetmedi .Yok fazla geldi.

Tarih yazarken , çok dikkatli olmak lazım gibi geliyor bana.

Tarih  yazarken , bir lideri yazarken objektif olabilmek çok önemli.

Överken de , yererken de realite kaybedilmemeli , asla sadık kalınmalı.

Benim gibi tarihi ve Atatürk'ü çok seven birine dar edebilirsiniz yoksa 480 sayfayı.

  #guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

29.


125- DRİNA KÖPRÜSÜ- İVO ANDRİÇ

Çeviri:Hasan Ali EDİZ
Nuriye MÜSTAKİMOĞLU

1.-16. Baskı 200-2013
17. Baskı 2014
349 Sayfa

"Oysa zarar görenler ve sömürülenler, zekalarını ve çılgınlıklarını istedikleri gibi kullanabilirler.  Bu, onların sömürenlere karşı kah sinsice , kah açıkça kullanabildikleri iki silahtır."

"İnsanlar böyledir. Çok yükselen ve yükseklerde uçanların düşmesinden adeta tat duyarlar."

"Yüreği katı ve ruhu sert olanlar çabuk ihtiyarlamazlar."

"Bugünkü kuşaklar daha çok hayatla değilde , hayat üzerine görüşleriyle meşguldü."

"Birisinin bize acı vermemesi , bizi incitmemesi için ona arkamızı çevirmemiz yetmiyordu."

*************

Yazarımız 1961'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış, edebiyat çevrelerince de bu ödül Drina Köprüsü adlı eserine verildi gibi kabul edilmiş.

Drina Köprüsünün tarihini , bazen hayal bazen de gerçek olabilecek hikayelerle anlatmış yazar.

En iyi kitabıdır deniliyor .

İlk Andriç okumamadan kaynaklı herhalde , üslup yabancı geldi .

Bosna-Hersek , Sırbistan tarihi ne kadar ilgimi çekse de yeterli kitap okuyamadığımı düşünüyorum .

Bu kitaptan sonra bir not daha alıyorum .

Tekrar okunabilir , edebi değeri yüksek kitap mı arıyorsunuz , aramayın , çünkü buldunuz.


 #guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

28.


124-ÖLDÜRME SANATI-JONATHAN SANTLOFER


Çeviri: Kenan ŞAHİN
1. Baskı 2007
464 Sayfa


Birinci olarak yazar ressammış. Mevzu da resimler ve ressamlar olunca tadından yenmez bir şey olmuş.

Daha önce de bu kitabın kahramanı ile kitaplar yazmış.

Fakat tek başına da okuyabilirsiniz , çok fazla bağlayıcı değil konu çünkü.

Ben Kate'ten çok , paket lastikli polisi sevmiş olsam da , olasılıkla alakası olmayan, tamamen atma yöntemiyle katili bulmuş olsam da , tabi aslında bulduğum katil başka biri çıksa da, bence anlatım , olaylar , tempo çok güzeldi.

Bir de anlatılan tabloların resimleri var ki kitapta , o daha da harika yapmış kitabı.

Harika bir polisiye -macera olmuş.

Daha önce yazdığı hiç bir kitabı da duymamışım, görmemişim işin enteresan tarafı.

Santlofer , severek okuyacaklarım arasında yerini aldı , böylece seri olarak okunmak istediklerime bir isim daha eklendi.

:D


 #guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

27.



123-BOŞ KOLTUK- J.K. ROWLING

 Çeviri :Dost KÖRPE
1. Baskı 2013
591 Sayfa

Vakti zamanında 30 küsur liralara satılmış , sonra 5 tl'ye hızlı iniş yapmış, 1 yıl sonra aldığımda bile hala ilk baskısı bulunabilen , pek çok kişinin;
' Harry Potter'ı yazmış la kadın' diyerek alıp hikmet üzerine hikmet aradığı kitap .

Ben çok beğendim :D

Bu beğenimin bir nedeni de , kitap o kadar kötülendi , o kadar vasat altı gibi tanımlamalar yapıldı ki hiç bir beklentiye girmeden hatta beklenti düzeyimi sıfırın altında tutarak okumaya başlamış olmamdır.

Eskiden oynardık biz , elim elim üstünde kimin eli var , o oyunu anımsattı bana.

Arada hüznü de yaşattı ki , kesinlikle olamaz bu burada olmamalı diyerek okuduğum kısımdır.

Küçük kasaba sakinlerinin , rutin ve sıkıcı bir o kadar da karmaşık hayatları olan, büyümüş , efsaneymiş , mitmiş aranmaması gereken , başka biri yazmış gibi okunsa sizi düşündürebilecek kitap .

Harry Potter'ı sevdim ama manyağı değildim diyenlerin daha çok keyif alacağı kitaptır aynı zamanda.


 #guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

26.

122-TÜNEL FARELERİ -MICHAEL CONNELLY

 Çeviri :Semih KOÇ
1. Basım 2004
479 Sayfa

Yazarın hem Harry Bosch serisinin hem de kariyerinin ilk kitabı.

Edgar Ödülü almış yazarımız bu kitapla.

Her ne kadar verdiği detaylarla tempoyu yavaşlatıyor olsa da , sonucu olasılık tahminleri yaptırarak buldurmaya çalışsa da , ilk  kitap için oldukça iyiydi diye düşünüyorum.

Başka hiç kitabını okumadığım için , tarzı budur da diyemiyorum.

Ben Harry Bosch'u sevdim , bu melankolik , asosyal polis arkadaşa kanım ısınıverdi daha ilk sayfalarda.

Zannımca kendisiyle uzun süreli bir ilişkimiz olacak , zira seri olduğundan hepsini toplamak epey zamanımı alacak.

Polisiye-macera kategorisinde değerlendirmeniz gerektiğini , 'edebiyatta devrim yapmış baba' moduna girmeden okumanız gerektiğini belirttikten sonra, tanışmamış olanlara Connelly ile muhakkak bir iki kitaplık vakit geçirin diyorum.

Polisiye seviyorsanız :)

#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

25.

121-HIRSIZ VE BURJUVA- HÜSNÜ ARKAN

1. Baskı 2014
218 Sayfa

"Bu küçük leş yiyicilerin doymaları için bir çöplüğün varlığı tek başına yeterli değildir."

"Açlık , yalnızca sözlük anlamlarıyla açıklanabilecek bir olgu değildir . Onunla bir kez sınanmışsanız , bu sınanma tokluk durumunda da bir hastalık nöbeti gibi kendini gösterir. Bu yüzden karnını henüz doyurmuş olanlar bile , ancak zevk için avlananlara , biriktirmek için biriktirenlere nasip olan eşsiz erdemlerin, üstünlüğün , yıkıcılığın , bencilliğin  yol açtığı huzursuz bir ruh hali içinde yaşarlar. Yalnızca hayvanlar değil , çöp denizini yukardan gören kimsesizler mezarlığının çevresindeki barakalarda , briketten yapılmış kulübelerde oturan yüz hanelik mahallenin sakinleri de böyle yaşarlar."

"Siz,  önündeki kağıda ağaç , çiçek , ev ve çekirdek aile resimleri çizdiğinizi sanırsınız ama bu sıradan konu başlıkları aslında kaçışın , üstüne yürümenin , sığınmanın , meydan okumanın , alıp kaçmanın ve bırakıp gitmenin, teslim olmanın ve silah çekmenin, aptallığın ve donanımın renkli dünyasına paldır küldür bir girişi simgeler."

"Dünyayı sırtıma yıkan sensin...
Ben bundan şikayet etmiyorum ; sen de etme !"

"İnsan gördüklerine mi inanır , yoksa inandıklarını mı görür?"

"Hüküm sahipleri gerçeği saçlarından tutup tarih kitaplarının sayfaları arasına sürüklerken ondan geriye bir iz kalır.Kuşku , bu izin insan aklındaki yansımasıdır."

"Evren'in yaşamındaki en masum şey hayal kurmaktı; çünkü bunu yapmakla kimseye zarar vermiş olmuyor , yalnızca geleceği planlıyordu."

"Evren'in de kötü anıları vardı ama anlatıyor muydu ?
Yalnızken yeterince canı sıkılıyordu , bir de onunlayken sıkılmak istemiyordu."

"Hayat böyleydi ! Büyük davaların bir kaç büyük adamı vardı. Milyonlarca küçük adam , bir kaç büyük adamın hikayesini beslemek için ölüyorlardı."

"Şeref konusunda biraz hassastı ; çünkü şerefli biriymiş gibi hiç yaşamamıştı."

#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

24
.

                                     

1 Aralık 2014 Pazartesi

120-İŞTE GİDİYORUM-FEYZA HEPÇİLİNGİRLER

 1. Basım 2009
2. Basım 2011
188 Sayfa


"En iyi ölümle ölmüştü , uykusunda , meleklerle konuşarak.Tanrı bütün yargılamayı öteki dünyaya bırakıyordu demek ; canlarını çekip alırken bu dünyada işlediği suçların cezasını vermeye kalkmıyordu kullarına."

"Başka bir dünyadan, başka bir hayattan kalmış gibiyim.Dünyada unutulmuş gibi . Herkes giderken geride mi kaldım acaba? Gidenler bu yüzden mi beni aralarına almadılar? Oysa ben her ölümde kendimi biraz daha suçlu hissettim .Sanki benim yerime ölüyorlarmış gibi , ben biraz daha yaşayayım diye , her seferinde başkaları kendini feda ediyormuş gibi..."


***********************


Hepçilingirler'in anlatım tarzı her zaman samimidir fakat bu kitabında samimiyeti zirve yapmıştır.

Kitabımızda , göç öyküleri var , memleketten göçen , dünyadan göçen , yürekten göçen insanların öyküleri .

Hislenmeden okuyana, madalya verilecek cinsten bir kitap.

Hepçilingirler'i yeni yeni tanıyorum belki fakat her okuduğum kitabı keşkelerden ve yepyeni bağlardan oluşmakta.

Nette aradığımda , kitaplarını okuyanları göremediğimde kahrolduğum da gerçektir .

Okumamışsanız, geç kalmışsınız diyorum.

#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

23
.

28 Kasım 2014 Cuma

119-YEDİÇINAR YAYLASI-KEMAL TAHİR

3. Baskı 2013
367 Sayfa

"Sorumsuzluk bize milletçe gayet uygun düşüyor."

"Namussuzluk , namusluları kullanmakta değil , kullanıp dururken onlara alışmakta ..."

************************

Kitabın arka kapak fotoğrafında da yazdığı gibi kitap bir üçleme.

Bu ilki , 
2. Köyün Kamburu
3.Büyük Mal

Roman Çorum'da geçmekte , kıyı kenar , dağ bayır, kasaba köy gezdirmekte Kemal Tahir sizi , hem de hiç üşenmeden.

Öyle bir anlatmakta ki , en habis konu bile O'nun yazmasıyla göze batmamakta.

Klasik .

Özellikle o dönemim hem siyasi hem de cinsi münasebetlerini oldukça objektif olarak gözünüzde canlandırabileceğiniz kitaplardan.

İşin enteresan tarafı Kemal Tahir cezaevindeyken , Çorumlu Mahkumlardan dinleyerek yazar seriyi.

Nette kitap hakkında bakınırken , şu bloga denk geldim.

Oldukça hoş bir üslupla ve detaylıca anlatıldığından vaktiniz varsa siz de bakın.






#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

22.
                                      

23 Kasım 2014 Pazar

118-KARANLIKTA KAHKAHA- VLADIMIR NABOKOV

Çeviri: Pınar KÜR
5. Baskı 2014
223 Sayfa

"Her ne kadar bir insan yaşamının özeti , yosunla çerçevelenmiş olarak , bir mezar taşının üstüne kolayca sığarsa da , ayrıntılar her zaman hoşa gider."

********************

Nabokov , çok klasik bir konuyu alıyor ve okurken kendinizden geçirecek fevkalade  bir hikayeye çeviriyor.

Belki de sırf bu sebepten klasikler arasına girmeyi hak ediyor.

Arka kapak yazısında bütün hikayeyi özetlemiş ve bana söz bırakmamış usta.

Keyifle okuyun , heyecanla , sitemle , bazen kızarak , bazen sinirleriniz zıplayarak..

Not :Bir başka usta çeviriyor kitabı , iki ustanın dayanılmaz cazibesi var bu kitapta. 

#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

21.

                                      

21 Kasım 2014 Cuma

117-İYİ HEMŞİRE- CHARLES GRAEBER

Çeviri:
Nuray ÖNOĞLU-Erhan AKAY
1. Baskı 2014
467 Sayfa


Açıkçası kitabın içinden seçip alabileceğim , etkilendiğim tek bir cümle dahi yok.

Kitap müthiş etkileyici bir kitap oysa.

Gerçek hayattan olması ayrıca etkileyiciliğini arttırmakta.

Lakin bazı sorunlar var , çeviri diyeceğim ama orijinalini okumadığımdan fikir sahibi değilim, o sebepten de yorum yapmak haddime değil.

Yalnız düzenleme kesinlikle çok kötü.

Kitabı okurken kopukluklar yaşamamın , bence yegane sebebi budur.

Kitapta , dipnot olması gereken yerler , ilgili kısımda işaretlenmiş ne ala , ancak bu işaretlenen kısımların, ilgili notları kitabın arka sayfasında verilmiş.

Şimdi kitaba henüz başlamışım 20. sayfadayım  'Haziran 1987' alt başlığının üzerinde bir sayı var, demek ki bir açıklama olması lazım buna dair fakat bu açıklama aynı sayfada değil , neden bu tarihe işaret edilmiş.Demek bu tarihle ilgili bir açıklama olması gerek , o halde 412. sayfaya gidip açıklamayı okumak lazım.

Bu dipnotlar oldukça fazla kitapta , bu sebepten aynı sayfa içinde defalarca git gel yapabiliyorsunuz 400'lü sayfalara .

Çok net ifade ediyorum , resmen okuma şevkimi baltaladı bu sistem.

Akla yakın bir açıklaması var mıdır bu sistemin bilmiyorum ama benim gözümde iyi olabilecek bir hikaye hüsran oldu.

Dipnotlara takılmam diyenler bu sözlerimden etkilenip okumamazlık yapmasınlar , ben dipnot okumayı da severim fakat aynı sayfanın altında olmak kaydıyla.

Belki de alışkın olmadığım bir sistem olduğundan etkilendim bu kadar.

Not: Nette araştırdım fakat kitapla ilgili yorum yapan bir bloga rastlayamadım , eğer okuduysanız lütfen siz de fikrinizi belirtmekten çekinmeyin.


#guzokumasenligi
#senlikbahaneokumaksahane 

20.
                                      

18 Kasım 2014 Salı

MİM -Kitaplık Hayali

Taaaaaa çok uzun zaman önce mimlemişti Dr Coffee beni bu mim için ama ben bu aralar biraz kopuğum blogdan , reel hayatın içinden durumlara maruz kaldığımdan. O sebepten kendisinden çok özür dileyerek bu bekleme süresi için , kitaplık hayalimi anlatıyorum hemen.




Öncelikle tam hayalimdeki kitaplığa sahip olduğumu belirtmeliyim.

Genel olarak kitap odamda görünüm budur.

Karşılıklı iki kitaplığım, bir L koltuğum, fotoğrafı çektiğim yerde duran bir masa üstü bilgisayarım var.
Bu odaya 10 yıl hayalini kurduktan sonra kavuştum.


Bazen bu L koltukta okuyorum kitaplarımı, bazen mutfak masasında ...



Henüz yukarıda da gördüğünüz üzere dolmuş değil kitaplığım , fakat dolması için elimden geleni yapmaktayım.



Genel olarak sorulan:
'Hepsini okudun mu bunların?' sorusuna üstteki kitaplığın tam orta gözündekiler hariç yanıtını vermekteyim.

Neden mutfakta okuduğuma gelince , birincisi ; çok sıcak bir ortam , ikincisi ise; sürekli bir şeyler yiyip içtiğimden cevaplarını vermekteyim.


Mevcut durumda bir apartman dairesinde oturmakta olduğumdan bahçem yok , o da olursa başka hiç bir şeye ihtiyacın kalmayacak sanırım :D

Mim'i Deeptone'u mimleyerek sonlandırıyorum, fakat arzu eden her kitap tutkunu da yapabilir :D