31 Ağustos 2021 Salı

AĞUSTOS 2021 ÖZET

Ağustos ayını da bitirdik, bu ay genel olarak hastahane turlarımızı içeren bir ay oldu bizim için, o sebepten kitaplar ve izlenenenlerde azalma oldu sağlık olsun, Eylül çok üzmeden geçsin diliyorum. 

Ve ayın harikası, çeyrek finale çıkan kadınlarımız 👏 bütün alkışlar sizin için gelsin.




Ayın hüznü;
Bugün yani 31 Ağustosta ise ne yazık ki gerçekten sanat camiasında en sevdiklerimden biri  olan Ferhan Şensoy 'u yitirdik. İlk kez tvde, sonra kitaplarda, sonra tiyatroda tanıma(okuma/izleme) şansım olmuştu. 
Kalemine, yüreğine sağlık usta...


***********

Ağustos dediğim gibi okuma ve izleme açısından çok bereketli bir ay olamadı rutin yaşantım içinde. Yine de,

 Ne izledim film olarak :
Chernobyl 1986 : 
Belgesel ya da dizi değil kurgu film. 

The Last Letter From Your Lover
Jojo Moyes kitabına dayanıyormuş hikayesi... Çok fazla romantik kabul etmek lazım, ve tabii yasak aşkı anlatması bakımından bir adım uzaklaşmak zorunda kalmadım değil ve fakat güzel,  1960'lar , Londra , İngilizce,  müzikleri harikulade...
İzleyen ve ilgi alanına giren varsa rica ederim müzikleri konusunda aydınlatsın beni ...

To All The Boys I've Loved Before 
3 filmlik bir serinin birincisi, Amerikan yapımı ve klasik genç-ergen tayfayı anlatıyor,  gençler sever bence, hoş eğlencelik bir şeyler izlemek isteyen benim gibi teyzelere de olabilir. 😃 Bu arada yanılmıyorsam kitabı da var, 3 kitap mıydı yoksa tek kitabı mı seri film yaptılar araştırmasına girmedim, bilenler yeşillendirebilir.

Cebimdeki Yabancı:
İyiydi,  çok iyiydi... Yabancı yapımı da varmış...

Yarına Tek Bilet
Ehem, köhüm vs...




BİTİRDİĞİM DİZİLERİM 


Aaa dizi olarak bir şey bitmemiş ama bu izlemediğim anlamına gelmiyor, izlediğim hemen her bölümü insta hikayelerimde paylaşıyorum, blogda paylaşımlarımı aralıklı bulanlar için instada oldukça aktif olduğumu söyleyebilirim ve fakat ne zamana kadar bilinmez...


                        BİTEN KİTAPLAR
Cengiz Aytmatov: Gün Olur Asra Bedel 

 

Boyalı Kuş : Jerzy Kosinski




Bir sonraki ay özeti için Eylül'de görüşmek üzere sağlıkla kalın, kitapları, filmleri, sevgiyi ve tabii ki iyiliği hiç eksik etmeyin hayatınızdan.



 






27 Ağustos 2021 Cuma

CENGİZ AYTMATOV - GÜN OLUR ASRA BEDEL

Kitap,  Ötüken Neşriyat tarafından basılmış,  çevirisini Refik Özdek yapmış,  1. Bası 1991 yılında yapılmış bugün elimde olan 47. baskısı .

411 sayfa olan kitap, çok keskin olmamakla birlikte anlaşılması imkan dahilinde ayrılmış hikayeler barındırıyor. 

Gelelim detaylı açıklamasına,
 aslını isterseniz kitap üzerine yazılabilecek çok şey var fakat kitabı 10 dakika önce kapattığım zaman düşündüğüm sadece hangi hikayeden daha fazla etkilenmiş olduğumdu.  Oysa hepsi birbirinden iyi olan bu hikayelerde Boranlı Yedigey'i de Nayman Ana'yı da aynı şevkle okuduğumu biliyoruz. Sonra yazar son sayfada kitapta yazılmış 1 hikayesinin daha oldugu fakat o hikayenin basılamadığı üzerine bir dip not yazıyor ve ben de  "Cengiz Han'a Küsen Bulut" u okumak için sabırsızlanıyorum.  

Aytmatov'un hikayelerinin ve karakterlerin bir alt anlamı , bir göndergesi mutalaka vardır, bizim edebiyatımızda sağlam bir yeri olan yazarın kıymeti bilindi mi tartışılır. 

Zaten pek kadirşinas değiliz ama bazen bize çok güzel dokunan kimselere de bu kadar vefasızlık çok değil mi?

Bu arada bilmeyenler için Aytmatov aynı zamanda Selvi Boylum Al Yazmalım hikayesinin de yazarıdır.




"Ama hayat hiç de kolay değildi. Kendisini kollayıp kayıran dost ya da nüfuzlu akrabaları olmayınca insanın işinde ilerlemesi, iyi bir yere gelmesi pek zordu."

"Oysa düşünmek,  her zaman acı veren ağır bir iştir. "





 

15 Ağustos 2021 Pazar

OĞUZ ATAY- GÜNLÜK

 Bütün Eserleri 6

Oğuz Atay’ın bütün eserlerini bu kitapla nihayete erdirdim sayın izleyen :D
Ve oldukça etkilendim, diğer bütün kitaplarından etkilendiğim kadar ve bunun içindir ki size de anlatayım bu kitabı istedim. 
Bu kitabın ilk baskısı 1987’de yapılmış, elimdeki 2017’de yapılmış ve  24. basım. Kapak fotoğrafı Ara Güler'e ait ve 286 sayfa fakat aslında 143 sayfa çünkü her sayfanın karşısında orijinal şekli verilmiş bu da oldukça etkileyici.
25 Nisa 1970’te aşağıdaki satırlarla başlıyor Atay günlüğüne ve okuru bir anda afallatıyor.

" Kimse dinlemiyorsa beni - ya da istediğim gibidinlemiyorsa - günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım insanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız." 
Bilhassa kitabı okudukça Oğuz Atay hayranlığınız gelişiyor, genişliyor. Bütün o sosyolojik tespitleri, edebi birikimi aklınıza ‘ya bu adamın alanı edebiyat değil ki bu kadar bilgili nasıl olabilir bu konuda ? ‘ sorusu geliyor, fakat sayfaları ilerlettikçe okuduğu yazar ve kitapların farkına vardıkça ayıkıyorsunuz duruma. 

224. Sayfadaki Türk romanı tespitlerine katılmak istesem de bunun kabulü zor, edemem ve fakat fikirlerini onaylamasam da, kesinlikle okumaktan sıkılmadığımı herhalde itiraf etmek elzem. 
Bila kayd ü şart, 5 Ocak 1975 tarihli yazısı efsane.

Pek çok yerde haklı kritikleri olduğunu da itiraf etmekten gocunmayacağım. Bir de bu kadar kısa bir kitap içine sığdırılmış bir Atay külliyatı taslak durumu var ki, aslında; ne neden yazılmış, hangi kitaptaki hangi karakterin filanca özelliği neden ona verilmiş öğrenebilirsiniz. Sırf bu sebepten bütün kitapları art arda okuyup zaman geçirmeden bu kitabı okumalısınız diyeceğim ama tabii bunu yapmak biraz namümkün. 
 

"İnsanın geliştiği filân yok. Yalnız kusurlarına alışıyor, o kadar. "

Nihayet Halit Ziya ile benzer temaları olduğunun itirafı ve Mai ile Siyah benzerliklerini kurmuş olması beni ziyadesiyle mutlu etti, Mai ile siyah ta pek severim zira. 

Uzun lafın kıssası okuyun derim, ısrar da ederim bu kitap için ki her kitaba bu muameleyi yaptığımı göremezsiniz.

Yeni nesil için pek çok acayip kelimeler var bu postta ama bazen günlük dilin dışına çıkmak zaruriyetten oluyor blog yazarları için, sürç-i lisanım affola. 

Kalın sağlıcakla ve kitaplarla :)




7 Ağustos 2021 Cumartesi

BETON BAHÇE - IAN MCEVAN

Orijinal adı The Cement Garden, ki Ian McEvan 'ın ilk kitabıdır...  Dilimize  Figen Bingül'ün çevirmiş olduğu bu kitabı, online ve 106 sayfa olarak okudum. 

Man booker ödüllü yazarın 1978 yılında kaleme aldığı bu kitap oldukça rahatsız edici konusuna rağmen, tarzına binaen soluksuz okutuyor kendini. Psikolojik gerilim türündeki romanı rahatsız edici bir hisle fakat elinizden bırakamayarak okuyabilirsiniz. Aynı isimli filmi kitap okumayı tercih etmeyen güruhun merakını giderebilir.  
Okuyun, olmazsa izleyin efendim. 

"Yaptığımız sıradan bir şey miydi, bir hata bile olsa anlaşılabilir bir şey miydi, ya da eğer ortaya çıkarsa ülkedeki her gazeteye manşet olacak kadar tuhaf bir şey miydi düşünemiyordum. Veya bunların hiçbiri; yerel gazetenizin alt satırlarında okuyabileceğiniz ve bir daha hiç düşünmeyeceğiniz bir şey miydi?”