28 Şubat 2018 Çarşamba

Şubat Ayının Çerezleri /Epub /Pdf

"Ne alaka ?" demeyin :)

Son zamanlarda yaşadığım okuma ya da okuyamama sorunumun üstesinden gelme yöntemlerinden biri bu :D

Çerez dediğimiz kitapları okumak bana iyi geliyor bu durgunluk zamanlarında .

Evet bloga son zamanlarda girdiğim çerez sayısı bir hayli fazla ama ne okuyorsam buraya ekliyorum , bunları da es geçmek istemedim .

Ne ki uzun uzun yorum yazacağım bir durumları yok , biri hariç ki onun da altına not düştüm :D

Neyse demem o ki her ay e pub ya da pdf okuduğum böyle kitapları topluca yayınlayarak hem sizin vaktinizi almayayım hem de okuduğum bütün kitapları blogumda bulayım :D

Kalın sağlıcakla :D ve tabii bol kitapla ...

369 Sayfa

409 Sayfa

327 Sayfa

Sevgili, bilhassa alıntıları ile gönlüme ayrı yer kurmuştur :D 

420 Sayfa

344 Sayfa

26 Şubat 2018 Pazartesi

KİBARLIK BUDALASI -MOLIÉRE

Çeviri:Tuncay TÜRK
5. Basım 2015
94 Sayfa

Merhaba sevgili kitap sever,
şimdi diyeceksin ki "İnsan niye tiyatro metni okumak ister?"
Bir miktar uzun olacak ama sabredip okumaya devam edersen , bu sorunun cevabını alacağını düşünüyorum , en azından ben bu soruya bir cevap verebileceğimi düşünerek bu satırları yazıyorum :)

“Le Bourgois Gentilhomme”  orijinal adı eserin , ilk defa Château de Chambord’da, XIV. Louis’nin huzurunda oynandığı ve kralın oyuna çok kızarak 5 gün odasından çıkmadığı anlatılıyor .

Tabi Moliere için bu 5 gün bir hayli uzun sürmüş olmalı .


Adile Ayda 'nın Lamartine'den ,  Beşir Ayvazoğlu'nun Adile Ayda'dan , benim de Beşir Ayvazoğlu'ndan nakledeceğim üzere ;

"XIV. Louis, Girit cephesine gönderdiği kuvvetler 1668’de ağır bir hezimete uğrayınca öfkelenip İstanbul’daki daimi elçisini geri çağırmış, yerine sadece bir maslahatgüzar tayin edileceğini bildirmişti. Fransa’nın bu tuhaf davranışını ciddiye almayıp sadece bir blöf olarak gören Saray, elçinin niçin geri çekildiğini öğrenmek için Müteferrika Süleyman Ağa’yı resmi bir mektupla Paris’e gönderdi.
***
Fazla ciddiye almadığı ülkelerde ikamet elçisi bulundurmayan Osmanlı Devleti’nin endişeye kapılarak Paris’e daimi bir elçi gönderdiğini zanneden Kral, aslında sadece bir kurye olan ve 4 Ağustos 1669 tarihinde Toulon Limanı’na ulaşan Süleyman Ağa’nın muhteşem bir törenle karşılanması emretti.
Tören, Büyük Efendi’nin, yani Osmanlı padişahının sarayında nasıl yapılıyorsa öyle yapılacaktı. Kral, yabancı elçileri padişahın değil sadrazamın kabul ettiği hususunda uyarılınca bu rol Hariciye Nâzırı’na verildi ve alelacele Türk usulü alçak sedirlerin ve iskemlelerin bulunduğu bir mekân düzenlendi, gülyağları, şerbetler ve kahve temin edildi. Sadrazam rolünü üstlenen Hariciye Nâzırı, Süleyman Ağa’yı ve maiyetindekilere bu mekânda iki defa ağırladı.
Hariciye Nâzırı, ilk görüşmede padişahtan bir mektup getirdiğini ve bu mektubu Kral’dan başkasına vermesinin mümkün olmadığını söyleyen Süleyman Ağa’nın görevinin mahiyeti ve kapsamı hakkında şüpheye düşmüşse de renk vermemişti. Asıl komik sahneler sarayda cereyan ediyordu.
***
Esvapçıbaşısından Osmanlı padişahının törenlerde altın ipliğinden dokunmuş bir elbise giydiğini öğrenen Kral, ondan aşağı kalmamak için kendisine altın kumaştan bir elbise ısmarladı ve saraydaki bütün pırlantalar kullanılarak süslenmesini emretti. Kabul günü, Osmanlı elçisine kudretini, zenginliğini ve ihtişamını göstermek için bu süslü elbiseyi giyip tahtına kurulan XIV. Louis gerçeği öğrenince beyninden vurulmuşa döndü. Mektuba göz atılınca, Süleyman Ağa’nın elçi değil, sadece mektup taşımakla görevli bir kurye olduğu anlaşılmıştı.
XIV. Louis’yi asıl çıldırtan, Süleyman Ağa’nın çıkarken “Kralımızın elbisesini nasıl buldunuz?” diye soran asilzadelere söyledikleriydi: “Padişahımız efendimizin selama çıktığı zaman bindiği at bile daha süslüdür!”
***
Kral’ın düştüğü gülünç durum ve Süleyman Ağa’nın sözü soylular arasında dilden dile dolaşmaya başlamıştı. Paris dedikoduyla çalkanıyordu. Üstelik Hariciye Nâzırı’nın ısrarıyla İstanbul’a çağrılan elçinin yerine yeni bir daimi elçi gönderilmişti.
Soylular sınıfının kendisine göstereceği saygıya her şeyden fazla değer veren XIV. Louis, prestijinin tehlikede olduğunu fark edince, Saray erkânının nezdinde eski itibarını kazanmak için Molière’den Türkleri maskara edecek bir komedi sipariş etti. Ancak sonuç onun için büyük bir hayal kırıklığı oldu; çünkü “Le Bourgeois Gentilhomme”, Türkleri değil, kralın kendisini ve Fransa’yı gülünç gösteriyordu. "

Özet olarak;
 kitap /oyunun, Osmanlılar/Türkler için yazıldığını öğrenmem dikkatimi çekti .

Ve XIV. Louis'in düştüğü durumu öğrenmem açısından okumam lazımdı :D 

Oyunda sahne 9'da , gerçekten de Osmanlı şehzadesi ve bazı şeyler  geçiyor . Fakat konuşulan dil enteresan, Türkçe değil orası kesin fakat hangi dil olduğu benim için ciddi bir merak konusu oldu.

Eğlenceli bir kitaptı , sanırım Dormen tiyatrosu tarafından hala sahneye  konulmakta , fırsatınız olursa gidin derim , ben okurken bile bir hayli eğlendim :D




23 Şubat 2018 Cuma

LENİN - RICHARD APPİGNANESİ & OSCAR ZARATE

#Yeni Başlayanlar İçin

Çeviri: Osman Akınhay
1. Basım 2010
169 Sayfa

"Gerçeğin dönüşleri , sapmaları ve zigzaglarını küçümsemeksizin doğruca ileriye bakma yeteneği... Marksizmin öğrettiği budur."

Açıkçası kitap Yeni Başlayanlar İçin alt başlığı ile çıkmasına rağmen , tam olarak Lenin 'i ya da Sovyetler'i öğrenmeye sıfırdan başlayacaklara biraz fazla. Ama tabii çizgi dizi şeklinde olması yeni başlayanlar için düşünülmüş olabilir.

İlk sayfalarda verilen kronolojik sıralama ile tarihi gelişim konusunda genel anlamda bir çerçeve bilgi oluşturulması çok hoş .

Ne ki kitapta bütüncül bir toparlama yapılamamış izlenimi edindim ben , nihayetinde .

Ve tabii tam tarafsız bir anlatım da değil zannederim.

Yine de o dönem hakkında okumak isteyenlere , genel bir bakış açısı sunabilir. 

Yeterli midir , değil midir kararı da okura bırakılır :D

Okunur.


21 Şubat 2018 Çarşamba

MIM : KÜÇÜK BIR MIM

MIM : KÜÇÜK BIR MIM

İzel Tolu mimlemiş beni , kendisine çok teşekkür ediyor ve bloğu için bir TIK rica ediyorum :D

Gelelim sorulara :D

1-Dünyayı değiştirecek üç adım ?

Hoşgörü, sevgi ve empati


2-Dünyanın daha fazlasına ihtiyaç duyduğu şey ? 

Anlayış


3-Okuduğunuz son kitap ?

Lenin -Yeni Başlayanlar için -

4-İzlediğin son film ?

5-Değişmenizi sağlayan bir hatanız ?


Hatalarım çoktur da beni değiştirebildiklerini söyleyebilmem çok mümkün değil sanki :(


6-Sözcükleriniz eylemlerinizle eşit midir ?

Ne yazık ki değil ama o güzel günler de gelecek diye ümit etmekten vazgeçemiyorum .

7-Gurur duyduğunuz bir başarınız ? 


Sanırım oldukça başarısız biriyim :((

8-Hayattaki öncelikleriniz nelerdir ? 

Hayattaki tek önceliğim oğlum , onun dışındakilerin hepsi ikincil.

9-Kendinizde beğendiğiniz 5 özellik ?

Ahaha işte bu süper soruya verebilecek tek cevabım yok , en azından beğendiğim yok :D


10-Geçen haftanın en güzel olayı nedir ?

Hımmm , hımm geçen haftanın olayı şu , epubdan bir sürü çerez kitap buldum :D

Yorum yapan ilk 3 mimlenecektir , haberiniz olsun !

19 Şubat 2018 Pazartesi

MİLLİ MÜCADELENİN CESUR VE KAYIP KADINLARI- İLKNUR BEKTAŞ

1. Baskı 2017
220 Sayfa

"Bir adım var benim
Kayıtlara geçmedi..."

demiş Bitlis Defterdarı'nın Hanımı. Gösterdiği cesaret ile kitaba konu olmuş cesur kadınlardan biri , zamanında evraklara geçmiş ama adı anılmamış .

Kadınların kimliklerinin  eşleriyle anıldığı zamanlar ...

Kurtuluş savaşının amansız , acımasız , yürek paralayan hikayelerini ve bu hikayelerdeki kadınları derlemiş yazarımız.

Kendisiyle şahsen tanışma şansım olunca , kitaplarını da edinmeyi kendime borç bildim .

Keşke daha kesin evraklarımız , daha çok tutulabilmiş kayıtlarımız olsaydı ....

Sadece belli günlerde anmak yerine hiç unutmasaydık , milli mücadele günlerini.

Keşke unutturulmak için bu kadar çok çaba harcanmasaydı.

Bu ülkeden çok umudum yok açıkçası ama kadınlarından hala ümitliyim.

Bir değişim olacaksa bu kadınlardan başlayacak.

O gün geldiğinde , ben bu dünyada olur muyum bilmiyorum ama yaşadığım vatanın bütünüyle Türkiye olarak kalmasını diliyorum.

Okuyun !


15 Şubat 2018 Perşembe

FERHAT İLE ŞİRİN - LÂMİ'Î ÇELEBİ

Öyküleştiren : Mehmet KANAR
1. Baskı 2012
104 Sayfa


Lami'i Çelebi ;
XV. yüzyılın son çeyreği ile XVI: yüzyılın ilk yarısında yaşamış , üretkenliği ile bilinen Divan şairimiz.

Dedesi Nakkaş Ali'nin çalışmalarını Bursa'daki bazı camilerde görebilmek hala mümkün.

Lami'i Çelebi , Molla Cami'den o kadar çok eser çevirmiş ki , kendisine Cami-i Rum denilmiş.

Ferhat İle Şirin , bir başka açıdan da  enteresan  bir hikayedir zira asıl adı Hüsrev ile Şirin'dir .

İçinde ;
Çocuğu olmayan hükümdar,
Pervane & mum,
Ayna ,
ve 
Hızır 
motiflerini görebiliriz.





10 Şubat 2018 Cumartesi

ÖLÜM DEFTERİ - KEVIN BROOKS

Çeviri: Hilal DİKMEN
1. Baskı 2017
285 Sayfa

"Eldeki veriler çok iyi ve sağlam olabilir ama onlarla ne yapacağını bilmiyorsan hiçbir işe yaramazlar."

Yazar bu kitabıyla 2014 Carnegie Madalyası almış .

Orijinal  ismi Bunker Diary . Yani "Ölüm Defteri " çevirisi çok ta olmamış :D

Aslında kolay okunan kitap aramaktan helak olduğum şu günlerde , bir tane şöyle günübirlik okunacak bir çerez olsa , bir de çok kafa yormasa , okuma hızıma birazcık ta katkısı olsa diyerek çekip aldığım kitap benim için tam bir hayal kırıklığı oldu .

Old Boy'umsu başladı ama sonu aynı gelmedi, hatta sonu hiç gelmedi :D .

Yazar acaba seri mi yaparım diye düşündü?

Sonu ne oldu ?

Kimdi ?

Neydi?

Nedendi?
 sorularına cevap vermediği gibi 285 sayfa gibi kısa olabilecek bir şey yazmak için karakterler hakkında da neredeyse hiç bilgi vermeyerek beni benden aldı.

Evet genel bir betimleme , tanımlama , tasvir etme hali var ama derinlik yok sanki.

Ya da beni tatmin edebilecek kadar yok.

Sanırım 1 günde okunabilir , ben 2 günde bitirdim ama o biraz benim ruh halimle de alakalı olabilir.

Ayrıca yazar koskoca madalya almış , ben kim oluyorum da eleştiriyorum değil mi?

Siz bana bakmayın , oldukça fazla okunmuş bir kitap , sizin yorumlarınızı da okumak isterim :D




8 Şubat 2018 Perşembe

MUHTELİF EVHAMLAR KİTABI - ÖMÜR İKLİM DEMİR

1.Baskı 2015
5. Baskı 2017
105 Sayfa

"Bu yığına mı ait olmak istiyorum , diye düşünüyorum .Yalnızlığı sevmiyorsam , evet , bu yığına ait  olmalıyım . Gidip içlerinden birine merhaba falan demeliyim .Yapamam ki... Kendimle bile konuşamıyorum, delirmek büyük bir lüks."


10 adet öykü var kitapta, yeni bir kitabı ya da yazarı yeğen'de görünce okumak şart oluyor benim için.

Yazar bu kitabıyla, hem 2016 Haldun Taner Öykü Ödülü'nü hem de Ankara Üniversitesi Öykü Ödülü'nü almış.

Adıyla mı alakalı , öykülerinin diliyle mi bilmiyorum ama okuduğum süre boyunca yazarın kadın olduğunu düşündüm. :)

Neyse efendim , ben genel olarak romancıyım o sebepten hikaye kitapları benlik değil,
 ama kitapta oldukça güzel hikayeler var .

Okuyun , okutun :D


6 Şubat 2018 Salı

ÖLÜMLÜ DÜNYA -FİLM


Bu haftaki sinema günümüzde şansımızı Ali Atay'ın Limonata'dan sonra çektiği Ölümlü Dünya'dan yana kullandık .

İyi de yaptık sanki :)

Malumunuz fragman izlemiyorum bir filme girmeden önce , ilk sahnelerde Sarp Apak karşımıza çıkıyor , Sarp 'ı görünce bir komedi beklentisi oluşuyor bende neden bilmem .

Ardından Alper Kul , Feyyaz Yiğit Çakmak (film boyunca kime benziyor bu çocuğun konuşması diye düşündükten sonra son sahnelerde aklıma Nihat Doğan ismi doğdu ) ,Doğu Demirkol  derken beyaz perdede Ahmet Mümtaz Taylan'ın belirmesiyle , ve bir lokanta atmosferinde başlamasıyla , bir aile filmidir düşüncesi hasıl oldu .

Fakat sonrasında işler hiç beklemediğimiz bir yöne evrildi ve film aile filminden durum komedisine acayip güzel bir şekilde geçti :D

Film çok komik demek yanlış ama acayip eğlenceli.

Öyle böyle değil ama :D

"Çok güzeldi be" diyerek ve yüzümüzde bir tebessümle çıktığımızı ve sanki bu filmin devamı gelir diye düşündüğümüzü itiraf etmek zorundayım .

Ayrıca gelsin de lütfen , bir devam filmini mutlaka ve kesinlikle hak ediyor çünkü :D

4 Şubat 2018 Pazar

HER ŞEY BİTTİ DERKEN - KATJA MILLAY

Çeviri: Cansu KINALI
1. Baskı 2014
493 Sayfa

"Yalnız olabilseydim olurdum. Hem de seve seve . Etrafımdakilere her şey yolundaymış gibi yapmaktansa yalnız kalmayı tercih ederim ."

"Bazen her şeyin yanlış gittiğini , ama bunu değiştirmeye gücünün yetmediğini kabullenmektense , hiçbir şey olmamış gibi yapmak daha kolayına geliyor insanın."

Durum şu , 15 tatil dolayısıyla memlekete gittiğimde yeğenden birkaç çerez kitap rica ettim , zira benim okuyacaklarım arasında çerezlik kitap pek kalmamıştı . Ve bu tür kitaplara artık para vermek bana zor geliyor, o sebepten takasla ya da çevremdeki kitapseverlerden bu anlamda faydalandığımı itiraf etmem gerekiyor .

Neyse seçtiğim birkaç -belki de 10 kadar- kitaptan biri de bu . Kapak görseli felaket, farkındayım. Memleketten ağır bir griple de dönünce ve keyfim acayip kaçmış vaziyette iken elimde hiç yoksa 8 yarım kitabım yokmuş gibi bunu çektim kitapların arasından .

Eskiden arka kapağı okumadan kitaba başlamayan ben artık "ne çıkarsa bahtıma" modeli takıldığımdan bir akşamüzeri tamamen ismi ile alakalı olarak seçtiğim bu  kitaba başladım .

Fakat bazı kitapların  sizi şaşırtma potansiyelleri inanılmaz .

Hiç sorunsuz olduğunu söylemiyorum, çelişkili ve biraz hızlı bir son ile ara sıra " bu ne alaka " dediğim pek çok yerine rağmen, 1 gecede evet neredeyse 500 sayfa olmasına rağmen 1 sabahlanmış gecede bitti.

Son zamanlarda okuduğum Deniz Erbulak kitabı Adam ve Kız 'da da aynısı oldu, okuyamamazlığım 1 gecelik bozuldu:) .

Ben sanırım hikayelerdeki bu suskunluğu seviyorum.

Konuşmama halini .

Başka Dilde Aşk ve Only you :Always  gibi filmleri de defaatle izlediğim ve çok beğendiğimden yola çıkarak , benim susmak istediğime ya da susan insan tipini beğendiğime karar verdik
 (yeğenle tabii ki ).

Kendim çok ve fazlasıyla boş konuştuğumdan ve bu huyumu pek te sevmediğimden olabilir bu suskun ama çok şey anlatan kişilikleri beğenmem .

Neyse uzun lafın kısası , benim oldukça beğendiğim bir hikaye oldu.

Kapağına aldanıp hemen kenara bırakmayın , bir şans verin .


2 Şubat 2018 Cuma

ELİA İLE YOLCULUK - ZÜLFÜ LİVANELİ

İllüstrasyonlar: M. K. PEKER
1.-30. Baskı 2017
60.-100. Baskı 2017
114 Sayfa

"İnsan iyi film de yapar kötü film de , iyi roman da yazar kötü roman da .Önemli olan arkadaşlarına laf söyletmemendir."

Üstteki alıntıya bakıp Elia Kazan ne kadar da dostlarına sadık diyebilirsiniz . İşin aslı öyle değil. Kendisi HUAC'te arkadaşlarının adını vererek yaşamlarını etkileyen kişidir.

Sonrasında Uzlaşma adlı bir kitap yazarak "yaptım ama bir sorun bakalım, niye yaptım " cümlesine açıklama getirmeye çalışmış ise de çok başarılı olabildiği düşünülmemektedir.

Ayrıca 3 adet Oscar Ödülü sahibidir , gerçi 3. 'yü yani Yaşam  Boyu Onur Ödülü'nü alırken salonun yarısı tarafından protesto edilmiştir.

İyi yönetmen , iyi yazardır ama iyi dost olduğu konusu şüphe götürür.

Marlon Brando ve James Dean 'ı üne kavuşturmuştur , bunun için bir teşekkürü de hak etmektedir :D

Kendisi aynı zamanda bir Kayserili'dir .

Bu kitap ta Zülfü Livaneli ile arkadaşlığı ve Kayseri'ye gelişi anlatılmakta.


Yani öyle işte , kitabın içindeki illüstrasyonlar harika ötesidir :D