Bu gezi tamamıyla eşimin programına uyularak ,oğlum , ben ve KAĞIT SALINCAK düzenlemesi üzerine kuruludur. Oldukça amatörce ve kısıtlı sürede yapılmıştır o sebepten sadece görebildiğim şehirlerden seçilmiş fotoğraflar ve dipnotlar ekleyeceğim.
Her şehirde 1 gece kaldığımızdan , şehre ulaşım ne kadar kısa sürede olduysa o kadar çok yer gezme şansımız oldu.
İlk olarak Bulgaristan Sofya ile başladık gezimize , ülkeden çok erken çıkmamıza rağmen (memleket sınır kapısına yakın olunca oldukça kolay oluyor :) Sofya'ya ulaşmamız biraz uzun sürdü .
SOFYA
Bulgaristan'ın başkenti , Avrupa'da yaşamın başladığı 2. şehir.1382-1878 arasında Osmanlı 'nın hükmü altındaymış .
Şu anda 1.5 milyon civarı bir nüfusa sahip.
İlk gezmek istediğimiz yer 1600 yıllık , erken Hristiyanlık dönemine ait Rotonda idi fakat bir miktar programdan sapmış olabiliriz , ilk yemek yemek için yer aradığımızdan programa değil , gelişine , görüşüne bir gezi oldu.
Rotonda'yı ararken karşımıza;
Nedelia Kilisesi çıktı.
Çok kısa bir yürüyüş sonunda da ;
Aziz George Rotondası ile karşılaştık
fotoğrafın çekildiği konumdan solunuza döndüğünüzde sizi
Banya Başı cami karşılıyor ,Mimar Sinan'ın eseri diye biliniyor cami.
Caminin arkasında ise bir müze , tabii ki giremedik çünkü geç kalmıştık.
Müzenin yan tarafından girip çok kısa bir yürüyüş ile
Alexander Nevsky Katedrali'ni
Katedral'e yürürken de,
Sönmeyen Ateş diye anılan Meçhul Asker Anıtını görebilirsiniz, Türk -Rus savaşında ölen Bulgar askerler adına 1981'den beri yanıyormuş ateş.
BELGRAD
2. durağımız Sırbistan'ın başkenti Belgrad'tı.
Burada zamanımız oldukça kısıtlı olduğundan, ısrarla görmek istediğimiz tek yer
Alternatif akımın mucidi, Sırp asıllı Nikola Tesla 'nın eviydi.
Biraz daha zamanımız olduğunu fark edince , Dünyanın en büyük Ortadoks Katedrali olan Aziz Sava 'yı görmeye gittik .
Sadece aşağıda gördüğünüz muazzam şaşalı kısmın tadilatı bitmiş olmasına rağmen kapıları açık, hayret etmemek elde değil hele de yıllardır İstanbul'da "tadilatta" denilerek sokulmadığımız onca tarihi yapıyı düşününce.
SARAYBOSNA -SARAJEVO
Bosna Hersek'in başkenti olup, 1463 'te Osmanlı ile gelişmiş bu şehri çok beğendik.
Umut Tüneli
Latin Köprüsü
BaşÇarşı
Burada oturup demlenmiş tavşan kanı çayınızı ya da Türk kahvenizi içip , kendinizi Türkiye'de hissedebilirsiniz.
Katedral
Ferhadija Camii
MOSTAR
2005 yılında Dünya Mirasları Listesine girmiş
Mostar Köprüsü , Bosna savaşında tamamen yıkılmış fakat orijinaline sadık kalınarak tekrar yapılmış.
Bu köprüde gelenek olan köprüden atlama seramonisini de görme şansımız oldu .
KARADAĞ-ULCİNJ
Burasını o kadar beğendik ki :) Balkanlara gidenler mutlaka uğramalı diye düşünüyorum :D
Şunu da belirteyim İstanbul- Antalya/İstanbul -Adriyatik arası kilometre aynı. Kendi aracınızla buralara gelmeniz de hiç zor değil .
OHRID-MAKEDONYA
Kiril alfabesinin bulunduğu kilise
MANASTIR-MAKEDONYA
Buraya ulaştığımızda saat 19 civarıydı ve İdadi'nin kapalı olacağını düşünüp üzülüyorduk ,
mutlu olduğumuz çok zamanlar yaşamış olmalıyız ama şansımıza bu kadar şükür ettiğimiz başka bir an hatırlamıyorum.
Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın mezun olduğu askeri idadi, bir kanadı komple Ulu Önder'e ayrılmış ,sonrasında gezdiğimiz diğer kanattaki arkeolojik kısım , gördüklerimizden sonra oldukça yetersiz geldi gözümüze .
İdadi'nin içinde başka Türklerle karşılaştık ve selam vermelerine ayrıca mutlu olduk.
ÜSKÜP
Bir Roma inanışına göre ; içinden nehir geçen şehirler kutsalmış , bugüne kadar ben de gördüğüm bu özelliğe sahip şehirlere her zaman daha fazla hayran kaldım , Üsküp de bunlardan biriydi.
Bir diğeri de , yolunuz düşerse mutlaka görün diyeceğim
Budapeşte'dir , muazzamdır , fevkaladedir ,anlatılmaz görmek gerekir.
Bu süslü köprülerin bir tarafında Makedonlar , diğer tarafında Müslümanlar yaşıyor ...
Köprülerin içinde en eskisi, Osmanlı'nın yapmış olduğu tarihi köprü.
Yeni köprüler o kadar şaşaalı ki sanki bu Osmanlı yapısı unutturulmaya çalışılmış gibi.
Gezdiğimiz hemen pek çok yerde Türkçe konuşan vardı , zaten bütün şehirlerde Osmanlı izleri görmek mümkün , tabii savaşlar çok fazla tahrip etmiş fakat yine de hemen tamamı geri döndürülmeye çalışılmış/çalışılıyor.
Bütün gezdiğimiz yerler boyunca kendimizi anlatmak için sıkıntı çekmediğimiz gibi yemek için de sıkıntı çekmedik , Börek aşağı yukarı benzer yazımlarıyla her yerde , Kebap dedikleri de bildiğiniz köfte ve tabii ki neredeyse bütün Avrupa şehirlerinde rastlayabileceğiniz dönerciler her yerde :D
Buraya kadar sıkılmadan okudu/izledi iseniz teşekkür ediyorum :)
29 Ekim CUMHURİYET Bayramımız Kutlu olsun 😄