31 Ekim 2017 Salı

DRACULA - BRAM STOKER/PASCAL CROCI

Çeviri:Alev ER
1. Basım 2010
2. Basım 2010
158 Sayfa


"Bir şey onu ne kadar önemli buluyorsanız o kadar önemlidir."

"Ağlamak bazen bize iyi geliyor elbette : Havayı temizliyor kuşkusuz , yağmurun yaptığı gibi..."

Dracula; nam-ı diğer Vlad Tepeş , nam-ı diğer Kazıklı Voyvoda .

Bu arkadaşın enteresan bir hikayesi var , bizim tarih kitapları pek ilgi çekici yazılamadığı için tarih dersinde öğrenemediğim şeyleri daha sonra okuduğum  kitaplardan ya da izlediğim filmlerden öğreniyorum ne yazık ki.

Vlad Tepeş , Fatih Sultan Mehmet ile birlikte büyümüş , birlikte eğitim görmüş bunları ben bu yıl izlediğim, bir filmden öğrendim , sonradan nasıl bir tiran haline geldiği enteresan geldiğinden takas listeme Bram Stoker'ın kitabını ekledim ve fakat gelen kitap çizgi roman çıktı , olsun varsın . 

İşin kötü tarafı deli gibi çizgi roman okuyan bir nesilde yetişmeme rağmen , çizgi roman sevmem .

Buna rağmen bu kitap elime ulaştığı zaman ilgimi çekti .Hem çizimleri hem de kullanılan baskı kalitesi muhteşem .

Hikaye bir miktar değişmiş ama fark etmez, zira filmde de bildiğin koskoca tarihi/Fatih'i değiştirmişlerdi.

İlk defa bir çizgi romanı keyifle okudum ki çizimler çok kasvetli :D

Dediğim gibi ben sevdim , eğer çizgi roman severseniz bu enteresan hikayeyi de göz ardı etmeyin.


29 Ekim 2017 Pazar

BALKANİKA - GEZİ

Bu gezi tamamıyla eşimin programına uyularak ,oğlum , ben ve KAĞIT SALINCAK düzenlemesi üzerine kuruludur. Oldukça amatörce ve kısıtlı sürede yapılmıştır o sebepten sadece görebildiğim şehirlerden seçilmiş fotoğraflar ve dipnotlar ekleyeceğim.

Her şehirde 1 gece kaldığımızdan , şehre ulaşım ne kadar kısa sürede olduysa o kadar çok yer gezme şansımız oldu.

İlk olarak Bulgaristan Sofya ile başladık gezimize , ülkeden çok erken çıkmamıza rağmen (memleket sınır kapısına yakın olunca oldukça kolay oluyor :) Sofya'ya ulaşmamız biraz uzun sürdü .


SOFYA

Bulgaristan'ın başkenti , Avrupa'da yaşamın başladığı 2. şehir.1382-1878 arasında Osmanlı 'nın hükmü altındaymış .

Şu anda 1.5 milyon civarı bir nüfusa sahip.

İlk gezmek istediğimiz yer 1600 yıllık , erken Hristiyanlık dönemine ait Rotonda  idi fakat bir miktar programdan sapmış olabiliriz , ilk yemek yemek için yer aradığımızdan programa değil , gelişine , görüşüne bir gezi oldu.

Rotonda'yı ararken karşımıza;
Nedelia Kilisesi çıktı.



Çok kısa bir yürüyüş sonunda da ;
Aziz George Rotondası ile karşılaştık


fotoğrafın çekildiği konumdan solunuza döndüğünüzde sizi 
Banya  Başı cami karşılıyor ,Mimar Sinan'ın eseri diye biliniyor cami.

Caminin arkasında ise bir müze , tabii ki giremedik çünkü geç kalmıştık.





Müzenin yan tarafından girip çok kısa bir yürüyüş ile 
Alexander Nevsky Katedrali'ni



Katedral'e yürürken de,




Sönmeyen Ateş diye anılan Meçhul Asker Anıtını görebilirsiniz, Türk -Rus savaşında ölen Bulgar askerler adına 1981'den beri yanıyormuş ateş.



BELGRAD


2. durağımız Sırbistan'ın başkenti Belgrad'tı.

Burada zamanımız oldukça kısıtlı  olduğundan, ısrarla görmek istediğimiz tek yer 




Alternatif akımın mucidi, Sırp asıllı Nikola Tesla 'nın eviydi.

Biraz daha zamanımız olduğunu fark edince , Dünyanın en büyük Ortadoks Katedrali  olan Aziz Sava 'yı görmeye gittik .







Sadece aşağıda gördüğünüz muazzam şaşalı kısmın tadilatı bitmiş olmasına rağmen kapıları açık, hayret etmemek elde değil hele de yıllardır İstanbul'da "tadilatta" denilerek sokulmadığımız onca tarihi yapıyı düşününce.



SARAYBOSNA -SARAJEVO


Bosna Hersek'in başkenti olup, 1463 'te Osmanlı ile gelişmiş bu şehri çok beğendik.
Umut Tüneli


Latin Köprüsü
BaşÇarşı
Burada oturup demlenmiş tavşan kanı çayınızı ya da Türk kahvenizi içip , kendinizi Türkiye'de hissedebilirsiniz.

Katedral

Ferhadija Camii

MOSTAR

2005 yılında Dünya Mirasları Listesine girmiş

Mostar Köprüsü , Bosna savaşında tamamen yıkılmış fakat orijinaline sadık kalınarak tekrar yapılmış.

Bu köprüde gelenek olan köprüden atlama seramonisini de görme şansımız oldu .

KARADAĞ-ULCİNJ
Burasını o kadar beğendik ki :) Balkanlara gidenler mutlaka uğramalı diye düşünüyorum :D
Şunu da belirteyim İstanbul- Antalya/İstanbul -Adriyatik arası kilometre aynı. Kendi aracınızla buralara gelmeniz de hiç zor değil .


OHRID-MAKEDONYA

Kiril alfabesinin bulunduğu kilise 




MANASTIR-MAKEDONYA
Buraya ulaştığımızda saat 19 civarıydı ve İdadi'nin kapalı olacağını düşünüp üzülüyorduk , 
 mutlu olduğumuz çok zamanlar yaşamış olmalıyız ama şansımıza bu kadar şükür ettiğimiz başka bir an hatırlamıyorum.



Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın mezun olduğu askeri idadi, bir kanadı komple Ulu Önder'e ayrılmış ,sonrasında gezdiğimiz diğer kanattaki arkeolojik kısım , gördüklerimizden sonra oldukça yetersiz geldi gözümüze .

İdadi'nin içinde başka Türklerle karşılaştık ve selam vermelerine ayrıca mutlu olduk.


ÜSKÜP

Bir Roma inanışına göre ; içinden nehir geçen şehirler kutsalmış , bugüne kadar ben de gördüğüm bu özelliğe sahip şehirlere her zaman daha fazla hayran kaldım , Üsküp de bunlardan biriydi.

Bir diğeri de , yolunuz düşerse mutlaka görün diyeceğim 
Budapeşte'dir , muazzamdır , fevkaladedir ,anlatılmaz görmek gerekir.


Bu süslü köprülerin bir tarafında Makedonlar , diğer tarafında Müslümanlar yaşıyor ...


Köprülerin içinde en eskisi, Osmanlı'nın yapmış olduğu tarihi köprü.



Yeni köprüler o kadar şaşaalı ki sanki bu Osmanlı yapısı unutturulmaya çalışılmış gibi.


Gezdiğimiz hemen pek çok yerde Türkçe konuşan vardı , zaten bütün şehirlerde Osmanlı izleri görmek mümkün , tabii savaşlar çok fazla tahrip etmiş fakat yine de hemen tamamı geri döndürülmeye çalışılmış/çalışılıyor.

Bütün gezdiğimiz yerler boyunca kendimizi anlatmak için sıkıntı çekmediğimiz gibi yemek için de sıkıntı çekmedik , Börek aşağı yukarı benzer yazımlarıyla her yerde , Kebap dedikleri de bildiğiniz köfte ve tabii ki neredeyse bütün Avrupa şehirlerinde rastlayabileceğiniz dönerciler her yerde :D

Buraya kadar sıkılmadan okudu/izledi iseniz teşekkür ediyorum :)

29 Ekim CUMHURİYET Bayramımız Kutlu olsun 😄
















26 Ekim 2017 Perşembe

YOKLAR -MICHAEL GRANT

Çeviri: Engin KARADENİZ
1. Basım 2009 
4. Basım 2013
559 Sayfa

"Tanrı'yı bu kadar kızdıracak ne yaptık?"

Kapaktaki Stephen King notuna katılmamak elde değil , iyi kurgu .

Serinin ilk kitabı buymuş , oysa ben ilk kitap için BUNU okumuştum .

15 yaş üstü bütün yetişkinlerin yok olduğu , kalanlardan bazılarının mutasyona uğradığı bu hikayede iyiler ve kötülerin çarpışmasından kimin galip çıktığını öğrenmek için okuyun derim.


Bu arada ilk kitap diye 2. kitabı önce okumuş olmam çok iyi olmasa da ilk kitabını da okuyarak seriye nokta koyabildim , umarım 3. 'sü çıkmamıştır :D




24 Ekim 2017 Salı

ŞEYTAN TÜYÜ -JULIE JAMES

Çeviri: Süreyya ÇALIKOĞLU
441 Sayfa 

Aslında kitabı beğendim , bakmayın alıntı olmadığına .

Güzel bir Polisiye Romantik'ti.

Ciddi olarak söylüyorum , aradığım mükemmel hikaye değil ve fakat azıcık ayakları yere bassa yetecek .




21 Ekim 2017 Cumartesi

RUM MEMET- FERHAN ŞENSOY

1.Baskı 2002
2. Baskı 2002
205 Sayfa

"Ekmeğini savaşa banarak yaşayan , bunu kanıksamış ve bir  yaşama biçimi edinmiş ülkeler de var."

"Herkes aptal olsaydı belki çok daha huzurlu olacaktı her şey , yalnızca kimilerinin aptal olması dengeyi bozuyor."

"Herkesin parti kurası , bir tarikata giresi , mason olası ve şu memleketi kurtarmak arzusu depreşmiş durumda . Bu kadar çok kişinin kurtarmaya uğraşması tehlikeli elbette . Çünkü esasen o kadar kurtarıcı gerekmiyor. En azından bu kadar çok milletvekili , bu kadar çok bakan gerekmiyor. Bakan sayısının giderek çoğalması , onların da nereye bakacaklarını şavullayamamasına ve gereksiz sayıda makam arabasına sebebiyet veriyor."

"Zaten kimse okumak için kitap almıyor, kitapçı gezmek , kitap kurcalamak , kitap alırken görülmek , o kitabı herkese göstererek , bakın ben kitap aldım tavrıyla geze geze eve getirmek , evde bir kenara atmak , ilerleyen zaman içinde kitaplık zengin dursun diye başka bir kitabın yanına yerleştirmek , çok yapılan şeylerden. Kitap okumak, ağır iş."

******************

Tek  kelimeyle seviyorum bu adamı.

Yazım tarzı hem güldürüyor hem düşündürüyor beni.

Yaşamak denen şeyden anladıklarımız belki farklı ama yine de her kitabını kapattığımda bir  sonrakini okumak için içimde çok yoğun bir istek oluyor .

Gülerken düşünmeyi de seviyorsanız , kaçırmayın derim :D


Bu arada kitap;
 oldukça kısa ve de iri puntolu hikayelerden oluşmakta .


19 Ekim 2017 Perşembe

DELİ DOLU BİR YAZ -TONI BLAKE

 
Çeviri:Buket ULUKUT
1. Baskı 2012
364 Sayfa


"Gerçekten de iyi olmaktan çok sıkılmış ve yorulmuştu ."

Takasla gelen , takasla gider başlığı altında okumaya çalıştığım bir kitap oldu.

Romantiktir, hafif te gülümsetir diyerek başlamıştım ve fakat kadın kahraman fevkalade mükemmel olup , şiddetle bu halinden kurtulmak için en yakınında ve de en kötü olarak bilinen erkeğe aşık olacak diye o kadar çok sıkıntı yaptı ki beni "darladı " .

Arkadaş "dürüst görünümlü  kocalar aldatabilir" kısmını anladık ta , suçlu bir adamın iyi yönlerini bulacaksın , sonra yaşam tarzlarınız benzemiyor diye kendi hayatına uyduracaksın , üstüne dürüst bir kanun adamı olan babana da( başlangıçta kötü, sonradan toparlamaya çalışan) bir sevgili yapmak nedir gözünü seveyim.

Ben galiba yaşlanıyorum , gerçekten .Yani normal olarak her yıl yaş alıyorum fakat bu kadar sıkılınır mı böyle bir aşktan (!) .

Neyse yeğene de okutayım da , onun da fikirlerini alayım .


17 Ekim 2017 Salı

GÖĞE BAKMA DURAĞI - TURGUT UYAR

1. Baskı 2008
26. Baskı 2017
105 Sayfa 

"Evet kimsesizdik ama umudumuz vardı
Üç ev görsek bir şehir sanıyorduk."

2. Yeninin önde gelen 3 şairinden biridir Uyar.

"Ne kadar hüzün geçmişse bu dünyadan 
Ne kadar acı geçmişse yaşayacağız."

Bu akımın temsilcilerinden okuduğum ve sevdiğim Cemal Süreya vardı.

"Bir süregen ilkbahar 
Önce diyelim ki şiir bir kuşkudur 
Bir otobüs yolculuğunun kimliğini taşır 
Bir şarkı olup sonbaharda 
Onulmaz bir güzelliğe ulaşır."

Fakat yeğenin elinde görülmüşse mutlaka okunmalıdır düsturuyla hareket eden bir Eylem varmış  :D

Kitabın sonlarındaki şiirlerini daha başka sevdim.

Buraya yazmadığım Kırlardan Geliyorlar'ın tamamını defterime kaydettim.

Evet buraya yazdıklarımdan başka bir de yazmadıklarımı tuttuğum bir defterim var :D

Ve her defasında buraya yazdıklarımdan daha fazlasını onlara yazdığımdan sürekli dolmakta ve ısrarla yer kaplamaktalar:D

Şiir severler kaçırmasın diyelim o halde .

15 Ekim 2017 Pazar

FAHRENHEIT 451- RAY BRADBURY

Çeviri:Zerrin KAYALIOĞLU
Korkut KAYALIOĞLU
4. Baskı 2015
238 Sayfa


"Kitapların kibrit veya ateş kullanmadan da yakılabilmesiyle ilgiliydi .Çünkü, eğer dünya kitap okumayanlarla , öğrenmeyenlerle , bilgisizlerle dolmaya başlarsa , kitapları yakmak zorunda kalmazsınız , değil mi?"

"Fakat tanıdığım herkes bağırıyor vahşiler gibi, dans ediyor ya da birbirini dövüyor .Dikkat ettin mi , bugünlerde insanlar birbirlerini nasıl incitiyor."

"Hayır , hiçbir şey konuşmuyorlar .Çoğunlukla ; arabaların, elbiselerin ve yüzme havuzlarının isimlerini sayıyorlar ve ne kadar harika olduklarını söylüyorlar. Hiç kimse diğerinden farklı bir  şey söylemiyor."

"Hepimiz birbirimize benzemeliyiz .Hiç de , anayasanın dediği gibi , kimse eşit ve özgür doğmamıştır , herkes eşit yapılır.Her insan bir diğerinin sureti olunca herkes mutlu olur , ortada çekinilecek , korkulacak , herkesin kendisini yargılamasına neden olacak dağlar yoktur. Bitişik evdeki kitap dolu bir silahtır. Yak gitsin. Adamın kafasını kopar. İyi okumuş bir adamın hedefinin kim olacağını kim bilebilir ki?"

"Bir evi çivisiz ve ahşapsız inşa edemezsin  Eğer bir evin yapılmasını istemiyorsan , ahşap ve çivileri sakla .Eğer politik bakımdan mutsuz bir adam istemiyorsan , kaygılandıracak bir soruda ona iki bakış açısı verme, birini ver .Daha da iyisi hiç verme . Bırak savaş gibi bir şeyin var olduğunu unutsun .Eğer Devlet yetersizse , havaleliyse ve Vergi delisiyse , insanların devlet üzerinde endişelenmesindense bırak böyle olsun."

"Bu da ölmenin iyi yanlarından biri; eğer kaybedecek bir şeyin yoksa , istediğin riske girebilirsin."

"İşte şimdi kitaplardan neden nefret edilip korkulduğunu anlıyor musun? Onlar yaşamın yüzündeki gözenekleri gösterirler."

***********
Müthiş bir distopya , resmen kalp çarpıntılarıyla okudum . Bittiğinde öyle derin bir nefes aldım ki anlatamam , okurken bu kadar güçlü hisler vermesi müthiş.

Okumayan kalmasın , üstte yazılan cümlelerden yaşadığımız zamanları anlattığını anladınız mı yoksa bir ben mi hissettim :D

11 Ekim 2017 Çarşamba

SEN BENİM DİĞER YARIMSIN- HOLLY BOURNE

Çeviri: Handan SAĞLANMAK
1. Baskı 2014
29. Baskı 2015
535 Sayfa


"İnsan nasıl okumayı sevmezdi ki? Bu gerçek yaşamın sepya tonlarından kurtulup gerçekten heyecan verici bir şeyler tecrübe etmek için tek yoldu."

"Siz kadınlar. Aşkın illa zor olmasıyla ilgili bu takıntınız da ne? Gerçek romantizm sadece felaketler içinde mücadele ederek mi elde edilir ?Neden kızlar hiçbir sıkıntı yaşamadan iyi biriyle tanışmayı hayal etmez ki?

"Gerçek aşk her derde deva olmaz .Gerçek aşk her zorluğu aşamaz. Ve en önemlisi gerçek aşkın sonu her zaman mutlu bitmez..."

********

Bakmayın bu kadar alıntı yazdığıma , kitabı sevmedim.

Tamam hafif , kolay okunur bir kitap olabilir ama sırf üstteki üç cümle için 500  sayfa yazılmış hissi verdi .

En önemlisi de benim için , bu kitabın baskı sayısı .

El insaf demekten başka bir şey gelmiyorsa da elimden ve her ne kadar bu tür kitapları okumanın iyi hissettirdiğini bilsem de 1 yıl içinde 29 baskı nedir , neyinedir anlamadım.

Takasla geldi , takasla gider .


9 Ekim 2017 Pazartesi

AŞK VARMIŞ, AŞK YOKMUŞ-MİNE G. KIRIKKANAT

1.-4. Basım 2011
223 Sayfa

"Yazarlar yaşamı gammazlamak için vardırlar. Kapı ve telefon dinlerler , hatta röntgencidirler.Casuslardan farkları , gerçek öyküleri hayalle evlendirip okurlara satmaktır. Rapor değil ; roman, öykü yazarlar ve iyi ki ciddiye alınmazlar."

Sanırım Kırıkkanat'tan okuduğum  3. kitap. Biyografik aşklar anlatılmakta , eskilerin ünlülerinden. 

Çok sevdim yine :D

Sanırım bu eski zaman hikayelerini , her ne kadar biraz uçuk ta olsalar , seviyorum ben .

Victor Hügo'nun Juliette Drout'la ,
Elizabeth Taylor'un Richard Burton'la olan aşkını ayrı bir sevdim sanki.

Erkeklerin aşkı  hakkındaki fikirlerimi değiştirememiş olmalarına rağmen .