27 Kasım 2015 Cuma

80-Fİ - AZRA KOHEN


1. Basım 2013
26. Baskı 2014
598 Sayfa

"İnsanlık boktan bir durumdaydı...Açlık, kazalar , hastalıklar ve  ölümler yüzünden değil!Üzerinde çalışmak için geldiğimiz kimlik bilincimizin , bir köşeye itilip tüm anlamsız şeylerin merak edilir hale getirilmesindendi."

****************************


Önce kabul etmeliyim , okumak için geç kaldığım kitaplardan biri.

Fakat kitaba ölüp bittiğimden değil bu gecikmişlik hissi.

Yani kitabı  sevdim aslında , bayılmamış olsam da  .

26 baskı , o kadar sosyal medya fotosundan sonra , yeryüzünde okumayan tek ben kalmış gibi hissediyorum .

Bak yine aynı şeyi yapıyorum , bu kadar beğenilen kitabı beğenmemişim gibi yazıyorum.:D

Tam olarak karar vermek için sanırım 3'ünü de okumalıyım fakat korkuyorum, ya 3. de bittikten sonra aynı şeyleri hissedersem!

Neyse efendim biraz da kitaptan bahsedelim , yukarıda da okuduğunuz üzere 600 sayfalık kitaptan sizin için alıntıladığım tek paragraf var.

Okurken işaretlediğim bir kaç yer daha olmasına rağmen , işaretlediğim yerleri defterime geçerken o kadar da etkilenmediğime karar verdim.

Kitap; ünlüler , ünsüzler , sesliler , sessizler , yaratıcılar ve tüketiciler  olarak adlandırdığım(kendimce) karakterlerden hasıl olmuş .

Nette araştırınca okuyanların tarz olarak Ayn Rand 'la  kıyasladıklarını gördüm.

Bu arkadaşlara :

"Yapmayın gözünüzü seveyim "

demek istiyorum.

Ayn Rand ile aralarında o kadar büyük ve bariz farklar var ki.

Ege'deki tepelerle Ağrı Dağı'nı kıyaslamak gibi oluyor, bu benzetme .

Olmuyor yani.

Evet bunda da üretici birileri var fakat , aynı değil.

Kesinlikle!

Benim en sevdiğim karakter ; Bilge.

Bu kızdan 2 ya da 3. kitap için büyük beklentilerim var .

Bir de yazarın da dediği gibi sanki karakterlerde hafif bir tanınmışlık hissi var , kim kimdir tam çıkaramamış olsam da.

Not: Yazar daha önce "Akilah" mahlasını kullanırmış.







24 Kasım 2015 Salı

79-BOLEYN GELİNİ-BRANDY PURDY

Çeviri:Uğur ME2HTER
1. Baskı 2012
383 Sayfa


Daha önce Boleyn Kızı /Philippa Gregory serisine ciddi anlamda önem vermiş , bu bağlamda İngiltere tarihine merak sarmış biri var karşınızda.

Boleyn Gelini'ni görür görmez , bakalım Jane kendini nasıl anlatmış dedim.

Henry Tudor 'un kadınlarını , başka bir gözle okumak isteyenler olur diye mi yazıldı?

Philippa da amma suçladı Anne'ı , biraz aklayalım sevdası mı ?

Ne amaçla yazılmış olursa olsun , o zamanları tekrar okumak güzeldi.

Kafa dağıtır, romantik takılır , +18'e takılmam diyenler okusun:D








20 Kasım 2015 Cuma

78-ÇIPLAK VE YALNIZ- HAMDİ KOÇ


1. Baskı 2013 Ağustos
11. Basım 2013 Eylül
599 Sayfa



Öncelikle kitap;
43. Orhan Kemal Roman Armağanı'nı almış.

Ne güzel değil mi , ben de büyük ihtimalle kitabı bu sebepten almışımdır.

Ardından kitabı açıp içine bakıyorum , 
ilk sayfada yazar kitabı;

Ethem Sarısülük
Abdullah Cömert
Mehmet Ayvalıtaş 
Medeni Yıldırım
ve 
Ali İsmail Korkmaz'a ithaf ettiğini yazmış.

İsimler tanıdık değil mi?

Fakat bu isimlerin içinde bir isim var ki, biri bana bu ismin diğerlerinin arasına nasıl girdiğini anlatsın.

Medeni Yıldırım

Bu şahsın diğerlerinin arasında yer almasının nedenini, nasılını anlatın bana arkadaşlar .

Diğer isimlerle hangi ortak paydada buluşuyor?


3 yaşındaki çocuğa anlatır gibi ,

üst kat komşunuz 85 yaşındaki Halime Teyze'ye anlatır gibi,


Bizimkiler'deki sarhoş Cemil'e anlatır gibi anlatın.

Anlatın ama, gerçekten bilmek istiyorum, bu ismi hiç duymamış olanlar da bir zahmet Google amcaya sorsun. 

İthaf kısmını geçtikten sonra kitabımız başlıyor , denilene göre ; romanımız kurgu.

Saçma salak isimler verilmiş karakterler , eğlencelik espriler , şamata bir anlatım ile okur iyice sersemletildikten sonra Menderes'in asılması mevzuu , komutanların hafif paranoyaklıklarının konuşulduğu telefon konuşmaları derken ,dank diye baş kahramanımızın amcasının ölümüyle Fatsa-Ünye arası bir yolculuğa sürüklüyor okuru.

Amca ardında biraz bir şeyler de bırakıyor fakat amcadan kalanlara miras demek , Türkiye tarihi açısından yeterli olmayacak.

Sımsıkı ve birbirine geçmiş , kaynaşmış hatta kim kimin nesi olduğu muallakta bırakılmış(kitabın sonunda anlaşılır hale getiriliyor) aile ilişkileri işlenirken , küt diye Ermeni meselesine geçiş yapan yazar(bu meselede asla Ermeni adı geçirilmemiş lakin en ufak detayına kadar yazılarak ,okurun yanlış anlamasına meydan bırakılmamıştır) , kahramanın elindeki kanıtları da bir bir yazdıktan sonra ," ohooo daha neler var da ben anlatmayayım" şimdi diyerek okuyucu meraklandırılmış hatta bir ara" bak şimdi haberin oluyor ama 15 sayfa sonra başıma neler gelecek" diyerek kitabın yazarının da olaya dahli olduğu es geçilmemiştir.

Yere göğe sığdırılamayan, dudak uçuklatan fiyatına rağmen binlerce baskı yapmış kitaba , benim hislerimi paylaşarak yorum yapan Ali Bey'in yazısına da yer vereyim ki tek olmadığım anlaşılsın.


Diyeceksiniz ki bu kadar eleştiriden sonra beğendim diyemezsin!

Derim , 

anlatım güzel.

Kitaptaki kahramanlardan biri işlediği cinayeti ve ardından ölüyü nasıl parçalara ayırdığını anlatırken kahkaha atabilirsiniz.

Ciddiyim .

Ben bile güldüm.

Komik !

Gerçekten.

Son olarak esas oğlanın bir -iki cümlesiyle bitireyim , gülümsediklerimden :D

"Ben katil değilim, dedim.Sinirlenip edip kimseyi vurmam.Biri beni kandırır, dolandırırsa kandırılıp dolandırıldığım için kendimi suçlarım.Birini vuracaksam kendimi vururum."


Not : Bu uzun ve yetersiz anlatımı buraya kadar okumayı başardıysanız teşekkürler.

Kitaba 6 Ağustos'ta başlayıp ,düne kadar bitmemesine sebep defalarca elimden atmam ve sonra daha ne yazmış olabilir ki merakımdan , bir de başladığım işi bitirme tutkumdan .

17 Kasım 2015 Salı

MİM-RANDOM PLAY




Sevgili İrem YAĞIZEL kendisinin bile hatırlamadığı bir zamanda mimlemişti beni , aklıma yer etmiş yapamadım diye kahrolmuştum, yaptım rahatladım :D

Seviliyorsun İrem :D İremin cevapları için TIK.

Not :Benim gibi müzikten anlamayan birine ters bir mim ama...

1- İyi biri misiniz diye sorarlarsa cevabın?

İyi biri olmaya çalışıyorum , fakat millet nasıl 

görüyor bilemem??





2- Kendini nasıl tanımlarsın?

İnsan kendini nasıl tanımlar

ki?









3- Bir erkekte hoşlandığın şey?

Erkekte değil bütün insanlarda , samimiyet en 
hoşlandığım şey :D



4- Bugün nasıl hissediyorsun?

umutlu , hala

5- Yaşam amacın ne?
İnsan olmak , sadece...








6- Hayat motton ne?
sev


7- Arkadaşların senin hakkında ne düşünür?





8- Ailen senin hakkında ne düşünür?


genel olarak değiştiğimi :D






9- En çok düşündüğün şey?

sadece oğlum :D




10-  2+2?


BEŞ




11- En iyi arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?

dost:)






12- Hayat hikayen nedir?

İnanmak



13-  Büyüyünce ne olmak istiyorsun?


ahaha


Bu mimde cevabından kesinlikle emin olduğum tek 

soru :

DOKTOR :D





14- Hoşlandığın insanı görünce ne düşünürdün?







15-  Düğününde hangi şarkı ile dans edeceksin?

Bir gaflet anında ilk şarkımızı orkestramız kendi 

seçmişti , ironik mi desem traji komik mi :D




15 Kasım 2015 Pazar

77-AYKIRI ÖYKÜLER-TAHSİN YÜCEL


1. Basım 1989
4. Basım 2014
204 Sayfa


Ne demiş arka kapakta Fethi Naci;

"bu kitapta Gogol mizahı bulmak mümkün ".

O halde Gogol tarzı severler için oldukça kolay okumak ve anlamak .

Peki hiç Gogol okumamış , Tahsin Yücel yazılarına aşina olmayanlar ne yapsın ?

Üstte bahsettiğim kişilerdenseniz , diyebilirim ki , bu hikayeler sizi zorlayabilir.

Belki ifade şekillerinden sıkılabilir , uzun cümlelerden yorulabilirsiniz fakat yaşamın tam içinde görülen bu aykırı kişileri sevebilirsiniz.

Tahsin Yücel 'in bütün kitaplarını okumak istiyorum.

204 sayfasında 5 öykü olan bu kitabından sonra daha da çok arzu ediyorum bütün eserlerini okumayı.

Uzun yazıtları seven benim gibi okurlar , muhtemelen kitap bittiğinde yorgun fakat daha çoğunu okumak için sabırsız olacaklar.

Gogol severler ise bildiğiniz mest.:D

Klasik severler fakat uzun yazı okuyamayanlar ise eriyecekler:D


Aykırı hikayeleri olan insanlar , günlük yaşamda nasıl dururlar, diğerleri onları nasıl görürler;  kitabın içindeki hikayeler, bir de klasik bir anlatım tabii.

Klasik severler , öykü de seviyorlarsa kaçırmasınlar.

89 'da basılmış bir kitap için okuyanı yok denecek kadar az.


11 Kasım 2015 Çarşamba

MİM-GÜNE NASIL BAŞLARSIN?

İÜ'lü Kitap Kurdu Yeğen mimlemiş beni :D

Gayet iyi bilmesine rağmen güne nasıl başladığımı...

Yazıya da dökeyim  , belki ileride aleyhime kanıt olarak kullanır :D

Kendisinin cevapları ve blogu için ;


Her sabah resimdeki gibi uyanmayı hayal ederek giriyorum yatağa.


Uykum gelsin diye kitap okuyorum , yatakta dönüyorum , kalkıp ütü bile yapıyorum fakat kendisi çok uzun bir seyahate çıkmış ya da İstanbul trafiğinde sıkışmış gibi gelmek bilmiyor.

Çalışmasam da sabah erken kalkmak zorundayım çünkü öğrenci annesiyim.



Gözünü açıp , enerji baloncuğu , sevgi pıtırcığı olabilen insanlara bayılıyorum.



Eşim onlardan biri , bense üstteki abinin surat ifadesi ve Yıldız'ın saç modeliyle başlıyorum güne.


Kahve ve malum bağımlılığımı tatmin etmeden de ayılamıyorum.

En son da Kerem'e sıra geliyor:D

Sevgi pıtırcığı olanlar yapsın bu mimi :D



8 Kasım 2015 Pazar

34. ULUSLARARASI İSTANBUL KİTAP FUARI


Yaklaşık 2-3 yıldır gitmiyordum fuara, hem internette daha ucuza bulmam hem de bu fiyatla kapıma kadar gelmesi kitapların etkiliydi kararımda.

Fakat tabii bu kadar çok kitabı ve kitapseveri bir arada görmenin keyfi başka.



Kerem bu yılki fuar için ; "hem İstanbul'da oturacaksın hem de kitap fuarına gitmeyeceksin, sonra da kendine Kitap Eylemi diyeceksin , yok öyle " deyince el mahkum , fuarın ilk günü hem de neredeyse açılma saatiyle birlikte fuarda aldık soluğu. 



Kerem daha sonra okul ile de gideceğini fakat bu defa çok kitap alacağını söylediğinden arabayla gittik.Erken olmasına sebep ise 4'e kadar arabamı isterim diyen diğer aile bireyi :D



Erken gittiğimizden ötürü çok aşırı kalabalık değildi.Yine de bu kadar erken saatte bile kitapseverler fazlasıyla ilgi göstermişler fuara.



Yine her yıl olduğu gibi bu kadar kitabı bir arada görmek inanılmaz .



Kendime kitap almayacağımı söylediğim için Kerem önde ben arkasında gezdik yayın evlerini.




İstediği serinin kitabın afişi asılmasına rağmen , yayın evinin elinde yoktu kitap fakat her zaman olduğu gibi yayın evinin standında görevli arkadaşlar oldukça güler yüzlü bir şekilde ilgilendiler bizle. 



İlk gün olması vesilesiyle pek çok stand görevlisi heyecanlıydı, bir ikisi "ne işim var lan benim burada" dercesine hiç yüzümüze bakmadı , alacağımız kitabı elimizden kapıp yerine koymaya çalışanı da görmedik değil :D


Bu yıl sanki ders ve test kitaplarına ayrılan salon sayısı artmış  ,sahaflar arada sıkışıp kalmış , wattpad kitapları  fazlaca kendilerine yer bulmuş fakat bize ayrılan kısma az bir yer bırakılmış ya da bize öyle gelmiş olması muhtemel. 



Kerem'in imzayla falan işi olmadığından imza salonlarının yanından bile geçmedik.


Bu arada Pegasus standında Saklama Kabı'ndan Eren'i de gördük .

Oğluma ;"bak bu Vlog yapan Blogger arkadaşlardan , tanışalım mı" , dedim , 

O da bana ; "git tanış ,engel olan mı var" dedi .:D

Eren'le tanışmak kısmet olmadı:D


Aldığımız kitaplar bunlar , içlerinden sadece biri benim.


Hiç kitap almayacağım dememe rağmen , sözümü bozmama sebep olan kitabı tahmin edebilecek misiniz bakalım?

2015 34. Kitap Fuarı da böylece gezilmiş oldu , inş tekrar fırsat bulur ve bir kez daha gidebilirim.