26 Nisan 2022 Salı
30 GÜN MUTLULUK ETKİNLİĞİ VE NEREDESİN BERNADETTE- MARIA SEMPLE
20 Nisan 2022 Çarşamba
ALTIN GÖZLÜK - GIORGIO BASSANI
15 Nisan 2022 Cuma
UZAK BİR GÖLGE - MÜNİR GÖLE
11 Nisan 2022 Pazartesi
ABİS-ASLI TOHUMCU
"...benim yerime o benim elime doğmuş olsaydı bile, bugünkü kadar içim titreyemezdi babama."
Turnike.
Aslı Tohumcu okumuşum daha önce ben, 2018'de
Yok Bana Sensiz Hayat adlı kitabını.O kitabın yorumundan bu yana da hiselerimde çok bir değişim olmamış yazarın kalemine dair. Aslında bunu söylemek belki de çok doğru değil çünkü bu kitaptaki bir iki hikayesinden, en azından hikayelerin içindeki bir iki cümleden fazlaca etkilenmiş olabilirim. Fakat genel kanım çok Aslı Tohumcu okuru olmadığım. Sanırım tam da şu anda bunu itiraf etmiş oluyorum, anlamıyorum bazı kitapları :) Post modernist kalemleri seviyorum desem de bazılarını, özellikle hikaye formundakileri yakalamam kolay olmuyor.
"Sıkıldım, gitmem gerek, arkada bırakmam. Sana da olmuştur, her şeyi bırakıp gidiverebilme, elindeki çay fincanını mesela, başlangıç olarak tabi, öyle masa ıslanmasın diye itinayla falan değil bırakmak elinden, artık nereye düşerse, yapmakta olduğun işi, evi barkı, dostları, aileni, hiçbir şeyi ve hiç kimseyi takmadığın bir an olur, öyle işte."
Kitabı ille okuyun, hayatınıza anlam katacak öyküler bulacaksınız gibi beylik laflara gerek yok. Fakat ille de öykü sever ille de post modern tutkunu iseniz, ya da edebiyatı teknik bağlamda etüt edecekseniz, hikaye tahlillerinde kariyer planlıyor iseniz okuyun.
Karanlık öyküler okurken, aydınlık günleriniz olsun. Sağlıkla kalın.
10 Nisan 2022 Pazar
BEHIND HER EYES- SARAH PINBOROUGH
8 Nisan 2022 Cuma
PSİKOLOJİ VE DİN- CARL GUSTAV JUNG
Selam sevgili kitap kurtları, bir ağır kitap, yazarından mütevellit ağırlığı olan bir kitap bitirmenin derin hazzı içindeyim tam da şu anda derdim, ancak tabii ki kitabı bitireli nereden baksanız 1 hafta oluyor. Bu gereksiz TMI 'dan sonra bu kitaptan neden istediğim verimi alamadım kısmı gelecek ama önce ben neden hep okuduğum kitapların olumsuz yönlerini yazıyorum bu bloga diye düşünme kısmına bir açıklama getireyim.
......(Gelemeyen açıklama....) :) şaka şaka:)
Eskiden, yani blogu ilk açtığım zamanlarda bloglarda bir furya vardı, her kitabın güzellenmesi gerektiği gibi. Bir de tabii o dönem yayınevleri bloggerlar ile daha fazla çalışma isteğinde oluyorlardı, ve sanki hediye gelen kitapların güzellenmesinden başımız dönmüştü. Sanırım benim pek az kitaba 5 yıldız verebilmem buna dayanıyor.Gerçi bu kitabın hediye geldiği yok, hatta kitap fiziksel olarak bende yok, elektronik kitaplara niye bu muameleyi yapıyorum değil mi;? Uzatmayayım...Ve kritik kısmına geçeyim.
Açık konuşmak gerekirse, okuduğum kitabın yazarının onaylamama ihtiyaç duymayacak kadar kendini kanıtlamış olması, her yazdığını sorgusuz kabul edeceğim demek değil. Bu kitaptaki bazı fikirlere, bilhassa din ve bilimselliğe olan bakışındaki bazı açılara, her ne kadar haddim değil ise de katılamayacağım. Bunu yapmak sanırım kendime ihanet etmek olur.
Fakat itiraf etmem gerekir ki, bu kadar az sayfada bu kadar bilgi, örnek, deney anlatılabilmesi muazzam. Kitapta tarihten de izdüşümlerine rastlayabileceksiniz ve tabii ki Batı ve Doğu dinlerinin esintilerini bulacak, mecburen mitlere bağlanacak imgelerin ayrımında olacak, ve hatta arketip tanımına yerinde ve amacında ulaşmasında bir bahis olmadığının farkına varabileceksiniz. Bazı terimlerin Nietchze 'ye dayanması ya da Böyle Buyurdu Zerdüşt 'teki Diablo' yu anması size bu kitabın belki de en şerbetli kısmı gibi gelebilir. Bana öyle geldi...
Bence okunması gereken kitaplardan biri, kafa ağrıtacak ama fark yaratacak cinsten.
Sevgili arkadaşlarım, kitapların zaman aşımına uğramasına izin vermediğimiz, sağlıklı günler dilerim :)