1.-9. Baskı 2015
15. Baskı 2016
366 Sayfa
Alıntıları aşağı yazacağım , çünkü hayli fazlalar .
Kitap 360 sayfa , 300 sayfasını okuyorsunuz fakat son 60 sayfa kilit altında .
300 sayfayı okuyup verilen ipuçlarıyla kilidi açtınız açtınız , yok açamadınızsa o zaman yazarın facebook sayfasına mesaj atıp öğrenebiliyorsunuz .
Kilidi açmak zor değil ama kolay da değil :D
kitabın içeriği oldukça yalın yazılmış 1 konu etrafından ufak hikayelerle devam eden bir yapısı var.
Aslında bu kadar basit oluşu endişe edici gibi görünse de , kitabı sevdim .
Sevmemin bir sebebi , erkek bir yazar tarafından , hafif saf bir erkeğin anlatılması .
Malum bizim kitap kahramanı erkeklerimiz genelde saf olmazlar , aslan parçası hepsi maşallah:)
O kadar mükemmeller ki insan bazen şüphe ediyor , bu kadar yakışıklı , karakterli , cesur vs. vs. vs. erkek varken , saflar nerede diye.
Gayet sade bir şekilde anlatıyor kendini kahraman .
Biraz da espri katıyor .
Kitabı ikinciye okumaya kalksam bu kadar gülümsemem herhalde fakat ilk defa okuyunca hoş bir tat bıraktı aklımın bir köşesinde .
"Aşk bir masal ve hep şöyle başlar:
Ben varmış , sen yokmuş."
"Evet , bir gün mutlaka bir kitabım olacak .Buna inanıyorum.Ne yazacağım konusunda bir fikrim yok.Belki bir aşk romanı olabilir.Ya da 3 hortumlu fillerin olduğu , karıncaların içtiği bir iksirle bir anda canavara dönüşebildiği fantastik bilim kurgu falan...Kitabın içeriğinin pek bir önemi yok ...Önemli olan , bana ait bir kitap olması ve her gece rüyalarımı süsleyen bu düşünce , bir gün mutlaka gerçek olacak ."
"Sustum ...Sen hoşça'kal diye..."
"Çay bu ...Soğuk olur mu?Çay da soğuk olursa, sıcak ne kalır ki dünyada?"
"Asıl yalnızlığın , insanın kendisini kaybettikten sonra başladığı , gerçek yalnızların kendisiyle barışık olmayan , iç sesiyle aynı fikirde olmayan , hayatta bir beklentisi kalmayan insanlar olduğu yazılmalı."
"Aslında kabahat bizde...
Öylesine insanları , ölesiye sevdik hep..."
"Aynaya baktığımda göremediğim bir şey daha var: Mutluluk...O da yok.Sanki açılmış ama kapanması unutulmuş bir parantez gibiyim. Ne yapacağını bilmeyen, nereye düşeceği belli olmayan bir ağaç yaprağı gibi savruluyorum."
"Gereksiz inan yoktur.
Gerektiğinde yanında olmayan insan vardır."
"Yanıma aldığım tek şey , daktilom ve yarım bırakmak istemediğim bir kitap...Her şey yarım bırakılabilir ; Hayat, dostluklar , sevdalar ...Hatta çay bile...Çay bile yarım bırakılabilir; ama hayatta yarım bırakılmayacak tek şey benim için kitaplar."
"Anlamıyorum
Belki de ondan ağlayamıyorum.
Belki de bunu anlatmanın tek yolu anlatamamaktır.
Bazen böyle olur işte !
Ağlayamazsın.
Bağıramazsın.
Söyleyemezsin.
İçinde bulutlar dolusu yağmur yağar .İçini sel basar.Yüreğin boğulur.'Yazayım ' dersin , kalemin dili tutulur.Beynin , uykulu bir çocuk gibi çömelmiş gözlerini oğuşturur."