30 Nisan 2023 Pazar

15 - 30 NİSAN 2023

    Merhaba sevgili blog arkadaşlarım, nasılısınız? Ben burada yokkken;
    17 Nisan Pazartesi,  Lucy Lennox'un  Professor platonic kitabını bitirdim ve O'na 2 yıldız verdim. İnanın tek  ya da hiç yıldız  verilebilirdi, fakat yazarın oturup yazma sürecini göz ardı etmek istemedim. Çok kısa, çok çok ama çok hızlı gelişen bu aşk hikayesi, hızına binaen inandırıcılıktan uzaklaşmıştı. Ve okur olarak beni tatmin edemedi. 
 


“Bir damla gözyaşım yok. Ama ağlıyorum. Her-şeye-çok-geç-kaldım.”
18 Nisan'da Yalnız Uyuyanlar İçin kitabını bitirdim.
Beni bilen, Cemil Kavukçu dendiğinde akan suların durduğunu bilir, bir kitabını daha okumuş olmanın keyfini sürmekteyim, her ne kadar öyküleri karamsar, hafif iç gıcıklayıcı, biraz şüphe uyandırıcı idiyse de bu kitabında... Bu pek tabii ki benim taraflı ve kayırmacı görüşüm, sevmeyeni de olacaktır, fakat ısrarla öneririm, muhakkak bir Kavukçu kitabı okuyunuz.


    27 Nisan günü Murat Gülsoy'un Büyübozumu : Yaratıcı Yazarlık,
Kurmacanın Bilinen Sırları ve İhlal Edilebilir Kuralları, isimli kitabını bitirdim. Yazarı akademisyen olarak bilenleriniz olmayabilir ama kitaplarını okumuş ya da görmüşsünüzdür diye düşünüyorum.  Bu kitabında Gülsoy bütün akademik bilgisini döktürmüş, buna rağmen okuması hem kolay hem anlaşılır bir kitap olmuş. 
    Gördüğünüz gibi 5 adet yıldızını da almış, gerçi kendisine yıldız vermek benim haddim değil, ve elimde olsa bir kaç yıldız daha eklerdim. 
    Kitap; kitap yazmak isteyenler, buna teşebbüs edenler, ve okurlar için hem bir kılavuz, hem bir ansiklopedi, hem de bir pusula vazifesi görüyor. Bu kitaptan sonra okumak isteyeceğiniz pek çok kitaptan  alıntıla barındırıyor. Ben açıkçası kitap yazamayacağım, fakat benim gibi bir okurun  da dikkatini çekmeyi başardı ve diğer bahsi geçen kitapları okuma arzusu hissetmesine vesile olabildi. Bahsi geçen bazı hikayeleri ve yazarları okumuşluğum var, hatta severek okumuşluğum var. Bazılarını da not almışım, onları da sizler ile paylaşıyorum.  
    Fakat bu kitabı bilhassa okumanızı ister ve tavsiye ederim, sadece yazar adayları için değil, biz okurlar için de fevkaladefaydalı olabilecek ve farklı bakış açıları kazandıracak inancındayım.  Keyifli okumalar...

NEREYE GİTTİM 
Ankara'ya ısınamadım malumunuz, o sebepten çok fazla yaşamına ayak uydurabildiğim söylenemez, belki bu sebepten bu şehri tanımaya ilgim pek az. Fakat 28 Nisan'da eşimin işi Sulu Han tarafına düşünce, ben de bu hanı sık sık Ankara'da ne var, sayfasında gördüğümden, ve yağmurlu günlerde yürümeyi sevdiğimden peşine takıldım. Suluhan beklediğim gibi değildi...Daha büyük, daha tarihi dokusu korunmuş bir şey beklemiştim....
Türkiye İş Bankası İktisadi Bağımsızlık Müzesi 'ni bir arkadaşı ile gezmiş, girelim dedi ama kapanışı çok yakındı ve oldukça hızlı bir tur olmak zorunda kaldı, siz bol bir zamanda gidin. Çünkü 5 katlı ve incelemek isteyebileceğiniz fotoğraflar olabilir. Tabii yıllar önceki fotoları görüp uzun uzun düşünebilirsiniz. Ne çok keşkelerim oluyor o zamanları gördükçe...


Agustus ve Roma Tapınağı 
Ki kendisinin üzerinde bugün Hacı Bayram Veli camii var. Etrafı ise vakıf ve derneklerle çevrili...

Bir postun daha sonuna geldiniz, yeni postlarda görüşmek dileğiyle, kalın sağlıcakla...

14 Nisan 2023 Cuma

8-14 NİSAN/ 15. HAFTA

Sevgili arkadaşlarım '23 yılının 15. haftasından merhaba, nasılsınız?

Benim için yine sıradan; okumalı, izlemeli bir hafta oldu. Ne yazık ki izlediklerimden biten olmadığından burada paylaşamayacağım. Merak edenler için: Shantaram ve Replay 1994 izlediğim diziler. Gelelim okuduklarıma ... 
    Sevgi Soysal'ın Şafak adlı kitabını 11 Nisan Salı günü bitirdim, gerçi kitabın beni bitirmiş olma ihtimali yok değil. Kitap 3 kısımdan oluşur, en akıcı kısmı Şafak.  Belki bir nihayet beklentisi ile okuduğum için, bu kısmı bir oturuşta bitiriverdim. Oysa 2. Bölüm olan Sorgu'da neler çektim, kaç satır hemen  bir kenara atmak için yetti, kaç sayfada bıraktım elimden kitabı. Kendim yaşamamış olmakla bile bu kadar etkileniliyorum, yaşayanların hali nicedir, düşünemiyorum. 
    12 Mart dönemini anlatan az sayıda kitaptan biri olmasıyla da, gerçekliğin açmazlarıyla, soyut duygu durumlarının gerçeklerle iç içe geçmesiyle de önemlidir.  Türk Edebiyatı eğitiminde, akademide, kendine ayrıca yer edinmiş bir hikayedir Şafak.  Post modern edebiyatta, dönem anlatısı olması,  toplumsal olayların, toplumu oluşturanların siyasete dahliyetleri, ve tabii psikolojik tahlillerini de unutmamak lazım. Anlatılanlar Oya'nın hikayesi de değildir tek başına, Mustafa'ya ya da Ali'ye de verilemez başrol. Çok katmanlı şekilde anlatılanlar, çok kişilikli, çok farklı yaşamlara dokunan hikayelerin iç içe geçişmesidir. 
    Edebiyatımıza yer edenlerden birini daha okumuşluğumun memnuniyeti, kitapta anlatılanlara isyanımla bütünleşmiş vaziyette,  yine de ille de okuyunuz diyorum. 

    Julia Quinn'in Şahane Bir Kadının Gizli Günlüğü adlı kitabını 13 Nisan Perşembe günü, başladığımın hemen ertesi günü bitirdim. Bu kitaba başlama sebeplerimden biri; bir önceki okuduğum kitabın etkilerini üzerimden silkip atmak istememdi. Fakat kolay okunan bir aşk romanının bu kadar vasat altı olması gerekiyor muydu bilmiyorum,  yazardan daha önce de romantik kitaplar okumuştum ama bu kadar mantıksız olanına denk gelmemiştim sanırım.  Akıllı olduğunu iddia eden fakat akılsız hareket eden bir kadın,  aşktan ağzı yanmış bir baronu dize getirmek istiyor. Tarih olarak 1800'ler ... Sevdim diyemeyeceğim, kolay okunuyor olmasının bile kolay okutamadığı nadir kitaplardan biri oldu. 

    Aynı zamanda Bevelstoke serisinin ilk kitabıymış, fakat serinin devamını getirmeyi hiç istemiyorum :)


“Because the greatest part of a road trip isn’t arriving at your destination. It’s all the wild stuff that happens along the way.”

    Tamed; Emma Chase'in Tangled serisinin 3. kitabı. İlk iki kitabını sanırım Şule hediye etmişti. O kitapları Türkçe okumuştum, serinin 4 kitap olduğunu fark ettikten sonra, kolay okunurluğuna güvenerek 3. kitabını da İngilizce indirmiştim. Tabii aradan zaman geçti, fakat bu kiitapta anlatılan ilk 2 kitabın yan karakterleri olduğundan hatırlamakta zorluk yaşamadım. Yine fakat, sanki ilk hikaye kadar etkileyici de bulmadım, sanırım kadın karakterin ayarsızlığı buna sebep olabilir. 4. kitabı indirmemişim, fakat sanırım Kindle 'ın ücretsiz okunanlarından biri ve oradan okuyacağım. Çok ta bekletmekten yana değilim, zira eskisi gibi ara vermekten yana değilim seri okurken. Hatırlamakta eskisi kadar iyi değilim, konsantre sürelerim de henüz eski verimliliğini yakalayamadı. Yine de okumaktan vaz geçmek yok :) 

Uzattım, kusuruma bakmayınız, bundan sonra haftalık olarak giremeyeceğim postlarımı, yine de 2 ya da 3 biten kitaptan bir post yapabilirim sanırım, umarım. İnstagram paylaşımlarım da sadece hikaye bazında kalacak, bundan sonra gönderi paylaşımı yapmayacağım. Biraz mola iyi gelecek gibi. 

Sağlıkla kalın canım arkadaşlarım, kitaplar, filmler yoldaşınız olsun. 



 

7 Nisan 2023 Cuma

1-7 NİSAN/ 14. HAFTA

    Sevgili arkadaşlarım 14. haftayı da bitirdik 😁 , nasılsınız? Nasıl geçti haftanız? Ben bu hafta, geçen haftanın acısını çıkartırcasına okumaya çalıştım.  İlk kitabım Ursula K. Le Guin ablamdan Sesler. Bu kitap Annals Of The Western Shore serisinin 2. Kitabı, ilk kitap Marifetler'i geçtiğimiz haftalarda okumuştum.  

⭐⭐⭐⭐


     "Yaratıcıların, ev işleri ile yemek pişirme kısmını neden masalların dışında bıraktıklarını hep merak etmişimdir. Bütün büyük savaşlar, cenkler bu yüzden, gün sonunda aile bir sofra etrafına toplansın da huzur içinde bir-iki lokma yesin diye yapılmıyor mu?"

    Ursula, hakikaten bu işi güzel yapmış, distopik dünyalar kurmayı fevkalade güzel başarmış bir yazar, bu seri de daha önceki dünyalarından eksik değil.  Fakat aklınızdan geçen o soruyu duyar gibi oluyorum, cevabım evet, seriden bağımsız okunabilir kitap, her ne kadar önceki dünya kahramanlarımız bu hikayeye dahil olmuş ise de ve pek tabii ilk kitap evvelce okunsa daha iyi olabilirse de, okunmasa da olur. 



"On yedi yılda çok şey kaybolabilir. Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor.  Bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler."

    Bu hikayede  Orrec ve  Gry'ı görmek, onların büyüdüklerine tanık olabilmek güzel.  Fakat ayrıca bu kitapta anlatılan Galvamant şehrini de hayal etmek çok keyif vericiydi. Ansul Seferbeyi ve Memer ise efsane kişiliklerden, hikaye muazzam,  kitaplar baş köşede yer almış.  Ve pek tabii bu özgürlük mücadelesi içinde bulunmak paha biçilemez.  
    
    Bütün bunların akabinde okuduğum başkaca yorumlarda, kitapta anlatılan dünyanın, aslında Irak'ın işgalini anıştırdığı/ anlatıldığı yazılmış , aslını isterseniz okurken bile hissedebiliyorsunuz bunu. Belki Irak adını koyamıyorsunuz ama eğer o coğrafyaya yakınsanız, ve yaşananlardan az buçuk haberdarsanız, fark ediyorsunuz tanıdık bir dünya olduğunu. 

    Kitaba goodreads puanım 4 yıldız :)
💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜
⭐⭐⭐⭐⭐
    4 Nisan'da Burak Aksak 'ın Leyla ile Mecnun adlı kitabını bitirdim. Son zamanlarda, en hızlı okuduğum kitap unvanını, alma hakkı kazandı böylece.  Ve en çok güldüğüm kitaplardan biri oldu. Dizisini izlememiştim fakat kitap bitmeden yani dün gece sahur beklerken birinci bölümden başladım,  1.5 saat olunca bölümü tabii, başladığım gibi bitiremedim 🤪

    "Hayat zor,  hayat acımasız. Ben de isterdim geçmişimden koşar adım kaçıp, yepyeni başlangıçlara doğru yelken açmayı. Ama ayağımda annemin terlikleriyle en fazla bakkala kadar gelebildim. "
    Ve çok sık yapmadığım bir şey yaparak 5 yıldız verdim kitaba, tabii bu puan okuduğum hikayenin, benim şahsi keyfimi yerine getirebilmesine verildi. Yani çok ta akademik bir değerlendirme beklemek anlamsız :)
    Yine de son zamanlarda yaşanan bunca acı, bunca hüzün ve pek tabii ülke umutsuzluklarıma iyi geldi. Okuyun. İzleye de bilirsiniz tabii, belki de izlediniz :)

    Bir haftayı daha böylece bitirmiş bulunduk, sağlıkla kalın, kitaplarla kalın, hoşça kalın :)