30 Aralık 2017 Cumartesi

PERVANELER - HALİDE KARAMAHMUTOĞLU

93 Sayfa

"Mevsimler mi değişti , düş mü görmüşüz bir an,
Bahar zannediyorduk , meğer güzmüş ömrümüz."

Sevgili Handan'ın  hediyesi , annesinin kitabıydı.
Bu cümlenin detaylarını ŞU postta bulabilirsiniz.

Çekilişte ona çıktığımda , bloğumu daha önce görmemiş , o anda bakmış birinin bile 1 kitap ekleyeceğini tahmin edebiliyordum.

Bende olan kitapların olması da sorun değil bence , çünkü hediye kitapların yeri çok başka hem gönlümde hem kitaplığımda.

Tüm kitaplarımı elden çıkarsam da bir gün , sanırım onların ben varoldukça benimle kalacaklar .

Tabii kitap hediyelerine verdiğim değer çok yüksek , bunun üzerine ne çıkabilir diye düşünüyorsunuz.

Sevgili Handan öyle birinin kitabını gönderdi ki , tam can evimden vurdu beni.

Evet pek çok yazardan kitap aldım , hatta imzalı kitaplarını gönderenler de oldu , evet hepsi inanılmaz kıymetli gözümde ama bu.

Bu inanılmaz , çünkü Handan'ın annesinin kitabı.

Annesinin satırlarını okumak o kadar inanılmazdı ki.

Tabii bilmiyorum aralarındaki ilişkiyi , nasıl yetiştiğini ama bu harika ötesi bir şey benim için.

Muazzam , ne yazdığının, nasıl yazdığının hiçbir önemi yok inanın .

A'dan Z'ye alfabetik isimler yazsa bile güzel bulacağımdan emindim , ama satırlarındaki samimiyet , o yalınlık ayrıca güzel geldi bana .

Teşekkür ederim bir kere daha .

Bu kadar anlamlı bir hediye verdiğin , bu kadar harika bir anneye sahip olduğun için inanılmazsın.




29 Aralık 2017 Cuma

HIRSIZ -NAKAMURA FUMİNORİ

Çeviri:Mehmet GÜRSEL
1. Baskı 2017
164 Sayfa

"Plansız bir soygun aptallığın zirvesidir.Kar ufak , risk büyüktür."

"Tarih boyunca milyarlarca insan gelip geçti bu dünyadan .Sen de onlardan biri olacaksın .Hepsi bir oyun .Hayatı bu kadar ciddiye alma ."

Yazarın almadığı ödül kalmamış bu kitapla , hatta ülkesinin dışında bile ödüle doymamış denilebir .

Murakami ile kıyaslayanı mı istersiniz , "Dostoyevski tadında" diyeni mi?

Asıl mesele bence bir romanda olması gereken ya da romanı diğerlerinden farklı kılan,
 realite.

Sade , yalın bir dil.

Sıradan bir hayat , tamamen sıra dışı bir kahraman ya da anti -kahraman ve beklenmedik bir son.

Kitabı film tadında okurken , tam da en kaptırdığınız anda zınk diye bitmesi mesela .

Bir de Japon'lar bu işi biliyor dedirten bir anlatım gücü.

Murakami ile yıldızım bir türlü barışmadı doğru, ama kaç tane Japon asıllı yazardan kitap okuduysam , hep etkilediler beni.

Film tadında anlatımlarıyla , betimlemeleriyle , o sakin üslupta etkileyici gerçek hayatı ifade ediş şekilleriyle.

Güzeldi .

Sanırım yazardan son kitabım olmayacak .




28 Aralık 2017 Perşembe

TİRYAKİ SÖZLERİ - CENAP ŞAHABETTİN

1. Basım 2010
92 Sayfa

"Çok doğal olmaya gelmez , terbiyesiz derler.Çok samimi olmaya gelmez , saygısız derler."

"Bir hokkabazın başarılı olması için iki şart vardır : Kendisi yetenekli ve izleyenler aptal olmalı."

"Kusurumuz ne kadar çoksa o kadar kusur ararız."

"İnsan genellikle başkasına sürmeye çalıştığı çamura bulanır."

"Siyasal baskı her aciz milletin siyasi cezasıdır."

*****************

Cenap Şahabettin ,

1870 Manastır'da doğdu .Babası Plevne'de şehit düşünce İstanbul'a geldi. İlk şiiri 1885 'te  Saadet'te yayınlandı.

Edebiyat hayatının ilk zamanlarında Muallim Naci etkisinde olsa da , sonraları Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit'ten etkilenerek Batı tarzına yöneldi.

Cenap Şahabettin ,
Tevfik Fikret ve Halid Ziya Uşaklıgil ile
 Serveti Fünun edebiyatının 3 önemli isminden biri olmuştur.

"Şiirde güzellikten başka bir şey arayamam" sözünü de söyleyen şair , hiç siyasi şiir yazmamıştır.

Ahmet Haşim'le birlikte Serbest Müstezat'ın  en başarılı örneklerini veren iki isimden biri olmuştur.

Sone nazım tarzını ilk kullananlardan biridir .

Murg-ı Siyah adlı şiiri hem sone tarzında hem de ilk alegorik yapıda olan şiirdir.

Serbest müstezat örneği Elhan-ı Şita, tabiat konulu en bilinen şiiridir.

Bu kitabında özlü sözleri vardır ve 361 adettir.



27 Aralık 2017 Çarşamba

ÖNYARGI - DELICIA BLACK

1. Basım 2016
518 Sayfa

"O öyle biri değil .Öfke sorunu var ve sinirlendiğinde gözü bir şey görmüyor ama bana kıyamaz."


Sanırım yaşım ilerledikçe , kadın erkek ilişkilerindeki hallere olan toleransımı yitiriyorum .

Mesela eskiden bu kitabı okusam , ne güzel aşkmış diye düşünebilirdim -miydim? belki de o zaman da böyle düşünmezdim , bilmiyorum.

Şu kitapta yakaladığım bütün aşk gibi görünen ama aslında sadece şiddet olan sahneleri anlatmak isterdim ve fakat bu sayfa almayabilir .

Kitap İskoç beylerinden birinin (haklı sebeplerle ) bir İngiliz kadını kaçırmasıyla başlıyor.

Bu tip/tür  1 tane bile kitap okumuşların , sonunu tahmin edeceği şekilde bitiyor .

De asıl mesele bu değil , asıl mesele;

 mutlu aşka ulaşmak için yenilen dayaklar , sıkılan boğazlar , atılan tokatlar ...

Sonrası mı ?

Sonrası en üstte yazdığım alıntı cümleyi kuran bir kadın .



26 Aralık 2017 Salı

YENİ YIL HEDİYESİ


Hemen her yıl yeni yıl çekilişi yapan bloggerlardan birinin etkinliğine katılmaya çalışıyorum ,

daha çok bloggerla tanışma şansı ve hediye almaktan çok verme şansı bulduğum için oldukça mutlu

 oluyorum . 

Bu yıl da Sevgili Zoitsa 'nın küçük çaplı etkinliğine katıldım , kendisinin blogu için lütfen ismine tıklayın :)

Teşekkürler Zoitsa :)






Kendi hediyelerimi gönderdikten sonra da bu harika ötesi paketle karşılaştım , tek tek hediye paketi haline getirilmiş halinin fotosu yok çünkü o an kendimi 5 yaşında gibi hissettiğimden , dayanamadım fotoğraf çekme süresine :)

Çekilişte ben de sevgili Handan 'a çıkmışım , o da bana bu harika şeyleri göndermiş , hepsi çok ince düşünülmüş şeyler , siyah defter -beyaz kalem kombininden tutun , muhteşem ötesi ayraçlarına , harika süslerine ve  gönderdiği kitabın nezaketine kadar.

O kadar mutlu ediyor ki beni bu kadar ince düşünceli insanlar ve bu insanların bir yerlerde hala var olduğunu bilmek .

Sen beni çok mutlu ettin canımcım , Allah ta seni mutlu etsin , çok teşekkür ediyorum , nezaketin , inceliğin , güzel düşüncelerin için .

Her şey için teşekkür ederim .

Gerçek hayatta da bir gün yollarımızın kesişmesi dileğiyle ...

Bu arada kendisin bloguna/bloglarına BURADAN ve isminin üzerine tıklayarak ulaşabilirsiniz .

Hediye verenleriniz , yüzünüzü güldürenleriniz çok olsun 

Not :Bir önceki postumda çekiliş katılımı devam etmekte :)

21 Aralık 2017 Perşembe

MİM-YENİ YILDAN(2018) BEKLEDİKLERİM

Sevgili Elena , nam-ı diğer Yalnız ama Özgür mimlemiş beni ve devam zorunluluğu olan bir mim istemiş , 2018 için yapmayı istediğim şeyleri yazacağım ve 2018 'in Aralık'ında yeniden şekillenecek mim yapabildiklerim ve yapamadıklarımla , hadi bakalım hayırlısı :D



2017 için tek planım hatta plandan öte yeğenle iddiaya girdiğim şey kitap okuma sayımdı , 144 demişti O. Kendisine buradan sevgilerimi iletiyor ve Kadıköy'e en yakın zamanda bekliyorum zira Kemal Usta waffle sözü vardı bu sayıya ulaşabilmem halinde  ve şu gün itibariyle 150'yi geçmiş durumda 2017'de okuduğum kitap sayım :D

Selam olsun Kağıt Salıncak :D diyorum daha da bir şey demiyorum :D


Şimdi gelelim 2018 'e :

1- 150'nin üzerinde kitap okumak istiyorum, bunların içinde en az 5 tanesi Dünya Tarihi, 5 tanesi eski/yeni Türk/Türkiye Tarihi , 5 tanesi siyasi/politik ,5 tanesi Türk Edebiyatı üzerine olsun istiyorum.


2- AÖF Güz ve Bahar dönemlerini ders bırakmadan geçmek istiyorum



3- Auzef Tarih başlamak istiyorum


4- 2018 Yazı için yurt dışı kısa dönem  planımı gerçekleştirebilmek istiyorum

5- yeni kitaplar edinmek , bir çok kitabımı takas etmek istiyorum 

Evet sanırım çok ta bir şey istemiyorum :)

2018  Aralık'ta sizlerle tekrar görüşmeyi de istiyorum tabii :)

Sağlıkla , huzurla , mutlulukla ve sevdiklerimizle geçecek bir yıl olsun 2018...

16 Aralık 2017 Cumartesi

REFAKATÇİ -PERİHAN MAĞDEN

1. Basım 1994 Afa Yayınları
Doğan Kitap 1. Basım 2010
170 Sayfa

"Bana kalırsa anneler vampir yamyam karışımı şeylerdir: Çocuklarının ruhlarını içip kalpleriyle beslenmek isterler ."

Sanırım bu blogda paylaştığım 2-3 tane daha Mağden kitabı var , o sebepten yazarın tarzını biliyorum .
Okumayanlar için kalemi farklı gelecektir diye düşünüyorum.

Hani 170 sayfa kitap ne anlatabilir denir ya , demeyin.

Belki çok derin  hayat sorgulamaları ya da hayatın anlamını öğretenlerden değil ama çocukluk , bağlılık , bağımlılık hakkında sorgulama yapmanızı sağlayacak kitaplardan biri .

Mağden'in en sevdiğim kitabı değil belki ama genel bir okur için oldukça etkili.

Refakatçi'nin de , refakat edilenin de o gelgitli dünyası , karışık aile ilişkileri , üzerine bir de gemiyle dünya seyahati .

Girişte kadın /erkek ayrımı yapmakta zorlandığım Refakatçi 'de , yine o çok zekice ve habersizce gelen dalgalanmalar .

Genel olarak sevdim , okuyan varsa fikirlerini duymak isterim .

Keyifli okumalarınız , düşündüren kitaplarınız olsun .




11 Aralık 2017 Pazartesi

İSKENDERNAME- AHMEDİ

Öyküleştiren : Mehmet KANAR
1. Baskı 2011
70 Sayfa

"İşte bu dünyanın hali budur .Felek bazen üzer, bazen sevindirir. Bir değirmene benzer ; biri gelir biri gider."

Bloğumda bu ve benzeri kitapları görmeniz bundan sonra daha sıklıkla olacak , öncelikle buna hazırlamak isterim sizi.

Bunun 1. sebebi ,  Edebiyat 3. sınıf öğrencisi olmama dayandırılabilir .

2. 'si de Türk Edebiyatı sevenleri içindir.

Bu tarz okumalarıma Ahmedi ile başlama sebebim , Ahmedi 'nin XIV. yüzyıl Divan Şiirinin asıl kurucusu ve üstadı  sayılmasıdır.

İskendername'sini seçmem ise , tarihi öneme sahip (Makedonyalı ) Büyük İskender'den bahsetmesidir.

Aslında Ahmedi bu eseri Emir Süleyman için yazmış fakat Emir Süleyman'nın ölümü üzerine, Yıldırım Beyazid'in oğlu Süleyman Çelebiye takdim etmiştir.

Eserin sonuna eklediği Dasitan-ı Tevarih-i Müluk-ı Al-i Osman adlı manzum Gazavatname de İlk Osmanlı Tarihi sayılması bakımından oldukça önemlidir .

Her iki kısmında 10.000 beyit olan eserin , tarihi bakımdan Büyük İskender'in gerçek yaşamını anlatmaktan çok , bir çerçeve hikaye içinde farklı bilim dalları hakkında bilgi verdiği kabul görür.

Hatta Ahmedî bu mesnevide 3 farklı şahsiyete 3 sembol yüklemiştir; Aristo aklı, İskender ruhu, İskender'in savaştığı Dara, nefsi temsil eder.

Tabii bu 70 sayfalık kitapta , asıl metni okumak /okuyabilmek mümkün değil . Mehmet Kanar 'ın hikayeleştirdiği kitabı genel olarak kafamda netleştirebilmek maksadıyla okuduğumu düşünebilirsiniz.

Ahmedi hakkında yazılacak çok şey olmasına rağmen , buraya kısaltarak yazışımı da yine bu bloğu, okuduklarımı yazdığım defterimin bir özeti kabul etmeme bağlayabilirsiniz. 

Sevgiyle, kitapla kalın ...




9 Aralık 2017 Cumartesi

BAKİRENİN KIZLARI - JEANE WESTIN

Çeviri:Güntülü Tercanlı & Havva Arslan
1. Baskı 2010
424 Sayfa

"Kitaplar bir kimsede zaten yoksa , akıl vermezler .Fakat birazcık akıl varsa onu geliştirirler."
                                                  ARİSTO

Eğer beni sürekli takip ediyorsanız , bu kitabı gördüğünüzde "Eylem'in okuma hızı düşmeye başlamış" diye düşünmüşsünüzdür.

Evet itiraf etmek gerekirse şu aralar pek okuyabildiğim söylenemez.

Bu tarz bir kitabın bile elimde bir hafta süründüğü düşünülürse , hiç okuyamıyor olduğuma bile kanaat getirilebilir .

Ancak şöyle bir durum var ki , bu yıl Edebiyat derslerine çalışmamı zorunlu hale getirdim , evet bu işi de yine her zamanki gibi kendim başardım.:D

Alttan aldığım , üstten topladığım derslerle ve tabii ki düzenli ders çalışmayışımla bu işi de başarabildim ve kendimi tam bir deli çıkmazına soktum .

Fakat her zorluğun üstesinden gelinebilir olduğunu düşünenlerden olduğumdan , kuyruğundan da olsa yakalayıp , uzatmadan bu bölümü bitirmek için mücadele etmeye başlamış bulunmaktayım.

O sebepten , kitap okumalarım neredeyse sıfır durumuna geldi (roman türünden bahsediyorum, hiç okumadığım kadar ders kitabı okuduğumu da buraya not olarak düşüvereyim )fakat ağır da olsa yine okumaya devam etmek zorundayım ben , çünkü okumanın anlamı benim için nefes almakla eş değer .

Okumuyorsam , anlayın ki artık nefes de almıyorum :)

Gelelim kitabımıza , kitap için öncelikle yeğen'e teşekkür etmeliyim , şu aralar şöyle beyaz dizi kıvamında ,akıcı bir şeyler olsa okurum aslında deyince ve İngiltere tarihine merakımı bilince , 'tarihini okuyamıyorsan fantazyasını oku' diyerek , bu kitabı getirdi.

Her İngiltere Historical Romans'ında(tarihi aşk ) olduğu gibi VIII. Henry 'siz bir İngiltere düşünülemez, diye düşünen yazarımız da yine onun Anne Boleyn'den olan kızının dönemindeki entrikalardan oluşan bir, yok iki aşk sığdırmış kitaba.

Açıkçası ilki oldukça güzeldi benim için, ne ki 2. 'si için aynı şeyi söylemem pek mümkün değil, sanki ille de 400 küsur sayfa yazması gereken yazarın uzatmaları gibi olmuş .

Yine de her şeye rağmen kolay okunur, çok düşündürmez, edebi yönden zayıfça kitabı okuduğuma memnunum , hiç okunmamış , kitaba , kağıda dokunulmamış zamandan kıymetli gözümde bu tür  kitaplarla geçirilen zamanlar.

Hep belgesel de izleyemeyiz ki ama değil mi arada bir de reklam arası vermek gerekmez mi sizce de ?





4 Aralık 2017 Pazartesi

HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM -AHMED ARİF

Metis Yayınlarında 8. Basım 2014
181 Sayfa 

"İÇERDE
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı , kör pencere ,
Yastığım , ranzam , zincirim,
Uğrunda ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki masum resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin."

Bu şiiri şimdilerde çokça duyuyoruz , fark ettiniz mi Manuş Baba'nın şarkısını dinlerken?


Manuş Baba'nın harika yorumuyla , daha bir ayrı güzel olmuş .

Bu şarkıyı duyduğumdan beri nereden tanıdık geldiğini araştırmayı vazife saydım .

Ahmed Arif okumadım daha önce diye düşünüyordum , oysa şarkıyı ilk kez duyduğum zaman bile o kadar tanıdıktı ki , bir yerlerde kesişmiş yollarımız demek ki:D

Buna istinaden de bütün şiirlerini tekrar okumalıyım fikri oluştu, yeğen de kitabın kendisinde olduğunu söyleyince getirmesini istemek zorunluluk halini aldı .

Bu yıl herhalde en çok şiir okuduğum yıl olacak :D

Ahmed Arif'in politik tavrından bahsetmemek olmaz ama o kadar buraya yazmak istemiyorum ki.

Yine de satırları çok iyi .





29 Kasım 2017 Çarşamba

YANSIMA / LANDE - DENİZ ERBULAK

1. Baskı 2015
424 Sayfa

"Kuytu köşeleri severdi kızı.Kışı , soğuğu, rüzgarı , karı , yağmuru sevdiği gibi."

"Bazen yansımanın yolu değişir .Başka bir hayatın içinden geçer .Sonra o başka hayattan senin gibi biri gelir ve bize kaderden bahseder."

"Bu bir  oyun .Birileri yazarın üzerinden bu oyunu kuruyor...ve hepimiz bu kurulan oyunda yönetiliyoruz."

********

Bu kitap bir harika ;

Hem kurgu , hem gerilim, hem distopik, hem fantastik , hem korku ,hem macera  , hem seri ve hepsinden güzeli yerli bir kalemin elinden çıkma.

İnanmazsınız ne zamandır bu kadar heyecan verici bir kitap okumamıştım , hele de yerli bir yazardan , hele de bir kadın yazardan.

Deniz Erbulak , her kitabında olduğu gibi bu kadar şeyin içine , nezaketi de sığdırmış .

Nasıl yapıyor bilmiyorum ama kitabı üzerinde yazarın ismi olmadan okusanız bile Deniz Hanım aklınızdan geçebilir gibi geliyor bana.

Çünkü o nezaketi verebilecek başka bir kalem daha yok .

Bu kadar sert bir hikayede bile hem de .

Serinin devamını da edindim ve okumak için sabırsızlanıyorum .

Deniz Erbulak için de kütüphanemde özel bir bölüm oluşturma zorunluluğu doğuyor bu durumda , görülüyor ki kendisiyle daha çok kitapta buluşacağız .





26 Kasım 2017 Pazar

OYUN USTASI -JAMES DASHNER

Çeviri:Selim Yeniçeri
1. Basım 2016
302 Sayfa


Yine Kerem'den okuduğum bir serinin ilk kitabı .

Bilgisayar oyunları sevenlerin oldukça seveceği bir seri diye düşünüp , ben bu seriye devam etmeyeceğim sanırım falan diyordum ki kitap öyle bir bitiş yaptı ki sırf o bitişin hatırına okuyacağım seriyi ...


23 Kasım 2017 Perşembe

MEŞHUR YENİKAPI CİNAYETİ -MÜJDAT GEZEN

1. Basım 2004
3. Basım 2004
245 Sayfa

"Bu ülkedeki hukuk sistemi çökmüş .Ne yargıçlar , ne savcılar , ne avukatların mutlu olduğu bir ülkede hukuk sistemi nasıl iyi ve doğru olabilir ?"

"Adı üstünde sıkıyönetim , sıkıcı bir yönetim biçimi yani..."

Efendim alt ismi "acayip bir roman " olan , iç kapakta yer alan "bu kitaptaki gerçekler tamamıyla yalan yalanlar tamamıyla gerçek " yazısıyla beni meraka salan bir kitap oldu kendileri .

Daha önce 1-2 kitabını okumuşluğum var ustanın , eskiden dizi ve filmlerini de izlerdim yalan yok.

Bu kitap ;
 3  arkadaşın, 70-80 dönemi İstanbul'unda sanat ve özel yaşamları hakkında bilgi veriyor .

Ne kadarı biyografik unsur taşıyor çok fena merak etmekle birlikte , hikayedeki arkadaşların, gerçek hayatta kimler olabileceği hakkında varyasyonlar üretip durdum  okuduğum zaman boyunca .

 Ustadan, hem o dönemin genel siyasi havasını alabileceğiniz, hem de üniversite hayatları ve gençlik  farkındalıklarını takip edebileceğiniz , oldukça yalın yazılmış , bir hikaye .

Kitabı kapattığınızda siz karar verin gerçekliğine .

Okumuşlar ise şuraya yazıversin gerçekliğinin olabilme ihtimalini bu hikayenin, sevgiler , kitaplı günler dilerim.


21 Kasım 2017 Salı

TOPRAK ANA -CENGİZ AYTMATOV

Çeviri: Refik ÖZDEK 
1. Basım 1995
143 Sayfa 


"Toprak ve su insanlar arasında eşit olarak paylaştırılınca , kendi tarlamız olunca , kendi tarlamızı sürüp eker, kendi ürünümüzü kaldırınca biz de mutlu olacağız ."

"İyilik , yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir .Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir." 

************
Bir kadının toprakla, kendi yaşamı ve dünya düzeni üzerine konuşmaları var kitapta.

Öyle bir kadın ki savaş onlara değmeden , yalın mutluluğu bulmuş.

Sevmiş ve sevilmiş.

Savaşla gelen yıkım ...

Bir hayat ki,  bütün dünya insanının bir şekilde nasibini aldığı.

Bir mutlu yaşam , savaşla yıkılan.

Çok etkili bir kitap Toprak Ana , Aytmatov yine yalın dili ve bütün yaşananları hissettirebilen kalemi ile biz okurlara yaşatıyor kitabı , okutmaktan ziyade.




18 Kasım 2017 Cumartesi

YARIM KALAN KADINLARA- NICHOLE BERNIER

Çeviri:Özlem YÜKSEL
1. Baskı 2014
331 Sayfa

"Yalnızlık bir nimetti. Ama bir başkasının yanındayken yalnız kalmayı başarmak bir sanattı ."

"Büyümek biraz da başkalarını suçlamak yerine başarısızlıklarını kabul etmektir."

Hani bazen bir şeye bakarsınız ama gördüğünüz yalnızca o şeyin suretidir , aslını ancak hissederek, yaşayarak öğrenebilirsiniz .

Mektuplar var kitabın özünde , göçüp giden bir kadının ardında bıraktıkları .

Yanlış bilinen doğruları.

İnsanların inandıkları ...Oysa hepsi yalandı...

Belki de kimsenin tahmin edemeyecekleri...

Oysa her şeyi bildiklerini zannetmişlerdi...




P.S.:Son zamanlarda dinlediğim bir parçayı koyuyorum şuraya , belki de siz de seversiniz :D