21-27 OCAK/ 4. HAFTA ÖZETİ

Blogumun güzide takipçileri, haftalık özetlerimizin rabiasına, hoş geldiniz. Bu hafta sadece üç kitap bitirebilmişim, dizilerimden ne yazık ki biten yok, fakat Sisi'nin bitmesine az kaldı. Tarih sevenler, bilhassa 18. yüzyıl Avrupa tarihi ilginizi çekiyorsa-birebir olmasa da- bir şans verebileceğinizi düşünüyorum. Ne yazık ki, aynı tarihi kişiliği anlatan ve Devrim Lingnau'nun  oynadığı diziyi değil, diğer versiyonunu izliyorum. Siz neler izliyorsunuz? 

    Bakalım okuduğum kitaplara:

 22 Ocak

Leonardo Sciascia , Basit Bir Olay

  Olay basit falan değil! Sayfa sayısına bakarsanız, zannedersiniz ki bu kadar sayfada bir şey anlatılamaz, fakat öyle değil, hatta o kadar öyle değil ki...

Yazar da bir enteresan fakat olay hakikaten tam çözdüm dediğiniz anda çözemediğinizi gösterecek kadar falsolu, edebi değerini tartışmak istemeden sevdiğim kitaplardan biri oldu.

***********

24 Ocak

İbrahim Yıldırım, Hüznengiz Bir Arabesk

"Az önce saçmaladım mı acaba?

Olabilir, ama ne fark eder. 

Üflüyoruz, gidiyor işte bizim tekne.

Hem de ortaya karışık, fraktal fraktal..."

    Yazarın da üstteki satırlara dediği gibi bir kitap. Hediye olması bile kurtaramadı ne yazık ki.  İlk kısım, yani Refik Çelebizade hadi bir nebze okuttu kendini de, Hüseyin; evlerden ırak...

Ama @rakidabalık 'a teşekkür ederim pek tabii 😘

******

25 Ocak 

Gürültülü Yalnızlık, Bohumil Hramal

Efsane ötesi bir okuma, sakın aldanmayın sayfa sayısına 😜

“Bir kitapta işe yarar bir şey varsa, alevlerin ortasında sessiz kahkahalarını işitmeye devam edersiniz, çünkü gerçek bir kitap hep bir başka yere, kendi dışına göndermede bulunur.”

“Gökler insancıl değil, ne de dışımdaki ve içimdeki yaşam öyle. Merhaba Bay Gauguin!”

“Gökler insancıl değil, ama o göklerden daha fazlası var kuşkusuz, uzun zamandır unuttuğum, belleğimden büsbütün silinmiş merhamet ve sevgi var.”

“Gökler insancıl değil, bense dayanabileceğimden fazlasına maruz kalmıştım.”

**********

Bu haftanın bir de dinlediğim/audiobook kitabı var ki, tam olarak şu satırları yazmadan 5 dakika önce bitti. Haydi onu da paylaşayım da, esenleşelim efendim. Kalın sağlıkla...

SABAHATTİN ALİ

     Sevgili kitap dostu, okuma aşığı, edebiyat sevdalısı...Blog aleminin en uzun soluklu yazanlarından birinin, uzun uzun düşünerek, sizler için tanzim ettiği, bir post serisine hoş geldiniz! İşin hakikisini soracak olursanız, -sormasanız da mecbur anlatacağım-, bu tarz bir paylaşımı bir blogger arkadaşta görüp, çok beğenerek arakladığımı(intihal/çalıntı/esinlenme vs.) itiraf edebilirim... Gerçi, şu anda bu blogger arkadaşın ismini hatırlamayarak tam manası ile ahmaklığımı kamuya ilan etmiş oldumsa da, bu postun gayesi "güzellik olsun" olduğundan, eğer okuyor idiyse, ve dahi buraya yorum diye adını yazarsa, hem kendisini hatırlamış olayım hem de bir teşekkür etme şansı bulayım isterim .

    Kendisi hatırlatmamış ama, yorumuna binaen kendi bloğunu ziyaret etmem ile ayırdına vardım ki bu blogger Dear Monasora 'dır. Buyurun BURADAN onun bloguna da göz atıverin :) Kendisine fikirdeşliği teşekkür ederim.

    Eh, uzun bir takdimden sonra bu postumuzun bir Sabahattin Ali postu olduğunu belirtmek lazım. Buraya; sadece benim okuduğum Ali kitaplarını, hem de Ali'ye dair yazılmış ve yine benim okumuş olduğum kitapları toplayacağım. Niyetim ileride daha fazla Sabahattin Ali kitabının bu postta yer bulması, hatta bu yıl bütün Ali kitaplarını okumaya pek heves ediyorum.

    Buradan bir de kısa(!), Sabahattin Ali tanıtımı yapayım ki; okurun, neden Sabahattin Ali okumalıyım sorusuna, belki kendimce yeni bir bakış açısı getirme şansım olsun.

Sabahattin Ali:

    1907'de Gümülcine'de doğmuş ve ne yazık ki 1948'de henüz 41 yaşındayken Kırklareli'nde öldürülmüştür. 

    Türk Edebiyatında Toplumcu Gerçekçiliğin  en okunası kalemlerinden biri olmuştur. Hem öykü, hem roman, hem de şiir alanında eserler vermiş olsa da şairlik yönü pek bilinmez, oysa çok ünlü şarkılara söz olmuş şiirleri vardır.

    Komünizm propagandası yaptığı, Atatürk'e hakaret ettiği sebepleriyle hapse girmiştir. Nihal Atsız ile Refik Halid ile tartışmaları dava konusu olabilmiştir. Hem sol hem sağ cenah tarafından eleştirilmişliği de bir o kadar ironiktir.

    Aziz Nesin ile Markopaşa adlı dergiyi çıkarmış, fakat siyasileri eleştirmesi nedeniyle, hem dergiyi çıkarmasına hem de mahkemelere daha fazla dava eklenmesine vesile olmuştur. Velhasılı kelam, döneminin mugayir/ aykırı kalemidir.

    Gelelim benim okuduğum Sabahattin Ali kitaplarına;

MEKTUP

Canım Aliye, Ruhum Filiz'i 2017'de okumuşum, yorumu BURADA

*********************

ROMAN

Bu kitabını/romanını çok yıllar önce okumuştum, yorumu blogda ne yazık ki yok, fakat bir ben klasiği olarak kitaplığımda 2 adet Kürk Mantolu Madonnası var...

************************************************************************

                                                                Öykü, vs...

Çakıcı'nın İlk Kurşunu 

BURADA

"Çünkü dünya... alay etmekten başka bir şeye yaramaz..."

*******************************************

BİYOGRAFİ

Sabahattin Ali'ye dair Hıfzı Topuz'un anlattıklarını bulabileceğiniz kitap, Hıfzı Topuz'un bazı başka eserlerinde de Sabahattin Ali adı anılıyorsa da, bu kitap kadar teferruatlısı yok.

"Bir gün kadrim bilinirse

İsmim ağza alınırsa 

Yerim soran bulunursa

Benim meskenim dağlardır."

Sabahattin Ali okumayan kalmasın,

 bu ülkede faili meçhuller artık olmasın dileğiyle...

Kalın sıhhatle canım okuyanlarım.

14-20 OCAK / 3. HAFTA ÖZETİ

14 Ocak 

"Çünkü dünya... alay etmekten başka bir şeye yaramaz..."

    Bu kitap içerisinde; ikisi tam, biri bitmemiş üç kısa hikaye, bir uzun hikaye, on bir şiir, bir hikayenin opera formunda yeniden yazımı, ileride yazmayı planladığı hikaye ve romanlarına dair kısa notlar ve bazıları 1940'larda gazetelerde yayımlanmış sosyo-politik makaleleri var. 

    Sabahattin Ali kitapları devam edecek...

Haftanın Bilinesi 

18 Ocak

“Sümerlilere göre ölüler, "kur" adlı karanlık, dönüşü olmayan bir yeraltı dünyasına gidiyorlar. Tevrat'ta bu; Şeol, Yunan'da Hades, İncil'de, cehennem, İslam'da ahret olarak devam etmektedir.”

“Tevrat'a göre yaratılış 6 bin yıl önce olmuş. Hıristiyanlık da bu tarihi kabul etmiş. Kur'an'da bu yok. Fakat İslam inanışına göre 5 bin yıl önceymiş. Buna karşılık Sümer Kral listesine göre 241 200 yıl öncesine gidiyor. Çinliler 49 bin yıl önce diyorlanııış. Mısırlılara göre 13 bin yıl önce, Heredot ise 17 bin yıl önce diyor. Bunlara göre tektanrılı dinlerin yaratılış başlangıcı olarak verdikleri tarihler, ne tarihsel kaynaklara, ne de bilimsel kanıtlara uyuyor. Bugün 4 milyon yıl önceye ait insan fosilleri bulundu”

************

19 Ocak : KÖRDÜĞÜM

Kördüğüm adlı bu kitabı yürüyüş bandında okudum, keyifli oluyor açıkçası. Kitap çok ergendi, oldukça fantastikti fakat boşa geçecek bir 50 dakika yerine, ve evde zaman harcamak istemediğim kitaplardan biri olduğundan benim açımdan memnuniyet verici bir okuma oldu, zira uzuuuun zamandır elektronik kitaplarımın arasında okunmayı bekliyordu :)

  Dizi

The Office 1. sezonunu -zaten sadece 6 bölüm ve her bölüm de 22 dakika,- bitirebildim, ama açıkçası benim espri anlayışım bu değil. Fakat günlük konuşmada, İngilizce pratik için, tavsiye edilesi bir dizi olduğunu söylemeden edemeyeceğim.

Été 85, bir François Ozon filmi,  Aidan Chambers 'ın "dance on my grave" adlı kitabından uyarlanmış, izlemeyenler çok bir şey kaybetmeyecek diye düşünüyorum, hatta okuduğum yorumlara göre Ozon severleri bile çok etkileyememiş film .

"Önemli olan tek şey, insanın bir şekilde geçmişinden kaçabiliyor olması." 

 

7-13 OCAK ÖZETİ

 Sevgili, pek kıymetli ve canım arkadaşlarım,

nasılsınız? Bu yılın konsepti olarak başladığım, ya da en azından Ocak ayına özel olarak kalacak hafta özetlerimin ikincisine hoş geldiniz. Ocak ayının 2. Cuma gününden geriye bakacak olursak; biri İngilizce olmak üzere 3 kitap, bir de ilk sezonu 6 bölüm olan dizi var izlemiş olduğum ve sizlerle paylaşabileceğim. Umarım keyifli bir post olur sizler için de...

OKUDUM BİTTİ 9 OCAK : FERNANDO PESSOA 

#ANARŞİSTBANKER #ŞEYTANINSAATİ

    “Anarşist ne ister? Özgürlük. Kendisi ve başkaları için, tüm insanlık için özgürlük. Toplumsal kurguların ya da kısıtlamaların etkisinden kurtulmuş olmak ister; özgür olmak ister, tıpkı dünyaya geldiğinde olduğu gibi, tamamen adil koşullarda olması gerektiği gibi; üstelik bu özgürlüğü hem kendisi hem de diğer herkes için ister.”

Okudum bitti 10 Ocak: 

Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri -

Eduardo Galeano

"Diktatörlük bir kepazelik alışkanlığı: İnsanı sağır ve dilsiz, dinlemekten ve konuşmaktan aciz ve bakılması yasak olana karşı kör yapan bir makine."

    Kitap, Galeano'nun da dediği gibi; kendi belleği ile bir tür sohbet niteliğinde. Her telden çalınmış, çok yalın anlatımı olsa da, çok karmaşık... Bir an diktatörlüğe kafa tutulurken, bir sonraki an aşktan bahsedebilen metinler... Bazen şaşırtıcı detayların zamanın anlatıma denk gelen kısmında karşımıza çıkışını çok seviyorum, alttaki buna bir örnek :

Ocak 1976, Buenos Aires, Müziğe giriş,  92

"Evime kadar yürüdüm. Ilık ve durgun geceydi.  Montevideo'da sonbahar başlıyordu. Picasso'nun bir hafta önce öldüğünü öğrendim. "

Dizi : Rise of Empires : Ottoman

İlk sezonu; muhteşemdi, bütün eksik ve kusurlarına rağmen...

13 Ocak /Okudum Bitti, Ayın ECNEBİ Kitabı:

 #mindf*ck #stabby #allthelies

“It is dangerous to be right when the government is wrong. “

   —Voltaire

     Bu serinin 4. Kitabını okuduktan sonra, bir iki kelam etmek farz olmuştur bence. Kitaplar; Kapaklarına rağmen, handikapları ile birlikte, bir yerde adalet duygusunu sorgulatması bakımından ve tabii akıcı anlatımıyla okutuyor kendini. Merak duygunuzu, kriminal vakalara karşı zafiyeti olmayanları, her saniye artırarak sürüklüyor ... İki ucu keskin bir bıçak,  hani etik olup olmadığı tartışılır sorular vardır ya, işte bu kitaptaki olaylar tam olarak onlardan. İlginç...okunası...

1-6 OCAK 2023 ÖZET

 

2022'nin hedefi tutmuşsa 🥰  

Ayın Bilinesi ->

 George Orwell'in 

Neden Yazıyorum adlı kitabından :Plütokrasi

Okudum Bitti :30 Aralık -> 

George Orwell 'den Neden Yazıyorum 

    Genel olarak makalelerden oluşan ve Orwell'in neden yazdığına dair fikir sahibi de olabileceğiniz bir kitap. En uzunu ; 

Aslan ve Tekboynuz: Sosyalizm ve İngiliz Dehası.  

    Dönem dikkate alınarak okunması lazım gelen, İngiltere'ye yol haritaları çizmeye çalışan ve savaşa karşı değerlendirmelerinin okunabilecegi eser. 

    Kitabın son iki hikayesi ise çarpıcı, dehşete düşüren cinsten. Bir de gerçek olmaları, inanılmaz . Bir İdam ve Bir Fili Vurmak beni kahretti, yazarın hayat hikayesine yön veren hikayeler olduğunu Orwell severler takdir edecektir.  

    "Oldukça erken bir yaştan, belki beş ya da altı yaşından itibaren büyüyünce yazar olmam gerektiğini biliyordum . On yedi ile yirmi dört yaşlarım arasında bu fikirden caymaya çalıştıysam da, bunu yaparken esas doğama zulmettiğimin ve er ya da geç yola gelip kitap yazmam gerekeceğinin bilincindeydim."

Okudum bitti :2 Ocak

Hileli Tartı- Joseph Roth

    Bu kitap ya da bu hikaye için ne söylesem bilemiyorum, beklediğim, ümit ettiğim kesinlikle bu değildi.  Hikayenin sonu bile bu kadar romantik olmalı mıydı, diye sorgulamak mecburiyetten. Roth okumaya devamke ama ilk bununla başlamayın derim 😃

“Birçok insan gerçeğin küçük bir kısmını bile öğrenemeden ölüp gider. Gerçeği belki de öteki dünyada öğrenirler. Ama bazıları, gerçekte ne olduklarını bu dünyadaki yaşamlarında öğrenme şansını yakalar. Olup bitenlerin çoğunlukla ansızın farkına varıp korkunç bir dehşete kapılırlar.”

“Gömülür ölüler. Onlar için gözyaşı dökülür. En sonunda da unutulurlar.”

Okudum Bitti: E.M. Cioran- Çürümenin kitabı / 4 Ocak 2023

Bu kitabı okumayan kalmasın, üzerine çok konuşulabilecek, daha da fazla düşünülecek bir kitap. İyikilerimden biri ...  

*İlle de okuyun

“Her esaslı tecrübe uğursuzdur: Varoluşun katmanlarında bir kalınlık noksanlığı vardır; bunları kazan yürek ve varlık arkeoloğu, arayışlarının sonunda boş derinliklerle karşılaşır. Görünümlerin zırhını boş yere özlemle arayacaktır.”

“Etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz... Konuşanların sırrı yoktur. Ve hepimiz konuşuruz. Kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimiz sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız.”

“Kendimizinki hariç her acı, bize meşru ya da gülünçlük derecesinde anlaşılır görünür; böyle olmasa, duygularımızın değişkenliği içinde tek sabit şey matem olurdu. Fakat yalnızca kendimizin matemini tutarız. Eğer etrafımızda sürünen sonsuz sayıdaki can çekişmeyi, birer gizli ölüm olan bütün hayatları sevip anlayabilseydik, acı çeken varlık sayısında kalp gerekirdi bize.”

“Hayat, burukluğun tahrip ettiği bir mucizedir.”

Okudum Bitti: Latife TEKİN Unutma Bahçesi /6 Ocak 2023

"İnsan aldığını silen bir varlıktır,  yalnızca verdiğinin hesabını yapmayı bilir."

"İnsanlar gelip unutma biçimleri üzerine kafa yorsunlar, yeni fikirler çıksın ortaya, zamanla bir unutma enstitüsü kurulsun bu bahçede, dünyanın unutma merkezi olsun..."

    Şeref, Cömert ve Tebessüm, Olgun, Ferah karakterlerinin başı çektiği bir ütopik anlatı, rüyalı bir hayal alemi, reel olamayacak kadar uçuk, yalan olamayacak kadar gerçek... Kim öldü... Kim kaldı geride...

2023 Ocak 1. Hafta ÖZET

Hala izlemeye devam ettiğim 3 adet dizi olmasına rağmen, yılın ilk haftasında biten hiç yok. Bu dizilerden ilki:

Wednesday- 1. Sezon, 3. bölümdeyim :) 

İkincisi: 

Rise of Empires: Ottoman- 1. Sezon 4. Bölümdeyim, tavsiye ederim ;)

Üçüncüsü: 

Chicago Fire- 2. Sezon-6. Bölümdeyim,

ve evet daha fazla başladığım dizi olsa da güncel olarak ilerlemeye çalıştığım bunlar.