28 Aralık 2020 Pazartesi

EMILE - J.J. ROUSSEAU

BİR ÇOCUK BÜYÜYOR

254 Sayfa
Selis Kitaplar

"Eğitim, kaderin ve anne-baba eğilimlerinin uyum sağladığı oranda yararlıdır."

Rousseau'nun ailesinden görmek istediklerini, özellikle bir babanın çocuğa yaklaşımı baz alınarak - kendi babası oldukça ilgisizmiş-, hayali olduğu varsayılan kitap karakteri üzerinden anlatışı var kitapta.

"En çok yaşayan insan en çok yıl saymış olan değil, hayatı en çok hissetmiş olandır."

"Ben çocuğumu böyle eğiteceğim, şöyle yetiştireceğim" ifadeleri belki o zaman için / gerçi şimdi de hak veren çıkabilir, bir miktar yukarında bakma havası estiriyor.


"Daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi yapmak, beynin hiç çalıştırmadığınız bölümlerini uyandırıverir."


"Bir çocuk büyüyor" alt başlığı ile yayımlanan kitabın bölümleri de bir çocuğun büyüme evrelerini başlık edinmiş.

"Şu dünyadan ne çabuk gelip geçiyoruz. Hayatın ilk dörtte biri, kullanılması bilinmeden; son dörtte biri de kullanma gücümüz tükendikten sonra geçiyor. Zaten yaşamasını bilmiyoruz ve yaşayamıyoruz."

Kitabı okumaya (hangi cesaretle bilmem) Haziran 'ın 6'sında başlamışım. Bitişi tam olarak bu gün yani Aralık 28'ine geldi. Ben kişisel gelişim kitaplarını genelde lisede iken oldukça fazla okur ve severdim ancak uzun yıllardır ne zaman bir kişsel gelişim kitabı okuyup bitirsem genel olarak aynı hisse kapılıyorum;  bir sayfasında yapın dediğini, diğerinde yapmayın diyor sanki.

Mesela ilk sayfalarda ;
"İnsan bütün hayvanlar arasında en az sürü halinde yaşayabilendir."
derken, sonrakinde 
siz insan gibi bir değerli canlıyı hayvana benzetemezsiniz kardeşim'e dönebiliyor.

Neyse geçen akşam Tedx konuşmalarından birinde Emrah Safa Gürkan kişisel gelişim kitapları için şunu* deyince, aaa hakikaten "evreka" oldum. Bahse konu kelime : oxymoron,

bahse konu konuşmaya erişebilirsiniz. 




Buraya kadar çok çok uzattımsa da, yeni yıl postu, eski yıl bilançosu gibi zırvalıklarım ile bu yıl başınızı şişirmeyeceğimden ötürü bu post için beni affedeceğinizi umut ediyorum.

Bu yıl uzun uzun bilançolar çıkarmak ya da 2021'den beklentilerimi yazmak için mecalim yok açıkçası, zaten sanırım 41 ya da 42 kitap ile yılı kapatacağım, bunların son 12 sini ise okunmuştan saymasak bile olur. 

Çok başka hayaller ile başladığımız 2020, hepimize bir yerden temas ederek geçti, ancak bazılarımızın içinden, çok canından geçti. Üzgünüm daha iyi hissettiğim zamanlarım olsa da henüz eski hissiyatımı, yaşam motivasyonumu yakalayabilmiş değilim. 

Yeni yıl umarım hepimize bol kitaplı gelsin 
AMA
en önemlisi

 sağlıkla,
huzurla,
barışla 

gelsin...
Sevgiyle kalın dostlarım.

 



 

5 Aralık 2020 Cumartesi

PARILTI -MARGARET MAZZANTINI

Çeviri:Eren Yücesan Cendey
1. Baskı 2017


‘Ona hiçbir sevgi sözcüğü söylememiştim. Elbette daha çok ama çok zamanı olduğunu hayal ediyordum.’

‘Bütün aşk ilişkileri bir yoksunluktan doğuyor ; bu hüzünlü ve kapısı açık ortama rahatça yerleşmeyi bilen birine kendimizi feda ediyoruz; o da canının istediğini yapıyor; ya iyi davranıyor ya da mahvediyor.’

‘Eğer yere çarpıp parçalanmaksa niyetin, paraşüt takmazsın.’

**************

Bu hikaye bir aşk hikayesi ama söze dökülmemiş,
çok istenmiş ama erişilememiş,
enteresan bir hikaye...

İki adam ama çok farklı yaşanan yaşamlar, aynı adamların birbirine benzer yollar çizip kesişim noktaları arayışları...

Ve İngiltere, İtalya hattında gide gele geçen, fiziksel olmasa da manen döngüler...

Öylesi bir hikaye, keşke diyaloğu fazla olsaydı.