24 Şubat 2023 Cuma

18 - 24 ŞUBAT 2023 / 8. HAFTA

        Sevgili arkadaşlarım, 2023'ün 8. haftasından selamlar. Nasılsınız? Nasılsınız diye sormak adetten, yoksa hiçbirimizin iyi olamadığımızın(hala) ve bir süre daha iyi olamayacağımızın farkındayım, bazılarımız içinse bundan sonra "iyi olmak" kavramı lügatlarındaki eski anlamını karşılayamayacak ne yazık ki! Yine de hayat devam edecek... Benimki bu hafta şu şekilde geçti:

                                                                    9 ŞUBAT 

HAFTANIN OKUDUM BİTTİSİ 1

HALİDE EDİP ADIVAR 'DAN

ÇARESAZ

    Çare bulan, çare düşünen anlamına gelen Çaresaz, kitabımızın ana karakteridir.  
    Kitap 1961'de tefrika edilmiş, fakat kitap haline gelmesi 10 yıl sonrayı bulmuş.  Modern Türk kadını,  imam nikahı ve resmi nikah gibi hususları,  İstanbul manzaralarında resmetmiş yazar ya da bana bu hissi verdi. 
    Zengin ama yoksula düşmüş, vefakar mı ahmak mı olduğu fazlasıyla su götürecek kahramanımızın hayatından bir kesit...     Ne roman ne hikaye denilmesi mümkün,   belki bir uzun öykü tadında.  Konu ve karakter bakımından hoşuma gitmedi demek zorundayım, herkeslerin derdine çare olan güzel bacım sadece kendine biçare kaldı...Ya da çaresi bu olmamalı mıydı? Hayat bazen çok kolay ama bir o kadar zor, anlayana 
aşk olsun diyoruz. 

******************************
20 ŞUBAT 
SEZGİN KAYMAZ
DECCALİN HATIRI
SEvinç Kuşları 1
Deccal'in Hatırı
    "Ona göre,  akıl dedikleri zamazingo, sonsuz boyutlu mekânsızlık evrenine gerilmiş dümdüz bir çamaşır ipi, akıllı dedikleri hıyar ise o ipe mandallanmaya razı gelen kırmız dondu. Tabii dahi de işin gerçeğine o ipten uzak duracak kadar aklı eren er kişi oluyordu kaçınılmaz olarak. "

     Açık konuşalım; kitabı okumaya bir not defteri ile başlamanız lazım, karakteri bol, isimleri benzer ve fakat tiplerde bazı ayırıcı detaylar mevcut. Goodreads puanım  ⭐⭐⭐⭐⭐. 

   Bir Ankara Polisiyesi demek mümkün, bu orijinal tiplerin polis olarak karşımıza çıkması tesadüf olamaz . Bakınız Behzat Ç., fakat bu seride tek orijinal yok, hatta orijinal olmayan tip mi var lan, diyesi geliyor insanın :)) Cemil ya da Hayri şahıslarına münhasırlarsa da benim bir iki yerde okuduğuma göre, Veysel ile Deccal daha orijinal bulunmuş okurlar tarafından, o da olabilir. 

 Mevlana'dan alıntılarıyla, dersleri, tesadüfleri, kavuşmaları ve bitişleriyle çok iyiydi. Hikaye de iyiydi, anlatımı da iyiydi, ama kolay değildi.  Düşüne düşüne okunması lazım gelenlerden. 
Bir de tabii beklenmedikti. Her şeyiyle 😁

    "Eden bulsundu kardeşim, bir kere de bulsundu be, bir kere de kötüler çarpılsındı lan! İşi öbür dünyaya, ahirete falan bırakmadan,  şöyle buracıkta, yapıp ettikleri bir bir yüzüne vurularak; burunlarından fitil fitil getirilerek..."

*********************************************
23 ŞUBAT 
ÉMILE ZOLA
SUÇLUYORUM 



“Benim tek bir tutkum var, öylesine çok acı çekmiş ve mutluluğu hak etmiş olan insanlık adına, ışık tutkusu.”
 
    Suçluyorum, bir arzuhal; 13 Ocak 1898'de L'aurore gazetesinde, dönemin Cumhurbaşkanı'na ithafen yazılmış...

    Kim, kimi ve neden suçlamış? 
Fransa'da Yahudi kökenli bir subay olan Dreyfus, haksız yere casusluk ile suçlanır, yalandan yargılanır ve ömür boyu sürgün cezasıyla Şeytan adasına gönderilir.  Fakat bu ceza, ordu ve yargının kararlarının sorgulandığı uzun bir tartışma ağını başlatacaktır. 
 
Tahsin Yücel der ki önsöz kısmında:
"Suçluyorum, benzerine az rastlanır bir "aydın " başkaldırısının somut ve görkemli örneği olarak tek başına da okunabilir."

&&&&&&&&&&&&&&&&&*****&&****&&&&&&

23 ŞUBAT 
MURAKAMİ HARUKİ
TUHAF KÜTÜPHANE 

    "Labirentlerin zor yanı, seçtiğin yolun doğru olup olmadığını, sonuna kadar gitmeden bilememendir."

    Kitapların zor yanı da budur, o kadar da iyi olmadığını anlamak için, sonuna kadar okuman gerekebilir. 

Büyüklere masal diye yazılmış,  illüstrasyonlar ile canlandırılmış, fakat sanki bir şey eksik kalmış. 2⭐⭐ verdim, Murakami'ye saygımdan :)

    Bu hafta izleme konusunda aktif değildim, saçma salak you tube videolarını uyumak için kullandıysam da, ekrandan uzaklaşmak lazım diye düşünerek kitaplara vurdum kendimi. Çünkü hakikaten yaşayamıyorum...
Sosyal medyadaki görüntülere bakmaya devam etmek, yaşama devam etmeme engel oluyor, kesip atabilmek te mümkün değil çünkü o zaman da yetersizliğimin azabı yakamı bırakmıyor. Bir an önce bütün yaralar sarılsın diliyorum, asla kapanıp gitmeyecek, asla tam iyileşemeyek, biliyorum...

Sağlıkla kalın arkadaşlarım, sağlıcakla kalın. 





17 Şubat 2023 Cuma

11- 17 ŞUBAT / 7. HAFTA

    Nasıl başlayacağımı bilemediğim bir hafta özeti daha. Açık konuşmak gerekirse normal bir gün gibi başlayamıyoruz hiçbir güne son 10 gündür. Deprem'i yakından tecrübe etmediğimiz halde bizler bu haldeysek, yaşayanlar, kaybı olanlar ne halde düşüncesi bile canımı acıtıyor. Haber izlemeyeceğim deyip twitter, twitter bakmayacağım deyip instagram deryasında bunaltıyorum kendimi, deprem haberleriyle... Nasılsın demek anlamsız fakat nasılsın sevgili blogdaşım, ne haldesin, nerelerdesin? 

    HAFTANIN OKUNASI : Depremden bir gün önce bitirip, geçen haftaya ekleyemediğim kitap. Her distopik anlatı gibi handikapları yok değil, fakat farklı bir bakış açısı geliştirildiği de inkar edilemez. Hem gelecekte, hem bir hastalık sonrası kaybedilen doğurganlık oranının artması için yasaklanan kürtajın cezasının anlatılışı ile başlıyor kitap. Buna ceza  olarak "kırmızı" renk ile cildine boya enjekte edilen kahramanımızın, ahlaki olarak, dini olarak yetiştirilişi, kalıpların kırılması, çıkış yolları ama en önemlisi kimseye anlatamadığı sevdasını okudum. Dediğim gibi handikaplı, fakat farklı bir bakış açısı...

HILLARY JORDAN/ UYANDIĞINDA 


 Goodreads yorumlarından anladığım kadarıyla bir çok kitapla benzerlik taşıyormuş, bilhassa Margaret Atwood'un popi bir eseri ile. Ben okumadığım/izlemediğim için o kitabı, bundan keyif aldım. Distopik hikayeleri zaten sevdiğim için, keyif kısmı zorlama değildi. Son zamanlarda art arda okuduğum kitapların benzerlikleri, tamamen tesadüf; etik nedir, doğru neye denir, ceza nasıl verilir... Adalet'in bir kadın adı olmaktan öteye gittiği günler dilerim. 

"Tanrı'ya inanmak için düşünmeyi ve soru sormayı bırakmak zorunda değilsin, çocuğum. Sekiz milyar koyundan oluşan bir sürü isteseydi eğer, bırak özgür iradeyi, bize kavrama yeteneği veren başparmaklar bahşetmezdi. "

*********************************************************************************
Film; Akademi Ödülleri en iyi kostüm adayı imiş.  
Yönetmeni: C. J. Fokunaga
Oyuncuları,: Michael Fassbender, Mia Wasikowska...

Jane Eyre, bir Charlotte Brontë eseri. Tam bir klasik. Eski Türk filmi kıvamında bir hikayeden, bir İngiliz klasiği yapılsın demişler ya da tam tersi 😁 Filmi izlemeden kitabı okuyanlardan, tek olumlu yorum alamamış film, fakat bence bu normal. Kitaplardaki tadı almayı beklememek lazım zaten.  Bence iyiydi, kabul ediyorum 4 günde bitirdim fakat sebep filmden değil. Gerçekten ülkede yaşanan deprem, her ne kadar mağdur olmamış isek te her birimizi etkiledi... Zaten son 3 yıldır konsantrasyon problemlerim vardı, son zamanlar da üstüne tüy dikti. Ne diyelim, can sağlığı olsun, gerisi bir şekilde halledilecek inş.
*****************************************
16 Şubat 
HAFTANIN TEK BİTİRDİĞİM KİTABI:

JAMES PATTERSON
&
MICHAEL LEDWIDGE

"Hiçbir şeyden sakınmayın. Hiçbir şey içinizde kalmasın."


     Kitaba goodreads sitesinde 2⭐ verdim, polisiye macera türü olan kitabı tamamen beğenmedim demek yanlış olacak, fakat beğendim diyebilmem de mümkün değil. 
İlk olarak; dedektifin özel yaşamını anlatan kısımları sevdim, yani üzücü olsa da, hoş bir sevda masalı tadında okundu, fakat polisiyemizin macera kısmı, hem inandırıcılıktan oldukça uzak, hem de çok üstün körü yazılmıştı.  
    Kitap içinde merak edip, not aldığım bir diğer yazar ve kitap ise:
Ölüm ve Ölmek Üzerine- Elisabeth Kübler-Ross

Sevgili blogdaşım, sağlıkla, sağlıcakla kal, 
hoşça kal...

3 Şubat 2023 Cuma

28 OCAK- 3 ŞUBAT/ 5. HAFTA ÖZETİ

 Yılın 5. haftasını da geride bırakıyorum; bir dizi, biri yerli biri yabancı iki kitapla... İkisi de oldukça iyiydi, bütün kusurlarına rağmen, etik değerlerin sorgulanmasına vesile olabilecek, üzerine düşünülebilecek kitaplar. İkisinden de beklenmeyecek performanslar, kapağa bakarak karar verince, ön yargıların bir kez daha ne kadar anlamsız olduğunu hatırlattılar bana. 


KARDEŞ KANI

 - 

BARIŞ MÜSTECAPLIOĞLU


"Bazılarımızın çabuk büyümesi gerekiyor. "


    Hakikat şu ki; kitap içeriklerinden bahsetmekten hoşlanmıyorum, uzun uzun kitap yorumu okumak ta çoğu zaman cezbetmiyor beni, fakat ben de bazı zamanlar, okuduğum üzerine konuşmak istiyorum. Bazı kitapları uzun uzun anlatmak istiyorum. İşte o kitaplardan biri... Bir Barış Müstecaplıoğlu kitabı, ve bu kitabı niye edinmişim bilmiyorum, edinme zamanımın bile nereden baksanız en azından 3-4 senesi vardır, takasla mı geldi acaba? Neyse, yerli bir roman, bir aksiyon hikayesi, bir derin devlet anlatısı, bir Türkiye gerçeği, bir İstanbul yaşantısı...

    Kitabın 'sonsöz' kısmı, keşke 'önsöz' olabilseydi... Keşke bütün ülkenin ilk önceliği/öncelediği şey, 'çocuklar' olabilseydi... Ve keşke bazı çocukların çabuk büyümesi gerekmeseydi...

                                *********************************************

HAFTANIN BİLİNESİ:REF ETMEK


**********************************************
HAFTANIN İZLENENİ: SİSİ
    Leydi Diana'dan da önce, 1800'lerdeki bir efsane Sisi, nam-ı diğer Elizabeth. Özgür ruhlu kadın, beklenenleri, klişeleri altüst eden bireylerden biri, bir öncü...Fakat, ilk sezon beklediğim kadar iyi değildi. Acep diğer Sisi serisi daha mı iyidir diyerek, ilk sezonu bitirdim. Bütün 6 bölüm boyunca Napolyon'u çok merak etmiştim😁
     Siz izlediniz mi? 

***********************************
HAFTANIN 2. OKUDUM BİTTİSİ
Paint It All Red 
S.T. ABBY

The attempt to combine wisdom and power has rarely been successful, and then only for a short while. 
   —Albert Einstein

     Minf*ck serisinin 5. kitabını da bitirmiş ve seriyi nihayete erdirmiş bulunmaktayım. Goodreads yorumlarından yazarın bir trafik kazasında ölmüş olduğunu okudum ve gerçekten çok üzüldüm. Çok handikaplı bir seri, doğru ile yanlışın bu kadar iç içe geçtiği, kimin doğruda durduğundan emin olunamadığı bir okuma oldu benim için. 
Tekrara düşüyorum ama, kitap kapakları sizi yanıltmasın, evet hafif kısımları var hikayenin, fakat aslında derinlikli bir anlatı olduğu da su götürmez.

    Bir sonraki haftaya kadar kalın sağlıcakla efendim. Sevgiyle...