25 Mart 2023 Cumartesi

18-24 MART /12. HAFTA

    Sevgili arkadaşlarım, 12. haftamızda, ilk defa Cuma günü yayınlayamadım postu, sağlık olsun. Nasılsınız? Neler okuyor, neler izliyor, neler yapıyorsunuz? 
Ben:
18 Mart'ta 
Ahmet Karcılılar'ın
Mavinin Reddi isimli kitabını okudum. 

"Bir olay, kimse bilmiyorsa olmuş sayılmaz. "

    Yazarın Akrep ve Semender'ini okumuştum, ilk olarak. Sonra, kitaplarını aramış, bulamamıştım. Eşi ya da eski eşiyle arasındaki sorunlardan mutevellit olabileceğini okumuştum, fakat bu bilgi teyite muhtaçtır, hatta başkasıyla da karıştırmış olabilirim zira o kadar uzun zaman geçti ki üzerinden... Yıllar sonra denk geldiğim bu kitabı hiç düşünmeden aldım, 2018'in 24 Mart'ında. 
    Nasıl memnunum şu anda bu kitabı okuduğum için.  Fakat, neden mesela Ermiş 'in hikayesi bir kitap, tek hikaye olmak zorunda? Çok iyiydi. Yerli yazarlara fırsat vermeyenler için, işte aradığınız yazarlardan biri diyebilirim, Akrep ve Semender'ini de tavsiye ederim. Bulursanız, asla kaçırmayın.




👑👑👑👑👑👑👑👑👑👑👑👑
20 Mart Pazartesi günü 
Honoré de Balzac'ın
Gizli Başyapıt isimli kitabını okudum. 

“Desen bir iskelet sağlar resme, renkse yaşamdır; ama iskeletsiz yaşam, yaşamsız bir iskeletten daha eksik bir şeydir. ”

 La Comédie Humaine,Études philosophiques serisinin #71 numaralı kitabıymış.         Asla bilmiyordum. 
        Hatta böyle bir serinin varlığından haberdar bile değildim.  Serinin tamamı 87 kitapmış, kaçını okumuşumdur acaba?🥴
Kitaba dair, yazara dair ne yazılmış bakalım:
Gördüğünüz üzere bitti diyebileceğim bir izlence yok elimde fakat, hararetle izlemeye başladığım,  The Law According to Lidia Poët   ve tabii ki tavsiye edeceğim sizlere de, her ne kadar sonlandıramamışsam da İtalya'nın ilk kadın avukatının hikayesinden esinlenmiş olduğunu bilin isterim. 
Sağlıkla kalın, arkadaşlarım. Sağlıcakla kalın, kitaplarla, sevdiklerinizle kalın.

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖





 

17 Mart 2023 Cuma

11-17 MART/ 11. HAFTA

 Merhaba arkadaşlarım, yılın yeni bir haftasını daha geride bıraktık, nasılsınız?

Bu hafta bende neler var bakalım 🔜 


 BU HAFTA

The Glory

 İZLEDİM

    Dizi bir Güney Kore dizisi, ben başladığımda ilk sekiz bölümü yayınlanmıştı. 7. Bölüme kadar zaten 3 günde geldim, o seviyede tutsak etti beni kendine. Sonraki 8 'i benden kaynaklanan aksaklıklar ve sanki dizideki "bağzı" mantık hatalarına kafayı taktığımdan ötürü savsakladım. Fakat öyle bir son 2 bölüm yapmışlar ki, hemen 16 bölümü daha olsa izleyebilirdim. 😁

    Diziye ⭐⭐⭐⭐ ⭐ verdim , aslında son bölümden önce 4.5 olurdu ama son bölüm iyiydi 🙃fakat bunu az önce yazmıştım sanırım 😁🥴

    Not: Song Hye-kyo severdim zaten fakat bu dizide  Lee Doo-hyun 'u keşfetmek te güzeldi. 
Not 2: Son bölümü çok iyiydi👍
Not 3: Bu dizinini sonraki 8 bölümü için 2. sezon diyorlar ama tvtime'da sadece ilk sezon olarak görünüyordu, o sebepten ilk sezonu 16 bölüm gibi  kabul ettim ben.

*******************************************************
BU HAFTA 

BÜYÜK MOĞOLLARIN TARİHİ 
BABUR
JEAN PAUL ROUX

                                          OKUDUM 


"Bir neslin erdemleri ve kusurları onu oluşturan ve yetiştiren önceki nesil tarafından şekillendirilir."

    Kitapta pek çok ilginç bilgi var, fakat benim için en ilginçlerinden biri;
Jules Verne'nin Michel Strogoff'unun, Babur'un anılarından etkilenerek yazılmış olma ihtimalidir. Tekrar ve çok yakın bir zamanda okumak isterim.

*Bir haftanın daha sonuna geldik arkadaşlarım, yine felaket haberleri, yine can kayıpları, yine biz... Her defasında aynı şeyi söylemiş oluyorum ama ne yazık ki asla yanıltmıyor bu coğrafya beni. 
        Can, bu topraklardaki en kıymetsiz şeydir...

Sağ kalın arkadaşlarım, sağlıcakla kalın...Geri kalan her şey, bizler için teferruat bu hayatta :(










10 Mart 2023 Cuma

4-10 MART 2023/ 10. HAFTA

     2023'ün 10 . haftasından merhaba arkadaşlarım, nasılsınız?

    Bu hafta benim için yine 3 adet kitap bitirebildiğim, dizi olarak bir iki şeye başlayıp devamını getiremediğim, The Glory 'nin ilk iki bölümünü beğendiğim bir hafta oldu. Sanırım devamını getireceğim.

    Bu arada, kitap okurken kafamdaki sesler susmuyor diyorsanız, etraf çok sesli konsantre olamıyorum diye yakınıyorsanız, bana iyi gelen bir yöntemi paylaşmak isterim sizlerle. Daha önce müzik dinlemenin(kulaklık marifetiyle) ya da ortam müsait olduğunda sesli okuma yapmanın benim konsantrasyonuma olumlu anlamda katkısının olduğunu yazmıştım. Son 3 aydır, dinlediğim müzik türünü değiştirdim, ve Bach çello versiyonlarının  konsantre olma süremi çok ileriye taşıdığını fark ettim, belki size de tesir edebilir diyerek buraya not düşeyim istedim. Denemekten zarar gelmez :)

Bakalım neler okumuşum :)


5 Mart Okudum

Her Şey Ben Yaşarken Oldu

MUSTAFA BECİT 


"İnsanın bilinmezlik içerisindeki bocalama süresi yaşadığı hayata denk gelir."

"Yalnızlık ne zor şey! Karar verememek, nereye gideceğini, kime sığınacağını bilememek... Azgın kalabalıklar içinde tekil olmak, tekil susmak..."

Enteresan bir hikaye, sonu  az daha başka olaydı... İlk kez okuduğumu da belirtmek isterim. Belki kaleme aşina olamadığımdan, farklı geldi biraz. 

"Zaman biri ölünce durmuyordu. Oysa o zamanlar öyle olur diye beklemiştim.  Babam öldüğüne göre hepimiz ölebiliriz demiştim herkese.  Çünkü bir aileden baba çıkarılınca geriye ne kalır hesap edemiyordum o yaşlarda."

"Eğer anlatırsan o aşk olmaz... Aşk,  anlatamadığındır..."

"...telkin, yirmi birinci yüzyılın en güçlü silahıdır."

👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾👾

8 Mart 
Ursula K. Le Guin
Marifetler
Batı Sahili Yıllıkları 1. Kitap



Yorumum için kitap ismine tıklayın, zira kitabı 2. kez okudum, serinin devam kitaplarını okuyacağımdan ve de bu kitaptan aklımda bir şey kalmadığından mütevellit yeniden okunmuştur :D

“Üzülmek de, kör olmak gibi garip bir iş; nasıl yapılacağını öğrenmesi gerekiyor insanın.”

💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜💜

9 Mart
Ahmet Cemal
Dokunmak

"Gerçek anlamdaki yaratıcılık, geniş ölçüde bir kendine rağmen'liği de içermiyor muydu?"

    Dokunmak, Ahmet Cemal'den okuduğum 3. kitap, bir öykü toplaması. 

                                         KIYIDA YAŞAMAK




    Hepsi çok güzel. Ahmet Cemal çevirileri ile de ünlüdür aynı zamanda edebiyatımızda, sizler hiç okudunuz mu Ahmet Cemal'den?

Kalın sağlıcakla arkadaşlarım...


3 Mart 2023 Cuma

25 ŞUBAT- 3 MART 2023/ 9. HAFTA

Merhaba arkadaşlarım, nasılsınız?
Yılın 9. haftasını da geride bırakıyoruz, bu hafta gündemde;
deprem haberleri seçim haberlerinin önüne geçmeye çalışırken, ben de izlemek yerine okumaya devam etmeye çalışıyorum. Sizler neler yapıyorsunuz?

Ne okudum bu hafta: 
26 Şubat 

Hasan Ali Toptaş
Gölgesizler
    “Durdum, birden; kim bilir hangi sokağın yalnızlığına sapacakken durdum ve kendi kendime, kayıp bir kentten getirilmiş cadde, diye mırıldandım. Aklımca, berber dükkânıyla cadde arasında bir bağ kurmaya çalışıyordum.”

Ne okudum diye baktım yazardan.  
Okumamışım...Hiç.
Aradan zaman geçmiş, unutmuşum, belki de...
Hiç önemli değil bu kısım, belli ki, okumuşsam da aklımda kalmamış, bloga da yazılmamış. 
Bu kitap;
bir tarz ise köy edebiyatı, işte size örneği. 
Betimlemelerin güzelliği...
Fakat bir şey; o büyülü gerçekliği araya sokuşturma çabası belki de, onca realist hikayede sırıtmadı mı? Sevmedim desem, akıyor okurken, yine de olmamış be hocam. Evet tuzu yerinde, kıvamı güzel ama ne yedim ben dedirtiyor. Neden yedim dedirtiyor. Hele de o son. 
Olmamış, olamamış, oldurulamamış.

        &*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&*&


27 Şubat 

Ne izledim:
J-hope In The Box
    Bts sadece 13 14 yaş ergenlerine dokunmaz, bazen benim gibi kendi içinde kaybolmuş 40'lıklara da iyi gelir. Depresif diyorlar, desinler.
Bana hep umut 😍

!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

27 Şubat 
OKUDUM
Marcel Proust
Okuma üzerine 

    “Hiç kuşkusuz, dostluk, bireyler arasındaki dostluk hava cıvadır ve okuma bir dostluk biçimidir. Ama en azından dostluğun samimi bir biçimidir ve bir ölüye, olmayan birine yönelik olması ona çıkarsız, neredeyse dokunaklı bir hava verir. Dahası o, öteki bütün dostluk biçimlerini çirkinleştiren her şeyden bağımsız bir dostluktur.”

    Dogruyu söylemek gerekirse, halihazırda 35 sayfa olan kitabı/kitapçığı iki kısma ayırmak mümkün;
İlkinde, uzun uzun hatta upuzun cümleler ile zorlandığınız yazarın okuma hallerini anlatan kısım varken,
ikinci kısımda, genel olarak okuyana ilişkin görüşler, tarihi örnekler ile biz okurun dikkati celbedilerek anlatılıyor. 
 Sevdim. Çok...

 Üstteki alıntının olduğu sayfanın tümünü buraya koymak etik olmayabilir düşüncesiyle sadece tadımlık bir kısım eklenmiştir.  
Keyifli okumaların olsun, sayın okur.

       🍀👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣👣🍀

OKUDUM
2 Mart
Uğur MUMCU
12 Eylül Adaleti

    Bu kitaba puan vermek haddim değil...
İçinde 12 Eylül döneminde yaşananlardan kesitler var. Ankara Sıkıyönetim Komutanı Org. Rcep Ergun ile Başsavcı Albay Nurettin Soyer ikilisinin  adalet perdesindeki rolleri, sonrasında kanıtlarla belgenen ya da meçhule düşen bir takım hesaplaşmalar.
 Sağcısı solcusunun, solcusu sağcısının canını almakta beis görmezken, çıkarları doğrultusunda her ikisini de kullanmaktan geri durmayanlar ile bir memleketin nasıl içinden geçilirin yazılı metni. 
    Yıllar içinde başka isimler takıp geliştirilen düşmanlıklarla, hâlâ bazılarının ceplerini doldurduğu, bunun için birilerini öldürdüğü, birilerinin ölümüne göz yumduğu, ya da hayatlarının anlam kaymalarına neden olduğu gerçeğinde en ufak bir iyileşme olmaması ve dahi daha kötü hale gelmesine ne desem bilemiyorum.  
    Birileri koltuk sevdasını, öbürleri para özlemini doyuramadı gitti canım ülkemde.  
    Sistemli bir şekilde, cahillik toplumun her kesimini ele
 geçirirken, ahlak kavram olarak bile hayatımızda yer bulamaz oldu. Liyakat'ı duyan yok, liyakatsizliğin türlü kılıfları mevcut. 

Yazıklar olsun. 

Doğru söyleyeni, doğru olanı öldürmenin mübah olmadığı zamanları görmek dileğiyle sevgili okur, 
sağlıkla, kitaplarla kalalım.


1 Mart 2023 Çarşamba

URSULA KROEBER LE GUIN

     Selam arkadaşlarım, yine bir derleme, toplayıp bir araya getirme postu ile sizlerleyim. 

    Benim çok sevdiğim bir kalem, çok yakın zamanda kaybettik maalesef...

        Bu postun benzerini Sabahattin Ali ile yapmıştık, şimdi 2. kalem Ursula olsun istiyorum, zira bu yıl, O'nun da elimde olan kitaplarını okumaya çalışacağım. Bu bağlamda Batı Sahili Yıllıkları serisinin ilk kitabı olan Marifetler'i okumuş olmama rağmen, uzun zaman geçtiğinden, O kitabı tekrar okuyup, bekletmeden seri devamlarını getirmek istiyorum. Eskiden seri kitapları art arda okumayı sevmediğimi söylediğimi söyleyenleriniz olabilir, değişiyoruz azizim, her şey gibi biz de değişiyoruz. 

            

    Bu yazardan, bilhassa bir tek kitap önermemi isteseniz; Mülksüzler, derim. 

  Siz okudunuz mu, bu sevgili kalem üstadından? 

    Haydi şimdi kısaca hem yazardan bahsedelim, hem de yazarın kitaplarından hangilerini okumuşum bir bakalım.

    *Kitapların üzerinde tıkladığınızda,  kitabın yorumunun olduğu sayfaya yönlendirileceksiniz. Keyifli okumalar dilerim.

                        Ursula Kroeber Le Guin (1929-2018)

    Antropolojist baba ve yazar bir anne; spekülatif kurgu, bilim kurgu ve fantazi olarak belirlenmiş bir tarz; 23 roman, 12 hikaye, 11 şiir, 13 şiir kitabı, yanında essayler ve çeviriler ile; 6 Nebula, 7 Hugo ödülü ve başkaca ödül ve başarı takdirleri...

    Benim için yazdığı tür fantazi de olsa, kurgu da olsa, distopya da olsa önemli değil, kusursuz dediklerimden biridir yazar. Yazarların kraliçesi...Görelim ne okumuşum yazardan.

SERİLER

Yerdeniz Serisi

1-YERDENİZ BÜYÜCÜSÜ






BATI SAHİLİ YILLIKLARI





TEK KİTAPLARI




24 Şubat 2023 Cuma

18 - 24 ŞUBAT 2023 / 8. HAFTA

        Sevgili arkadaşlarım, 2023'ün 8. haftasından selamlar. Nasılsınız? Nasılsınız diye sormak adetten, yoksa hiçbirimizin iyi olamadığımızın(hala) ve bir süre daha iyi olamayacağımızın farkındayım, bazılarımız içinse bundan sonra "iyi olmak" kavramı lügatlarındaki eski anlamını karşılayamayacak ne yazık ki! Yine de hayat devam edecek... Benimki bu hafta şu şekilde geçti:

                                                                    9 ŞUBAT 

HAFTANIN OKUDUM BİTTİSİ 1

HALİDE EDİP ADIVAR 'DAN

ÇARESAZ

    Çare bulan, çare düşünen anlamına gelen Çaresaz, kitabımızın ana karakteridir.  
    Kitap 1961'de tefrika edilmiş, fakat kitap haline gelmesi 10 yıl sonrayı bulmuş.  Modern Türk kadını,  imam nikahı ve resmi nikah gibi hususları,  İstanbul manzaralarında resmetmiş yazar ya da bana bu hissi verdi. 
    Zengin ama yoksula düşmüş, vefakar mı ahmak mı olduğu fazlasıyla su götürecek kahramanımızın hayatından bir kesit...     Ne roman ne hikaye denilmesi mümkün,   belki bir uzun öykü tadında.  Konu ve karakter bakımından hoşuma gitmedi demek zorundayım, herkeslerin derdine çare olan güzel bacım sadece kendine biçare kaldı...Ya da çaresi bu olmamalı mıydı? Hayat bazen çok kolay ama bir o kadar zor, anlayana 
aşk olsun diyoruz. 

******************************
20 ŞUBAT 
SEZGİN KAYMAZ
DECCALİN HATIRI
SEvinç Kuşları 1
Deccal'in Hatırı
    "Ona göre,  akıl dedikleri zamazingo, sonsuz boyutlu mekânsızlık evrenine gerilmiş dümdüz bir çamaşır ipi, akıllı dedikleri hıyar ise o ipe mandallanmaya razı gelen kırmız dondu. Tabii dahi de işin gerçeğine o ipten uzak duracak kadar aklı eren er kişi oluyordu kaçınılmaz olarak. "

     Açık konuşalım; kitabı okumaya bir not defteri ile başlamanız lazım, karakteri bol, isimleri benzer ve fakat tiplerde bazı ayırıcı detaylar mevcut. Goodreads puanım  ⭐⭐⭐⭐⭐. 

   Bir Ankara Polisiyesi demek mümkün, bu orijinal tiplerin polis olarak karşımıza çıkması tesadüf olamaz . Bakınız Behzat Ç., fakat bu seride tek orijinal yok, hatta orijinal olmayan tip mi var lan, diyesi geliyor insanın :)) Cemil ya da Hayri şahıslarına münhasırlarsa da benim bir iki yerde okuduğuma göre, Veysel ile Deccal daha orijinal bulunmuş okurlar tarafından, o da olabilir. 

 Mevlana'dan alıntılarıyla, dersleri, tesadüfleri, kavuşmaları ve bitişleriyle çok iyiydi. Hikaye de iyiydi, anlatımı da iyiydi, ama kolay değildi.  Düşüne düşüne okunması lazım gelenlerden. 
Bir de tabii beklenmedikti. Her şeyiyle 😁

    "Eden bulsundu kardeşim, bir kere de bulsundu be, bir kere de kötüler çarpılsındı lan! İşi öbür dünyaya, ahirete falan bırakmadan,  şöyle buracıkta, yapıp ettikleri bir bir yüzüne vurularak; burunlarından fitil fitil getirilerek..."

*********************************************
23 ŞUBAT 
ÉMILE ZOLA
SUÇLUYORUM 



“Benim tek bir tutkum var, öylesine çok acı çekmiş ve mutluluğu hak etmiş olan insanlık adına, ışık tutkusu.”
 
    Suçluyorum, bir arzuhal; 13 Ocak 1898'de L'aurore gazetesinde, dönemin Cumhurbaşkanı'na ithafen yazılmış...

    Kim, kimi ve neden suçlamış? 
Fransa'da Yahudi kökenli bir subay olan Dreyfus, haksız yere casusluk ile suçlanır, yalandan yargılanır ve ömür boyu sürgün cezasıyla Şeytan adasına gönderilir.  Fakat bu ceza, ordu ve yargının kararlarının sorgulandığı uzun bir tartışma ağını başlatacaktır. 
 
Tahsin Yücel der ki önsöz kısmında:
"Suçluyorum, benzerine az rastlanır bir "aydın " başkaldırısının somut ve görkemli örneği olarak tek başına da okunabilir."

&&&&&&&&&&&&&&&&&*****&&****&&&&&&

23 ŞUBAT 
MURAKAMİ HARUKİ
TUHAF KÜTÜPHANE 

    "Labirentlerin zor yanı, seçtiğin yolun doğru olup olmadığını, sonuna kadar gitmeden bilememendir."

    Kitapların zor yanı da budur, o kadar da iyi olmadığını anlamak için, sonuna kadar okuman gerekebilir. 

Büyüklere masal diye yazılmış,  illüstrasyonlar ile canlandırılmış, fakat sanki bir şey eksik kalmış. 2⭐⭐ verdim, Murakami'ye saygımdan :)

    Bu hafta izleme konusunda aktif değildim, saçma salak you tube videolarını uyumak için kullandıysam da, ekrandan uzaklaşmak lazım diye düşünerek kitaplara vurdum kendimi. Çünkü hakikaten yaşayamıyorum...
Sosyal medyadaki görüntülere bakmaya devam etmek, yaşama devam etmeme engel oluyor, kesip atabilmek te mümkün değil çünkü o zaman da yetersizliğimin azabı yakamı bırakmıyor. Bir an önce bütün yaralar sarılsın diliyorum, asla kapanıp gitmeyecek, asla tam iyileşemeyek, biliyorum...

Sağlıkla kalın arkadaşlarım, sağlıcakla kalın. 





17 Şubat 2023 Cuma

11- 17 ŞUBAT / 7. HAFTA

    Nasıl başlayacağımı bilemediğim bir hafta özeti daha. Açık konuşmak gerekirse normal bir gün gibi başlayamıyoruz hiçbir güne son 10 gündür. Deprem'i yakından tecrübe etmediğimiz halde bizler bu haldeysek, yaşayanlar, kaybı olanlar ne halde düşüncesi bile canımı acıtıyor. Haber izlemeyeceğim deyip twitter, twitter bakmayacağım deyip instagram deryasında bunaltıyorum kendimi, deprem haberleriyle... Nasılsın demek anlamsız fakat nasılsın sevgili blogdaşım, ne haldesin, nerelerdesin? 

    HAFTANIN OKUNASI : Depremden bir gün önce bitirip, geçen haftaya ekleyemediğim kitap. Her distopik anlatı gibi handikapları yok değil, fakat farklı bir bakış açısı geliştirildiği de inkar edilemez. Hem gelecekte, hem bir hastalık sonrası kaybedilen doğurganlık oranının artması için yasaklanan kürtajın cezasının anlatılışı ile başlıyor kitap. Buna ceza  olarak "kırmızı" renk ile cildine boya enjekte edilen kahramanımızın, ahlaki olarak, dini olarak yetiştirilişi, kalıpların kırılması, çıkış yolları ama en önemlisi kimseye anlatamadığı sevdasını okudum. Dediğim gibi handikaplı, fakat farklı bir bakış açısı...

HILLARY JORDAN/ UYANDIĞINDA 


 Goodreads yorumlarından anladığım kadarıyla bir çok kitapla benzerlik taşıyormuş, bilhassa Margaret Atwood'un popi bir eseri ile. Ben okumadığım/izlemediğim için o kitabı, bundan keyif aldım. Distopik hikayeleri zaten sevdiğim için, keyif kısmı zorlama değildi. Son zamanlarda art arda okuduğum kitapların benzerlikleri, tamamen tesadüf; etik nedir, doğru neye denir, ceza nasıl verilir... Adalet'in bir kadın adı olmaktan öteye gittiği günler dilerim. 

"Tanrı'ya inanmak için düşünmeyi ve soru sormayı bırakmak zorunda değilsin, çocuğum. Sekiz milyar koyundan oluşan bir sürü isteseydi eğer, bırak özgür iradeyi, bize kavrama yeteneği veren başparmaklar bahşetmezdi. "

*********************************************************************************
Film; Akademi Ödülleri en iyi kostüm adayı imiş.  
Yönetmeni: C. J. Fokunaga
Oyuncuları,: Michael Fassbender, Mia Wasikowska...

Jane Eyre, bir Charlotte Brontë eseri. Tam bir klasik. Eski Türk filmi kıvamında bir hikayeden, bir İngiliz klasiği yapılsın demişler ya da tam tersi 😁 Filmi izlemeden kitabı okuyanlardan, tek olumlu yorum alamamış film, fakat bence bu normal. Kitaplardaki tadı almayı beklememek lazım zaten.  Bence iyiydi, kabul ediyorum 4 günde bitirdim fakat sebep filmden değil. Gerçekten ülkede yaşanan deprem, her ne kadar mağdur olmamış isek te her birimizi etkiledi... Zaten son 3 yıldır konsantrasyon problemlerim vardı, son zamanlar da üstüne tüy dikti. Ne diyelim, can sağlığı olsun, gerisi bir şekilde halledilecek inş.
*****************************************
16 Şubat 
HAFTANIN TEK BİTİRDİĞİM KİTABI:

JAMES PATTERSON
&
MICHAEL LEDWIDGE

"Hiçbir şeyden sakınmayın. Hiçbir şey içinizde kalmasın."


     Kitaba goodreads sitesinde 2⭐ verdim, polisiye macera türü olan kitabı tamamen beğenmedim demek yanlış olacak, fakat beğendim diyebilmem de mümkün değil. 
İlk olarak; dedektifin özel yaşamını anlatan kısımları sevdim, yani üzücü olsa da, hoş bir sevda masalı tadında okundu, fakat polisiyemizin macera kısmı, hem inandırıcılıktan oldukça uzak, hem de çok üstün körü yazılmıştı.  
    Kitap içinde merak edip, not aldığım bir diğer yazar ve kitap ise:
Ölüm ve Ölmek Üzerine- Elisabeth Kübler-Ross

Sevgili blogdaşım, sağlıkla, sağlıcakla kal, 
hoşça kal...