Bilenler biliyor , bilmeyenler için ;
AÖF(Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi )
Türk Dili ve Edebiyatı 2. sınıf öğrencisiyim.
'Yaşın biraz geçkin değil mi?' diyenler olabilir, öğrenmenin yaşı yok diye düşünenlerdenim.
(Yaşım 35 )
Bu bölümde okurken pek çok bilmediğim şey öğreniyorum edebiyata dair .
Ve bir de diller , edebiyatımızı anlamak için , bunlardan biri de malumunuz olacağı üzere Osmanlıca.
Fakat bu ölü dili sadece kitaplardan çalışarak öğrenmek oldukça meşakkatli , 1. yıl bir miktar zorlanarak ta olsa geçebildiğim Osmanlıca 'yı hakkıyla öğrenebilmek adına İSMEK'in(İstanbul'da yaşayanlar için ücretsiz pek çok bölümde ders/kurs alabileceğiniz kurum) Osmanlıca kursuna yazıldım 2016 ekim ayında .
Şu anda 2. kur olarak; Osmanlıca Kolay Metinler 'i alıyoruz , bu kur için alan çalışması olarak ta Eyüp Sultan'daki mezar taşlarını okumayı uygun gördü öğretmenimiz.
Öğretmenlik işini hakkıyla yapan , bu konuda bizlerin taleplerini karşılamaya çalışan , bu uğurda 'yeter ki öğrenmek isteyin' mantığı güden pek kıymetli bir öğretmenimiz var , Sabiha öğretmenime (okumayacak olsa da) kocaman bir teşekkür ediyorum buradan.
Nihayet 12.03.2017 Pazar olarak kararlaştırılan alan çalışması gününde , havanın inanılmaz soğuna ve yağmura rağmen Eyüp Sultan'dayız.
Eyüp Sultan , İstanbul'un Eyüp İlçesinde yer alan Eyüp Sulan Camii'nin bulunduğu , Eyüp Sultan Hazretlerinin yattığı rivayet edilen yerdir.
Peki kimdir bu Eyüp Sultan ,
wikipedia'ya göre;
Ebu Eyyûb El-Ensarî - doğum adı Halid bin Zeyd bin Kuleyb (Arapça: أبو أيوب الأنصاري; ö. 672[1] veya 674[2]), Türkçede Eyüp Sultan olarak anılan en büyük Sahabelerden biridir. İslam peygamberi Muhammed'i Mekke'den Medine'ye göç ettiği zaman evinde ilk misafir eden sahabidir. Bu misafirlik süresi yedi aydır. Bu sebeple kendisine bu olaydan sonra Mihmandar-ı Nebevî veya Mihmandar-ı Resul de dendiği olmuştur. Daha sonra 90'lı yaşlarında katıldığı ikinci İstanbul kuşatması sırasında şehit olmuştur. Vasiyeti üzerine İstanbul surlarının dibine gömüldüğü rivayet edilir. Fetih'den sonra Akşemsettin manevi keşif yoluyla mezarını bulur. Şu anda onun adına bir türbe, kendi adı ile anılan Eyüp semtinde ve kendi adı verilen Eyüp Sultan Camii'sinde bulunmaktadır.
Eh oraya kadar gitmişken türbenin içine girmemek olmaz .Etrafındaki çinileriyle de ayrıca ünlü olan türbenin ne yazık ki orijinal kalabilen çinileri çok az.
Orjinalleri görmek için Louvre Müzesi ziyaret edilebilir ama Eyüp'te de restorasyonları yapılmış , yine de orijinal hallerini görebilmeyi dileyeceğiniz fevkalade bir sanat var.
Türbede Eyüp Sultan yatıyor mu , yatmıyor mu tartışmasına girmeyeceğim ama herhalde yerli turistlerin İstanbul'da en çok ziyaret ettiği yerlerden biri olduğunu söylersem , zannederim yanılmış olmam. Değişik inanışlar ile ritüellerin de yapılması ile kutsal kabul edilen bu yer , dilek dileyenlerin de uğrak yeri.
Alan çalışması yapmak için burasının seçilme nedenlerinden biri , Eyüp Mezarlığı.
Eyüp Mezarlığı'nda padişahlar, sadrazamlar, şeyhülislamlar, vezirler, kumandanlar, hanım sultanlar, saray mensupları, din, tasavvuf, ilim, fikir, sanat adamları, şairler ve halktan kişiler gömülmüştür.
Bu kişilerin mezar taşları Osmanlıca olup, bizim gibi Osmanlıca öğrenmeye çalışanlar için muazzam bir pratik yeridir.
"Ecdadımızın mezar taşlarını bile okuyamıyorlar(!)" demesinler diye , gittik ve 3 saat boyunca , bulabildiğimiz -sağlam kalmış- mezar taşlarını inceledik.
Kimlerin mezarlarını ya da taşlarını incelediğimizden önce şunu belirtmek isterim , ecdadımızın mezar taşlarının okunmasını isteyenler , o taşların kıymetini bilmeliler.
Yazık ki hiçbir şeyine kıymet vermediğimiz ülkemde , mezarlıklar da bu sorumsuzluktan paylarını fazlası ile almışlar.
Pek çok taş kırılmış , bu kırılmaların doğal sebeplerden olduğu kabul edilse bile , gelişigüzel yerlere atılmış görüntüsü kabul edilir gibi değil.
Gelelim bizim gördüklerimize , ilk uğradığımız Sokollu Mehmet Paşa türbesi .
Nobel ödüllü yazar Ivo Andric'in aynı isimli bir kitabına da konu olan Drina Köprüsü'nde de imzası vardır Sokolovic Mehmet Paşa 'nın. Ve tabii Mimar Sinan'ın
:)
Yine Sokolovic Mehmet Paşa ile aynı köyden olan Lala Mustafa Paşa. Ve 28 yıl Şeyhülislamlık yapmış olan Ebussuud Efendi.
Şehzade Mehmet Kazım ve nice Sultanlar ....
Çok uzun bir yazı oldu biliyorum :)
Belki de sıkıldınız, çünkü sadece tarihe ilgi duyanların önemseyeceği şeyler bunlar.
Yine de sizlerle paylaşmak , kulaktan dolma olan bilgileri görsel olarak ta görmenizi ya da görmüş olanlarınız için kısa(!) bir hatırlatma için paylaşmak istedim.
Eyüp mezarlığı çok büyük , biz 2- 3 saat kadar gezebildik ve zannederim çok az yerini görebildik.
Daha çok görülecek /okunacak mezar taşı olmasına rağmen iliklerimize işleyen yağmur ve soğuğa direnemeyip , yeni alan çalışmaları için öğretmenimizden söz alarak Eyüp'ten ayrıldık.
İstanbul'da ne kadar kalırım , hayat bizi nerelere götürür bilinmez ama bu şehir görülmeye değer.
Burada olduğum sürece hep bilmek , hep öğrenmek arzusu duyuyorum.
Hatta okumaya , öğrenmeye , gezip-görmeye olan aşkım zannederim bu ilde zirve yaptı.
Dünyada pek çok görülecek yer var , öğrenilmesi gereken pek çok şey, umuyorum benimle birlikte yaptığınız/yapacağınız bu gezilerde sıkılmayacaksınız.