28 Kasım 2022 Pazartesi

KISA KISA 2022

Selam blog dostu, 

yine bir toplama, toplanma, ay neler neler okudum, vay neler izledim, aman da nerelere gittim, bakalım neler ettim postuna hoş geldiniz.

Malum yıl sonu bilançolarım vardı eskiden ama onu bir postta toplamak çok zor olacak benim için, o sebepten bundan sonra ay ay gidelim bu özet geçmeleri. Bu şekil de denedim anacım, kaç yıl oldu buradayız, yaza boza bir hal olduk en iyi nasıl olur diye sonunda kafamıza göre takılmaya karar verdik, verdim yani. 


1Kasım


"İşçisi olmadığınız şeyin kahramanı olamazsınız. "
Celal Kadri Kınoglu 

👍

Allah rahmet etsin Doğan Hoca muazzam güzel bir insandı. Daha önce bir kaç kitabını okumuş, bir söyleşisine katılmış ve anlatım tarzından etkilenişim kitaplarından fazla olmuştu ki bunu yakalayabilmek bence çok nadir oluyor. Bu kitabı tvdeki programının yazıya dökülmüş hali, tam da benim gibi tv ile hiç muhatap olmayanlar için düşünülmüş harika bir röportaj /mülakat örneği olmuş. Çok sevdim, kitaba aldığı isimler de birbirinden güzel her birinin anlattıklarını okumak ta ayrıca öğretici bir okuma oldu benim için. Mekan-ı cennet olsun Doğan Hocanın. 
Kitaptaki isimler:
Polat Doğru, Üstün dökmen, Ali Nesin, Adnan Binyazar, 
Ahmet İnam, Emre Kongar, Cihat Şener, Ali Saydam, Lokman Ayva,
Celal Kadri Kınoğlu, Kadir Özer, Levent Üzümcü


                                            6 KASIM

                     SİDDHARTHA            HERMANN HESSE


    "Kutsal suyla yıkanmak iyi, güzeldi ama suydu yıkanılan nihayet ve su günahlardan arındırmıyordu, manevi susuzluğu dindirmiyor, yürekteki sıkıntıyı silip atamıyordu. Tanrılara sunulan sungulara ve yalvarıp yakarmalara söz yoktu, ama bu kadarcık mıydı hepsi?"


26 Kasım 

EV - GÜN ZİLELİ



Kitap 2004 'te basılmış, 5 kitaplık bir otobiyografinin 1946-1954 aralığını anlatan ilk kitabı. Buraya kadar iyi güzel fakat sorun şu serinin 2. kitabı olan Yarılma bu kitaptan önce yayımlanmış, bu sebepten de Yarılma'ya yapılan göndermeler biraz fazla olmuş gibi geldi bana. Fotoğraflar neden en arkada yer almış o da ayrı bir mevzu tabii, anlatılan sayfanın arkasına/önüne koymak zor herhalde. 
Şikayetlerimizi ilgili mercilere ilettikten sonra gelelim övgü kısmına,
benim otobiyografi kitapları sevmememin sebebi, kendine bakışın objektif olabilitesinin yetersizliğidir. Bu kitapta bence yazar objektif bir bakışla yazabilmiş hayatının ilk yıllarını ve anımsadıklarını. Anımsamadıklarını bile açıkça yazmış . 
Bu kitabı okumanız ya da okumamanız lazım gibi bir şey yazamam buraya. Yazarın siyasi geçmişi, düşünce yapısı size uymazsa diye çekinirim fakat tabii yaşamının ilk yıllarının bahsi olduğundan çok fazla propaganda yok. Ancak yine de bazılarınızı rahatsız edebilecek satırlar olabilir, rahatsız olmaya nedense yer arayan  bir milletiz. 
Kitaba 3 yıldız verdim ama aslında hızlı bir okuma oldu benim için, 3 yıldızı belki kıskançlığımdan vermiş olabilirim, aramızdaki onca yaşa rağmen sahip olduklarımız arasındaki uçurum, offf...
Kitaplar olmasa nasıl kapanacak bu uçurumlar, nasıl haberdar olacağız bir yerlerde de böyle yaşanmışlıkların olduğundan. 
Saygılar efendim, derin, derinlikli kitaplara, farklı yaşamlara, güzele iyiye , her şeye rağmen tüketemediğimiz umuda dair bütün günlere...


"Dünyada ne "iyi"likler vardır, "kötülük sarayının" tuğlalarını ve harcını oluşturan. "


27 Kasım 

"Eleştirel ruh kendinden memnun tefekkürle sınırlı kaldığı sürece, geçmişte tinin ilerleyişini kendi unsurlarından biri olarak varsaymış olan ve onu artık tümüyle yutmaya hazırlanan mutlak şeyleşme karşısında çaresizdir. "

FİLM

 

DİZİ

ANFA PARK: GEZİ


24 Kasım 2022 Perşembe

REŞAT NURİ GÜNTEKİN -KAVAK YELLERİ

İnkılap kitap  tarafından 
M. Fatih Kanter danışmanlığında yayımlanmıştır.  


Sevgili blog okuyan hoş geldiniz, iyi ki geldiniz...
Bu kitabı çok zaman oldu okuyalı sayın okuyan, fakat taslak olmak kaderimdir diyerek kaldı bir köşede aylardır. Sonra bu garip bloggerınız yeni yılın geldiğini ve taslakların blogunu ele geçirmek üzere olduğunu fark ediverdi. Bu farkındalık ile bir gün taslaklarını elden geçirme sevdasına düştü. Size de bu sevdadan burayı okumak düştü:)

"Kazada beni iyi adam bilirler; iyi adam; iyi doktor; vatanını, milletini, ailesini seven adam; fukara babası adam, vesaire...
İlk önceleri içimde tek tük kurt yenikleri vardı.  Fakat zamanla bu şöhrete kendim de inanmışımdır ve inanmamak için hiçbir ciddi sebep de yoktur. "

Efendim malumaliniz olduğu üzere Modern Türk Edebiyatında varlığını yazdıkları ile kanıtlamış bir isimdir Reşat Nuri. İstanbul'un hatta yurdun pek çok yerinde öğretmenlik vazifesini ifa etmiş, bu ifalar esnasında Anadolu halkını tanıma fırsatı bulmuştur. Hatta eserlerindeki karakterleri şiveli konuşturabilecek seviyede gözlemleme şansı olmuştur. 

Kavak yelleri de bütün bu gezi gözlem ilişkisinden nasibini almış. Anadolu'da doktor olan birinin hikayesini, kendi ağzından, etrafındaki kişilerin karakter tahlilleri ile Anadolu kültürünü harmanlayarak, farklı karakterleri bir araya getirip konuşturarak enteresan bir kurgu çerçevesinde okura sunmuş yazarımız. Ben karakterini sevemedim Dr. 'un ama okudum mu okudum yani. Beni çeken yönleri yok desem yalan şu halde :)Ya da bir yazar böyle bir karakteri bile sanatı ile akıcı bir şekilde okutabildi demek daha doğru gelecektir.
Herkesin aklındaki o muğlak sorunun cevabı:
 Kitabın pek tabii o bir zamanların çok meşhur dizi ile alakası yok. 
Ama hiç alakası yok yani, hani diğer diziler gibi sonunu kopartma, başını bağlama kabilinden bir alakasızlıktan bahsetmiyorum, karakterler bakımından, olay örgüsü ne derseniz işte, yanından yöresinden geçmiyor. İsim benzerliği diyelim :) ve geçelim.
 Cumhuriyet dönemi edebiyatı severler okusun, diğerleri başka şeyler okusun, ama muhakkak okunsun :)
Kalın sağlıcakla...




 

KIZIL TEPE - JAMIE MCGUIRE/ AMNEZİ- JENNIFER RUSH/ NICHOLAS SPARKS - THE RETURN

Nisan ayından kalanlar , yazılamayanlar, blogda kendine bir türlü yer bulamayanlar...

"Dünyanın sonu herkes için zor bir süreçti. Özellikle de çocuklar için. "

Gerim gerim gerebilecek bir kitap arıyorsanız, distopya seviyorsanız, popüler roman okumak ilgi alanınıza giriyorsa bu kitap sizin için yazılmış.
Çok önce okudum, sevdim. 




"Eğer geçtiğimiz sene bana bir şey öğrettiyse, o da sonumuzun sadece tek bir şeye yol açtığıydı: başlangıç..."






                                                      
" Onun için ölürüm dediğimde ciddiydim."

Altered serisinin 1. kitabıdır.  Bu kitap için bir itiraf :
Kitabı kolay okuyacağım kanaatiyle ve ipadde yeri boşalsın artık gayesiyle okudum. Ve tabii her "popi " genç-erişkin kitabında olan şeyler ile bir macera sürükleyiciliği havasında okurum dedim ama maalesef öyle olmadı. 
Sebep kitap demek  doğru gelmiyor, Nisan ayına özel, yılın diğer aylarından daha hassas bir zaman yaşıyorum ve bu hassasiyet okuduğum/ izlediğim her şeyi etkiliyor. 
Üzgünüm,  keşkelerle iyikilerimin kapışıp, gidenlere sebep bulamama, gittiklerine ikna olamama zamanlarımın uzadığı,  kısa olan ömrümün 2 senesini bu şekilde harcadığım için.  Kimseyi çok sevmeyin, sonra yokluklarının acısına katlanmak zor oluyor. 
Kitap okuyun, tabii ki ille bu kitap için demiyorum ama muhakkak okuyun. Her şeyden vazgeçseniz bile okumaktan yılmayın.  


 


Bir Nicholas Spark hayranı olduğumu duymayan varsa şimdi okusun :)
Hiç Sparks okumayan varsa Defter'ini okusun, okumak sevmez ise The Notebook izlesin. 

Fakat bu kitabı pek tabii bir Defter değil ama kötü de değil, benim İngilizce'den okuyabileceğim kadar kolay, bu anlamda İngilizce okumak istiyoruz ama kolay okunan bir şeyimiz yok diyenlere bu kitap uyabilir, uymaya da bilir :D
Haydi kitaplarla kalalım :)


 

21 Kasım 2022 Pazartesi

CEMİL KAVUKÇU

Sevgili arkadaşlar bu post bir Cemil Kavukçu postu olacaktır, şimdiden uzun uzun Kavukçu güzellemesi yapacağımı söyleyeyim de kendisinden haberdar olmak istemeyenler ya da uzun postlara tahammülü olmayanlar bu sayfadan çıkabilsinler  :)


“Gelmek zorundaydım. Yalnızca bir gece birlikte olacağız, katlanmamız gereken bir gece geçecek ve ben geldiğim gibi gideceğim. Otelde kalmak istememe tepki göstermişti. Kardeşi gelmiş; yıllardır görüşmediği, konuşmadığı, bir hiç yüzünden küstüğü kardeşi... Otelde kalması yakışık alır mıydı? Millet ne derdi sonra.

  Millet... Ya da annemin dediği gibi; el âlem. Bütün yaşamlar o görünmeyen güce yaranmak için harcanıyor buralarda.” #solgun

Sevgili uzun post okumaktan hoşlanan arkadaşlarıma hoş geldiniz diyorum. Posta bu kitapla başladım ama Kavukçu okumaya başlamam bu kitaplar ile olmadı, bloğumu ilk açtığım yıl olan 2011 'in 22. kitabı Kavukçu'nun Düşkaçıran adlı kitabıymış, fakat ben bloğu yazmaya Eylül itibarı ile başladığımdan kitabın yorumu yok yine fakat 2011'in okuma listesinde yer verilmiş ve sanırım çok sevilmiş ki;
 2014 yılında Yolun Başındakiler  ile Kavukçu okumaya devam etmişim. Kitabın ismi aynı zamanda bloğumdaki sayfasının linkini barındırmaktadır :)


"Büyük bir silgi al ve bugüne kadar ne gördüysen, ne duyduysan hepsini sil."
Sonrasında bu yıl önce Başkasının Rüyaları'nı okudum sonra Aynadaki Zaman'ı. Ve aynı tesirin -öykü olmasına rağmen- devam ettiğini gördüm, hatta bu tesir katlanarak öylesine artmıştı ki, 
 başka iki kitabını daha edinmeme sebep oldu.
Yalnız Uyuyanlar İçin 'i bitirdiğim tarih, Nisan '23 . 
“Bir damla gözyaşım yok. Ama ağlıyorum. Her-şeye-çok-geç-kaldım.”


Kitaplarının bana göre en enteresan yeri, bir öyküde okuduğunuz karakterle 4 öykü sonra karşılaşabilir oluşunuz . Yani Kavukçu okumaya başlayacaksanız bir yerlere karakterleri not alabilirsiniz ki sonradan benim gibi "nerede okudum ben bunu " diye düşünmeyin :D 
Yazar aynı zamanda defalarca ödül almış, fakat bu demek değil ki öykülerinde en edebi teknikleri O kullanıyor. Bence yazdıklarının beğenilmesinde teknikten ziyade anlatılışındaki gerçeklik etkili, bir de samimiyeti tabii.
Yesevi Üniversite sayfasında kendisi ile ilgili güzel bir anlatım mevcut, ilgisini çekenler okuyabilsin diye ŞURAYA bırakıyorum linki:)

Ben öykü seviyorum diyenler, yerli isimlere şans vermek isteyenler, öykü sevmeyenler, kısacası okumayı sevenler bu kitaplara hiç olmadı yazara bir şans versinler derim :) Öykü diyorum ama romanları da varmış :)
 Kalın sağlıcakla :)

18 Kasım 2022 Cuma

SAZENDE ŞUNKİN - CUNİÇİRO TANİZAKİ

"Bu zat, göz açıp kapatıncaya kadarlık kısa bir zamanda, dış âlemle iç âlem arasındaki perdeyi kaldırarak çirkini güzele çevirip doğru yola ulaşmış bir muhteremdir... Mertebesi ermişliğe yakındır...”

  Fakat okuyucularım rahibin bu sözlerine katılır mı, katılmaz mı orasını bilemem...”

Evet pek kıymetli sevgili blog okuru, kitap dostu yoldaşım bloğuma hoş geldin. 
Daha önce okumuş olduğum bir yazarla, Japon Edebiyatına oldukça fazla katkıları olmuş Tanizaki ile döndüm. 
2014 yılında Anahtar  adlı kitabını okumuş ve etkilenmişim. Bu kitabını muhtemelen o tarihlere yakın edinmişimdir ama okuma fırsatını yeni buldum :) Çook uzun zamandır bekleyen kitaparım var, tamam kabul ediyorum eskisi kadar çok okumuyorum, fakat yeni kitap almıyor oluşum eskiden aldığım kitaplara yavaştan devam edişimi bağışlatıyor bence. 
Gelelim kitabımıza;
5 öyküden oluşuyor kitabımız ve tabii Tanizaki denince akla gelen klasik Japon kültürel öğelerinin baskın olması kaçınılmazlığı :)
Aslında Güney Kore ile başlayan Uzak Doğu kültürünü tanıma konusundaki isteğim bir Tanizaki kitabıyla devam ediyor. Yani bu kitabıyla olması gerekmez ama her kitapseverin okuması gereken kalemlerden biri yazar ve evet müthiş etkileyici bir kitabı değil her ne kadar Şunkin hikayesi olsa da içinde :D



 

14 Kasım 2022 Pazartesi

DALGALARIN SESİ - YUKIO MİŞİMA

**Taksim İstiklal caddesindeki patlamada ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa dilerim.  :(

Çeviri: Zeyyat SELİMOĞLU

"Kötü niyetler iyileri kadar uzun ömürlü olamaz."

Sevgili blog ziyaretçim, kitapseverim, Mişima merak edenim,
hoş geldin :) Bu postumuza konu Dalgaların Sesi ile Mişima 'dır. 

45 yaşında, tanınmış olup kitaplara konu olacak bir intihar ile sonunu seçen Mişima 'dan efsane bir roman.  Biraz zorlasak uzun öykü de denebilir fakat roman demek sırıtmayacaktır. 

 Benim okuduğum kitaplarda beğeni düzeyimi yukarılara çeken en önemli etkenlerin başında ifadedeki sadelik, betimlemedeki gösteriştir. 

Diyeceksiniz ki ne yaman bir çelişki, fakat aslında değil.  Bunu anlamak Yaşar Kemal okumakla olur,  bir de bence O'nun yakınına Mişima koyulur.  Bu benzetim doğru değil belki de, kıyaslamam teknik bağlamda değil çünkü fakat hislerime binaen bunu söylüyorum. 

Her ikisi de kitapsever kişilerin muhakkak okuması gereken kalemler bence, ve diyeceksiniz ki "biz kitap seviyoruz fakat bu kişilerin yazdıklarınız sevemedik.", gayet tabiidir ki kitapsever olmak her bir yazılanın sevilmesi demek değildir. 
Bu sebepten ben çok sevdim, sizin de okumanızı isterim fakat sevebileceğinizin garantisini veremem diyorum.

Sevgiyle, sağlıkla kalın sevgili dostlarım, deneme fırsatınızın olmadığı yazarlara da bir şans vermeyi unutmayın.
⭐⭐⭐⭐⭐




 

11 Kasım 2022 Cuma

HOMO DEUS - YUVAL NOAH HARARI

Selam blogumun güzide sakini, yeni bir Kasım yine bir kitap paylaşımı ile buradayım :)

13 Mayıs'ta bitirmişim kitabı, bunun gibi biteli çok olmuş fakat paylaşamadığım pek çokları taslaklarda saklı.




"Istıraba anlam verdiği için bir fanteziyle yaşamak gerçeklikten çok daha kolaydır. "



Kitap; katıldığım tespitler ve katılmadığım önermelerle dolu, yine de okunması lazım gelenlerden biri bence. Bizim memlekette yargısız okuma yapılabilecek bir kitap mı, orası tartışılır, fakat farklı bakış açıları kazanabilmek için ille de okuyun diyeceklerimden biri.

"Milyarlarca yıldır gelişmiş şempanzelerdik. Gelecekteyse haddinden büyük, battal boy karıncalara dönüşebiliriz."

Konsantre olarak okuyabildiğim (son 2 yıldır) ender kitaplardan biriydi, iyi de gelmişti zamanında.

"Bürokratlar güçlendikçe kendi hatalarına karşı duyarsızlaşır ve savunma geliştirirler. Gerçekliği yansıtmak için kendi hikayelerini değiştireceklerine, hikayelerine uyması için gerçekliği değiştirirler. Nihayet nesnel gerçeklik olarak yansıttıkları da kendi bürokratik fantezilerinden ibarettir. "

Şu üstteki alıntıyı bilhassa paylaşmak istedim, hatta instagramda kitabı bu alıntı ile paylaşmıştım.

Kıssadan hisse çıkaracaksanız, okuyun :)


 

7 Kasım 2022 Pazartesi

HAYVAN ÇİFTLİĞİ- GEORGE ORWELL

Sevgili kitap sever, blog takip eder, yolu buraya düşerlerim hoş geldiniz. Nasılsınızlar?

Sanırım taslak olarak bekleyen 11-12 adet postum var, sadece fotosunu ekleyip yorum yazmadıklarım var, inanın 2021 Bilançosu ve 2022 Planlarım diye hazırlayıp yayınlamadıklarım bile var . O halde nice zamandan sonra niye bu kitap değil mi?

 Halihazırda son 10 yıldır, yani blog yazmaya başladığımdan beri okumamışım kitabı bunun kanıtını da yayınlanmamışlığından ediniyoruz :D, fakat çok yıllar önce okumuş olduğumu hatırlıyorum. Tekrar okumaya karar verdikten kelli kısa bir kontrol yaptım, çünkü kitapta malumunuz fabllar olsun, benzetmeleri olsun,  anıştırmaları olsun, göndermeleri olsun yazılış şekli ile anlatılmak istenen farkların mevcut olduğu bilinmekte.  Ben daha evvelki okumalarımda kitabı yine Stalin dönemi anlatılıyor ana fikriyle ve  o zamanın Sovyetler hiyerarşisini düşünerek, yahu kim olabilir bu katledilen tilki veyahut  hangi kesimi temsil ediyordur bu at, bu ayrı yerlerde yemlenip toplulukta ses çıkarmalarına engel olunan  tavuklar kimlerdir  şeklinde merak celblerimi gidermiştim.

Bu defa öyle yapmadım, aslında yine o şekilde okumaya başladım ama şöyle bir şeyin ayırdına vardım; salt Stalin dönemi ya da Sovyetleri ya da Sosyalizm erklerini tanımlamayacak ve bunlarla sınırlandırılamayacak bir kitap . Günümüz koşulları düşünülerek okunduğunda görülüyor ki, aslında günümüz dünyasında da aynı düzen,aynı yetkiyi ele geçirene kadar ayıyı dayı etmeler, al gülüm ver gülümler, sen bana paranı söyle ben sana ne alırı söyleyimciler, gibi sıkıntılar mevcut. Şimdi şuraya yazmak doğru olmayabilir ama bunu yazmak zorunluluğunu hissediyorum, memleketimin içinde bulunduğu şerait tam olarak "gelirken severler geldikten sonra ..." modeli  olup, kitapta anlatılan ile birebir örtüşmekte ve kitaptaki karakterleri bütün fikirleriyle, bütün davranışlarıyla , bütün bugün söylediklerinden yarın çarkları ile o kadar içimizdeler ki. O kadar çok görüyoruz ki bu tipleri ekranlarımızda, yaşantılarımızda.

Yetki alıncaya kadar başka alındıktan sonra başka olan söylemler, işimize gelince dost edip işimize gelmeyince post ettiklerimiz, başa taç  edip görünce kaç ettiklerimiz, bugün ortalıkta alenen görüp kör kaldıklarımız, duyup ta anlatamadıklarımız ama bir sorun nedenlerimiz. Şimdi karakter olarak bu kişi şu hayvana denk  demek bambaşka kapıları açabilir önüme, Trakya yolları taştan Silivri çıkarmasın bizi baştan diyelim . 
Bu bağlamda bugün siyasi olarak arkasında olduklarınızı bağzı nakli mümkün organlarınız ile tetkik edebilirseniz,  sadece  okuyabileceğiniz değil, tam olarak ibret alınacak bir kitap olur kendisi. 
Dönem ile, kişiler ile  kısıtlanamayacak, her zamanı anlatmaya mukadder bir eser. Bir Peri Masalı alt başlığından ötürü, çocuklara masallar gibi algılanıp çocuk kitabı demişler ve hatta bazen bu niyetle çocuklara da okutmuşlar ama bence yeryüzü üzerinde yetke verilen iki ayaklı canlı alemini anlatmayı, dört ayaklılar üzerinden ve  bu kadar doğru başarabilen bir kitaba sadece çocuk kitabı demek  doğru değil.

Son söz olarak 

"Dışarıdaki hayvanlar, bir domuzların yüzlerine bir insanların yüzlerine bakıyor; ama onları birbirlerinden ayırt edemiyorlardı."

Kalın sağlıcakla...
 

5 Kasım 2022 Cumartesi

BLOGGERLAR TOPLAŞTIK

    O büyük gün gelip çatmış ve Kızılay Kızılay olalı böyle harikulade bir toplaşma görmemişti. Bu harikalık kalabalık oluşumuzdan değil, birbirimize olan samimiyetimizden mütevellitti.

Neredeyse 10 senelere varan blog yazarlığımız ile bu  yazma, okuma, gezme ve anlatma ortak paydaşları bizi sanal alemin bir tık üzerine taşıyıp, yakinen ne kadar  tanış olduğumuz ve  bu tanışıklığın gerçelde ne kadar hissedilebileceğinin deneyimlenmesiydi bu buluşma. Pek candan, bir o kadar mutlu eden bir tanışma toplantısıydı.

İki eksik, bir fazla derken aslında çok fazla reklam ve tanıtım olmadan ancak 9 kişinin bir araya gelişine,  azlıkta iletişimin daha kolay olmasına ve buna mukabil samimi bir muhabbet ortamı oluşmasına vesile oldu. Bu demek değil ki daha fazla olmamız samimiyetsiz olacak, bir sonraki toplaşmaya katılın ve bu samimi ortamı bizlerle paylaşın dileriz sevgili blog yazarları :)


Bu buluşma iştirakçilerinden:


 blog dünyasında eskiden beri tanıdığım biriydi ama Ankara'ya gediğimden beri benim için bu şehri çekilir kılan bir dost kapısı oldu. Her şey için teşekkür ederim.


uzun zamandır sanalda arkadaşım olup, akademik anlamda yazılarından çok faydalandığım
 biriydi,  fakat bu kadar samimi olabileceğini bu toplantı ile öğrendim, samimiyet en kıymet verdiklerimdendir. 
Teşekkür ederim.


bu etkinlik bahsini duyduklarından beri canla başla duyurmaya çalışıp,  ve uzakları yakın ederek yola çıkıp, yanlarında bu harika hediyeler ile geldiler. Ne kadar samimi olduklarını daha önceden deneyimlemiş olmama rağmen yüz yüze görüşmek  bir başka mutluluk oldu benim için. 
Teşekkürler arkadaşlar.





daha önce kitap hediyeleşmesinden mütevellit birbirimizden haberdar olup, blog yorumdaşlığımız ile bilinirliğimizin gerçek hayatta tezahür edişiydi bu toplaşma. 
Katıldığın için teşekkür ederim.


blogunun takipçisiyken donanımına hayran kaldığım, yaptığı gezilere imrendiğim biriyken, toplaşmadan haberdar oluşuyla derhal katılma isteğinin samimi yansımasını bulduğum biri oldu toplaşmada.
Tüm yoğunluğuna rağmen zaman ayırdığın için teşekkür ederim.

saat konusu biraz kakafoniye gelmiş sanki ama sonunda seni de aramızda görmekten ve tanımaktan memnun olduk ,
teşekkürler zaman ayırdığın için.

VE 

eskilerin blog yazarı, şimdilerde instagram paylaşımları ile aramızda olup, ilk görüşmeye rağmen samimiyetini bütünüyle hissedebildiğim ender canlardan biri olduğun için
teşekkür ederim.

Evet arkadaşlar son söz ;
daha önce de blog yazarlarının bulunduğu toplaşmalara katılmış deneyim sahibi, yıllanmış bir blogger olarak diyebilirim ki en kasıntısız, en samimi, en iletişimi kolay blogger toplantısı oldu. Bir sonraki buluşma için İstanbul olabilir dedik, canlı yayın yapma programlarından bahsettik, yeni kitap çıkaracak arkadaşların kitap tanıtımları için toplanabilmekten bahsettik ama,
 bir gezi düzenlemesi ya da bir başka vilayete çıkarma da yapabiliriz, neden olmasın :)
Bu ekipten iyi bir sinerji elde edilecek gibi geliyor bana :)
Sevgiyle, saygıyla, samimiyetle nice buluşmalarımız olsun arkadaşlar.







 

2 Kasım 2022 Çarşamba

MAYIS- HAZİRAN- TEMMUZ -AĞUSTOS VE EYLÜL

 HATTA EKİM :)

    Bu posta toplama mı dersiniz, kolayına kaçma mı, özet geçme mi, belirsizliğin binlerce tonundan biri mi? 

Bu kadar seçenek arasından seçmek zor olmasa gerek. 

Fakat bu hususta detaya girmeden evvel ;

BLOGGER BULUŞMASI 

5 KASIM CUMARTESİ

KIZILAY MODA CAFE

SAAT 12.00

ANKARA

Gelirseniz, uğrarsanız seviniriz :) 


    Gelelim postumuza pek kıymetdar sevdiceklerim, takip etmeye üşenmeyip arada bloğa gelenlerim, ne yazsa okurum diyenlerim ve gittiğimi zannedenlerim, buradayım efendim yine yeniden. Çok güzide bir bestekarımızın da dediği gibi "yıkılmadım ayaktayım   ":) icra edeni de Mahsun Beyefendiydi sanırım ve fakat çok ta net hatırlayamadım:)


    Şimdi pek haklı olarak benim  kıssadan hisse kaç aydır burada olmayışımın teferruatını paylaşmam lazım geliyor ama inananları inandıkları inandırsın bende o kudret şimdilik yok.

    Tabii dönüp daha önce yazmayı istemedim değil nitekim instagram hesabımda daha aktif olduğum aylar oldu, orasının da ayrı tadı kaçtı kabul ama burası da her ay yazılacak gibi değildi :=)

Fakat kürkçü dükkanı misali bu tilki yine yuvasına döndü:)



    Bu post üstten bir toz alma gibi olsun istiyorum bilhassa geçtiğimiz aylarda okuduğum ve paylaşmayı çok istediğim halde paylaşamadığım kitapları bırakıyorum aşağıya, içlerinde okuduklarınız, okumak istedikleriniz, okumak isteyecek kadar yorum yapıver dedikleriniz varsa bir yorumcuk bırakmanız kafidir. Pek tabii ayrı kaldığımız aylarda sizlerin de neler yaptığınızdan haberdar edilmek isterim, yorumlarınızda birazcık  bahsediverirseniz pek şahane olabilir . Sevgiyle, sağlıkla, umutla kalın lütfen :)