31 Ekim 2013 Perşembe

93-RUHUMU ÖPMEYİ UNUTTUN-İNCİ ARAL

Turkuvaz Kitap
1. Basım 2009-158 sayfa


-Siyah Lale-
"İnsan geleceğin olmadığını önceden anlayamıyorsa, durdurmak ya da tersine döndürmek için kör zamana hükmedemiyorsa, havi bir bilinmezliğin için de sürüklenerek yaşıyorsa, dakikaların , saatlerin ne önemi var ki!
Gerçekte akacak , gidecek yeri olmayan tuhaf bir kavramdı zaman ve insan bunu ancak onarılmaz bir biçimde zarar görerek eksik kaldığında anlıyordu."


*Pembe Kayışlı Saat*
"Ölüm! Eğer çok yakınımızdaki birine değimişse ne kadar zordur ölümden söz etmek."



*Gelecek*
"Gözlerimin ta içine bakıyor
Başka bir bakış arıyorum , bulamıyorum."


11 Öykü var kitapta , İnci Aral'ın kalemiyle mühürlü.

Her biri için keşke roman olsaymış dedirten.

Ölüm, ana fikir.

Sadece kenarından köşesinden değil bazen tam ortasından yakalıyor kahramanlarımızı.

Not:Tırnaklar yine bana ait değiller. Tırnakları ve ojeleri ile katkıda bulunduğu her kitap adına teşekkürü borç bilirim .Teşekkürler NİLAY:)

29 Ekim 2013 Salı

HAYALLERİNLE GEL MİMİ

Sevgili Deeptone milemiş beni, hayallerimiz var mimin içinde.Teşekkürler  http://sadevederin.blogspot.com/

Ben klasik bir balık burcu olarak hayal kurmadan yapamam.

O kadar çok hayalperestim ki biriyle konuşurken bile bazen aklım uçar gider , bambaşka diyarlarda bir tur atar:)

Çok ütopik bir hayalim var , her zamanki gibi , hayal bu ya ,işte kendisi...


Yeni doğan ünitesindeyim , yer Edirne muhtemelen, klima bahanesiyle ölmüyorum.

Yürüyorum, konuşuyorum , büyüyorum , ailem mükemmel , sevgi dolu , sımsıcak yuvam , aile içi şiddetin ş'sini görmüyorum.

Okula gidiyorum , her şey ideal , öğretmenlerim , eğitim sistemi kusursuz.

Lise ye gittiğim dönem , taşımalı sisteme en az iki saatimi harcamıyorum , her şey yolunda .

Öğretmenlerim de memnunlar hallerinden aldıkları maaşla ay sonunu nasıl getiririz diye düşünmediklerinden olsa gerek , nasıl daha kaliteli birey yetiştiririz diye birbirleriyle kıyasıya yarışmaktalar.

Okullarımızın hepsi full donanımlı , sosyal alanda olsun akademik olarak olsun  mükemmel, ne arasak anında ulaşıyoruz , bilgiye de sosyalliğe de varız.

Üniversite için ailem tam destek , ne gideceğim şehri düşünüyorlar ne de emekli maaşıyla beni nasıl okutacaklarını, çünkü her şey kusursuz .

Üniversite sınavı için endişem yok , sınavsız , koşulsuz istediğim şehirde isediğim üniversiteyi okuyabiliyorum nasılsa.İş problemi yaşamıyorum çünkü bu kadar donanımlı birinin açıkta kalması söz konusu değil ,neredeyse mezun olmadan iş buluyorum.

Etrafımdaki herkes nasıl daha iyi , daha birikimli olurum diye kafa patlatmakta.Sürekli okuyan , araştıran , ilgili , bilgili sorumluluğunu bilen, sahiplenen kişiler , konuşurken ağızlarının içine bakıyorum.


Sokağa çıkıyorum her yer tertemiz , muazzam bir güzellik bu , şehrin ortasındayım ama çevrem yemyeşil.Çevre kirliliği de ne ki.

Trafik yok , insanlar birbirlerine karşı o kadar nazik ve ince düşünceliler ki ağlayacağım.

Aç ve fakir yok , muhtaç yok, ihtiyaç yok, birlik , beraberlik , her yer güzellik.

Ülkem 1. dünya ülkesi olmuş, yıldızlı pekiyili.Her bölgesi her noktası eşit , dil , din , ırk , mezhep ayrımı neymiş, hepimiz kardeşmişiz.

Sadece ülkem değil Dünya da barışmış,
 zaten savaş anlamsızmış. 


28 Ekim 2013 Pazartesi

92-YAŞAM HASTASI-BURCU EKEN

Yanankaravan
2012 Basım-64 Sayfa


"Ancak çelişkin berraksa görebileceğin,
içine dalabileceğin bir girdaptır KAOS."

"Sevişmek ölümle aşık atmaktır, ölmeden önce."

Çok kısa bir deneme kitabı.

Ama her satırı çok anlamlı.

Arka kapaktaki yazıyı aynen alıntılamışım , ben de defterime. 

Çok çok ama çok beğendiğim harika bir kitap , tekrar ve tekrar okunacak.

91-KAMELYALI KADIN-ALEXANDRE DUMAS



Çeviri:Zeynep YEŞİLTUNA
Martı Yayınları
1. Basım 2012-319 Sayfa



"O'nu bir daha görmemektense ağzından çıkan her kelimeye inanmaya hazırdım."

"Aslında verdiği karardan ötürü ona minnettarım çünkü bugün bile hangi akla hizmet onunla beraber bir hayatımız olabileceğini düşündüğümü soruyorum kendime."


Aslında bu kitabın konusundan çokça bahsedilir edebiyatta ya da beyaz perdede.

O tip kadınlardan birine tutulan, namuslu bir erkek ve onları ayıran -bu romanda- bir baba figürü .

Erken bir ölümle mühürlenen sonsuz aşk.

Martı yayınlarının World Romance Classics serisini öyle ya da böyle toplamaya çalışıyorum , kitaplığıma.O sebeple almış olduğum, daha önce okuduğum fakat kitaplığıma koyduğum hiç bir kitabı okumadan koymayacağımı kendi kendime söz verdiğim için, tekrar okuduğum bukitap , bir klasik aşk öyküsüdür.

26 Ekim 2013 Cumartesi

90-DUBLÖRÜN DİLEMMASI-MURAT MENTEŞ


İletişim Yayınları
19. basım 2012-263 Sayfa


Biliyorsunuz , bir önceki kitabım Entelektüelin Kutsal Kitabı'ydı.

Bilmiyorsanız, bir bakın Entelektüelin Kutsal Kitabı 89. sırada bitmiş , bu da 90 olduğuna göre, yalan söyleyecek halim yok ,değil mi size?:)

Neyse, ben Entelektüelin Kutsal Kitabını bitti sanıyordum ki Murat Menteş'in bu kitabını açtım fakat arkadaş bir önceki kitapta ne kadar bilgi varsa Dublörün Dilemması'nda da bir o kadar var .Neredeyse bütün mühim kişiler tebdil kıyafet , gelmişler dikilmişler karşıma.Bir ara 
"Allah Allah , ben bu Entelektüel kitabını okumaya devam mı ediyorum ki ", deyip kitabın kapağını kontrol bile ettim:)
O kadar yani.

Bir de acayip güzel cümleler var ki, acaba yazar da geçmişte yaşamış fakat günümüze reenkarne olmuş mühim zatlardan mı diye düşünüyorum.

Velhasıl kitap güzel , müthiş bir kurgu yeteneği , mükemmel bir uydurma sanatı , acayip ötesi bir hikaye .

Ve de bir kaç satır :)

"Hatalarını kategorize edebilirsin fakat standardize edemezsin."

"Haddizatında aşk, insanın kendinden geçmesi şartına bağlı değil midir?"

"İhanetin hakiki eleştirisi mezar taşlarına yazılır."

"Aptallığın konsantrasyonu ve özeti, cezalandırma konusundaki ataklıkta ortaya çıkar."

"Beşeri sükunet , çoğu zaman , otomatik bir erteleme düzeneğinin işlemesinden ileri gelir."

"Mühim olan problem çıkarmaktı; çözüm nasılsa bulunurdu."

"İnsanlar falcılara gider  çünkü kandırılmak isterler."

"Kendime "siz" diye hitap ederim.
Saygınlığın ilk kuralı budur.
Kendinizle aranıza mesafe koyamazsanız,
başkalarından bunu bekleyemezsiniz."


23 Ekim 2013 Çarşamba

89-ENTELEKTÜELİN KUTSAL KİTABI-DAVID S. KIDDER&NOAH D. OPPENHAIM

BİYOGRAFİLER
Çeviri:Egemen YILGÜR
Maya Kitap
1. Basım 2013
374 Sayfa


Dünyanın en ilgi çekici ve hayranlık uyandırıcı kişilerinin biyografileri.Her bir kişiye bir sayfa ayrılmak sureti ile yazılmış kitap.

Elimde neden bu kadar uzun kaldı?

Okunması oldukça zor.Yok, anlatımıyla alakalı değil zorluğu, benim sindirimimle alakalı.

365 biyografi var kitapta.

Liderler,filozoflar, yenilikçiler, savaşçılar ve zalimler, yazarlar ve sanatçılar, asiler ve reformcular, din adamı ve peygamberler şeklinde guruplandırılmışlar.

MÖ. 2000 'li yıllardan , 20. YY 'a kadar yaşamış kişiler .

Ömer Hayyam'dan , William Walace'a;
Kazıklı Voyvoda'dan, Machiavelli'ye;
Galileo'dan , Kopernik'e;
Newton'dan , Goya'ya;
Hegel'den, Schopenhauer'a;
Lincoln'den, Saigo Takamori'ye;
Emile Zola'dan, Nikola Tesla'ya;
Pablo Picasso'dan, Benito Mussolini'ye;
Troçki'den, Gandi'ye;
Eva Peron'dan , Necip Mahfuz'a
ve 
Hz. Muhammed'den , Atatürk'e ;

kimi ararsanız var kitapta, daha pek çokları ile birlikte.








12 Ekim 2013 Cumartesi

88-KİNYAS VE KAYRA-HAKANGÜNDAY(#kitapkardesligi)

2012 Ocak ayında 6. kitabım olarak okumuşum , Kinyas ve Kayra'yı.

Şimdi ise Twitter üzerinde #kitapkardesligi etkinliğinde okudum.

Daha önceki etkinliklere katılamamıştım ne yazık ki.

Fakat Hakan Günday okuduklarını öğrenince "Hayır "diyemedim.

Daha önceki yorumum  http://kitapeylemi.blogspot.com/2012/01/kinyas-ve-kayra-hakan-gunday-dogan.html

burada.

Kitaptan bir kaç satırı okudum sizler için:)

11 Ekim 2013 Cuma

FESTİVAL+FİLM

BEYOĞLU 7. SAHAF FESTİVALİ

Eşim'in "İstanbul'a gitmek ister misin?" sorusuna ,

Ben;

Festival varmış ki , oraya gidersek , hani Tarlabaşı varmış(kesinlikle neresi olduğu hakkında fikirsizim fakat defaatle gitmişim , gittiğim yerin adını bilmeyen ben) işte İstiklal'in altıymış , hani Beyoğlu da var yani hem oraları da gezeriz(kendileri İstiklal'e gitmez ise İstanbul'a gitmiş olmuyor çünkü:) .

Eşim:Yani gidiyor muyuz?

Ben :Evet:D


Cevabıma istinaden işte festivaldeyiz.


Sabah 11 gibi orada olduğumuzdan sahaflar uykularının en derin yerinde , in ve cin top sektirmekte:)

Fiyatlar makul , fakat ben hiç bir ön hazırlığım olmadan gittiğimden , çok fazla bir şey alamadım :)

Hepsi bu kadarcık:(
Bunlar eşimin;
 İngilizce ve Osmanlıca-Arapça bulduğu kitaplar, çoğunu fiyatı için aldı:)
%99 okunmadan kenara konacak İngilizceler ve bana sen oku anlatırsın bana, ilgimi çeken olursa ben de okurum denecek:)


Bunlar da benim , Soner Yalçın'ın kitapları ilk elde oldukça pahalı , Festivalde 5 tl'ye geldi , diğerleri de 4 kitap 10 lira sepetlerinden :)
Banko 12 Tl.


Bu filme aslında geçen hafta gittim fakat bir türlü yazamadım bloga.

Ilgın OLUT'un bütün kitaplarını okudum.
Neva ilkiydi ve diğerlerini okumam için sebep teşkil eden kitaptı.

Kitabı okuduktan sonra filmi pek beğenmem , ancak filmi senaryolaştıran da Ilgın Olut olduğu için herhalde , çok güzeldi.

İzlemeyen kalmasın:)

8 Ekim 2013 Salı

MİM!-DUYGU MİMİ

Çok kıymetli, pek sevgili , en aktif bloggerım, DEEPTONE'um mimlemiş beni , teşekkür ediyorum kendisine.

Duygu dünyama el atalım bakalım ne çıkacak? :)


1. En çok kırıldığın/incindiğin kelime?
 Deep bulamamış, ben de bulamadım .Zamana, duruma ve söyleyene göre değişir.

2. "Herkesin kullandığı bir kelime olur, ama senin için bir insan olur, o özel insan o kelimeyi kullanınca   "alınırsın" ne düşünüyorsun?

Deep yine bulamamış, ben de :))

3. Seni en çok duygulandıran şarkı?

Zamana , mekana , duruma göre değişir bu , tek şarkı?, bilemedim şimdi:)

4. Daha önce seni bırakan birisi geldi senden ikinci şans istedi sen de verdin ama buna rağmen yine bırakıp gitti...Şimdi pişman! Ne yaparsın, ne hissedersin?

İkinci şansı bende bulamaz orası kesin , ha es- kaza verildi o şans , 3. 'yü rüyasında bile görmesi mümkün değil:)

5. Nefret mi Aşk mı?

Her ikisi de , :)

6. Birinin kalbini kırdığında nasıl gönlünü alırsın?

Bilerek kalp kırmam , kalp kırmamak için elimden geleni yaparım , bilerek kırdıklarımı onarmaya çalışmam.

7. Nasıl ağlarsın? Bağırarak mı? İçine akıtarak mı?

Salya sümük ama asla sesli değil.

8. En korktuğun şey?

Aslında bu sorudan sonra düşündüm de , her şeyden korkarım.:(

9. Ruhun sıkıldığında ne yapmayı seversin? Kendini nasıl sakinleştirirsin/dinlendirirsin?

Pek sıkılmam, ama çok sıkılırsam bir kahve yapar, bir de sigara yakarım:)

10. Bazen kızılmasından hoşlanırsın, peki en çok ne için kızılmasını seversin?

Kızılmasından hiç hoşlanmam.

11. Şiir/müzik/öykü/deneme?

Şiir+roman:)

12. En son ne için ağladın?
Ciddi anlamda kahrolarak dedem için ağladım , ha öyle gel-geç ağlamalardan sa kitaptaki hikaye  için ağlamışımdır.Balık burcuyum ama uyumlu olan tek özelliğim ağlak olması.

13. Birinde hemen etkilendiğin özellik?

Öyle hemen etkilenmiyorum artık , eskiden güler yüze hemen kanardım:)


14. Dayanamadığın şey?

İkiyüzlü insanlar , dedikodu, yalan, ukalalık, her şeyi bildiğini iddia edenler , .

15. En sevdiğin duygu?

mutluluk:)Çabucak ta mutlu oluyorum:)

Mesela bu mimi gönderen arkadaşım beni de hatırlayıp mimlediği için çoook mutlu oldum , tekrar teşekkür ediyorum Deeptone:)

Kimseyi mimlemiyorum ama duygularını anlatmak isteyen herkes yapsın istiyorum.




6 Ekim 2013 Pazar

87-EFSANE-İSKENDER PALA

Kapı Yayınları
1. Basım 2013-379 Sayfa

"Ben demek yakışmaz burada sen var iken; düşer mi söz söylemek, sevgili söylerken ?"

"Özlemek , usanmaktan iyidir demiştim."

"En büyük arzunun bana kavuşmak olduğunu da söylemiştin."


İskender Pala'dan Barbaros Hayrettin'in hikayesi.

Fakat bu hikayenin içine öyle büyük bir aşk girmiş ki , koskoca Barbaros'u aramak zorunda kaldım kitabın içinde.

Ha kötü müydü , ASLA!

Sidi Alkala, nam-ı diğer Seyyid Muradi ve O'nun efsane aşkı Beatrix, nam-ı diğer Billure'nin aşkı o kadar güzeldi ki.

İskender Pala aşk yazsın , sevda yazsın . 

O hep yazsın.

2 Ekim 2013 Çarşamba

86-FERAYE &ŞAHİKA- SİNAN AKYÜZ


SAVRULAN HAYATLARIN HİKAYESİ

Alfa Yayınları
1-10. Basım 2013
536 Sayfa



Gerçek bir yaşam öyküsünden esinlenilmiş.

Pek çok yaşam var kitabın içinde .

Ama inandırcılık yok.

Ben Sinan Akyüz severim aslında.

İncir Kuşları'nı beğenmiştim.

Burada da yazmıştım

Neden bilmem , kitap bittiğinde hiç bir şey hissettirmedi bana.

İnandırıcılığı yok derken, demek istediğim bu.

Şive olmamasından mı , (sadece Rum'ların konuşmaları şiveli kitapta, Biga'da yaşayanların kusursuz),

ya da benden mi kaynaklı inanın bir şey söyleyemiyorum.

Ama yetmedi kitap bana , gerçek ve tarih iç içe ve ben de çok severim aslında bu tip kitapları ama olmadı , olamadı.