28 Ekim 2021 Perşembe

GOETHE - GENÇ WEATHER 'İN ACILARI


Tutku Yayınları'nın 2013 yılında 1. basımını yaptığı 150 sayfalık kitabın çevirmeni Füsun Dikmen'dir.

"Eğer insanlar sürekli geçmişi hatırlamak yerine şu günlerin tadını çıkarsalardı bu kadar acı çekmezlerdi."

Ne yazık ki basım hataları mevcut olan kitabın bu hatalarını yüze vurmak, fiyatına mukabil uygun değil o sebepten çok üzerinde duramayacağım.

"Bizim dışımızda her şey bize daha iyi, herkes bizden daha üstün görünüyor."

Bu kitabı daha önce okuduğumdan gayet iyi biliyorum ki, aynı zamanda  elimde ve  okuyor olduğum Mahmut Makal'ın Bizim Köy adlı yapıtı olmasa çok daha etkileyici bulacaktım . Ne ki yurdum kırsalı ile istem dışı yapmış olduğum kıyaslama çok ağır geldi. Öyle ki neredeyse iki asırlık bir zaman dilimi olmasına rağmen iki kitap arasında,o zamanların Almanyası ile bu kadar uçurum olması, çok fena. 

İçinizden "Eylem, iyi güzel de bu kitap heer ne kadar kırsalda geçse de bir köy anlatısı değil " diyenler olacak, bu kişiler de pek haklı olacak ve fakat okunan satırlardan anlayabileceğimiz ya da çıkarsayabileceğimiz gerçekler bunlar, bakınız her iki kahraman da orta düzey bir memur, her ikisi de kırsalda yaşamakta oysa ki aradaki fark muazzam, vah bizim ülkemize! O zaman için de, şimdi bile !

Neyse mevzu derin, anlaşılması zor ya da imkan dahilinde olmuyor tarafımdan, anlama kapasitesine ve anlatma yeteneğine güvenen varsa aydınlatsın.
 
Oysa klasiklerden bir kitaptı bu da, daha önce farklı yayın evlerinden okumuşluğum da var , yine de yeni bir basım bulduğumda kaçırmam. :)

Hemen her klasik ve romantik anlatıda olduğu gibi memnu bir aşk olmazsa olmaz, mübalağa ise tuzu biberi pek tabii ki yine de dönemi itibariyle çok etkileyici bulunmuş ve Almanya halkını intihara sürüklediği ve kılık kıyafetine epeyce müdahil olabildiği söylenegelmiştir.

Bir Alman klasiği de okusam fena olmaz diyenler, ya da Almanların nasıl bir  platonik ve çaresiz aşıkı olurmuş diye merak edenler için çok hoş bir okuma olacağı kanaatindeyim. 

Keyifli okumalarınız olsun...





 

9 yorum:

  1. Ablam ben küçük yaştayken alıştırmaya çalıştığı kitap alışkanlığım için aldığı kitaplardan biriydi Genç Weather'in Acıları. Küçük yaşta kesinlikle anlaması imkansız bir kitap benim gözümde yıllar sonra storytelden tekrar dinlediğimde anlamıştım o zamanlar ne kadar boş okuduğumu. Çok çok beğendim mi? Pek sayılmaz ama bu benim duygusuzluğumdan olduğunu düşünüyorum doğrusu. Siz çok güzel anlatmışsınız ama :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. seysomething,
      bazı kitapların sırf "klasik" diye daha ilkokul ya da orta öğretim kısmında bile okutulması çok yanlış, meğer ki çocuk edebiyat seçmeyecek ne gerek var okumaktan soğutmaya değil mi, size tesir etmemiş ama pek çok çocuğumuzu bu vesile ile okumaya mesafeli hale getiriyoruz ne yazık ki. Bizimkilerden de Ömer Seyfettin vardır mesela, ille okuturlar, evet klasik bir öykücümüz olabilir ve fakat öyküleri pedagojik olarak ne derece tesirli düşünülmez. Neyse uzun mevzular bunlar, teşekkür ederim iltifat için ve estağfirullah sizin duygusuzluğunuzla alakalı değil, bence orijinal dili daha tesirli olabilir, çevirilerde bu tür hissizlik durumları olabiliyor, :D

      Sil
  2. iyi roman tabii, çevirmen de önemli tabii, yayınevi de :) makal, köy romanııı :), fakir baykurt gibiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. deeptone,
      Makal'a bak, özellikle Bizim Köy'üne... Kesinlikle hem çeviri hem yayın evi çok mühim, bazı kitaplar için özellikle...

      Sil
  3. bazı yayınevlerinin hataları insanı okumaktan soğutuyor:)
    içlenerek okumuştum bu kitabı Ah Werther...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. maviye iz süren,
      evet ya, kesinlikle ve ne yazık ki :D

      Sil
  4. İlkay,
    ahaha ister istemez etkileniyoruz :D

    YanıtlaSil
  5. Üniversitedeyken okumuştum. Çok etkilemedi beni. Şimdi okuyayım desem büyük ihtimalle yine etkilenmem. Aşk uğruna ölmek bana abartı ve sıkıcı geliyor. Tabii bu duygusuzluğumdan kaynaklanıyor :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şule uzundere,
      ahaha, aşkına göre değişir tabii de özellikle 25+ yaşından sonra aşk için ölmek abes, hele 30+'dan sonra namümkün, 40+ olup aşk için ölene diyeceğim çok şey olur da buraya yazmayayım :D Estağfurullah duygusuzluğumuz demeyelim de realizm algımız diyelim biz ona :S

      Sil