31 Temmuz 2021 Cumartesi

TEMMUZ ÖZET 2021

    Temmuz ayını bitirdik ama son 3 gününde yaşadığımız hüzün, stres ve sevinç gitgellerinden başımız dönmedi diyemeyiz.  

Dün gece 2.00 'da atıldı bu twit ve bir geceyi daha huzursuz tükettik, tabii yanan canlara/canlılara mı üzülsek,  yakanları mı lanetlesek yoksa düğüne gidenlere mi hayret etsek bilemedik. Allahtan ‘halay çekmemiş’ olduklarını öğrendik te içimize su serpildi(!) biraz. 

Bütün o acıyı dindirmesinin imkanı olmasa  da gözyaşlarımıza karışan gülümsemelerimizin sebebi oldukları için Tokyo Olimpiyatlarında başarılı mücadeleleriyle öne çıkan Voleybol takımımızı, bizim kadınlarımızı, ve altın madalyayı alan Mete'yi unutmayacağız. Gururusunuz ülkemin…




 Bu ayın en ütopik hareketi de Instagrama dönüşüm oldu, daha doğrusu yeniden hesap açışım . Takipleselim diyenler buradan buyursun:



Birey olarak sen ne yaptın bütün bir ay diyecekler için;
Temmuzda okuduğum Kitaplarım
ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR- TEK ADAM

KAFKA - "SEVGİLİ MILENA " MEKTUPLAR 

KHALED HOSSEINI- DENİZ DUASI

IAN MCEVAN- BETON BAHÇE 

OĞUZ ATAY - GÜNLÜK 


J.D. ROBB - NAKED IN DEATH






VE




İzlediğim Diziler
New Amsterdam  2. Sezonunu bitirmek te bu ayda nasip oldu. Sanki 2. sezon müthiş hızlı geçti.  Bir de niye bazı şeyler atlanıyormuş gibi hissediyorum,  o kadar yarım hikaye kaldı ki hepsini tamamlasalar dizi 9 sezon uzayabilir. 

15 dakikalık 8 bölümden oluşan mini bir diziydi, Kore Bl dizisi izledim mi hiç hatırlamıyorum ama Korece uzun zamandır özlenen bir hale bürünmüş gönlümde.

Girişi gelişmesi ve sonu ile sağ gösterip sol vurmak için mücadele etse de pek olmamıştı sanki, yine bir bl ve yine ne yazık ki yavaşlıktan içim bayıldı iyi ki 6 bölümde bitti 🙄
                                "Bazen en iyi son, hiç olmayandır. "

Elite 4. Sezon ve ilave özel yarım saatlik bölümleri ile yine enteresan bir şekilde soluksuz izletti kendini. 4. Sezonda eski karakterlerin olmayacağı söylenmiş olmasına rağmen, ve diziye yeni giren karakterler bulunmasıyla birlikte eskilerin hala burada olduğunu bilmek isteyenleriniz olacaktır; Omar, Ander , Guzman ve uzaktan da olsa Nadia renklendirdiler diziyi. 
Özel bölümlerin 4. Sezondan önce izlenmesi gerekirmiş te benim bundan haberim olmadığı için ve işin gerçeği spoiler yerim korkusundan,  önce 4. Sezonu hatmettim. Öneri olarak siz benim gibi yapmayın diyebilirim.
Son 2 ya da 3 yıldır üzerine kafa yorduğum şey : Hep çabalayarak geçirdiğim 40 yılın sarsılma nedeni, sanırım alttaki alıntıyı kabullenememişliğimdir. Çalışmanın, istemenin, iradenin başarılı olmak için yeteceğini düşünme gafletinde bulunmuş ve bu gafletin farkına biraz geç varmışım.  Oysa coğrafyası, tarihi,  sosyolojisi, en küçük birimi, en yetkin kişisi bu her ne ise sizin iradenizden daha etkili olabilir yaşamınızda. Alexis 'in dediği gibi:

"Hayat gelişigüzel ilerler. Bir gün sağlıklıyken ertesi gün kanser olursun. Bu işte mantık aranmaz. Her şeyin bir sebebi olduğunu düşünmeyi seviyoruz ama öyle bir şey yok.  Ne kanser bir ceza ne de iyileşme bir ödül. Sanıyorsun ki iyileşme sebebin savaşman, ölecek olma sebebimse... Niye? Ben yeterince mücadele etmedim mi? Bu işler öyle değil. Hepimiz eylemlerimizin önemli olduğunu düşünmek istiyoruz. Geleceğimizde bir etkimiz olacağını. Bu saçmalıklar içindeki en b*ktan şey, gücümüz olmadığını anlamaktır. "




Sanırım bu ayın "sürpriz atı" benim için tabii, Young Royals oldu, açıkçası daha önce okuduğum bir kitapta da benzer tipler olduğundan izlemesi benim için enteresan ve oldukça hoş oldu.

İnş 2. Sezonu gelmez 😄






Ve izlediğim
FİLMLER


The Cornered Mouse Dream of Cheese 
Üzerine kafa yorsam mı, Özlem Tekin'e mi havale etsem (aşkın her şeyi affedebilirliğı Üzerine bir şarkısı vardı sanki) dedirten bir filmdi.


Bol ödüllü olması, gerçek hayattan esinlenmesinin yanında önemsiz kalıyor.  Ahmet Yıldız 'ın hikayesi, filmde Ahmet'e çok odaklanılmamış sanki ama yine de oldukça etkileyici olduğu su götürmez.  

Yıllar yıllar önce kitabını okumuştum, Philippa Gregory 'nin yazmış olduğu serinin ilk kitabıydı.
Bu ay gerçekten neredeyse aralıksız kitaplarıma ve izleyişlerime geri dönmenin mücadelesini verdim. Canhıraş çalışsam ancak bu kadar olurdu 😄



To each his own, bu ay izlediğim son film olabilir mi acaba 😃 Afirmasyonu çok olan bu filmi herkes izlemeli mi bilemedim, Japon'ların sanırım intihar olayını  ‘umut ‘ her zaman olmalı mottosuyla kırmaya çalıştıkları yapımlardan biri olabilir. 
Umarım Ağustos ayı Temmuzdan daha az acı daha çok gurur vesilesi olsun; sağlık, huzur, barış bizim coğrafyaya da dokunsun. Ve umarım insanlardaki liyakat ve utanma hisleri hiç kaybolmasın, insanı diğer canlılardan ayıran duygular çünkü bunlar. 












27 Temmuz 2021 Salı

FRANSIZ ÖPÜCÜĞÜ- KRISTEN HARMEL

 


Sevgili blog takip eden bloguma hoş geldin :D
Bitirmiş olduğum bu kitap için diyebilirim ki;
Turkuvaz kitaptan çıkan kitap 299 sayfa, The Art of French Kissing orijinal adı ve Tuğçe Ayteş'in çevirmenliğinde basılmış. 

    Aslında fazlaca romantik bir hikaye olsa da (bir kısmı Paris ' te geçiyor nasıl olmasın) çok akıcı yazılmış,  çok hoş anlatılmış bir arka plan olsa da çok gerçekliği olma şansı olmadığından belki de beni vurup geçmedi. 
    Gerçekliği yok derken, fantastik ya da ütopik demek istemiyorum ama kişiler bazında bakıldığında her gün karşılaşabileceğiniz bir aşk hikayesi değil anlatılan, ha imkansız da değil :D
    Yine de özellikle Fransa betimlemeleri ve yer tanıtımları bakımından oldukça zengin olduğunu belirtmek isterim, bilhassa Fransaya ilgili iseniz okumanız hoş bir tat verebilir.
    Çok sıcak olan şu yaz günlerinde buharlaşmadan yapacağınız keyifli okumalar dilerim, sağlıkla kalın.


19 Temmuz 2021 Pazartesi

DENİZ DUASI- KHALED HOSSEINI


Bir kitap bitiminden daha merhaba.
Ekim 2018 basımı olan kitap 59 sayfa, özgün adı; Sea Prayer.
Mültecilerin en çok acıtanı ya da farkındalık kazandıranı Aylan bebek etkin olmuş bu "ağıt"ın yazılmasında. Kitap çoğunlukla illüstrasyonlardan oluşmakta,  Dan Williams  yapmış çizimleri ve de oldukça güzel yapmış fakat kitaptan, belki çok yalın dilinden ya da   çeviriden, madem hem de bu kadar kısa niye daha fazla etkilenemedim diye düşündüm. 
Evet çok fazla acı var her satırda ve evet o acıyı ancak yaşayan anlar fakat keşke daha etkileyici bulabilseydim o satırları ya da belki daha edebi...

"Keşke o kadar küçük olmasaydın. "

 Acıları belki yüreğimizde hissetmek için satırlara ihtiyacımız yok fakat unutmamak için kitaplara çok ihtiyacımız var. 
Kitapla kalın…





 

14 Temmuz 2021 Çarşamba

“SEVGİLİ MILENA “ MEKTUPLAR - KAFKA

 


Yeni ve yine bir kitap bitiminden merhaba sevgili izleyen, bugün nasılsın? 

"...paltom ağır gelirken, nasıl taşırım dünyayı sırtımda?"

Say yayınlarının yayımladığı kitap 242 sayfa, Franz Kafka'nın Milena'ya olan mektuplarından oluşmakta.  

"Bütün günü kapalı perdelerin ardında, uyku - düş - korku bunaltısı içinde geçiren biri,  gece perdeleri açınca karanlığı görüp şaşmaz, "

Bu mektupların yazıldığı sırada Milena'nın evli, Kafka'nın nişanlı olması, kitabın mektup türünün üzerinde merak konusu olmasını sağlıyor . Buna benzer Orhan Veli'nin de mektuplarından oluşan bir kitap var hani malum ‘Hanım’a yazılmış olan onu da  okumanı salık veririm. 

"Küçük sıkıntılarımdan biri de okuyamamak bu ara, ama umursadığım yok, yalnız yakıştıramıyorum kendime."

Bir de keşke Milena'nın da Kafka'ya yazdıklarını okuma şansım olsaydı, keşke…
Ve ne yazık ki benim elimdekinin baskı ya da diziminde mi idi sıkıntı bilmiyorum ama çok fazla hatalı kelime vardı bu hem göz yordu hem de okuma şevkimi kaçırdı. 
Neyse yine de edebiyat severlerin okuması gereken kitaplardan biri, mektup türünün muhteşem bir örneği olduğunu düşünmesem de…

Kitaplarla, sevgiyle, sağlıkla ve umutla kal sevgili izleyen.


9 Temmuz 2021 Cuma

TEK ADAM - ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR

 

                                                     

    Merhaba sevgili arkadaşım, Temmuz ayında bitirdiğim ilk kitap Tek Adam’ın 1. Cildi oldu.


    Bu kitap ilk basımını 1963 'te yapmış, elimdeki Remzi Kitabevi'nden 32. Özel baskı ve 382 sayfa.

    Goodreads puanım 4/5. Aslında kitabı okurken uzun bir süre farklı bir şey bekledim, bugüne kadar Atatürk 'ün hayatını anlatan çok fazla kitap okuyanlar anlayabilir bu hissi, O’na dair hiç duymadığım ya da hiç okumadığım bir farklılık beklemekten vazgeçemiyorum. Kitap daha önce okuduklarıma belki de çok defa kaynaklık ettiğinden yeni bir şey yoktu(benim için).  
    Bu arada bazı kimseler goodreads yorumlarında dil sadeliğinden bahsetmişler fakat ben o dönemin yazılarının şimdiki gençler için sade olmadığını düşünüyorum,  hatta ben bile 2 ya da 3 defa sözlüğü karıştırdığımı itiraf edebilirim ki Osmanlıca dersi almış bu dile kafa patlatmış biriyim.
    Fakat tabii mutlaka okunması gereken kitaplar bunlar. Özellikle şimdiki zamanlarda mutlaka tanınması ve teferruatıyla öğrenilmesi-öğretilmesi gerektiğini düşünüyorum, ama hep aynı şeyleri papağan gibi tekrar ettirmeden.  Bu arada  Tek Adam serisi 3 kitaptan oluşmakta.
    Atatürk'ün Ruşen Eşref ile yaptığı mülakat bu kitapta da geçiyor ve bana kendisini okumam gerektiğini bir daha hatırlatıyor. Mülakat tarzının edebiyatımızdaki ilk örneklerinden biri olması hasebiyle önemli.
    Benden bugünlük bu kadar sevgili kitapsever arkadaşım, Temmuz da jet hızıyla geçiyor, umarım senin için sağlıkla, bol bol okuduğun, çokça izlediğin, sevdiklerinle paylaştığın bir Temmuz oluyordur.