Temmuz ayını bitirdik ama son 3 gününde yaşadığımız hüzün, stres ve sevinç gitgellerinden başımız dönmedi diyemeyiz.
Dün gece 2.00 'da atıldı bu twit ve bir geceyi daha huzursuz tükettik, tabii yanan canlara/canlılara mı üzülsek, yakanları mı lanetlesek yoksa düğüne gidenlere mi hayret etsek bilemedik. Allahtan ‘halay çekmemiş’ olduklarını öğrendik te içimize su serpildi(!) biraz.
Bütün o acıyı dindirmesinin imkanı olmasa da gözyaşlarımıza karışan gülümsemelerimizin sebebi oldukları için Tokyo Olimpiyatlarında başarılı mücadeleleriyle öne çıkan Voleybol takımımızı, bizim kadınlarımızı, ve altın madalyayı alan Mete'yi unutmayacağız. Gururusunuz ülkemin…
Bu ayın en ütopik hareketi de Instagrama dönüşüm oldu, daha doğrusu yeniden hesap açışım . Takipleselim diyenler buradan buyursun:
Birey olarak sen ne yaptın bütün bir ay diyecekler için;
Temmuzda okuduğum Kitaplarım
ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR- TEK ADAM
KAFKA - "SEVGİLİ MILENA " MEKTUPLAR
KHALED HOSSEINI- DENİZ DUASI
IAN MCEVAN- BETON BAHÇE
OĞUZ ATAY - GÜNLÜK
J.D. ROBB - NAKED IN DEATH
VE
İzlediğim Diziler
New Amsterdam 2. Sezonunu bitirmek te bu ayda nasip oldu. Sanki 2. sezon müthiş hızlı geçti. Bir de niye bazı şeyler atlanıyormuş gibi hissediyorum, o kadar yarım hikaye kaldı ki hepsini tamamlasalar dizi 9 sezon uzayabilir.
15 dakikalık 8 bölümden oluşan mini bir diziydi, Kore Bl dizisi izledim mi hiç hatırlamıyorum ama Korece uzun zamandır özlenen bir hale bürünmüş gönlümde.
Girişi gelişmesi ve sonu ile sağ gösterip sol vurmak için mücadele etse de pek olmamıştı sanki, yine bir bl ve yine ne yazık ki yavaşlıktan içim bayıldı iyi ki 6 bölümde bitti 🙄
"Bazen en iyi son, hiç olmayandır. "Elite 4. Sezon ve ilave özel yarım saatlik bölümleri ile yine enteresan bir şekilde soluksuz izletti kendini. 4. Sezonda eski karakterlerin olmayacağı söylenmiş olmasına rağmen, ve diziye yeni giren karakterler bulunmasıyla birlikte eskilerin hala burada olduğunu bilmek isteyenleriniz olacaktır; Omar, Ander , Guzman ve uzaktan da olsa Nadia renklendirdiler diziyi.
Özel bölümlerin 4. Sezondan önce izlenmesi gerekirmiş te benim bundan haberim olmadığı için ve işin gerçeği spoiler yerim korkusundan, önce 4. Sezonu hatmettim. Öneri olarak siz benim gibi yapmayın diyebilirim.
Son 2 ya da 3 yıldır üzerine kafa yorduğum şey : Hep çabalayarak geçirdiğim 40 yılın sarsılma nedeni, sanırım alttaki alıntıyı kabullenememişliğimdir. Çalışmanın, istemenin, iradenin başarılı olmak için yeteceğini düşünme gafletinde bulunmuş ve bu gafletin farkına biraz geç varmışım. Oysa coğrafyası, tarihi, sosyolojisi, en küçük birimi, en yetkin kişisi bu her ne ise sizin iradenizden daha etkili olabilir yaşamınızda. Alexis 'in dediği gibi:
"Hayat gelişigüzel ilerler. Bir gün sağlıklıyken ertesi gün kanser olursun. Bu işte mantık aranmaz. Her şeyin bir sebebi olduğunu düşünmeyi seviyoruz ama öyle bir şey yok. Ne kanser bir ceza ne de iyileşme bir ödül. Sanıyorsun ki iyileşme sebebin savaşman, ölecek olma sebebimse... Niye? Ben yeterince mücadele etmedim mi? Bu işler öyle değil. Hepimiz eylemlerimizin önemli olduğunu düşünmek istiyoruz. Geleceğimizde bir etkimiz olacağını. Bu saçmalıklar içindeki en b*ktan şey, gücümüz olmadığını anlamaktır. "
Sanırım bu ayın "sürpriz atı" benim için tabii, Young Royals oldu, açıkçası daha önce okuduğum bir kitapta da benzer tipler olduğundan izlemesi benim için enteresan ve oldukça hoş oldu.
İnş 2. Sezonu gelmez 😄
Ve izlediğim
FİLMLER
The Cornered Mouse Dream of Cheese
Üzerine kafa yorsam mı, Özlem Tekin'e mi havale etsem (aşkın her şeyi affedebilirliğı Üzerine bir şarkısı vardı sanki) dedirten bir filmdi.
Bol ödüllü olması, gerçek hayattan esinlenmesinin yanında önemsiz kalıyor. Ahmet Yıldız 'ın hikayesi, filmde Ahmet'e çok odaklanılmamış sanki ama yine de oldukça etkileyici olduğu su götürmez.
Yıllar yıllar önce kitabını okumuştum, Philippa Gregory 'nin yazmış olduğu serinin ilk kitabıydı.
Bu ay gerçekten neredeyse aralıksız kitaplarıma ve izleyişlerime geri dönmenin mücadelesini verdim. Canhıraş çalışsam ancak bu kadar olurdu 😄
To each his own, bu ay izlediğim son film olabilir mi acaba 😃 Afirmasyonu çok olan bu filmi herkes izlemeli mi bilemedim, Japon'ların sanırım intihar olayını ‘umut ‘ her zaman olmalı mottosuyla kırmaya çalıştıkları yapımlardan biri olabilir.
Umarım Ağustos ayı Temmuzdan daha az acı daha çok gurur vesilesi olsun; sağlık, huzur, barış bizim coğrafyaya da dokunsun. Ve umarım insanlardaki liyakat ve utanma hisleri hiç kaybolmasın, insanı diğer canlılardan ayıran duygular çünkü bunlar.