17 Mayıs 2017 Çarşamba

OSMANLI SARAYLARI , SARAY HAYATI VE HAREM -YAVUZ BAHADIROĞLU





1. Basım 2013
322 Sayfa

Topkapı Sarayı'nı daha önce 1 defa gezmiş fakat harem dairesi tadilatta olduğundan girememiştim.

Bu yıl , bildiğiniz üzere , Osmanlıca derslerinde alan çalışmaları yapıyoruz , bunlardan biri de Topkapı Sarayı'na idi. 

Ve işin güzel kısmı Harem dairesi açıktı, gerçi tam açık demek doğru olmayabilir , kısmen açıktı.

Saray hayatını ilginç bulmuşumdur her zaman , sadece Osmanlı'da da değil , Çin , Kore , Japon ve İngiliz saraylarını da ilginç bulurum .

Bu gezinin akabinde Saraylar ile ilgili bir kitap okumak istediğimde , sipariş ettiğim sitede ilk önerilenlerden biri bu kitap oldu.

Aslında o dakika anlamalıydım ve fakat anlayamadım.

Kitaba başladıktan sonra , Yazar'ın notu dikkatimi çekti , kendisine , "Tarihi Sevdiren Adam " derlermiş.

Biraz ilerleyince  Mustafa Armağan okuyormuşum  hissi oluştu bende , tam böyle düşünürken , yazar kendisinden "Sevgili Dostum" diye bahsetti ki bende fena halde jeton düştü ama fikir edinmek adına, her pencereden manzaraya bakmak lazım diyerek kitabı okumaya devam ettim.

Pek çok yabancı yazardan alıntılar yapmış Osmanlı Yaşamı için yazar , hepsini not aldım , ömrüm vefa ederse onları da okumak isterim.

Kitabın en enteresan tarafı Cellatlar kısmı. Bilmem neden ?

Yazara göre , "Böyle bir ortamda diktatörlüğün herhangi bir versiyonunun yeşermesi neredeyse imkansızdır . Zaman zaman diktatöryal yansımaları olan bazı uygulamalar ise , bugünün anlayışı ile değil, dönemin  zaruriyetleriyle birlikte düşünülmelidir."

Şimdi ben her şeyi anlıyorum , ecdat savunma mekanizması diye bir şey mevcut insanlarda kabul ediyorum fakat bu savunmayı yaparken daha dikkatli olmak zorundayız.

Kabulleniş; sorumluluk almak değildir .

Tarihi gerçekler, yumuşatılarak anlatılmaya çalışılmaması gereken , realiteler olmalıdır.

Olmuşsa olmuştur , o dönem yapılmış şeylerin şimdi savunulması, başka yerlere çamur atılmaya çalışılması  bir yerde komik duruma düşürebilir insanları . 

Bu sebepten tarihte her mevzuyu aklamaya çalışmamalı , olduğu gibi yazmalı insanlar , bunu yazdılar diye kimse onları yapılanlardan mesul tutmayacak , hakikatler de bu şekilde su yüzüne çıkacaktır. .

 Avrupa Saraylarında da şunlar şunlar olmuş diye bizimkilerin yaptıkları haklı olmuyor yani , varsa bilginiz bir kitap ta Avrupa Saray Hayatını yazarsınız , biz de oralarda neler yaşanıyormuş okur , öğreniriz .

Netice olarak , Bahadıroğlu da , arkadaşı Mustafa Armağan gibi gözümde tarih yazarı değil, tarihi masal/kurgu yazarı olarak yerini belirlemiş oldu.





14 yorum:

  1. Aslında zaman makinası olacak o yıllarda gerçekten neler yaşanmış, birebir insan yaşayarak görecek:)))ya ben şaşıyorum hala savunuyorlar sarayda olanları, padişahlığı. Madem o kişinin dostuymuş aman aman bizden uzak olsunlar:)ne derler arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim:)
    Çok teşekkürler, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bücürükveben,
      sevgiler karşılıklı , evet yaşamak lazımdı o zamanları ama , aslında yaşamadığımız için biraz da şanslı sayalım kendimizi diyecektim ama işte ...

      Sil
  2. Ecdad savunma mekanizması tabirine bayıldım, ağzına sağlık. :) Hakikaten öyle yapıyorlar, evlatlarını, torunlarını, kundaktaki bebelerinin boğdurtmalarını bile savunuyorlar. Hatta televizyonda bir manyak adam var (adını unuttum) akp'li tabiii ki, tencere-kapak gibi böyle manyaklar hep akp'li oluyor tesadüf değil, demişti ki, şehzade katli en akıllıca şeydi diye. İftira filan da değil adam kendi ağzıyla söylüyor. ! Yuh dedim Osmanlı, Osmanlı diyenlerin hepsinin zekasından ya da vicdanından şüphe etmek lazım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bücürükveben,
      bu kitapta da tam olarak en akıllıca denmese de , gerekliydi falan diye kılıf uydurulmaya çalışılıyor . Bunlar bana biraz yav Hitler katliam yaptı ama bir sorun niye yaptı , aman da bıyıkları pek sevimliydi ne yaptıysa yaıtı kıvamında açıklamalar gibi geliyor. Ha Dünya'da işler çok mu doğru yürüyordu , kesinlikle hayır ama yani oralar yanlış diye kendi yanlışlarımızı doğru göremeyiz ki :(

      Sil
  3. Harem'e biz de gidemedik hala yaawf =(
    Kitap aa beklentiyi karşılamış galiba diyordum ki, nerede, olduğu gibi aktarılsa keşke...
    Burada da müzelere gidiyoruz ya şimdi, imperial war museum, çok etkilendim, en baskın naziler, nazilerden ne çektiklerini anlatmışlar ama bazı noktalarda da ingilizleri bilmesek dedim, enteresan haller...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kore Fenomeni,
      ya Kore bütün dünya kafayı yemiş yöneticilerle dolu ne yazık ki, ama bu bizimkilerin çok aklı başında olduğu anlamına gelmesin yani , tabii bunu realist yazacak adam nerede?

      Sil
  4. Çok haklısın düşüncelerine katılıyorum tarih reel bir bakış açısıyla yazılmalı veya anlatılmalı

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fatma ÜZMEZ,
      yani , hayır yazamayacaklarsa , hiç bulaşmasınlar :(

      Sil
  5. Masal yazarlarımızın geçenlerde dediklerine de hala sinirliyim, neyse -.- Fotoğrafta çok güzel olmuş hehehe :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kağıt Salıncak ,
      o sinir halini sürekli körüklemeseler güzel olacak ta , nerdeee, foto için tişikkürler efem :D katkılarınız paha biçilemez :D

      Sil
  6. Osmanlı hareminde işler hiç de bilindiği gibi olmadığını okuyunca çok şaşırmıştım. Harem Anası'nın yetkilerini öğrendiğimde şaşkınlığım daha da artmıştı. Dolayısıyla harem ve Osmanlıda Kadın'ın yerini çok düşündüm. :)
    Hoşça kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Halil GÖNÜL,
      HArem Anaları , Daye Hatunlar , Valide Sultanlar , Hasekiler , Gözdeler , Cariyeler ...KAdınlar işte ...

      Sil
  7. ay bunu okuyamam sıkılırıım :)

    YanıtlaSil