30 Haziran 2019 Pazar

İDEALİST ÖĞRETMEN- GRIGORIY PETROV

Çeviren: Ayser Ali
88 sayfa


"Dünyada pek çok sihirbaz var. Ve her insan, eğer isterse, kendi yaptığı işte sihirbaz olabilir."

"Tembellik sizi cezbediyorsa, çalışmanızı bölüyor ve dikkatinizi dağıtıyorsa, kendinizi yenmeyi öğrenin."

Kitabı bir fuarda gördüm, şimdi hangi fuar olduğunu bile hatırlamadığım ama yazarı görünce, Beyaz Zambaklar Ülkesi'ni ve tabii ki Ata'mı hatirladığımı ve buna istinaden kitabı edindiğimi söyleyebiliyorum.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde'yi okumuştum, bloga da koymuştum sanki ama bulamadım, eğer blogdan önce okumuşsam ya da eklemediysem üzüleceğim kitaplardan biri olacak.

Atatürk'ün, 100 temel eser arasına "mutlaka" alınmasını istediği Beyaz Zambaklar Ülkesi'nin yazarından, ütopik fakat  keşke olabilse dedirten bir hikaye.

Moskova üniversitesinden bir profesörün, bütün kariyerini bir kenara bırakıp, köyüne öğretmen olması, oldukça kısa ama etkili satırlar ile anlatılmış. Kısacık öyküde mutlaka daha önce duymuş olduğunuz isimlerin olması daha da etkili.

Aslında imkan olsa size kitaptan değil  de yazarın hayatından bahsedebilsem. Ne ki siz araştırsanız sanırım daha etkili olabilir, bence tam bir mücadele insanı olan, hayatını bu yolda harcayan Petrov'un bu kitabını da okuyun, Beyaz Zambaklar Ülkesi'ni de tabii fakat bilhassa kitaplarından ziyade hayatını okuyun, google amcaya bile sorsanız size temel şeylerden haber verebilir ve kitapları için de fikir sahibi olmanızı sağlayabilir. 

Şimdi diyeceksiniz ki "kardeşim, seni boşuna mı okuyoruz, sen yazıversene ne diye uğraştırıyorsun bizi." Ben de diyorum ki, size bugüne kadar balık verdim, şimdi balık tutmanıza izin verme zamanı. Rast gele :)


BAZEN UMULMADIK BIR KİTAPTAN BIR KAÇ SATIR


Bazen en sıkıntılı zamanlarında, hiç ummadığın bir kitaptan birkaç satır yeniden umut olur sana...



111 sayfa

"Bazen çok komik oluyorsun."
"Biliyorum, ama seni gülerken görmeyi seviyorum."
"Neden?"
"Çünkü o zaman dünya cennet oluyor. "

Bu kitabı mutlaka okuyun falan demiyorum tabii ki, fazlasıyla basit, fazlasıyla ticari bir hikaye... Yine de bana yeniden başlamak için gereken teşviki vermiş olabilir.  Sırf bu sebepten bu blogda ayrı bir post olmayı hak etti. 

Gülüşü, dünyanızı cennete çeviren kişileriniz olsun hayatınızda, kitapla, sevgiyle...

29 Haziran 2019 Cumartesi

ÇEKİLİŞ SONUCU

Bir çekilişimin daha nihayet bulması sevindirici.

Çekilişi beni uzun zamandır yorumları ile destekleyen IŞINONUR kazanmıştır tebrik eder, keyifli okumalar dilerim. Şansın daim olsun.




İstek Yayınları ve İstekle.com'un sponsorluğunda çekilişler devam edecektir, katılımlarınızı bekliyorum. Hepinize teşekkür ederim, keyifli okumalar, bol kitaplı günler dilerim.

27 Haziran 2019 Perşembe

RUBAİLER - ÖMER HAYYAM

Farsçadan Çeviren: Prof. Dr. Ali Güzelyüz
1. Baskı 2012
187 Sayfa

 XI-XII. yy'da yaşamış Ömer Hayyam, aslında  bir matematikçidir.İkinci ve üçüncü derece denklemleri sınıflandıran ilk kişidir. Newton ve Pascal'ın bulduğu binom formulünü de aslında ilk kez Hayyam bulmuştur, batıda matematik, cebir ve fizik üzerine el yazması eserleri mevcuttur.

 Astronomi, felsefe, fizik ve metafizik konularında çalışmaları vardır fakat dünya onu rubaileri ile tanır. Dünya tanır derken abartmıyorum, bizim edebiyatımızda çevirileri yapılmadan önce batıda çevirileri okunmaktadır. 

Hemen yanı başımızda yaşamış Hayyam'ı ne yazık ki hâlâ pek tanıyanımız yoktur. 

Rubai üstadı olarak bilinen Hayyam'ın satırları inanılmaz, tabii edebiyat ile ilgilenenler için daha manidar gelecektir.

Aşağıya bir, iki örnek bırakıyorum, en azından fikir sahibi olmanız dileğiyle...

"Dün çarşıda bir çömlekçi gördüm,
Bir çamur parçasını tekmeliyordu, 
O çamur parçası, kendi diliyle ona:
"Ben de senin gibiydim, bana iyi davran." diyordu."

"İster iki yüz, üç yüz, ister bin sene hayat sürsen de,
Bu köhne, yıkık saraydan atacaklar seni yine de!
İster kral olsun, ister sokak dilencisi;
Aynı değeri biçecek ölüm her ikisine de."

"Bu çorak yerde, insanın elde edeceği, 
Ölünceye dek üzülmekten başka bir şey değildir,
Ne mutlu çabuk gidene dünyadan;
Huzurlu olan, dünyaya hiç gelmeyen kişidir!"




UNUTMA BENİ - HOLLY JACOBS

1. Basım 2016
272 sayfa

"Kendine bir yol çiz ama yön değiştirmekten de korkma."

Kitabı okuyalı kaç zaman oldu kim bilir, benim bilmediğime bakılırsa oldukça uzun olmuş orası kesin!

Kitabı yine bir "sınavlardan başka bir şey görmüyor gözüm" döneminde, farklı yaşamlar vardır bu dünyada belki de, diyerek elime aldım.

Ne bekliyorum kitaptan; aşk, meşk, hızlı okunsun, akılda çok kalmasın, kafamı da ders transından bir miktar çıkarsın.

Peki ne kalıyor kitaptan her sayfayı çevirdiğimde aklımda; milyonlarca düşünce. Öyle müthiş bir anlatım gücü, harika bir ifade tarzı ya da şahane bir edebi birikim değil bunları yazarken kastım, ama insan hayatına dair düşündürücü satırlar olduğu kesin.

Evet çok fazla tesadüfi ve pozitif bir sonu olabilir ama yine de bu blogda tek başına post olmayı hak edenlerden biri olduğunu düşünüyorum.

Şans verilebilir, neden olmasın!

21 Haziran 2019 Cuma

JAPON SEVGİLİ - ISABEL ALLENDE

İspanyolca'dan Çeviren: İnci KUT
1. Basım 2017
333 Sayfa

"Kamplarda enterne edilenlerin geri kalanı gibi onlar da, sadakat ve vatanseverliklerinden kuşku duyulan o aşağılayıcı yıllar hakkında başkalarının yanında hiçbir zaman konuşmayacaklardı; insanın şerefi olmadan hayatın pek fazla değeri yoktu."

"Birbirimizi sevmemizin kaderimiz olduğunu pek çok kez söyledik, daha önceki hayatlarımızda sevdik birbirimizi, gelecek hayatlarda da buluşmayı sürdüreceğiz. Ya da belki geçmiş ve gelecek diye bir şey yoktur da her şey evrenin sonsuz boyutları içinde eş zamanlı olarak gerçekleşiyordur. Eğer öyleyse sürekli olarak birlikteyiz, sonsuza kadar. "

Kitabı 05.02.2018'de almışım.

Kapağına bakınca sıradan bir aşk romanı olacağını düşünenler Allende adını biliyorlarsa, kitabın içindekinin "sıradan" olarak asla nitelenemeyeceğini de bilirler.

Bir kere aşk var ama bir tane değil...
Sonra kitapta neler neler var;
Amerika'nın Japonlar'a yaptığı zulüm, Yahudi'lere yapılanlardan bir kesit, çocuk pornografisi, Lgtb, bakımevi yaşantısı vs...

Aslını isterseniz kitapta ne yok diye anlatmak belki de daha kolay olabilir. Elimde biraz uzunca kalmasının sebebi kitap değildir kesinlikle çünkü içeriği çok yoğun olsa da anlatımı oldukça yalın.

En sonunda da beklenmeyen bir son.

Allende, yine kendisinden beklentilerimi boşa çıkartmıyor ve bir kere daha beni kendisini okumak için teşvik ediyor.

Çok yakın zamanda olmasa da, mutlaka diyerek ayrılıyorum kitaptan.

Ve umarım okursunuz ...



JENNIFER PROBST- EPUB SERİ OKUMALAR

Sıranın ne önemi var, önemli olan kafa dağıtmak!

4. Kitap
2015 Basım 
366 sayfa


3.kitap
286 sayfa


1. Kitap
261 sayfa


2. Kitap
285 sayfa

19 Haziran 2019 Çarşamba

ÇEKİLİŞ - CİNGÖZ BALIK

1. Baskı 2019
46 Sayfa

"Küçük balıklar, hatta büyük balıklar için tehlike yalnız denizdekiler değildi. Bir de yukarıda insanlar vardı."

İstek yayınevi ve İstekle.com'un göndermiş olduğu kitaplardan biriydi Cingöz Balık. İçinde birbirinden güzel 6 hikaye var, en çok Kuş Cenneti'nin Kurtuluşu adlı hikayeyi beğendim.

 Çocuk kitapları dikkatle okunduğunda büyükler için de inanılmaz dersler barındırır, işte onlardan biri.

Ben okudum, siz de okuyun isterim.

 Bunun için tek yapmanız gereken bu postun altına yorum yapmak. Blogumu takip etmeniz önemli değil, yorum yapan her kişi katılıma hak kazanacak.

Son katılım:29 Haziran 2019
Saat 12.00
Ödeme alıcıya ait olacaktır.



11 Haziran 2019 Salı

AŞKIN SEÇİMİ- NICHOLAS SPARKS

1. Basım 2016
292 Sayfa 

"Her hikaye, en az onu anlatan kişi kadar eşsizdir ve en iyi hikayeler sürpriz sonla bitenlerdir."

Demişti hikayenin kahramanı kitabın ilk satırlarında. Yazar Nicholas Sparks olunca hele de böyle bir cümleyle başlayınca Defter'den de iyi bir hikaye bekledim kendisinden.

Olmadı... Bence olmadı, seveni mutlaka olacaktır ama hem hikayeye girişteki detayların fazlalığı, asıl olayın dank diye olması ve tahmin edilebilirliği arttırılmış sonu ile benim beklentilerimi karşılamadı.

Oysa kitaba hadi şöyle vitamin gibi bir şey olsun, hem bedeni hem kafayı rahatlatsın diyerek başlamıştım.

Sadece fazlaca vakti olanlar okusun.

7 Haziran 2019 Cuma

CEMİLE - ORHAN KEMAL

30. Baskı 2017
150 sayfa

"Yıllardır kahrımı çekmekten usanıp yorulmayan, cefakâr karıma..." 4.5.958

"Küçük Adamın Romanı" serisinin 3. kitabı. Otobiyografik özelliği ile ayrıca özeldir. üstteki ithaftan anlayacağınız üzere Orhan Kemal'in büyük bir sevda ile tutkun olduğu karısının ve kendisinin hikayesi. 

Toplumcu edebiyatın 3 Kemal'inden 1'i olan Orhan Kemal'den efsane bir anlatı. 

Hem biyografik unsurları ile hem de döneminin işçi hareketlerine, toplum yapısına bakışıyla mutlaka okunması gerekenlerin başında gelmeli. 

İlk ikisini okumadınız ise de aslında bir yönüyle diğerlerinden bağımsız bir tarafı var. O sebepten ilk ikiyi okumadan Cemile'den de başlayabilirsiniz. Tabii bana sorsanız Katip Necati'yi tanımak belki biraz daha anlayabilmek adına ilk ikisini okumanız daha iyi olacaktır.

En nihayetinde okuyun, neresinden başlarsanız başlayın önemli değil ama mutlaka okuyun...

Sevgiyle...

2 Haziran 2019 Pazar

EYLEMLERİM - DURUM GÜNCELLEMESİ


Öncelikle bu güzel kitapları gönderen Yeditepe Üniversitesi Yayınevi ve İstek Yayınları'na  teşekkür ediyorum. En yakın zamanda blogumda her birinin ayrı ayrı yorumlarını okuyacak ve içinizden şanslı olanlara da her birini hediye edeceğim. Kitaplar için;
 yoğunluğum hasebiyle maillerine geç cevap verdiğim (sınavlarımın gerçekten çok yoğun olduğu 2 haftaydı), halde  anlayış, nezaket ve kibarlığı asla elden bırakmayan Serkan Bey'e ayrıca teşekkür etmeyi bir borç telakki ediyorum. Gerçekten çok çok teşekkürler.

Sevgili arkadaşlarım son 1 senedir farkındayım, istediğim kadar kitap okuyamadığım gibi bloğuma da post giremiyorum. Blogu her ne kadar kendime arşiv olarak kullanıyorsam da sizlerin yorumları ile daha verimli okumalar yapıp, yeni kitaplar/yazarlar tanıyor ve kitaplar üzerine konuşabilmekten mutlu oluyorum. Hepinize teşekkür ediyorum, dostluğunuzun ve yol arkadaşlığınızın devamını diliyorum. 

Şimdi gelelim bu bir yıla, 4 yıl önce "madem bu kadar çok kitap okuyorum hakkını da vereyim ve ne okuduğum hakkında fikir sahibi olayım" diyerek Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne başladım, sonra sonra edebiyat okumanın ne kadar keyifli (bir o kadar da zor) olduğunu fark edip işi bir tık ileri götürüp Marmara Üniversitesi'nin Pedagojik Formasyon  programına katıldım. Tabii önce anne, sonra eş, sonra ev hanımı olunca, edebiyat dersleri bu yıla kadar amatörce de olsa sürdürülebildi fakat  bir de Marmara Üniversitesinin kampüsü Göztepe'de olunca işler benim açımdan ciddi şekilde zorlaştı. Bütün bunları topladığımda ve tam şu anda yine de iyi iş çıkardığımı söyleyebilirim, bugün Formasyon'un son dersinin de notu açıklandı ve inanılmaz bir rahatlama hasıl oldu bende (evet daha edebiyat derslerim belli değil ama umuyorum bu yıl onun da diplomasını alacağım).

İşte bütün bu yoğunluk doğrultusunda sizlerin postlarınızı okuyamama ve yorum yapamamam ile başlayan sosyal medya pasifliğim, instagram,  facebook ve son olarak ta twitter hesabımı askıya almamla devam etti, şimdi yavaştan bir buçuk yıl sonra instagram'a dönüş yapmaya çalışıyorum, takip etmek isterseniz hesabım;

Kitap okumaktan bu yoğunlukta bile asla vazgeçmedim, evet istediğim kalite ve sıklıkta değildi belki ama asla hiç kıvamına gelmedi.

Şimdi en azından bir süre, tekrar eski sıklığında paylaşımlarımla geri döneceğimi umut ediyorum.

Bu kadar uzun bir yazıyı buraya kadar okumuşsanız ayrıca teşekkür ediyor, yorumlarınızı bekliyorum.

İyi tatiller, iyi bayramlar dilerim.

Keyifli okumalarınız olsun, sevgiyle...
                        
                             Eylem.