Çeviri:Nil KARACA
1. Basım 2016
312 sayfa
Bu kitaba başlarken kapak fotoğrafına ya da adına aldanmayınız, evet okuyacağınız bir aşk romanı ama...
2. Dünya Savaşı yılları Prag'da başlıyor hikaye, Terezin Kampında devam ediyor ve Amerika'da bitiyor.
En uzun kısım kamp kısmı, kitap biyografik olmasa da içinde tanınmış kişiler var, en azından isim olarak. Bu "tanınmış"a da bir dipnot vermek gerekirse Prag'ın o dönemlerdeki ünlü ressamları demek sanırım beklentinizi hangi yönde tutmanız gerektiği hakkında fikir verecektir.
Aşk romanı diyorum ama aslında bir mücadele romanı da sayılabilir zira dediğim gibi en uzun kısım kamp kısmı dolayısıyla acısı bol bir kitap.
Bu kitaptan sonra bir şey dikkatimi çekti, bilmem sizin de dikkatinizi celbetti mi? Ne çok Yahudi hikayesi var edebiyatta. Evet 2. Dünya Savaşı çok acı sonuçları olan bir savaş ama neden bizde de(genel olarak Türk dünyasından bahsediyorum) dünya çapında yankı bulan kitaplar bu kadar fazla değil? Derin mevzular bunlar tabii ama sorgulamadan da ne anlamı kalıyor okumanın!
Açıkçası son aylarda tam bir çıkmaz durumundayım kitap okuma bakımından fakat bu çıkmaz okuyamama halinden ziyade kaliteli/verimli okuyamama durumu. Zira zor bir dönem yaşıyorum ve bir miktar sorumluluklarımdan kaçıyor olabilirim bu tür kitaplarla/kitaplarda.
Fakat bunu da aşacağım günler yakındır diye umuyorum, insanoğlu neleri aşmıyor ki.
Bu kısa iç çekme ya da dert yanma kısmıyla bitiriyorum yorumumu, kitapla kalın...