31 Mart 2018 Cumartesi

MIM : BLOG YAZARLARINI TANIMA / DİRENİŞ HAKKINDA UZUN BİR YAZI

MIM : BLOG YAZARLARINI TANIMA


Sevgili İZEL mimlemiş beni , kendisine teşekkür ediyorum blogu için bir tık...

Bu ve benzeri çok mim yaptım ama bir fazla olsun ne olacak değil mi , bir de hazırladığım bir taslak yazı vardı onu da mimin altına ekliyorum . Bloggerlar ile ilgili benim de bazı fikirlerim var , katıldığınız ya da katılmadığınız konularda fikirlerinizi duymaktan mutlu olacağım .


1-Nerelisin ?

Kırklareli-Kofçaz , evet hiç duymadığınız bir yerlerde olabilir.Zira kendisi Türkiye'nin en küçük 2. ilçesi,
 belki de 1. kim bilir ?

2-Burcunuz ?

Rivayete göre Balık , fakat sulu gözlülüğü hariç hiçbir özelliğini taşımıyorum :D Ya da bana genel olarak söylenen bu.

3-Bloglarda en çok ilgini çeken şey nedir ?

En çok ilgimi çeken yorumlarıma verilen cevaplar :D

4-En sevdiğin mevsim ?

Sonbahar-Kış , donuyorum ama çok seviyorum be :D


5-Yabancı dil biliyor musun ?

Az denecek kadar İngilizce , hiç denecek kadar Bulgarca :((


6-Boş zamanlarını  nasıl değerlendiriyorsun ?

Boş zamanım yok :D Genel olarak zamanımı verdiğim şeyler, kitaplar , blogumdan da belli olmadığı üzere :F

7-En son hangi kitabı okudun ?

Bu soru kadar karmaşık bir soru yok bana yöneltilebilecek . Zira en son bitirdiğim kitap Kime Dokunduğuna Dikkat Et, en son bloguma girdiğim kitaplar da Epub'da okuduklarım fakat aralarında biraz süre var itirafını da buradan yapmak zorundayım :D

8-Hayatında pişman olduğun bir şeyi anlatır mısın ?

Pişmanlık yok , ne gelirse eyvallah :D

9-Tuttuğun takım var mı ?

Gençken Galatasaray , evlendim Fener Bahçe , artık futbol izlemiyorum eskiden tam bir taraftardım ama sanırım artık çok ta anlamlı gelmiyor bana futbol :D


10-Çantanda eksik etmediğin şeylerden bazılarını yazar mısın ?

Kitap, cüzdan , şemsiye , alışveriş için bez çanta :D


11-En sevdiğin içecek ?

Çay / Kahve fark etmez , yaz da olur kış ta :D


        12-Son olarak blogunuzdan hiç para kazandınız mı ?

Hayır , teklif geldi fakat bana işin içine para girince realite kaybolacak gibi geliyor , niyeyse :)

Kuralım belli ilk 3 yorumu yapacak arkadaş bu mimi cevaplamalı :D

Şimdi de şuraya geçenlerde taslağa aldığım ama yayınlamadığım blog görüşlerimi ekleyeyim , bu yazıma eklemek istediğiniz bir şey olursa lütfen çekinmeyin, birlikte direnelim.


Pek çoğunuzun malumu olduğu üzere blog alemindeki durgunluğa dur demeye karar verdik. Büşra kardeşim bir taş attı, deep hafif çalkaladı , bakalım dalgaları nerelere ulaşacak . Kendisi bilhassa kitap blogları için başlatmıştı direnişi ben bir tık üste çıkıyorum , bu platformda yazan herkesi davet ediyorum bu direnişe.

Öncelikle aktif olarak kullandığımız bloggerlarımızın sesi olalım istiyorum , sonra o ses çığlığa dönüşebilse keşke diyorum.

Son zamanlarda yaşanan durgunluk sıyrılsın üzerimizden , yorumlarla coşsun bloglarımız istiyorum.

Takipleşelim istiyorum çünkü herkes için değil ama yeni başlayanlar için çok önemli takipçi sayısı , sonrasında hala yazmaya devam edenler bu kadar büyütmemeyi öğreniyoruz o sayıyı gözümüzde ama yeni yazmaya başlamış bir blogger için bir adım oluyor o sayı , zannediyor ki o sayı kadar okunuyor ...

Oysa öyle olmuyor ne yazık ki ....

Sosyal medyanın pek çok platformunu aktif kullandım yıllarca , facebookta da instagramda da vardım , ne ki bloggerdaki samimiyeti hiçbirinde bulamadım.

Bloglarını yeni açanlar ya da yıllardır bu platformda yazanlar için de naçizane bir iki öneri getirmek istiyorum , sizin de aklınıza gelen keşke söyleyebilseydim dediğiniz şeyler varsa ekleyin lütfen.

Birincisi şu anki takipçi sistemimiz bir miktar değişti , eskiden takipçinin profil resmine tıklayınca blog adresini bulabiliyorduk , şimdi sadece yorum yaparsa bulabiliyoruz kendisini , o sebepten ilk ricam lütfen takibe aldığınız bloggera hiçbir şey olmasa da bir "selam" yazın.

Bir sonraki ricam takibe almak istemediğiniz bloga takipçi olmayın , bakın inceleyin ve takip etmek istediğinize karar verdiğinizde ekle sekmesine tıklayın , çünkü gidişiniz üzüyor bizleri.

Empati yapmaktan asla vazgeçmeyin , sempati beslemiyorsanız yazılan konuya bunu açıkça yazın ama kişisel hakaret etmek edene bir şey kazandırmıyor , edilene kaybettirmediği gibi.

Yazılan yorumlara cevap verelim , hepsine tek tek yazalım , kendimi bu konuda eleştiriyorum çünkü aynı gün içinde yorum yazamıyorum çoğu zaman çünkü o bloggera iade-i ziyaret yapmak istiyorum ve cevap verdiğimde unutabiliyorum , bekletmelerim ondan sebep , ama mutlaka vermeye çalışıyorum her bir yoruma cevap, biliyorum çünkü kendim de önemsiyorum cevaplarınızı yaptığım yorumlara .

Ne paylaştığınız (benim için ) çok ta önemli değil , bilhassa farklı fikirler okumayı severim ve önemserim her yazılanı çünkü burada ciddi bir emek var , çünkü yazıyoruz, çünkü okuyoruz , çünkü en kıymetli şeyimizi veriyoruz buraya ; zamanımızı. 
Siz de önemseyin .

VE bırakmayın arkadaşlar , en çok uzun zamandır hiçbir şey yazmamış ama baktığımda yıllarını vermiş bloggerlar için üzülüyorum , sorunlarınız , verdiğiniz uzun aralarınız olabilir yine de bırakmayın , ve arada bir ses verin , verin ki umudumuz sönmesin yazan ve okuyanlara dair.

Çok arkadaş edindim bu alemde , en uzun süreli olanlardan biri deep'tir mesela , bilirsin her zaman yanında , eyvallah :D

Kaybettiklerim de oldu , andıkça ismini bir yanım buruktur mesela Sinem'in....

En azından yaşarken kaybolmayalım , ses olalım , birlik olalım derim ....

Sesinizi duyurmak için ne üzerine yazdığınızı ve blog adresinizi bırakın rica ederim.Yeni bir postla duyurabilirim bu blogları , böyle bir post ister misiniz?






30 Mart 2018 Cuma

Mart Ayının Epub / Pdf / Çerez Okumaları


Kampüs serisinin 3 kitabı :D
Anlaşma
506 sayfa

Hata
407 sayfa

Hesaplaşma
Elle Kennedy
461 sayfa

Kaleydoskop Kalpler
Claire Contreras
380 sayfa

Başka Dilde Aşk
Mia Sheridan
387 sayfa

28 Mart 2018 Çarşamba

FEO VE KURT- KATHERINE RUNDELL

Çeviri: Duygu Dalgakıran
İllüstrasyonlar : Gelrev Ong Bico
1. Baskı 2017
278 Sayfa

"Kurtlar çocuklar gibidir .Dünyaya uslu durmaya gelmezler."

İllüstrasyonları mükemmel , önce bunu söylemek isterim.

Yazardan Gökyüzü Çocukları'nı okumuşum 2 yıl önce , tamamen tesadüfi olarak Şubat ayında :D

Yazar yine özgün bir konu üzerinden bir çocuk hikayesi yazmış.

Aslında çocuk hikayesi üzerinden , özgürlük mücadelesi demek gerekiyor sanırım .

Baş kahraman yaş olarak hayal edebileceğimden çok küçük bir yaşta verilmişti , bu beni bu tür hikayelerde rahatsız ediyor .

Fakat genel olarak hoş bir mücadele hikayesi olduğunu söylemek zorundayım .

Okuyun !




27 Mart 2018 Salı

ÇOCUKLAR SANA EMANET- SİNEMADA BU HAFTA


Geçen hafta ilgimizi çeken bir film olmayınca , cuma da bu filmin vizyona gireceğini öğrenince sırf bu film için herhangi bir filme girmek yerine geçen haftayı pas geçmek zorunda kaldık.

Neden bu kadar izlemek istedik bu filmi kısmında ilk sırayı Çağan Irmak adı alır . Zira kendisini hem senarist hem de yönetmen koltuğunda görüyoruz filmde, eskiden yaptığı işlerin verdiği keyfi biliyor ve hiç tereddüt etmeden oturuyoruz koltuklarımıza. 

2. önemli isim Engin Akyürek , bence son dönemin en karakteristik oyuncularından biri kendisi , sevdiğim renklere sahip olmasa bile beğeniyor ve yakıştırıyorum ekrana /perdeye kendisini.

Şerif Sezer için laf etmek benim haddime değil nitekim müthiş biri, bence tam anlamıyla kült bir isim sinema için , harika ötesi... 

Bu kadar tanıtımdan sonra gelelim filmi nasıl bulduğumuza , bir kere gerilim/dram diye etiketlenmiş olsa da film ilk yarıda bir miktar korkuya da yer vermiş ve benim beklentimin aksine 2. kısımda korkudan ziyade drama dönüşmüştür.

Bizim ülkemizde malumunuz olduğu üzere , gerilim de olsa korku da hep aynı unsurları içerir filmler .

Çağan Irmak bunun bir tık üzerine çıkarak fantastik/mitolojik bir hava da katmış ve bunu da bazı sosyolojik temaslarda bulunarak ve ülkemizin sorunlarından birine yer vererek tamamlamış filmi.

Bir kere her koşulda sevmek için gittim filme , istediği kadar korkutsun izlenecek ve sevilecekti.

Şurasında şu da mı olsaydı, mevzuyu bu kadar erken açıklamasaydı mı gibi yorumlar yapmış olsam da, memnun kalarak veda ettim filme .

Bir de not , Hilal Altınbilek çok hoş bir kadınmış , kendisini ilk kez fark ediyorum bir beyaz perde yapımında , sanırım bundan sonra onun ismini gördüğüm filmlerden de beklentilerim olacak . Yolu açık olsun.

Merak edenler için FRAGMAN ı aşağıda :D

25 Mart 2018 Pazar

DAHİ DİKTATÖR - A.M. CELAL ŞENGÖR



"18.Baskı 2016
133 Sayfa

"Atatürk'ün diktatörlüğü , dehanın diktatörlüğüdür."

"Osmanlıca diye bir dil yok. Osmanlıca bir "esperanto"dur, yani bir sürü dilin bir araya gelmesiyle yaratılmış yapay bir dildir.Osmanlıcayı layıkıyla okuyup anlayabilmek için Türkçe bilmek lazım, Farsça bilmek lazım, Arapça bilmek lazım.Bu üç dili bilmek lazım zira Osmanlıca bu üç dilden sadece kelime almakla kalmamış , bunlardan bir takım kurallar da almış.Böyle bir dil olmaz."

"Atatürk'ün yaptıkları esasen şapkadan tavşan çıkartmak değil, daha önce başlatılmış pek çok hareketin çok radikalize edilmiş devamıdır. Mesela imparatorluk , felakete gidildiğini gördüğü vakit kendince bir takım tedbirler almaya başlamıştır. Mesela Sultan Mustafa tüm din eğitiminden bağımsız Mühendishane-i Bahriyye'yi , Sultan III. Selim Mühendishane-i Berri'yi kurmuş, Sultan II. Mahmut ilkokul tahsilini zorunlu kılmıştır fakat bu zorunluluk sadece payitahtta uygulanabilmiştir."

"Sultan Mahmut , 'Madem modernleşiyoruz , Avrupa'ya benzeyeceğiz , şalvar giymek , çarık giymek, sarık takmak , kaftan giymek artık yasak .Pantolon giyeceksiniz , ceket giyeceksin(İstanbulin denen yakasız tür) , adam gibi ayakkabı giyeceksin , kafana da fes takacaksın.'

"Aslında bir Balkan serpuşu olan fesin önemi siperliğinin olmamasından kaynaklanıyor .Başını açmadan secde edilebilir .Dolayısıyla Müslümana uyan bir şapka diye düşünülmüş .Fakat bunda da şöyle bir sıkıntı var ;Türkiye'de fes imal edilmiyor . Çok ilginçtir ki, bir kumaşı boyayıp , doğru dürüst bir fes yapılamıyor . Fesler Viyana'dan geliyormuş. İstanbul'da fes yapmaya çalışan birkaç küçük imalathane varmış, ama yağmur yağdığı zaman feslerin boyaları akar, takanların yüzü kırmızı boya içinde kalırmış .Bundan da kimin kaliteli(yani ithal ) , kimin de kalitesiz (yani yerli) fes taktığı belli olurmuş."

"Kaybettiğimiz en acı harpler , Osmanlı'nın kendi tebaaları tarafından sırtından vurulduğu harplerdir .Balkan Harbi böyledir. Birinci Dünya Harbinde Arapların yaptığı budur; Büyük Taarruz'dan sonra Yunan ordusuyla birlikte kaçan yerli Rumlar'ın yaptığı budur."

"Yavuz ilk defa Arap tarzı İslam'ı içimize sokuyor ve  o dönemden itibaren Osmanlı'nın çöküşü başlıyor."

"Bilmiyorlar ki , Şeyhülislam fetvasıyla halifeler katledilmiş bu memlekette . Sultan Mustafa , Sultan (Genç) Osman, Sultan İbrahim, Sultan Selim katledilmiş .Bunlar hep fetva ile katledilen sultanlar , halifeler ."

"Atatürk ile beraber herkes kendi efendisi oldu Türkiye'de."


21 Mart 2018 Çarşamba

BÜYÜK İSKENDER - VASİLİ YAN

Çeviri: Rauf Aksungur
1. Basım 2015
384 Sayfa

"Olgunlaşmak, kendi eksikliğin üzerine düşünmekle ve aynı zamanda yardıma muhtaç olana elini uzatmakla mümkündür."

Üstteki kitap fotoğrafı yazın yaptığımız Balkanlar turundan kalma , düşünün kitap ne kadar zaman elimde kalmış oluyor şu durumda .

Aslında çok büyük umutlar ile almış olduğum kitap -bilhassa Büyük İskender'in hayatını roman tadında okumayı çok istiyordum - elimde tam anlamıyla aylarca süründü . 

5-10 sayfa art arda okuyabildiğimde kendimi şanslı saydığım zamanları oldu.

Sebep olarak kendimi göstermeyi isterdim ama bu kitap için böyle olmadığı kanaatindeyim .

Anlatıcının 3. kişi olması , zamanların geniş tutulması ve İskender'in konuya ilk 50 ile son 50 sayfada dahil olması benim dikkatimi çeken ve okumamı yavaşlattığını düşündüğüm unsurlar.

Oysa yazar, tarihi kişilikleri anlattığı kitaplar  ile oldukça ünlü .

Ne yazık ki ilk defa tarihi bir okumadan hem de tarihi bir romandan bu kadar mutsuz ayrılıyorum .

Kitap, yarım bırakamama huyumdan bitti , yoksa her şekilde şimdiye kadar tozlu rafların arasına atılabilirdi.

Okuyanlarınız varsa yorumlarınızı özellikle bilmek isterim .

Kitapla , sağlıkla ve umutla kalın.


19 Mart 2018 Pazartesi

DİVAN-I KEBİRDEN SEÇMELER -MEVLANA CELALEDDİN RUMİ

Hazırlayan : Bekir Şahin 
2. Baskı 2011
186 Sayfa

"Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert edinsin .Fakat öyle kendinden geçsin ki neşe ile gamı birbirinden ayırt edemesin."

Esasen Edebiyat okumaya başladığımdan beri bazı kitapları okumayı daha fazla istediğime karar verdim.

Keşke orijinal dilinden okuyabilsem dediklerimden biri de  Divan-ı Kebir'di . Tabii bu kitapta sadece Mevlana'nın Divan-ı Kebirin'den seçmeler var.

Esasında Divan-ı Kebir 'i Mevlana yazmaz , Mevlana'nın söylediği gazel , rubai gibi şiirleri yazanlar vardır . Divan-ı Kebir içindeki şiirler geneli Farsça yazılmış şiirlerden oluşur , Mevlana'nın Şems'e söylediklerinin çokluğu divanın adının Şems Divan-ı olarak anılmasına da sebep olmuştur , Bazı gazellerinin altında da Şems mahlası-Şems adının türevleri- göze çarpar.

Evet Edebiyatçılar bu yazdıklarımın altına daha pek çok şey ekleyebilir , benim okuduğum çok minik bir özeti sayılabilir . Hem sayfa sayısı bakımından orijinali ile kıyaslamak mümkün değil hem de Türkçe olması anlam bakımından bazı sıkıntılar doğurmakta olsa da okumak istediklerimden biriydi ve okuyabildiğim için mutluyum.

Divan-ı Kebir'in el yazmaları da hacim olarak birbirinden oldukça farklıdır .

Bütün Dünya'nın tanıdığı fakat bizim coğrafyamızda yaşamış olmasına rağmen adının çok fazla bilinmediği , kendisinin  neredeyse hiç tanınmadığı , söylediklerinin ise merak bile edilmediği ender güzel insanlardan biridir Mevlana.

Bakmayın siz popülist yazarların arkasından atıp tuttuğuna , derinliği o kadar basit anlatılabilecek biri değildir.

Okuyun , eğer imkanınız ve zamanınız var ise tüm külliyatını.


16 Mart 2018 Cuma

KAYBEDENLER KULÜBÜ YOLDA - SİNEMADA BU HAFTA


Önce FRAGMAN ı şuraya bırakayım konusunu merak edenler için.

Yönetimi ve senaryo'su Mehmet Ata Öztekin'e ait olan Kaybedenler Kulübü Yolda bu gün hem gösterime girdi hem de aynı gün kendini bize izlettirdi :D

Nejat İşler klasik çizgisinden milim kıpırdamamış ,keza yiğit Özşener , sanırım kişiliklerinden bir parça buldukları karakterler olduğundan hiç sırıtmıyorlar.

Rıza Kocaoğlu sen nasıl bir güzelliksin  :D Bazı şeyler sırf sen olduğun için içinde , bütünde daha güzel hale geliyor :D

İlk filmi neredeyse 7 yıl önce izlemişiz , o sebepten arkadaşım gidişat konusunda "nerede kalmıştık ki" den öte gidemedi , ben daha sonra da ilk filmi 1 ya da 2 kere izlediğim için oldukça hakimdim mevzuya :D

Eğer ilkini izlemediyseniz sadece müzikleri için ve tabii müthiş Akdeniz manzaraları için gidebilirsiniz .

Ağır edebi bir aşk filmi olmuş.

Sonunu çok beğendim , (feminist değilim arkadaşlar , sadece kadınların , çocukların ve hayvanların haklarını önemsiyorum )yürü be kızım demiş olabilirim bir miktar yüksek sesle hatta :D

Bize böyle ne istediğini bilen kadınlar gerek , mantığı ile hareket edebilecek kadınların olduğunu da görmek istiyoruz filmlerde ve kitaplarda .Hatta biterken kadın karakterin söylediği bir cümle vardı , onu aklımda tutabilseydim şuraya yazmak isterdim , "çok büyük aşklar bile mantıklı karar almamıza engel olamaz " gibi bir şeydi , izler de aklınızda kalırsa yazın buraya .

Bu arada filmde arada misafir oyuncu gibi görebildiğimiz tanıdık isimler var , ufak sürprizler olarak çıkıyorlar karşımıza :)

Yerli yapımlara fazlaca ağırlık verdik sanki , fragmanları izlerken haftaya yabancı bir aksiyon iyi gider diye düşündük .

Keyifli seyirleriniz olsun :D



12 Mart 2018 Pazartesi

CNR KİTAP FUARI 2018



10 Mart cumartesi günü gittik fuara , oğlum , yeğen ve ben :D

Bir hayli de uğraşarak gittik zira , hem yeğenin sınavı vardı hem de  benim kursum ama bir şekilde kılıfına uydurabildik 3'ümüzün programlarını ve akşam saatlerinde ulaştık fuara.

Bilenler biliyor , bilmeyenler için şöyle söyleyeyim bir Tüyap asla olamayacak .



Fuar salonuna girerken aklımda bir tane bile alacağım kitap yoktu :D Fakat indirim bakımından ilk defa bu kadar çok indirimle karşılaştığımız bir fuar oldu diyebilirim.




Mesela TDK etiketin yarısı gibi ve ciddi oranlarda indirimi olan stantlardan biriydi ki resmen aklımda hiç kitap olmadan kitap fuarında TDK'yı yağmaladım :)





İlk gün olmasına rağmen çok olmamakla birlikte , katılım oranı iyiydi.
En büyük handikap bu fuarın sanki sadece belli bir kesime hitap ediyor oluşu.

Bazı yayın evlerini alanda görememek üzmedi desem yalan.


Aldıklarımız bunlar , Üst 2 sıra Elif ile Kerem'in :D

Alttakiler benim :D

Henüz gitmediyseniz , sırf TDK standı için bile olsa uğrayın derim .

Kitapla kalın , hoşça kalın :)

9 Mart 2018 Cuma

TÜRKLERİN TARİHİ - JEAN PAUL ROUX

PASİFİK'TEN AKDENİZ'E 2000 YIL
Çeviri:
Prof. Dr. Aykut Kazancıgil &Lale Arslan Özcan
1. Basım 2017
497 Sayfa

"Eğer idare etmesini bilmiyorsanız , bağımsızlık bedeli yüksek bir erdemdir."

Kitapta geçen üstteki cümle gerçekten müthiş anlamlı şu günlerde .

Kitabın adı ve arka kapak yazısından da gayet güzel anlayabileceğiniz üzere Jean-Paul Roux , Türklerin tarihini anlatmaya çalışmış kitapta , çalışmış diyorum ama bu kadar sayfada yapabileceğinin belki de en iyisini yapmış.

Türkler , 2000 yılda  nereden nereye gelmişler, bazen kayıtlara dayanarak , bazen farklı kayıtlardaki bilgileri yorumlamaya çalışarak anlatmış.

"Türklerle ilgili kabul edilebilecek tek tanım dil bilimsel olandır. Türk, Türkçe konuşandır. "

Bir miktar Türk sever bir yazarımız olduğu anlaşılıyor satırlarından .

"Türkler sözcüğün tam anlamıyla yeryüzünün hükümdarlarıdır."

Tarih okurları için çok ta bilmedikleri şeyler söylememiş olsa da ,  tarih okumaları yapmaya yeni başlamış  benim gibiler için ya da  ilk defa bir tarih kitabı eline alacaklara harika bir genel bakış, ön izlenim edinme şansı sunmuş.

"Long-Men mağaralarındaki heykelleri diktiren Çin Vey hanedanlığı aslında bir Türk hanedanlığıdır. Kahire'deki İbn Tolun cami 'i bir Türk tarafından yaptırılmıştır ve Hindistan Agra'daki benzersiz Tac Mahal , Türk kanı taşıyan bir prensin eşi için diktiği bir anıt mezardır."

Son sayfalarındaki kronolojik sıralama ve haritalarla desteklemiş yazdıklarını.

"Attila 453 yılının mayıs ayında sarışın güzel bir kızla , Cermen İdilko'yla evlendiği günün gecesinde öldü..."

Elimde uzun kalmasını en açıklayıcı nedeni , bu kitabı okurken verilen bilgileri başka kaynaklarla karşılaştırmaya çalışmamdır.

"...Budistler, Taocular , Hristiyanlar ve Müslümanlar zorbalıklarını uygulamak için verilen ödünlerden , sağlanan kolaylıklardan yararlandılar: sonunda suçlanan Türkler oldu ."

Tarih meraklıları kaçırmasın!




7 Mart 2018 Çarşamba

AİLECEK ŞAŞKINIZ- SİNEMADA BU HAFTA



Senaryo ve yönetmen olarak Selçuk Aydemir çıkıyor karşımıza , bu haftaki film keyfimizde.

Ahmet Kural ve Murat Cemcir standartlarını bozmuyorlar ve fakat bir isim var filmde sırf O'nun için gidin derim :
Cengiz Bozkurt.

O nasıl bir yetenek , o nasıl bir rol yapabilme kabiliyeti  :D

Gülmekten karnımıza ağrılar girdi.

Sabah ilk seansa gittiğimiz halde salon yarı yarıya doluydu ki bu, yerli yapımlarda görmeye alıştığımız bir manzara değildir.

Bir de arkadaşlar çok rica edeceğim kasmayın bu kadar , her gülene dönüp bakarak , suratınızı buruşturarak gerçekten komik oluyorsunuz çünkü.

Ben o filme zaten gülmek için girdim .
Bu filme girip ,bilimsel bir yapıt , felsefi bir eser bekleyenlere de hayret ediyorum .

Adamlar hiç görmediğiniz bir şey yapmamışlar .
Sırf "hiç gülmedim" diyebilmek adına sinemaya gelenlere ve bu filme para verenlere de hayret ediyorum zira yapılan şey bence son dönem yerli sinemada komedide de iyi şeyler oluyor dedirtiyor :)

Bu kadar sevmiyorsanız gelmeyin kardeşim , hadi paranızı geçtim , 2-2.5 saatinize yazık değil mi?

Saadet Işıl Aksoy da filmdeki güzellik oluyor ki kendisini Başka Dilde Aşk'tan beri pek severim :D

Filmle, kitapla kalın bir de gülümsemeyi unutmayın :D

Fragman'ı da şuraya bırakayım .


2 Mart 2018 Cuma

MİM-SENİ SEN YAPAN ŞEYLER

Sevgili Kitap Güneş'im mimlemiş beni , kendisine çok teşekkür ediyorum :D 
Mimimizin konusu bizi biz yapan şeyler , demek ki beni düşününce beni tanımlayacak aklınıza gelen diğer şeyler neler kısmına odaklanayım :D



1-Kitaplar: Blogumun çok değişik konulara eğildiğini farkettiniz sanırım :), yani çapım bu , kitapsız olmaz , her tür olur . Kağıtlısı makbul ise de dijitale de ayak uydurulur , yazılmış olsun :D

2-Ev: Hani hiç çıkmak zorunda kalmasam dışarıya ...


3-Çay/Kahve: İkisi de olur , bir o bir diğeri de olur , çayda siyah , kahvede alternatiflere açığımdır:D Her ikisi de sade olsun ama :D


4-Sigara /Sinema : İkisi de tamamen zevkim ve keyfimle alakalı , ikisi de tercih :D

5-İnternet : Her zaman / her koşulda ama mutlaka :D 

6-Yağmur: Aman ıslanırmışım , aman çamur olurmuş düşünmem , çıkar yürürüm , camdan da izlerim çıkmaya üşeniyorsam , bir de dönüşte malum ve meşhur kahvecinin mocasını almışsam o anın daha mutlusu olamaz benden başka...Böyle bir keyif yok .


7-Yemek : Yapmasından da yemesinden de aynı derece keyif alırım , tür ayırmam , otu da eti de aynı şevkle yerim :D Bir de kilo almasam :D

8-Oğlum : Sona yazdığıma bakmayın , beni ben yapan ya da bugün olduğum kişi haline getiren şeydir kendisi . Tek aşkım , en sevdiğim , canım kelimesinin cisimleşmiş halidir :D 

Beni ben yapan şeyler bunlar , bundan sonrası ilk yorum yapan 3 kişinin :D Haydiyin bakalım en hızlılarınız kimlermiş görelim :D


1 Mart 2018 Perşembe

HADİ BE OĞLUM -SİNEMA 'DA BU HAFTA


Bir yerli yapıma ayırdık bu haftaki sinema günümüzü .

Filmde;
Kıvanç Tatlıtuğ ,
Yücel Erten,
Sezai Aydın ,
Yıldız Kültür,
Alihan Türkdemir ,
Feridun Düzağaç 
ve çok az 
Büşra Develi var .

Yönetmen de Bora Egemen.

İnanılmaz etkilendiğimi söylemeliyim , biz filmden çıkarken , filme girenlerin de dikkatle bakmasına sebep olan ağlamaktan şişmiş gözlerim filmden etkilenme oranımı belirlemiştir sanırım.

Otizm var filmde , tam adı konmamış olsa da dehası  yanında . Hep söylüyorum özürlü lafı bile zoruma gidiyor bu tür çocuklara , özel  onlar çünkü  benim gözümde. 

Çok normalim diyen insandan daha duyarlı , daha anlamlı her yaptıkları .

Ve inanılmaz bir oyunculuk , Kıvanç bu işi kıvırmış dedirten .

Adam rol yapmamış , bildiğin yaşamış filmi .

Ağlamışsa gerçekten ağlamış yani , bir sarışın ağlayınca nasıl kanlanıyorsa gözleri öyle kanlanmış yalandan sulandırılmamış yani.

Ben etkilendim arkadaş , çok zamandır yerli bir yapımda bu kadar güzel bir şey izlememiştim :D

İzleyin !