Çeviri: Füsun DOBRA
394 Sayfa
"İnsan kendini anlamayan kişilerle uğraşmaktansa yalnız kalmayı yeğler ."
"Hepimiz hayal kırıklığına uğrar , sevdiklerimizi kaybederiz ; bazen bu acı diner, bazen dinmez, gene de bir yolunu bulur yeni bir yaşam kurarız .Belki umduğumuzdan değişik bir yaşamdır , ama hayal ettiğimizden kötü olması gerekmez."
Bu kitap elime büyük ihtimalle bir takas neticesinde geçti.
Çünkü ne kitap ne de yazar hakkında bir şey biliyorum.
Orta yaşlarda Amerikalı bir kadın ile Çinli bir adamın aşkını anlatıyor.
Buraya kadar hiçbir sorun yok , kitaba başlıyorum kadın Çin'e geliyor ve Çin anlatılmaya başlanıyor , ben merak ediyorum .
Adamla tanışıyor , pazara gidiyor , çarşıya bakıyor , Amerika'lı biri ne kadar beğenirse o kadar beğeniyor(!) Çin'i.
O beğenmedikçe ben daha çok ilgileniyorum Çin ile.
Bir blogger arkadaşım Çin'le ilgili görüşlerini (genelde olumsuz) esprili ve harika bir dille anlatmış bayıla bayıla okumuştum. Ama dur ya bu ülkede neredeymiş dememiştim (Çin'in nerede olduğunu bilmediğimden değil, merak etmedim anlamında)
Kore dizilerine merak sardığım yıl , 1-2 Çin filmi de izlemiş ama ülkeyi yine merak etmemiştim.
1 tane sevdiğim Çin'de geçen film var fakat orada İngilizce konuşuyorlar diye sadece diyalogları önemsemiştim.
Bahsettiğim şey Çin Seddi , Konfiçyüs , Du Fu değil , onları zaten duyduk , bahsettiğim şey Çin'de yaşam.
Fakat kitabı okudukça kafayı sıyırıyorum , belki kitapla alakalı belki değil bilmiyorum , anlatılan tutkulu bir aşk , bir de Çin'deki olumsuzluklar , tek olumlu şey kadının yiyebildiği yemekler ama ben deli gibi Çin'le ilgili daha fazla okumak , Çin'e dair bilgi edinmek istiyorum.
O hırsla kitabın bitmesine 50 sayfa kala kitabı kenara bıraktım , aldım elime bilgisayarımı, internette dolanmaya başladım , internet sonu olmayan bir şey olduğundan , Çin'le başlayan yolculuğum hafif bir Mısır seyahati , ardından mutlaka bir parça Osmanlı tarihi derken bir günü yedim , kitabı bitirmek ertesi güne kaldı.
Şimdi bunları niye anlattım , demem o ki , kitap okuyanları eleştirmek kolay .
Okuduğu şeyi küçümsemek muazzam bir zevk olabilir fakat şöyle bir durum var , belki de hiç umulmadık bir kitap size başka bir şeyler öğrenmenizin kapısını açıyordur.
Belki daha fazla bilgi alabileceğiniz kitaplara yönlendiriyordur.
Belki de en umutsuz olduğunuz anda , alacağınız 1 kaşık pasiflora yerine geçiyordur.
Demem o ki insanları yargılamak kolay , anlamak zordur .
Anlamaya çalışanı bulmak ise imkansıza yakındır.
Diyeceğim o ki;
biri çıkıp ta diyebilir,
"sen Çin hakkında bir şey bilsen ne , bilmesen ne . Kitap okusan da roman okudukça bir halt öğrenebilme şansın yok."
Çok bilen insan bir şey bilmediğini bilendir . Çok bildiğini zanneden ise hiçbir şey bilmeyen.
O sebepten çok ta takmamak lazım kim ne söylüyor ...
Mesela ben, bugün 2 yeni şey öğrendim/öğrenmeye çalıştım ve hiçbir canlıya zarar vermedim ise yetiyor o gün bana .
Kitap mı , aşk bakımından eh işte , ön yargı bakımından muazzam.
Mesela şöyle bir cümle var kitapta ki insanın "oha falan" olası geliyor ;
"Amerikalılar kimsenin hakkını yemez "