31 Temmuz 2017 Pazartesi

MÜPTEZELLER -EMRAH SERBES

1 Basım 2016
163 Sayfa

"Bir hayal gerçekleşmesi gereken zamanda gerçekleşmelidir."

"Bu ülkede ölmek sıradan bir şakadır."

"Ama ne günah değil ki, bu ülkede yaşamanın kendisi günah! Nefes almamız günah! Bu sefil ruhlar , bu sefil hayatlarla , ezile büzüle , boyun eğerek yaşamamız günah ! "

"Boşa söylenmiş sözlerin azabı çoğu zaman, hiç söylenmemiş sözlerin azabından ağır."

"Adım atsak karanlıktı .Adım atsak boşluktu .Bizim için kartondandı sanki dünya, adım atsak elimizde buruşup kalacaktı."

"Bir hayal gerçeğin kıyısından geçtiğinde , iki göz bir mahremde buluştuğunda , iki el birbirini bulduğunda , iki kalp birbirine dokunduğunda , bu dünyada bitmemiş ümitler adına bir çiçek daha açar ve umutsuzluk bir adım geri atar..."

********************

Emrah Serbes bu romanında sanki bir miktar türünden sapmış, daha bir sert , daha bir yeraltı edebiyatı havasına kaptırmış.

Tamam bundan öncekiler de yumuşak değildi fakat sanki bunu diğerleri ile kıyasladığımda daha farklı geldi.

Ya da çok oldu okumayalı Emrah'ı.

Fakat özlemişim o kesin. 

:D 

Bazı yorumlarda biyografik özelliği olduğunu okudum , bilmem gerçek mi?

Bilen duyan varsa , yazıverin :)


29 Temmuz 2017 Cumartesi

BORUOTU CİNAYETİ -BARIŞ SOYDAN

1. Basım 2014
142 Sayfa

"Bak işte bu doğruydu .Hiçbir şey bilmiyordum .Oysa o bir sürü şey biliyor ama hiçbirini bana söylemiyordu."

Bu kitabı elimden bırakırken "vay canına "dedim .

Anlatımını , hikayeyi , her şeyi beğendim.

İçinde bilmediğim kitapların ya da yazarların adı geçen kitapları daha çok seviyorum sanırım.

Barış Soydan ile tanışma kitabım , bulabildiğim iki kitabı daha varmış, derhal edinecek ve sabırsızlıkla okumayı bekleyeceğim.

Günlük siyasi olaylara , etik anlayışlara da teması olan bu yerli polisiye bence edebiyatımızda polisiye yazamıyoruz algısını kıran kitaplardan biri olabilir.

Hatta olmalıdır.

İyiydi , gerçekten , bir nefeste okudum desem yeridir .


27 Temmuz 2017 Perşembe

KÜLLER -ILSA J.BICK

Çeviri :Barış Emre ALKIM
361 Sayfa

"Çünkü senden hoşlanmak , pes etmek demek .Tüm açıkları kapadığın ve gidecek hiçbir yerim kalmadığı anlamına geliyor."

Şimdi olay şöyle gelişti;
Kerem bu serinin 3 ve 4. kitabını almış , seri olduğunu fark etmemiş çünkü 3. kitabın üzerinde seri olduğu yazmıyor .

Sonra ben okuyamam bunuları sen takasa koy istersen dedi ama ben okumadığım hiçbir kitabı takasa koymam , kitaplığıma da koymam ya neyse...

Bu seri sanırım bir kış yarım halde bekledi bende , takasa koymak istiyorum ama elimizdeki kitaplardan okumadan ayrılmak konusu vicdanımda titreşimlere sebep oluyor .

Sonra sanırım Haydarpaşa'da gördüm ilk iki kitabı , alayım da kurtulayım diye düşünmüşümdür mutlaka .

Bazen oluyor böyle elimde bir serinin yarım beklemesi canımı sıkıyor.

Araya kitap alarak okumak başka , hiç okuyamadan kenarda bekletmek başka .

Uzatmayayım , şu aralar sıcaklardan mütevellit bir okuma durgunluğu yaşıyorum , aslında durgunluk değil de , istediğim verimi alamıyorum okurken .

İşte o sebepten elim hep hafif kitaplara gidiyor , bu da öylesine , belki de dikkatimi toplamama yardımcı olur diye çekip aldıklarımdan biri.

Ama iyi ki almışım .

1 günde bitirdim kitabı, hikayeyi sevdim , kahramanları sevdim , olayları sevdim.

Distopya severim zaten de , bu da en sevdiklerim arasında yerini aldı :)

Sanırım tekrar bile okuyabilirim :)

25 Temmuz 2017 Salı

ZAMAN YOLCULARI - ALEX SCARROW

Çeviri: Zeynep ARIKAN
1. Basım 2013
413 Sayfa

Açıkçası kitabı Kerem'den tırtıkladığımı düşünmüştüm ama sonra kendisine "takasa mı koyacaktım bu kitabı " diye sorduğumda bana,
kendisinde böyle bir kitap olmadığını söyledi , hatta  ne olur oku ben sevdim dediğim kitaplara dönüp göz ucuyla bakmayan arkadaş , evirdi , çevirdi ben okuyayım bunu dedi :D

Ve beni çok mutlu etti.

Fakat bir sıkıntı hissettim zira kitabı çok beğenmemiştim.

Aslında beğenmedim demek belki doğru değil , aslında 1941-1956-1957-2001 ve 2066 arasında mekik dokunulan kitabın konusu güzel .

Hatta etkileyici bile denebilir ama nedense ben bir türlü içine giremedim kitabın.

Oysa Kerem başlangıçta daha sevdiğini söyledi , demek sorun bende :D

Tabii bu tür kitapları ergenlerin beğenme ihtimallerinin daha yüksek olduğunu da unutmayalım.

Ha kitapta anlatılan zaman yolculuğu esnasında en çok etkilendiğim Hitler'li kısımlardı .

Tanımak ya da görmek enteresan olmaz mı :D

Bu arada filmi de var :D

22 Temmuz 2017 Cumartesi

BİR GECE YETMEZ- ANNE MALLORY

Çeviri : Pınar Polat 
1. Baskı 2014
383 Sayfa


Eee şimdi ve daha önce defalarca söylediğim gibi,  hava sıcak olunca , mümkün olduğunca kafa yormayacağım kitaplara yöneldiğimi biliyorsunuz değil mi?

İşte bu açıklamanın tam karşılığını bulduğu bir kitap daha.



20 Temmuz 2017 Perşembe

BENİ ASLA BIRAKMA - KAZUO İSHİGURO

Çeviri: Mine HAYDAROĞLU
1. Baskı 2007
271 Sayfa

"Belki de biliyordum , derinlerde bir yerde , sizlerin bilmediği bir şeyi biliyordum."

Never Let Me Go adıyla filmi yapılmış , ben kitabı olduğunu bilmeden izledim filmi ,çok sevince dikkatimi İshiguro 'nun kitabından yapıldığı çekti. 

Film İngiltere yapımı ama benim sevdiğim Fransız Filmleri gibi ağır bir havası vardı.

İtiraf ediyorum, kasvet severim.

Hiç düşünmedim kitabı edinirken .

Sadece kitaplığımda bulunmalı diye düşündüklerimden biriydi.

Takasla gelmesi sevindirdi :)

Filmle kitabın bu kadar birebir gittiği ender eserlerden biri.

İster kitabı okuyun , ister filmi izleyin.




15 Temmuz 2017 Cumartesi

BİR DÖNEM BİR ÇOCUK -ALTAN ÖYMEN

1. Baskı 2002
5. Baskı 2002
584 Sayfa

"....Ergun çok iyi arkadaşımdı.Babası da herhalde iyi bir insandı .Herhalde "komünist" olamazdı.

Peki ya komünistse?

O zaman "iyi insan " sayılmayacak mıydı?"

1932'de Öymen'in doğumuyla başlayan ve 1948'e kadar olan dönemi anlatan bir biyografi kitabı.

Ya da o dönemde Ankara'da yaşamış , okumuş bir ailenin çocuğunun dönemi -2. dünya savaşı ve Türkiye-  anlatışı.

Hem ekonomik , hem politik anlamda ülkenin gelişimi ve değişimini de görebilmek mümkün.

Devam kitabı da olacak diye yazmış Öymen, 2002 'de basılan bu kitabı okuyuşum 15 yıl sonra olabildiğine göre ,  diğerini ne zaman okuyabilirim kim bilir :(

Kitabın sayfa sayısına da aldanmayın 3'te 1'i fotoğraf , büyük punto ve akıcı bir anlatımı olduğundan okuması zor değil.






13 Temmuz 2017 Perşembe

DİZBOYU PAPATYALAR- TOMRİS UYAR

1. Baskı Okan Yayınları 1973
2. Baskı Adam Yayınları 1982
3. Baskı Can Yayınları 1990
YKY'de 1. Baskı 2004
8. Baskı 2017
79 Sayfa


"Şimdi sana şurada bir çay ısmarlayayım kendi cebimden , o çay benim olsun hiç değilse. Dokunma . Koy paranı cebine. Yürekten kopan bir şeyimiz kalsın."

"Yıllardır bekletilmiş, baskı altında tutulmuş , üstüne sünger çekilmiş, o ipini koparmışlık duygusu ansızın gelivermişti işte .Hem de durup dururken."

"Günlerin tam içinde yaşamayınca , onlara akıl erdiremeyince , bunlarla oyalanıyoruz işte, kahve pişirmek , çay demlemek..."

****************
Bir akımın ilham kadını denir Uyar için.

Yazdıklarından çok aşkları ile gündemde kalmış, oysa ne güzel bir kalemi varmış.

Hikaye okumayı sevenler , her satırında his olsun diyenler ,
yaşanmışlık dolansın her cümlesinde isteyenler.

Kaçırmayın bu kadını.






11 Temmuz 2017 Salı

TESPİH AĞACININ GÖLGESİNDE -HARPER LEE

Çeviri:Püren ÖZGÖREN
1. Basım 2015
239 Sayfa

"Çirkin bir sözcük olan önyargı ile temiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar."

Daha önce Bülbülü Öldürmek'i yeğenden tırtıklayarak okuduğumu söylemiştim .

Yine Yeğen sağolsun 2. kitabı da almış , teşekkürler Kağıt Salıncak.

Yalnız ilk kitap gibi olmadığını sürekli söylediğinden mi , 2. yi beğenmediğinden mi nedir ya da ikide bir de okudun mu , ne düşünüyorsun diye mırıl mırıl etrafımda gezdiğinden olabilir biraz öteledim okumayı.

Yargısız başlamak istediğimden kitaba .

Şimdi kitabı kapatıp şu satırları yazarken ," iyi ki" diyebilirim gönül rahatlığı ile.

Bence -Dikkat Elifçiğim -  
kitap;
 ilk kitaptan çok daha iyi.

1961'de Pulitzer ödülü almış Bülbülü Öldürmek te güzeldi , o ayrı .

Olay örgüsüyle , duygu değişimlerini hissettirmesiyle, sağ gösterip sol vurmasıyla kesinlikle ilkinden iyi.

55 yıl sonra yazılmış ilk kitaptan.

Keşke Lee daha fazla yazsaydı, dedirtmiştir.



9 Temmuz 2017 Pazar

WINTER- MARISSA MEYER

BİR AY GÜNLÜĞÜ KİTABI 
Çeviri: Beril Tüccarbaşıoğlu UĞUR
1. Basım 2016
800 Sayfa

Bir Ay Günlüğü Serisi'nin son kitabı olduğunu düşünerek okunmuş ve Kerem' e geri verilmiştir.

Güzel ve farklı bir seri , karakterleri geçmiş zaman masal kahramanlarından ama Ay'da da yaşamın olduğu bir dünya .

Hatta bu kitap Ay 'da geçiyor.

Bütün karakterleri bir araya getirip, sona bağlıyor .

Ve fakat bence bu seri uzatılabilir kıvamda bırakılmış.

Bekleyip göreceğiz , yazarın ne yapacağını.



7 Temmuz 2017 Cuma

KİM BAĞIŞLAYACAK BENİ -BİRHAN KESKİN

1. Basım 2005
7. Basım 2014
175 Sayfa

"İki yanım dağ , üzüldüm heybetinden.
Bir adım daha güneşe, bir adım daha
Bir adım derken... Genişledim
Uzağım artık kendimden.

.....
Mutlak ıssızlıkla buluştum , 
mutlak kopuştum hatıradan
Bir şey değilim ben , 
geç benden ."


"Madem geldin , uğradın yanıma 
Yaslan , kavruk gövdem bu
Yaşım kaç mı? Saymadım ki, 
 ya da unuttum bağışla ."

"Geç benden , ben dururum, ben beklerim , geç benden
Ama nereye geçersin benden ben bilemem ."

"İnsan
Taşa kazınmış bilgiden
Gecikmiş sesten geçtim
Gittiydim, baktım, döndüm."


1991 ile 2002 arasında yayınlanmış 5 kitabının toplamı. 
İlk şiirleri .
 Zaten severdim kendisini ve fakat bu kitaptan sonra  kalbimde şiirlerin kraliçesi. 









5 Temmuz 2017 Çarşamba

KUTUDAKİ SON KİBRİT ÇÖPÜ-ŞEHRİN DELİKANLISI

1. Baskı 2016
421 Sayfa

Kitap hediye geldi.

Sevmedim.

Hatta en sevmediğim kitaplar için bir liste yapsam ön sıralarda yer alır.

Belki birinciliğe bile oynar kim bilir.

Sondan tabii ki :D





4 Temmuz 2017 Salı

BAHÇEPERİM'DEN KİTAP ÖNERİSİ- ESKİDEN ÇOK ESKİDEN-PETROS MARKARIS

Evet bu kısımda bana çok söz düşmüyor , Bahçeperim okumuş beğenmiş , daha çok okuyanı olsun istemiş , blogu için bir TIK yeter :D
Eskiden Çok Eskiden

"Komiser Kostas ve eşi Adriani'yle zoraki tatile gelmiştir. Tatilin amacı, kızının ani nikahıyla yaşanan gerginliği unutmaktır.

İstanbul'u gezerken yazar Vasilyadis ile tanışır. Vasilyadis ondan yardım ister. Çocukken ona bakan Maria Hambu -şimdi 90 yaşındadır- Hambena'dan haber alamamaktadır.

Komiser Kostas her ne kadar karışmak istemese de olaylar yine onu bulur.

Komiser Kostas ve Türk polisi Murat, Maria Hambu'nun peşine düşer.
Cinayette ki suç aleti: Bir tepsi peynirli börektir.

İşin ilginci; kimine minnet duygusu ile af dilemek için pişer. Kimine de yaptığı haksızlık ve kötülüklerin karşılığını vermek üzere pişer.
Peki, iki polis " Maria Hambu'yu yakalayabilecek mi?"

Kitabı okurken dört mevsim gibi duygudan duyguya geçiyorsunuz.
Baştan sona çok iyi bir kurguya sahip. Yazara olduğu kadar çevirmene de şapka çıkarıyorum.

Kitapta:

Yazar, Türk Yunan halkının benzer yanlarını espriye vurmuş. Kimi zaman da şaşırmış. Bu arada Petros Markaris Heybeliada'da doğmuş.
"Bütün büyük bulvarlara Atatürk'ün ismi verilmiş. Yunanistan'da Venizelos'un ismi var. Türkler de Yunanlılar da aynı şeyi yapıyor." 

Anne baba ve çocuk ilişkisinden; din faktörünün hayatı nasıl etkilediğini görüyoruz.

Kızı kilise nikahı yapmadığı için; eşi başta olmak üzere damadın ailesiyle yaşanan gerginlik... Kendisinin dahi kilise nikahını aslında önemsediğini farkeder. Kızına karşı yaşadığı kırgınlıkla karışık kızgınlığını... Peki kızıyla bu durumu çözüyorlar mı?

 6-7 Eylül olayları sonrasında, İstanbul'da yaşayan Rum cemaatinin kendi içlerinde ki ilişkiler.

Anavatana dönenlerle kalanlar arasındaki duygu durumları.
Yazar, bence çok güzel bir özeleştiri yapıyor.

 Yunanistan'a dönen Rumlar'ın -Bayan Muratoğlu- üzerinden yaşadıkları "iki arada bir derede kalma" duygusunu anlıyorsunuz.
Türk polisi Murat, başka bir ülkede yaşamanın verdiği "garipliği-azınlık olmayı" anlatır. Kendisi Almanya'da büyümüştür.

Bu koşturma esnasında, Murat'ın ailesiyle kurulan aile dostluğu.
Savaş, çatışma veya ekonomik göçlerin insan ruhunda açtığı yaraları. Çocuklarda belki de ömür boyu süren onarılamayan ruhen ve bedenen çekilen acı..

Maria Hambu da olduğu gibi haksızlıkları kabullenememekle gelen öfkenin dışavurumu...

"Sonunda ne oluyor?" diyenlere:
"Orada sanki ben de vardım." diyeceğim.
 İki polisin ne yaptığını öğrenmek isteyenler sahafların altını üstünü getirecek.

Yazarla tanışma vesile olan -ramazan76- Ramazan Bey'dir. Kendisi, instagramda kitap ağacı polisiye kitaplar grubundadır. 

Bana Markaris'in kitaplarından yollamayarak; üç  dört ay İzmir sahaflarını tavaf etmemi sağladı. Üç kitabını buldum.

Dilerim ki "Eskiden Çok Eskiden" yeniden basılır. Birbirine benzeyen, Türk ve Yunan halkları arasında edebiyat sayesinde gönül bağları kurulsun.
Beni konuk eden         arkadaşıma teşekkür ederim. Herkese keyifli ve kitaplı günler diliyorum. 


3 Temmuz 2017 Pazartesi

MİM- ELİMİN GİTMEDİĞİ KİTAPLAR


Sevgili arkadaşım KİTAP GÜNEŞİM mimlemiş , hem geç gördüm hem geç yaptım , özür dilerim .

Okunacak kitaplarımın son durumu bu , bir kısım daha var ama onlar Tarih üzerine okumalarım ve içinde  beklettiklerim yok , bunların içinde ise epeydir bekleyenler var sanırım buradan bakarak elimin gitmediği kitapları daha kolay görebilirim .

Temizlikçi - Giespert : Sanırım elimde en uzun bekleyenlerden biri , belki 2 yılı vardır :((

Pairot'nun İlk Davaları -Agatha  Cristie : Bir diğer çok bekleyen , sanırım çok benlik değil Christie 'nin hikayeleri , bilmiyorum ki sebebini :(

Kardeş Kanı -Barış Müstecaplıoğlu: Sebepsiz beklettiklerimden yine , sıra gelir elbet bir gün.

Can Boğazdan Çıkar- Mehmet Ali Bulut: Aslında diyetsel kitapları severim ama ne zamandır kendi kafama göre bir metodum olduğundan bu kitap ta elimde sürünmekte .

Şimdi en son 3 yorumcuya bu mim paslanıyor :D

Kim bu şanslı üçlü :D

Daha Mutlu Yaşam
Kağıt Salıncak 
ve 
Fatma Üzmez , 
bu defa şanslı yorumcularım oldu , kendilerini kutluyor , benim kadar bekletmeden mimi yapmalarını istiyorum :D


2 Temmuz 2017 Pazar

ONLAR HEP ORADAYDI- SUNAY AKIN

22. Baskı 2004
199 Sayfa

"İnsan bir okyanus koymalı bazen 
arasına ayak izlerinin.Adnan ÖZER"

Bu defa Kızılderililer takılmış Sunay Akın'ın kalemine .

Daha önce kitaplarını okuduğumdan olsa gerek , bir kaç hikayeyi okumuşluğum da vardı hani.

Biraz tekrara düşmüş ama olsun şiir yürekli adamı.

.