31 Ekim 2015 Cumartesi

YARDIM EDER MİSİNİZ?



 Bu görseli instagramda gördüm , 

Yıldızeli Töngel Köy İlkokulu.

Kader Öğretmen'in çocukları.

İmkanları yetersizmiş , bir çığlık gibi geldi Kardelen öğretmenin sesi .

"Yardım eder misiniz ?"



Kader öğretmenin bir önceki görev yeri Şırnak'mış.

"Yardımlar çok olursa Şırnak'taki çocuklarımla da paylaşmak isterim." diyor.

İhtiyaçlar belli , tek tek yazmaya gerek yok.

Giyecek , kitap , kırtasiye elinizde ne varsa.

Paylaşıp bu çocukları gülümsetmek ister misiniz?

Kader Öğretmen'e ulaşmak , konuşmak  ya da yardım etmek isterseniz eylemkerem01@gmail adresine bekleniyorsunuz.

Tabi bu posta da yorum bırakabilirsiniz.

YARDIM EDER MİSİNİZ?

76-OLUR BÖYLE B*KTAN ŞEYLER-RICK SPRINGFIELD

Çeviri:Özlem ÖZARPACI
1-2. Baskı 2015 Mart
3. Baskı 2015 Mart
324 Sayfa



Kitap Kerem'in.

Geçenlerde kendine aldığı kitapların arasında gördüm bunu , adını merak edip "ben okusam önce " dedim.

"Bir sene bekleyemem" dedi.

"Hemen okuyup vereceğim" dedim, inandı.

:D

Bir hafta oldu bitireli hala ne yazabilirim diye düşünüyorum kitap için.


Öncelikle New York Best Seller listesindeymiş.

Sonra bizde blog tour yapmış .

Kitabı çok fazla gördüm sosyal medyada ama asıl dikkatimi çeken ismi olmuştu , olmasa da olurmuş.

Kitap bittiğinde sevmediğimi kesin biliyordum fakat neresini en çok sevmediğime karar veremiyordum.

İlk 10 -15 sayfa iyi , adamın biri aldığı pardon çaldığı bir kitabın içinde bir telefon numarası bulur , arar ve karşısında Tanrı'yı bulur.

"Vay canına" dedim , yazarda ne hayal gücü var bildiğin Tanrı ile konuşturuyor yahu :D

Sonra kitaba erkek egemen bir ergenlik havası hakim oldu.

Bu ergen arkadaş , yaş aldı , iş buldu , evlendi lakin ergenlikten çıkamadı.

Hatta kitap bitti arkadaş hala ergendi.

Ergen derken , yani o erkek çocuklarının ergenken düşünme şekillerinden bahsediyorum .

Bildiğiniz 12 ay mart olan bir dünyada kedi gibi gezdi kitap boyunca.

Bitişi falan da muhteşem değildi.

Biraz fantastik , biraz bilim kurgu katılmış olsa da  kitaba sevmedim.

Kesin.

Son kararım:D

Şimdi Kerem'in ne düşüneceğini merak ediyorum kitap için.

Kendisi de ergenliğe girmek ile çekip gitmek arasında bir yerlerde :D

Gerçekten yani elinize geçerse okumayın demiyorum ama , yazık, para verip almayın :(









27 Ekim 2015 Salı

75-ABİM DENİZ-CAN DÜNDAR

1. Baskı 2014
463 Sayfa

  
Bu kitap ilk yayımlandığında almayacağım dedim.

Can Dündar'a kırgınım çünkü , henüz kendisinin haberi olmadı ama benim gibi çok kişi küstü çok sevilen yazara.

Sonra dedim ki , pire için yorgan yakılmaz , hem de Deniz'in ailesinden biri anlatmış , okumalıyım .

İlk baskısını aldım hem de.

Bir yıldır okunacaklarım arasında sıra beklemekteydi.

Okumak için can atıp , "ya " diyerek sonraya bıraktıklarımdan.

Deniz Gezmiş'in hayatını kitaplaştırmayı ilk babası düşünmüş, ömrü vefa etmemiş.

Ardından küçük kardeş Hamdi Gezmiş , kendine vazife edinmiş bu işi , çünküsü de şu ;
"o kadar çok yazılıp çizildi ki , içine doğrudan çok hayal karıştı "

Aralara Can Dündar'ın ve Baba Gezmiş'in satırlarının karıştığı anlatı , oldukça dokunaklı.

Çokça hafifletilmiş.

Bilmediğimiz pek çok mektup ve resimle renklendirilmiş.

Hafif romantik bir tat ta katılmış.

2-3 saatte okunuyor kitap , bolca resim , boşluklu sayfalar buna zemin hazırlıyor.

Kitabı oldukça beğendim fakat yeterli bulmadım.

Soner Yalçın yazsaydı bu kitabı , ince ince işleseydi , derine inseydi , tek kitapla yetinmeseydi mesela .

Kitabı bitirdiğimden beri yukarıdaki satır aklımda.

Fazlaca üzerinden anlatılmış bu hayat Deniz'in , bir dönemin , pek çok gencin mücadelesi.

Haklıydılar , haksızdılar diyemiyorsun , tek yapabildiğin üzülmek?

Sonu ölüm mü olmalıydı bu gençlerin?

Peki şimdiki zamanda ;

Vatan uğruna ölenlerin ?

Gezide direnenlerin ?

Kim vurduya gidenlerin?

Bu kadar gencin?

Ölüm bazılarına bu kadar kolay gelirken, hak edenlerin bir yerlerde keyif çatması ?

Bu kadar severken ülkemi neden canım yanıyor ?

Birilerine hep neden oyuncak oluyor?

Neyse , sorulacak sorular o kadar çok ki bu ülkede ve verilemeyen cevaplar .

Ölümün gençleri bulmadığı bir dünya için ,

sevgiyle kalın.

"Bir yangın ormanında püskürmüş genç fidanlardı
Güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
Gittiler akşam olmadan ortalık karadı."





24 Ekim 2015 Cumartesi

74-KIZIL HANRAHAN- W.B. YEATS

Çeviri:Nilay ÖZTÜRK
1. Basım 2014
178 Sayfa

"Hayatım boyunca yaşamın sırrını çözmeye çalıştım.Gençliğimde mutlu değildim çünkü gençliğin gelip geçici olduğunu biliyordum; yetişkinliğimde mutlu değildim çünkü yaşlılığın beni beklediğini biliyordum."


William Butler Yeats, 20. YY. Edebiyatının esas figürlerinden biri olarak tanımlanmakta , Wikipedi'de.

İrlandalı Şair ve oyun yazarı , Nobel ödülü sahiplerinden de biri aynı zamanda.

"Bolluğuyla çağları dolduracak bir yaşam istedim ben, seksen kışlık bir ömrü küçümsedim hep."

Yazar İrlandalı diye anılmasına rağmen , İngiliz edebiyatına da ciddi katkılarda bulunmuştur.

Okültizm'e merakıyla da bilinen Yeats, bir dönem ressamlığa da ilgi duymuştur.

"Bu , küçücük kitabımı yaşamın sanata dönüştürülmesi üzerine fantastik bir düş ve tamamen hakikatlerden oluşan bir dünyaya duyulan sınırsız arzunun haykırışı haline getirmemi sağladı."

Yukarıdaki satır kitaptan alıntılanmıştır ve kesinlikle kitaptaki hikaye hakkında bilgi vermektedir.

"Değişik ruh hallerine , görünüşe göre pek çok dünyanın ağırlığıyla melankoliye katlanarak güzelliğin kendisi olan ölümden ve her kalabalığın her zaman arzu ettiği yalnızlıktan içeri girdim."

Bu kitabın ana karakteri olan Kızıl Hanrahan'a , Yazarın bazı şiirlerinde rastlamak olasıdır.

Story of Red Hanrahan adıyla bilinen, dilimizde neredeyse orijinal ismiyle yayınlanmış kitabı , edebi değeri itibarı ile okumak gereklidir .






21 Ekim 2015 Çarşamba

73-AŞK DERSİ-LYNN BARBER

Çeviri:Banu Taylan ÖĞÜDÜCÜ
1. Baskı 2013
200 Sayfa




Kitabı D&R 'ın netteki indirim günlerinden 5 liraya aldım.

Alma sebeplerimden biri  biyografik bir kitap oluşu, diğeri ise kapağı ile alakalı , hafiftir , kolay okunur , okuma hızımı arttırır düşüncesi .

Açıkçası otobiyogafik kitaplara her zaman temkinli yaklaşırım , insan kendini anlatabilir mi?

Yaptığı hataları görebilir mi  ya da olduğu gibi bunları yazabilir mi?

Çok sevdiğim yerli bir yazara da , kendi yazdığı biyografik kitaplarını  okuduktan sonra sempatim bitti.

Bu kadar ön yargılı olmama rağmen , biyografik kitapları seviyorum.

Ve bazen Lynn Barber gibi bir yazar çıkıp , otobiyografisini tüm netliği ile yazıyor ve beni şaşırtıyor.

Açıkçası kitabın yazarını kendi yaşamıma alabileceğimi ya da onunla arkadaş olabileceğimi düşünmüyorum fakat kesinlikle ilginç bir yaşam felsefesi, hayata bakışı var ki böyle insanları tanımayı istiyorum.

Bu arada kitabın filmi 2010 Oscar'ında 3 dalda aday olmuş , size tanıdık gelmesinin sebebi olabilir.

Filmin senaristliğini Nick HORNBY üstlenmiş.

Yazar bu film hakkında da bilgi veriyor kitapta.

Farklı hayatlar okumak isteyenlerin kaçırmak istemeyeceği bir yaşam öyküsü var kitapta.

Benim çok hoşuma giden bir -iki cümle de aşağıda;

"Benimle tanışmak isteyen tüm insanlar benimle tanıştıklarında açıkça hayal kırıklığına uğruyordu.Her ne umuyorlarsa ben o değildim."

"İnsanlar yazdığım gibi konuşmamı bekliyordu, bir başka deyişle kütür kütür ve sert bir şekilde."

"Sadece sayfaya yazdığım kelimelerimle iletişim kurabilsem bu çok tatmin edici olurdu."






18 Ekim 2015 Pazar

MİM- TARİHTE BUGÜN

sap ya da saman blogunun sahibi tarihte bugün diye post hazırlamış, sonra da "konu iyi, bari mim olsun" demiş . Ben çok ama çok sevdim bu mimi, çok anlamlı geldi bana , tarihin tozlanmış sayfalarına göz atmak :D

Acemi Blogger ne yazmış diye merak mı ettiniz , o halde TIK... 

Vikipedi'nin dediğine göre 18 ekimde  şunlar olmuş :D

Olaylar
439 - Sonraki Vey imparatoru T'ai-wu Chü-ch'ü'yü yok ettiğinde (18 Ekim 439 tarihinde), Aşina'nın 500 hanesi Cücenlerlere koşup Chin-shanlara (Altay dağları) yerleşti.
1851 - Moby Dick, ABD'de yayımlanmasından bir ay önce The Whale (Balina) adıyla İngiltere'de yayımlandı.
1867 - ABD, Alaska'yı Rusya'dan 7,2 milyon dolar karşılığında alarak topraklarına kattı.
1892 - Chicago ve New York arasında ilk uzun telefon hattı açıldı.
1898 - ABD, Porto Riko'nun sahibi oldu.
1912 - I. Balkan Savaşı başladı.
1908 - Belçika Kongo Hür Devleti'ni ilhak etti.
1912 - Trablusgarp Savaşı'nı sona erdiren Uşi Antlaşması imzalandı.
1920 - Türkiye Komünist Fırkası, Ankara'da resmen kuruldu.
1920 - Saimbeyli'nin kurtuluşu
1922 - İngiliz yayın kuruluşu BBC (British Broadcasting Company, sonradan British Broadcasting Corporation) kuruldu.
1936 - Atatürk, Ankara Hipodromu'nda at yarışlarını izledi.
1943 - Ulvi Cemal Erkin ve Necil Kazım Akses, Berlin'de başarılı bir konser verdi.
1944 - Sovyetler, Çekoslovakya'yı işgal etti.
1954 - Texas Instruments şirketi ilk transistörlü radyoyu üretti.
1959 - III. Akdeniz Oyunları Beyrut'ta yapıldı. Türkiye serbest güreş milli takımı 8 sıklette birinci oldu.
1967 - Sovyetler Birliği'nin fırlattığı Venera 4 uzay aracı Venüs gezegenine ulaştı ve Dünya dışında bir gezegenin atmosferini inceleyen ve gezegenler arası yayın yapan ilk araç oldu.
1968 - Dünya Olimpiyat Komitesi, iki zenci atleti (Tommie Smith ve John Carlos) madalya töreni sırasında kara güç selamı verdikleri gerekçesiyle cezalandırdı.
1976 - Başbakan Süleyman Demirel, Fırat nehri üzerindeki Karakaya Barajı ve hidroelektrik santralının temelini attı.
1977 - Filistin'li gerillaların Somali'nin Mogadişu havaalanına kaçırdığı Lufthansa yolcu uçağını basan GSG-9 Alman anti-terör timi, korsanları öldürüp 86 rehineyi kurtardı.
1979 - Balgat katliamının iki sanığı Mustafa Pehlivanlı ve İsa Armağan idama mahkûm edildi. 10 Ağustos 1978'de Ankara Balgat'ta solcuların gittiği 4 kahve taranmış, 5 kişi ölmüş, 11 kişi yaralanmıştı.
1982 - 574 sanıklı Ankara Dev-Yol davası başladı: 186 kişi idam istemiyle yargılanıyor.
1988 - Tuzla'da 7 Ekim’de Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu (TİKKO) üyesi olduğu öne sürülen dört kişi öldürüldü. Olaya karışan 16 polise 56'şar yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı.
1989 - Doğu Almanya lideri Erich Honecker istifa etti.
1991 - Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını ilan etti. İlk defa 28 Mayıs 1918'de bağımsız olan dünya Azerileri, bugünü "Cumhuriyet günü" olarak kutluyorlar.
1993 - Yunanistan'da Andreas Papandreou'nun ikinci başbakanlık dönemi başladı.
1996 - Gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltında dövülerek öldürülmesiyle ilgili dava Aydın'da başladı.
1996 - Yargıtay, Yaşar Kemal'e verilen 1 yıl 8 aylık hapis cezasını onadı.
2002 - Fildişi Sahili'nde bir ay süren çatışmaların ardından isyancılarla hükümet birlikleri arasında ateşkes yürürlüğe girdi.
2007 - Eski Pakistan başbakanı Benazir Butto, 8 yıllık sürgünün ardından döndüğü ülkesinde bombalı bir saldırıya hedef oldu. 126 kişinin öldüğü ve 248 kişinin yaralandığı saldırıdan Butto yara almadan kurtuldu.
Doğumlar
1405 - II. Pius, papa (ö. 1464)
1663 - Savoy Prensi Eugen, Avusturyalı general (ö. 1736)
1777 - Heinrich von Kleist, Alman şair, oyun, öykü ve novella yazarı (ö. 1811)
1822 - Mithat Paşa, Osmanlı devlet adamı (ö. 1884)
1862 - Mehmet Esat Bülkat, Türk asker ve yazar (ö. 1952)
1920 - Melina Mercuri, Yunan sinema oyuncusu ve eski kültür bakanı (ö. 1994)
1925 - Ramiz Alia, Arnavut siyasetçi
1926 - Klaus Kinski, Alman sinema oyuncusu (ö. 1991)
1926 - Chuck Berry, ABD'li müzisyen
1927 - George C. Scott, ABD'li sinema oyuncusu (ö. 1999)
1935 - Peter Boyle, ABD'li aktör (ö. 2006)
1939 - Lee Harvey Oswald, ABD'li suikastçi (ö. 1963)
1945 - Yıldo, Türk şovmen, futbolcu
1948 - Neşet Ruacan, Türk caz müzisyeni
1956 - Martina Navratilova, Çek tenis oyuncusu
1960 - Jean-Claude Van Damme, Belçikalı sinema oyuncusu
1965 - Petra Schersing, Alman atlet
1971 - Teoman Kumbaracıbaşı, Türk sinema oyuncusu.
1971 - Ana Beatriz das Chagas, Brezilyalı voleybolcu
1971 - Yoo Sang-Chul, Güney Koreli futbolcu, teknik direktör
1972 - Kurt Caceres, ABD'li sinema oyuncusu
1978 - Dağhan Külegeç,Türk Oyuncu
1980 - Birsen Bekgöz, Türk atlet
1986 - Lukas Yorkas, Kıbrıslı şarkıcı
1987 - Zac Efron, ABD'li aktör
Ölümler
1871 - Charles Babbage, İngiliz matematikçi ve mucit (d. 1791)
1931 - Thomas Edison, ABD'li bilim adamı (d. 1847)
1949 - Enis Behiç Koryürek, Türk şair (d. 1891)
1955 - Jose Ortega y Gasset, İspanyol filozof (d. 1883)
1957 - Hüseyin Cahit Yalçın, Türk gazeteci ve yazar (d. 1875)
1964 - Halil Dikmen, Türk ressam (d. 1906)
1966 - Elizabeth Arden, Kozmetik imparatorluğu kurmuş Kanadalı işkadını (d. 1878)
1975 - Al Lettieri, ABD'li aktör (d. 1928)
1978 - Ramon Mercader, Leon Troçki'nin suikastçisi (d. 1914)
1996 - Kemalettin Tuğcu, Türk öykücü (d. 1902)
2000 - Julie London, ABD'li sinema oyuncusu ve şarkıcı (d. 1926)
2004 - Pakize Tarzi, Türkiyenin ilk jinekoloğu ve İstanbul Boğazı'nı yüzerek geçen ilk kadın (d. 1910)


Benim blogumda ;

2014'ün 18 Ekim'inde bu kitabı ;


101-TEĞMENİN AŞKI- MEHMET KORKMAZ





2013'ün 18 Ekimi'ni atlamışım fakat  23'ünde bunu;


89-ENTELEKTÜELİN KUTSAL KİTABI-DAVID S. KIDDER&NOAH D. OPPENHAIM




2012'nin 18 Ekim'inde bunu ,




2011'in 18 Ekiminde ise




bu postu paylaşmışım.


Vay canına inanılmaz bir eskiye dönüş oldu bu , zorunlu değil ama benim kadar hoşuna giden olur ve yaparsa mimi ,lütfen linki yorum olarak bıraksın :D 

Bu arada reel hayatınızdan da aklınıza gelen olaylar varsa , onları da paylaşabilirsiniz :D

sevgiyle kalın ...

17 Ekim 2015 Cumartesi

72-ROCANNON'UN DÜNYASI -URSULA K. LE GUIN

Çeviri: Tüba Çele
1. Basım 1995
2. Basım 2013
133 Sayfa


Ursula K. Le Guin severseniz , bu kitabını da seversiniz.

Lakin hiç okumamışsanız , başlamak için doğru bir seçim olmaz.

Her ne kadar Le Guin tarzını korumuş olsa da , bir Yerdeniz Serisi değil hele Mülksüzler hiç değil.

Fakat bu romanında da Ursula uslu durmamış , yapmış yapacağını.

Yeni bir dünya mı istiyorsunuz , en alasından, ütopya mı  tercihiniz, daha iyisi nerede dedirtecek türden.

Distopik kısma dokunmadan geçtiği de görülmedi henüz yazarımızın .

Biraz da fantastik eklersek , sanıyorum Ursula'yı anlamanız garanti olacak.


Bu bahsi geçen mevzulara uzaksanız, aman diyeyim, sakın bulaşmayın.

Zinhar tat alamazsınız , memnun kalamazsınız , mutlu olamazsınız.

Kitapla , hayal dünyanızla , pozitivizminizle kalın.





15 Ekim 2015 Perşembe

71-SİYAH- TALHA BORA ÖGE

1. Basım 2013
2. Basım 2014
174 Sayfa


Yazarımızın diğer nam-ı Gölge imiş.

Uzun zaman radyo yayını yapmış , hala da yapıyor olabilir.

Kitaba kişisel gelişim karışmış anlatı /öykü demek doğru olur sanıyorum.

Kişisel gelişim kısımda hafif dini dokunuşlar mevcut.

Hikaye başladıktan sonra "Tevafuklarla" devam ediyor.

Hikaye çok ani başlayıp , tevafuklar içinde nihai son ile neticeleniyor.

Hikaye şöyle , konu şudurdan ziyade , sayfa kullanımı fena halde beni rahatsız ediyor.

En son okuduğum ve sayfa kullanımından şikayet ettiğim kitap "iki Cami Arasında Aşk" 'tı.

Kim ne derse desin ,özellikle din etkisi hissedilen kitaplarda bu tür bir uygulama bana yanlış geliyor.
O kadar müsriflik , anlatılanla ters düşüyor.

Ve beni çok fazla rahatsız ediyor , her boşa harcanan sayfanın ardından , konudan kopuyor ve kahroluyorum.

Amaç bir şeyler anlatmaksa, 174 sayfa kullanmanız şart mı 50 sayfaya sığabilecekken kurduğunuz bütün cümleler.

Ne zaman aldığım ya da elime nasıl geçtiği hakkında bir fikrim yok.

Fakat okunmak için elimde uzun zamandır duruyor .

Hiç mi beğenmedin diye 
 sorduğunuzu duyar gibiyim , aslında içinde ders niteliğinde cümleler var, işte  onlardan bir kaç satır;


"Kendine yapılan iyiliği , güzelliği , yardımı , nimeti tadıp, kabul etmeyen haksızdır, çünkü zalimdir, çünkü vicdansızdır."
"Her kötülük , kötülüğe yol açan her hareket düşünen , uygulayan insanı etkilediği kadar alet olanları hatta göz yumanları da etkisi altına alır."
"Devam etmelisin ; okumaya, dinlemeye , yazmaya , gözlemlemeye, inanmaya , umut etmeye ve ulaşabildiğince paylaşmaya , anlatmaya , pozitif enerji kuşağına herkesi dahil edip onları olumlu etkilemeye."




6 Ekim 2015 Salı

BEYOĞLU SAHAFLAR FESTİVALİ


Sabah 10'da Gezi Parkı ; ıssız , sessiz , sakin ve dingin , hani nerede o kalabalık dedirten cinsten .


Sabah 10'da ne işim var Gezi Parkında , diye sorduğunuzu duyar gibiyim .

En başından başlıyorum anlatmaya , diğer sosyal medya hesaplarından takip eden arkadaşların bir kısmı biliyor olabilir , oğlum Kabataş Erkek Lisesine yerleşti ve biz İstanbul'a taşındık.

İÜ'de okuyan kitap kurdu yeğenle yaptığımız ilk planlar da  tabii ki fuarlar üzerineydi.

Kitaplar söz konusu olduğunda , yerleşme telaşı falan dinlemem , her şeyi bir kenara koyar ve fuara koşabilirim.





Bu arada;
 İÜ'de okuyan kitap kurdu  yeğen de blog açtı , kitaplar ve hayat üzerine.


Gerçekten iyi okur , dersleri bu yıl zorlu olsa da , okumayı bırakamayanlardan.

Bloguna bir göz atmak isterseniz , linke tıklamanız yeterli.







O gün 12 ile 15 arası yeğenin programı boştu , biz de bu arayı değerlendirelim dedik.

Sabah Kerem'i bırakmamın ardından , ağır adımlarla ilerledim Taksime ,  Beşiktaş Stadı'nın yanından gezi parkı oldukça yakınmış :D

İstanbul yürüyerek ayrı bir güzel.

Bütün ömrüm boyunca yürümediğim kadar yürüdüm taşınalı beri, yürüyorum da hala...




Sabahın bir vakti Geziye ulaştım , oturdum bir banka , baktım 3-5 aile çocukları getirmiş parka , merdivenlerin yanında evsizler güruhu , daire olmuş kaynatmakta , ama park genel anlamda yalnız , boynu bükük geldi gözüme.



Neyse efendim , parkta bir zaman pinekledikten sonra ağır ağır indim merdivenlerinden ve karıştım sabahın erken vaktinde bile kalabalık olan İstiklal Caddesine.

YKY' ye kadar olan yolu bakına gezine indim 12'ye kadar.

YKY tadilatta , az aşağıya taşınmış fakat küçücük bir yere tıkılı kalmış gibi .

Şöyle bir girip çıktım .


Ardından yeğenle buluştuk ve fuara girdik , hafif çisentili havadan olsa gerek , ya kapalıydı kitapların üstü ya da kapatılmaya çalışılıyordu.




Aradığım kitapları bulamadım , her sorduğumda aldığım cevap aynı oldu.

"İlk günler bulunur o kitaplar, müdavimleri olur onların, kalmazlar bu zamana."

Yeğen tesadüfen çok uygun fiyata Şevket Süreyya Aydemir'in serisini aldı.

Ben de Yalçın Küçük 'e ait ilk kitabımı.





Elimde çok fazla okunacak kitap olmasıyla alakalı bir doygunluk gözlemledi yeğen , kitaplara bakışımda.





Bir ara oturup , çay içtik kitaplara ve kitap severlere karşı.

İlgi yok diyemem, çok kalabalık olmasa da .





Fiyatlar konusu ise muamma , çok uygun olanı da var , abartmışlar dediklerim de.

Ne aradığınıza göre değişmekte.



Yine de kitaplarla olmanın keyfi başka .



İstanbul'da iseniz ya da yolunuz bu aralar düşerse Beyoğlu'na , bakmadan geçmeyin derim.

Daha vakit var nasıl olsa.







3 Ekim 2015 Cumartesi

70-BAŞKA BİR DÜNYA- MAXIME CHATTAM

2012 Baskı
367 Sayfa



Kitap Kerem'den.

Yine distopya diye adlandırılabilecek bir kitap.

Ve kesinlikle seri.

Diğer kitaplarını görmedim ama öyle bir yerinde kaldı ki , muhakkak 2. vardır diye düşündüm .

Kerem'e sorulacak:D

Mevzu hemen her distopyada olduğu gibi bir yok oluş hikayesi.

Bir sabah kalkarsınız ve dünyada sadece çocuklar kalmıştır.

Bir de o çocukları yok etmeye çalışan ütopik varlıklar.

Bu kitap biraz daha derine iniyor ve neden dünyada sadece çocukların kaldığına değiniyor.

"Sanki dünya sıradan maymunlardan ihtiraslı insanlar yaratacak kadar çok ileri gittiğimizi anlamış gibi bu hatayı düzeltti."

Yani dünya büyüklerin yeterince iyi olmadığına karar vermiş ve onları ortadan kaldırmış .

Geriye de sadece en masumları bırakmış , yani çocukları.

Kitabı oldukça beğendim .

Her ne kadar ergen gurup için yazılmış gibi dursa da , fantazyası bol olsa da , yine de güzeldi.

:D