30 Mayıs 2015 Cumartesi

49-THE 100- KASS MORGAN

Çeviri: Arın ZENGİN
1. Baskı 2014
297 Sayfa


Kitap yine Kerem'den.

Yine tam bir distopya.

Bir Başına'nın ardından bu kitabı okuyunca bazı benzer tarafları olduğunu fark etmek kolay oldu.

Çocuklar , dünyada yaşam savaşı .

Bu kitap tek değil ,serinin kaç kitaptan oluştuğunu bilmiyorum  fakat Kerem 2.'yi de okudu.

Şu zamanlarda bu konular, çocukların ve gençlerin ilgisini çekiyor sanırım.

Uzay , başka yaşamlar , yeniden dünya gibi.

Kitap 297 sayfa fakat punto büyüklüğü dikkate alınmalı, kolay okunabilen , anlaşılabilen tam bir ergen distopyası.

Buraya post girmeden hakkında ne yazılmış , kimler okumuş diye bakmadım fakat kitabı sanal alemde çok fazla gördüğümden blog tur yapmıştır diye düşünüyorum.

Biten dünya, uzayda yaşam ve suçlu 100 çocuk ,  dünyada yeniden yaşamı keşfedebilir mi?

Gerçekten ilgi çekici konu ve iyi anlatım, bir de kapak olayı ilginç:D


27 Mayıs 2015 Çarşamba

48-BİR BAŞINA - AARON STARMER


Çeviri :Belgin Selen HAKTANIR
329 sayfa



Kitap Kerem'den :D

Distopya üzerine bir şeyler konuşurken , 'sence bu distopik midir' diye sordu .

Kitabı aldım , okunacaklarım arasına koydum , herhalde  üç ay kadar bir zaman geçti üzerinden ,sıra geldi ve  okudum.:)

Kendi okuyacaklarım arasına O'nunkiler karışmasa 2 ,5 ayda sıra gelecekti , yine de azar yemekten kurtulamadım .

Bütün gün ne iş yaptığımdan , çok tembel olduğumdan , bir de çok yavaş okuduğumdan mütevellitti bu azar.

Haklı çocuk , söyleyebileceğim bir sözüm yok.

Her neyse mevzumuz biz değiliz zaten , kitabımız;

 gerçekten distopik kitaplar arasında yerini alabilir, bilim kurgu da olabilir .

Dünyadan bütün insanlar gitmiş sadece 42 çocuk kalmışsa ?

Bu çocukların diğer insanlara ulaşma çabaları anlatılmışsa?

Yani...


Bir Başına, aslında konu seçimi muhteşem , anlatımı iyi ve fakat bazı havada kalan , mantık çerçevesine oturtamadığım şeylerin varlığından  ötürü  sevemediğim yönleri olan bir kitap.

Nasıl anlatsam , kitapta kurgu var lakin bilim yok .

Bilimsel kısmı o kadar hızlı ve kahramanın bile anlatamayacağı şekilde anlatılmaya çalışılmış ki , mevzuyu ben anlamadım.

Ana fikirden bahsetmiyorum ama bu anlaşılamayan kısımlar arada kalmış ufak tefek detaylar .

Kitap genel olarak sevilesi olmasına rağmen bu detaylar yüzünden 

'sinek küçük ama '

dedirtti bana.





25 Mayıs 2015 Pazartesi

47-İMPARATORLUĞUN SON NEFESİ-İLBER ORTAYLI




*OSMANLI'NIN YAŞAYAN MİRASI CUMHURİYET


1. Basım 2014
302 Sayfa

"Bir devir ve bir medeniyet düşünün ki , bir yanda Shubert'ler, Bethoven'ler , bir yanda Rückert'ler ve bütün bunlara eşlik eden felsefi birikim... Mesela Hegel "Hiç kimsenin Osmanlı Tarihi yazdığı yoktu" diyor, bunu kendine dert ediniyor."

"Maalesef büyükannelerimizin çeyizi üzerindeki merak ve iştiyakımız tarihi vesikalar üzerinde gösterilmiyor."

" 'Yeni harflerin kabulüyle eski kültürümüz bitti' deniliyor.Sanki eski kültürümüzle eskiler çok iyi bağ kurmuşlardı. Eski tarihlerimiz, eski vesika derlemelerimiz maalesef bizden evvel ecnebiler tarafından yayınlanmışlardır."

"Osmanlı maliyesini iflas ettiren Dolmabahçe Sarayı 'nın inşası değildir, Kırım Harbi'dir."

"Savaş 28 Temmuz 1914'te başladı. Biz üç ay sonra 29 Ekim 1914'te katıldık .Bu çok açık belirtilmiştir.Sözde bize sığınan ve aldığımızı söylediğimiz Goeben ve Brelau, yani Yavuz ve Midilli zırhlılarının fes giydirilerek yerinde bırakılan Alman personelinin Karadeniz'e çıkıp izinsiz şekilde Rus limanlarını bombaladıkları hikayesi doğru değildir ve alçaltıcıdır. Hükümetin bu resmi mazeretinin doğrusunu söylemek lazım.Hem Enver Paşa 'nın hem de Bahriye Nazırı olarak Cemal Paşa'nın bu Alman komutan ve askerlere Rusya ve Kırım sahillerini bombalama emrini bizzat yazılı olarak vermeleriyle savaşa girdik."

"Unutmayalım, Sarıkamış için Batı'dan sevk ettiğimiz askerler yazlık üniformalarıyla cepheye götürülmüşür."

"Türkiye'nin bu savaşta (Çanakkale) kaybedeceği insan unsuru en önemli sorundu; nitekim bu sorun 1940 'ların sonuna kadar bir nesil boyunca da kendini hissettirecekti."

"Memleketimizin adını Türkiye (Turchia) Türkmenia olarak koyanlar da biz değiliz ;İtalyan gözlemcilerdir.Çünkü tüccar İtalyanlar o tarihte Akdeniz medeniyetinin sözcülerdir.Coğrafya ve dünyayı çok iyi bilmektedirler. Bizim koyduğumuz isim ise Roma İmparatorluğu'dur(İklim-i Rum veya Devlet-i Rum)."

"(Osmanlıca İçin)
Aslında II. Abdülhamid'in bile böyle bir değişimi düşündüğüne dair emareler mevcuttur.Çünkü  eski yazı içinde sesliler olmadığı için zor öğreniliyordu, arkaik imla kalıntıları vardı.

Bazı insanlar bunu bir drama haline getirdiler.'Alfabe değişimiyle kültür gitti ' diye yaygın bir kanaaat söz konusu ...

Halbuki kaldırılan yazı Çince değil; sistem olarak fonetik bir alfabedir.Akdeniz bölgesinin bir ucundan başlayan İbranca ve diğer sami dilleri alfabeleri , Fenike alfabesinden Ari diller olan Yunanca ve Latince'ye kadar gelir."

*************
VE DAHA NELER NELER!!!



21 Mayıs 2015 Perşembe

46-BU ROMAN O KIZ OKUSUN DİYE YAZILDI- ENVER AYSEVER

1. Baskı 2014 Eylül
15. Baskı 2014 Ekim
295 Sayfa

"İşte ölüm böyle beklenir.Çarpışan arabalarda kahkaha atarak oyuna dalan çocuğun , sürenin dolduğunu bildiren zili işitmesi gibi !"

"Sevgili , henüz sevgili olduğunu bilmiyorsa , bu eksik sayılır mı?"

"Çocuk masumluk demek!Bir o kadar da çaresizlik. Beceriksizlik..."

"Uzak memlekettir çocukluk.Aniden fark edersin; kurabiyeler, ev işi yemekler, özgürce sokulduğun komşu haneleri bir bir uzağa düşer."

"Sana;
Bir anda insanın yaşamına girip , sonsuz yer edinmeye kimsenin hakkı yoktur.Ya da şöyle demeliyim aslında, eğer ben istemeseydim, sen ne denli çabalarsan çabala, şu anda yaşadığım kafa karışıklığını sağlayamazdın.Bazen gülünç olmayı göze alır insan .En çok kendime gülerim ben.Büyük büyük laflar edip , ardından aptalca bir filmin olmadık yerinde ağlarım mesela ."

"Bacaklarım titriyor, lanet olsun!Teninin kokusunu nasıl da kazımışım ruhuma .Bir anda!"

"Düşünen insan , hele aşıksa , asla iyileşemezdi."

"Ne kadar küfür ediyorum Yaradan'a bilsen!Yaratmasaydın beni bunca denetleyeceksen!"

********************

Enver Aysever adının üzerinde yazması bile , okumak için bir sebep bu kitabı.

Bir de böyle deli isimli kitaplar yok mu, nasıl merakta bırakıyor insanı.

2 ayda 15 baskı yapınca haliyle hemen okumayı istediğim , çabucak edinmeye çalıştığım buna rağmen  uzun zaman kitaplığımda nazlı nazlı durmasına izin verdiğim kitaplarımdan biriydi.

Ben bu kadar çok satan ve döneminde herkesin elinde görülen kitapları okumayı erteliyorum bir miktar, çünkü o zaman keyfi katmerli oluyor , bir de hem çok beğendim hem nefret ettim diyeni duyduğunuzdan beklentiniz sıfırlanıyor.

İyi ki bekletmişim dediğim kitaplardan biri oldu.

Zira edinir edinmez , beklentim zirve yapmışken okusaydım eminim bu kadar memnun kalmayacaktım.

Bu roman sanki gerçekten bir kız okusun diye yazılmış, gerçek bir hikayesi var mı bilmiyorum , bu postu girmeden kitap hakkında ne yazılmış diye bakmayacağım çünkü.

Roman yazılmış lakin öyle pembe dizi kıvamında bir anlatımı yok , daha çok bir film senaryosu gibi .

Zamanda geri dönüşlerle , aykırı bir aşk .

Keşke dedirten de bir sonla bitti ya , en sevdiklerimden .

O kız okur mu bilemem ama bu romanı siz muhakkak okuyun.

Bu romanda;

 klasik bir aşk var ama anlatım tarzı ve sonu muhteşem .

Bir sonraki Enver Aysever kitabı , tarafımdan sabırsızlıkla beklenecek:)





Postu girdikten sonra kitap hakkında nette arama yaparken bakın ne buldum :)


20 Mayıs 2015 Çarşamba

45-İT DALAŞI- MARKUS ZUSAK

Çeviri:Nilgün BİRGÜL
1. Basım 2013
176 Sayfa




Bu kitap üç kitaptan oluşan bir serinin ikinci kitabı.

Serinin ilk kitabı olan Köpek Düşleri'ni , sırf Kitap Hırsızı'nın yazarı yazmış diye okumuştum. 

İlk kitap güzel ,  enteresan anlatımıyla da farklı gelmişti. 

Bu ise harika olmuş.

Bilmiyorum ama 3. kitabı sırf bu ikincinin hatırına bile okuyabileceğimi düşünüyorum şu an.

"İnsanlar düşündüklerini söyleyenleri sever" üst kapak notuyla yayınlanmış kitap.

Sanki Fight Club havası estiren bir gençlik hikayesi barındırmakta.

Gerçekten etkili bir anlatım ve hikayesi var.





15 Mayıs 2015 Cuma

44-ÇAYLAK- ROBERT MUCHAMORE


Çeviri:M. Banu AKSOY
3. Baskı 2012
319 Sayfa

"CHERUB

İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransız siviller , ülkelerindeki Alman işgal güçlerine karşı bir direniş hareketi başlattılar.Bu hareketteki en faydalı kişiler , büyük ölçüde çocuklar ve gençlerdi: Bazıları gözcülük yaptı , haber taşıdı.Bazılarıysa , evlerini özleyen Alman askerleriyle arkadaş oldu ve onlardan direnişçilerin Alman askeri operasyonlarını sabote etmesini sağlayan bilgiler sızdırdı.

Charles Henderson adındaki Britanyalı bir ajan , yaklaşık üç yıl bu Fransız çocuklarla birlikte çalıştı.Britanya'ya döndükten sonra da Fransa'da öğrendiklerini , gizli görevlerde görev alacak yirmi çocuğun eğitiminde kullandı.Bu birimin kod adı CHERUB'du."

******************************

Kerem'in en az 2 defa okuyup, anlata anlata bitiremediği seri bu Cherub.

Ben sıklıkla, gerçek yaşam öykülerinden hoşlandığımı söylediğimden herhalde sürekli bu birimin gerçek olduğunu , çok güzel olduğunu , sürükleyici olduğunu anlatıp durdu.

Evet bu bir seri, 12 kitaplık hem de .

İlk kitabını okuyup bitirdikten sonra , diyebilirim ki serinin diğer kitaplarını okumak için çok bekleyemeyeceğim.

Her ne kadar kahramanımızın 12 yaşında olması çocuk kitabı gibi görünmesine neden olsa da , bence oldukça keyifli ve biz büyüklerin de severek okuyabileceği kitaplar bunlar.

Çok yalın bir ifadeyle yazılmış , gönül rahatlığı ile o yaşlardaki çocuklarınıza da okutabilirsiniz tabii.

Gerçek bir yaşam mücadelesi var kitapta ve ben bu tip savaşçı genç ruhların anlatıldığı kitaplara bayılıyorum.


11 Mayıs 2015 Pazartesi

43-AKIL HIRSIZI -BRIAN FALKNER

Çeviri: Berna YILMAZCAN
2012 Basım
385 Sayfa


Kerem'in defalarca okuduğu kitaplardan biri.

Bilgisayara sempatisi olanların , bilişimle ilgilenenlerin çok hoşuna gidebilir.

Eğer standart bir kullanıcıysanız , yani pogramlama kısmıyla çok ilgilenmiyorsanız , teknik jargon biraz sıkabilir.

Fakat müthiş bir macera .

Kerem okudu dediğime bakmayın , büyüklerin de heyecan duyarak okuyabileceği kitaplardan. 

Bazı kısımlarında resmen nefesimi tuttuğumu da buradan itiraf edeyim.

Velhasıl kelam azıcık komplo teorilerden hoşlanıyorsanız ve bilişim ile ilgiliyseniz okumadan geçmeyin.

Bu arada kitabı (yine) bizden başka okuyan göremedim nette.

Kitapyurdunda bile yorum yoktu,o kadar yani. 

:D

9 Mayıs 2015 Cumartesi

42-ATLAS- JORGE LUIS BORGES

                           *Maria Kodama'yla Birlikte
Çeviri: Celal ÜSTÜNER
James Woodall Önsözüyle
1. Baskı 2014
147 Sayfa




*İSTANBUL


"Kartaca, adı kötüye çıkmış bir kültürün en dile  düşmüş örneğidir. Biz, bu "Kent"le ilgili hiçbir şey söyleyemiyoruz; Flaubert de, düşmanlarının amansız olduğu dışında , söyleyecek hiçbir şey bulamamıştı.Sanırım, Türkiye'yle ilgili olarak da benzer bir durum söz konusu.Acımasız bir ülke gelir aklımıza.Bu kavram , yazılı tarihin hem en acımasız hem de en az ilençlenmiş girişiminden , Haçlı Seferleri'nden kaynaklanır.Belki de aynı ölçüde bağnaz İslam nefretinden hiç de aşağı kalmayan Hıristiyan nefreti gelir aklımıza . Batı'da , Osmanlılar arasında büyük bir Türk bulunmadığından dem vururuz.Bize kalmış olan biricik ad , Muhteşem Süleyman'dır(e solo , in parte i vidi'l Saladino).


Üç günde Türkiye'yi ne kadar tanıyabilirim?Benim gördüğüm, çok güzel bir kent, Boğaziçi, Haliç ve kıyılarında Runik alfabeyle yazılmış taşlar bulunmuş olan Karadeniz girişi.Kulağıma çalınan , yumuşak bir Almanca'yı andıran hoş bir dil.Buralarda, birçok değişik ulusun hayali dolaşıyor olsa gerek: Ben , Bizans imparatorunun onur kıtasını oluşturmuş olan ve Hastings'de olup bitenlerden sonra İngiltere'den kaçan Saksonların katıldığı İskandinavları anımsamayı seçiyorum.Kuşku yok ki , keşfe başlamak için Türkiye'ye yeniden gelmeliyiz."


4 Mayıs 2015 Pazartesi

41-BAŞAR BAŞARIR-TEKLİFİNİZLE İLGİLENMİYORUM







1. Baskı 2013
180 Sayfa



"Bekleme boşuna .Eskidendi o.Çok zaman önce bitti annen."



"Sevgi ek alınca , ek alıp türeyince yeni bir şeye dönüşür, sevgi-li olur. Ama bitişik olmak başkadır, birleşik olmak bambaşka."

"Kalemden büyük silgi lazım bana.Derdimi öyle dosdoğru diyemem . Habire silerim ben."

"Ve bilinecek ne çok şey olması hayatta .Benim bi bok bilmemem.İyi bi şey diye sürekli bunu söylemeleri yüzüme karşı."


*************

İlk olarak bilmeniz gereken şey ; kitabın 2014 yılı Yunus Nadi Öykü ödülünü almış olduğu.

Mühim bir ödül çünkü.

Başar Başarır ismini , bu ödülden önce duymamıştım sanırım. 

Fakat çok enteresan bir tarzı olduğunu kabul etmeliyim .

Kitap öykü kitabı ancak her öyküsü roman taslağı gibi.Yani bana hissettirdiği bu.


Sanırım bir tane daha kitabını okumadan sevip sevmediğime karar veremeyeceğim .

Öyle bir his ki, kitabı okuyup bitirdikten sonra;  çok harika bulmak ile nefret etmek arasında karar vermek gibi.

Kesinlikle bir kitabı daha okunacak ama . 

Çünkü gerçekten enteresan öyküler bunlar:)


*Seher 

*Müzedeki Çocuk

*Teklifinizle İlgilenmiyorum

*Fotofiniş

*Drakula

*Yuh Deveci

*Distolcüler

*Anam Ateş Babam Kor

*Hangi Şeyler





1 Mayıs 2015 Cuma

40-YILAN KARDEŞLER-CHARLES GILMAN

*Lovecraft Ortaokulundan Hikayeler #2

Çeviri:Mesut TIĞLI
1. Basım 2014
172 Sayfa

abm yayınlarından hediye gelen kitaplardan 2. olanı da okudum , bitti.

İlk kitap için lütfen TIK!

TIK yazısına tıklayıp , ilk yorumumu okudunuz, okumadıysanız da yapacak çok bir şeyim yok tabii.

Ne demişim orada "6. ve 7. sınıflar için uygun" .

Değil-miş,aslında ilk kitabı 6 ve 7. sınıflar okusun da siz (ergenliğini tamamlamış olduğunuz göz önüne alarak yazılmıştır buradaki 'siz') direkt 2. kitabı okuyun.Zira  2. kitapta o ürpertici hissin yerini yavaş yavaş korku almaya başlıyor.

Hatta benim gibi azıcık ödlekseniz, eni konu korkabilirsiniz .

Her ne kadar punto büyük , sayfa az olsa da, tadı damağımda kalsa da bence hikaye asıl 2. kitapta güzelleşiyor.

Hatta bu kitabın  sonu müthiş :D

Resmen ters köşe oldum yahu :)

Keşke şöyle 300-400 sayfalık bir kitap olsaydı :D

3. ve 4. kitap edineceklerim arasında.

Kesin :)



39-BERABER YÜRÜTTÜK BİZ BU YOLLARDA-YILMAZ ÖZDİL


1. Basım 2015
331 Sayfa

"Tarih boyunca böyle propaganda savaşı görülmemişti .Dini siyasete alet eden politikacılar , devlete hakim olmaya çalışan dinciler , rüşvete doymayan tipler , gözünü para hırsı bürümüş iş adamları kamu görevini yapmayan basın yüzünden , hangi gizli servislerin oyuncağı olmuştuk, belli değildi."

"Türkiye tüm bu kepazeliklere rağmen hala ayakta durabiliyorsa , memur Teoman gibilerin sırtında duruyordu."

"Boşuna dememişlerdi...
At koşar, baht kazanır,
Adalet bekleyen, nah kazanır!"

Yılmaz Özdil ne yapsın , O da harfleri yürütmüş! :)