29 Kasım 2013 Cuma

104-EVVEL SEVDA İÇİNDE-İBRAHİM ÖKSÜZ

Kolektif Kitap
1. Basım 2013-94 Sayfa



"Kadınlar Tuvaleti"

"Bildiğini biliyorum
                                                Tanımadığın kadınlarla seviştiğimi
Ne aradığımı bildiğini
                          biliyorum



Yanaşıp entelektüel bir yalnızlığa
                       Ne bekliyorsun diyorum
Bahçemde çiçek kalmamış
                                  Üstelik bırakmadılar 
Bulmak istediğim gibi yüreğimi


Ceplerim aşk dolu diyorum
                                              sanki kalmış gibi
aşk 
               varmış gibi
Sana söylediğim sözleri 
                          Sanki ilk kez söylüyor gibi

İşte buradayım 
                               Başka bir kadının bedeninde 
      senden nefret ediyorum 
                            şu anda
şimdi."


 Şiir demek, hayatın özeti demek .
Şiir demek , anlam demek.
Şiir demek , her şey demek
                             diyebilmek.

İbrahim Öksüz'ün 2. kitabı, daha önce haberdar olsaydım kendisinden , kesinlikle kaçırmazdım ilk kitabını.

Bu kitap kendisi tarafından isme imzalı geldi , bir kez daha teşekkür ediyorum .

Kelimelerle dansı daim olsun ...




25 Kasım 2013 Pazartesi

103-İLBER ORTAYLI SEYAHATNAMESİ


1. Basım 2013-304 Sayfa



İlber Ortaylı anlatıyor,
Tahrandan , Endülüs'e,
Moskova'dan Venedik'e,
Roma'dan Barselona'ya...

Fakat sadece gezip görülecek yerleri değil.

Tarihi dokusu , siyasi ve ekonomik gündemi /geçmişi, müzesi, eskisi, insanı ,ananesi , her bir şey var içinde.

Fakat ben en çok takıldıklarıma değinmek istiyorum bu kitap için.

Bu kitabı beğenmememin bir sebebi baskı , fotoğraflar öyle alelade sanki, orta kısma savrulup atılmış , oysa bu bir seyahatname ise hemen anlatılan yerin bir ön veya bir arka sayfasına konulması daha iyi olmaz mıydı .

Diğeri de ;
bir önceki okuduğum kitap Falih Rıfkı Atay'ın kitabıydı .Bana göre çok objektif gözlemlerle yazılmıştı.Tesadüftür ki bu kitabı okurken Falih Rıfkı 'nın o kitabına bir de gönderme yapılmış.Şöyle ki;

"Hindistan üzerine yazılan seyahatnameler içinde üslubu güzel fakat muhtevası itibariyle en anlamlı olanı da Falih Rıfkı Bey'inkidir .
Anlattığı Hindistan daha çok onun olmasını istediği Hindistan'dır." demiş hoca sayfa 271 'de.

Fakat hemen arka sayfada 
"Haydarabad'ın nüfusu ise 180 milyona ulaşan bütün Hint Müslümanlığı gibi bir gerileme yaşıyor.
Devamlılık gösteren mesleklerin sadece %6'sı Müslümanların elinde.Orduda ve poliste yoklar.Adliyede çok az hakim var.Bütün devlet sektöründeki sayıları da düşük."SYF 272

diyerek aslında bir önceki sayfada yapmış olduğu tespiti kendisi çürütmüş.

Demem o ki , kimin yazdığı çok önemli değil , her yazılanı doğru kabul etmemek lazım ve hatta şart.








22 Kasım 2013 Cuma

102-ZEYTİNDAĞI-FALİH RIFKI ATAY

2012 Basım-169 Sayfa



İlk söyleyeceğim şey , alttaki arka kapak yazısını muhakkak okuyun.

Falih Rıfkı Cemal Paşa ile Zeytindağ'ını , dönemin önemini , Osmanlı'dan kıssalarla anlatıyor.

Üslup mükemmel .

Yeri geldiğinde gözleriniz dolacak , yeri geldiğinde traji-komik hikayelerle sarsılacaksınız.

Ve bugünde bile yazılanların, ne kadar gerçek olduğunu anlayacaksınız.

Bana göre özellikle gençlerin okuması şart.

Zaten Falih Rıfkı da 
"Biz şimdi kırkına yaklaşanlar , Osmanlı İmparatorluğunun son gençleriyiz.1914 'te 3, 5, 7 yaşında bulunan çocuklar, bugün yeni Türkiye'nin gençleri olmuşlardır ve hatıralarında imparatorluktan hiç bir iz kalmamıştır.İşte onlara , saltanatın, Suriye'de, Filistin ve Hicaz'daki son yıllarını anlatmak istiyorum." diyerek başlıyor kitabına.


Ve devam ediyor;

"1913'te bir Mustafa Kemal , yüzyıl sonrası için bile hayaldi, fantezi romanlarında bile yoktu."

""Bir yığın Anadolu çocuğunu , yurdundan kopmuş , uzak Medine içinde, iskorpite ve çöle yediriyorduk." 







18 Kasım 2013 Pazartesi

101-GERÇEKTEN YAŞIYOR MUSUN?-ARET VARTANYAN

Destek Yayınları
1  Basım 2013-248 Sayfa

Kitabı büyük bir ihtimal ismine bakıp aldım.

Çok açık ifade edeyim, kişisel gelişim okumayı severim fakat böyle sanki gözlerime bakarak , ellerimi tutarak yazılmışından pek hazzetmedim.

Yani evet yazar müthiş hümanist biri , zaten kitabı okuyup bunun farkına varmamış kişi yoktur.

Bir de pozitivist ki yani, kitabı okurken fazlaca kaptırıp, cama çıkıp "iyiyim lan ben"  dememek için güç tutabilirsiniz kendinizi ,eğer çabuk inanan biriyseniz. 

Beğenmedim demiyorum , kişiye göre değişir fakat başucu kitabı olduğunu da düşünmüyorum.

Zaten kitabın içinde de var cinselliğe kötü bakmayın hür yaşayın diyor , tabi canım ya, eee bir de evlenmek için evlenmeyin , soy devamı için de çocuk yapmayın moduna girmiş ki ,nasıl çıkalım bu işin içinden , çocukarı fazla sıkmayın ama gözünüzden ayırmayın da demiş .Ok yani evrenin şifresi tamam.


Bir de çok erkek, fazla erkek yazmış sanki , direkt kadın okura yönelinmiş .Yani şimdi ellerini tutuyorum , gözlerine bakıyorum ,sarılıyorum , öpüşüyoruz (yok artık)cümlelerine pek çok yurdum erkeği nasıl yaklaşsın?

Bir de son cümle "seni seviyorum". :))

Bütün kitapta tek bir cümle var ki öyle bakıp geçemedim , durdum , post-it yapıştırdım yanına.

"İnsan her şeye alışıyor."

İşte bu cümle beni etkiledi.

NOT:Bir de yerel gazetelerde , nette yazan Tekirdağ'lı bir abi var , ALİ GÜLCÜ ,o da güzel yazmış , okuyun vaktiniz varsa:)http://www.aligulcu.net/duvar/#respond
Not 2-Tırnaklar benim değil , Nilay'a mankenlği için teşekkürler:)

16 Kasım 2013 Cumartesi

100-BENİM ÇILGIN AİLEM-ELIZABETH KELLY

Çeviri:Çiğdem SAMSUNLU
1. Basım 2012-472 Sayfa



"Onun da canı sıkılıyordu.Aslında o günlerde canımızın sıkıntısından edinmiş olduğumuz bir meslek gibi bahsediyorduk."

Bu cümleye kadar kitap; her ne kadar betimlemelerinde kullanılan ağdanın kıvamı tutturulamamış ve fazlaca uzatıldıkça uzatılmış gibiydi ise de ,o cümleden sonra  aldı başını bambaşka bir boyuta gitti.Olaylar da, kişiler de , durumlar da tersine döndü .

Ben de şaşkına döndüm , gülümseyerek okunan kitap gözyaşlarımın esiri oldu.

Neyse son sayfada yazanları okuyunca, kitabı benden daha güzel ifade ettiklerini anlayacaksınız zaten .

Kitaba , güzeldi çirkindi demiyorum ama kesinlikle farklıydı.

Bir de sonu olsaydı daha güzel olurdu sanki .

Not:Google amcaya sorduğumda ; bloggerların genelde bu kitaptan hazzetmediği ,hatta daha ileri gidilerek "zaman kaybıydı , tam yaz kitabıydı " gibi kavramların çokça ifade edildiği gözlenmiştir.


14 Kasım 2013 Perşembe

1 FİLM-HÜKÜMET KADIN 2

Salı günü o kadar amaçsız bir kalkış yaptım ki , kendime ne yapsam nasıl yapsam da bu amaçsızlığı atsam üstümden diye sormadım bile , film sever arkadaşıma twitten sabahın kör vakti mesaj atarak filme gidelim dedim.

Kendisi kırmaz beni :D Öpüyorum seni NEVİN:)

Bu filme gidelim dedi , açıkçası ben ilkine gidememiştim acaba devam filmi midir ki falan dedimse de dinletemedim, girdik filme.

Şimdi işin aslı biraz Çorlu'dan bahsedeyim , Sabah gösterimlerinde biz genelde bütün salonu Nevin ve ben olarak doldururuz , başka kimse olmaz salonda :)

Fakat enteresandır bu defa salonda 10 kadar kişi vardı .Şimdi bu mevzuyu niye bu kadar uzattım değil mi?

Şöyle ki bu film komik ama salonda bulunanların gülmeleri daha komikti o yüzden acayip eğlendik.Mesela bir espri oluyor gülüyoruz,  tam susuyoruz arkadaki bayanın hala güldüğünü duyuyoruz ve tekrar gülmeye başlıyoruz , çok keyifliydi.

Azcık filmden bahsedecek olursam;
film kadro olarak ta, konu olarak ta güzeldi .

Bir de ilki ile pek alakası yokmuş , ben arkadaşımın yalancısıyım o öyle söyledi.

Sermiyan Midyat döktürmüş , ellerine emeğine sağlık.

Demet Akbağ , Ercan Kesal , Mahir İpek hepsi harikaydı ama ,Gülhan Tekin 10 numaraydı :)
İzleyin:)



13 Kasım 2013 Çarşamba

99-KARDEŞİMİN HİKAYESİ -ZÜLFÜ LİVANELİ

Doğan kitap
1. Basım 2013-324 Sayfa


Biliyorsunuz, ben okumadığım kitap hakkında araştırma yapmam.

Kitabı okurum , kitapta işaret koyduğum ,post- it li yerleri defterime geçerim , sonra da kendi düşündüklerimi yazarım altına.

Fakat bloga yazmadan önce Google amcada bir araştırma da yaparım , bakalım başka bloglarda yazılmış mı kitap , hakkında neler söylenmiş diye.

Livaneli'nin bu kitabına kadar , bu kadar çok yorum alan başka bir kitap olmuş mudur , diye merak ediyorum şu dakika , çünkü az önce Google amca  bir sürü yorumla başbaşa bıraktı beni , hatta neredeyse 1 saattir yapılan yorumları okumaktayım ki , o arada kaç sayfa kitap okurdum ben.

Neyse dediğim gibi , kitabı okuyan da çok yorumlayan da , çok beğenen de hiç beğenmeyen de mevcut , genel görüş "Livaneli için yetersiz miydi ne ?".

Bence,

bu kitabı kurgu-polisiye -aşk-macera- psikolojik-masal diye sınıflandıramazsınız.

Kardeş hikayesi işte .

 Livaneli konuşturmuş yine, şöyle ki ; 
kitabın çabuk okunmasında , akıcılığını;
Sadeliğinde , anlaşılırlığını,
Kurgusunda , yaratıcılığını,
Alıntılarda , çok okumuşluğunu 
görüyorsunuz
ve 
ona göre değerlendiriyosunuz kitabı.



Biraz da kitaptan:)

"İşte anahtar kelime bu ; hayatın özü, büyük sırrı;olmazsa olmazı; UNUTMAK."
"Okuyan insan, dünyanın aklına yaslar sırtını."





12 Kasım 2013 Salı

YENİ KİTAPLAR VE SON KULE :)

Önce yeni aldıklarım diyelim ....

Kerem'e bu ay ödev verilen kitap kütüphanemizde maalesef çıkmadı .

Şeker Portakalı üçlemesinin ilki benim kitaplığımdan , üçüncüsü Keremin kitaplığından çıktı , 2. 'si için eşimin kitaplığına bakmadık :)

Bu soğuk espriyi size de yapmasam rahat edemezdim...:)

Neyse efendim , 2. kitap olan Delifişek'i bulmayınca , e ben de okunacaklar kategorisindeki kitaplarımın azaldğını düşündüğümden , bu yıl fuara da (kocaman bir maalesef) gidemediğimden , hem Delifişek hem de kendi kitaplarım için sipariş verdim.

Sipariş için KİTAPYURDU'nu tercih ettim . Sadece 1 kitabım gelmedi , temin edememişler ve sipariş ettiğimin üzerinden 10 gün geçti :)Geç olsun da ...:)

KİTAP KULEM


Bunlar da sona kalan kitaplarım .


31 Aralığa kadar bu iki kuleden karışık olarak okuyup, kalanları da ayrı bir kule yapmayı planlıyorum .

Oysa asıl niyetim  yeni aldıklarıma hiç bulaşmayıp bu kuleyi eritmekti fakat yeni aldığım kitaplar geldiğinde gördüm ki çok fazla yeni çıkan almışım ve bazılarını bir an önce okumak istiyorum , o sebepten karışık gideceğim .

1 Ocakta elimde kalanlardan yeni kule yapacağım ,bunun sözünü de buradan kendime vereyim :)


11 Kasım 2013 Pazartesi

98-BÜYÜK YAZARLARIN GİZLİ HAYATLARI-ROBERT SCHNAKENBERG

Çeviri:Duygu AKIN
Elimdeki 2. Basım
297 Sayfa


Kitap okurlarının aşina olduğu , okumayanların bile isimlerini duyduğu,kitapları klasik kabul edilen , ünlü, fenomen yazarlar var kitapta.

41 adet yazarın biyografileri, fakat bildiğiniz biyografilerden değil.

Kitabın başında şöyle yazıyor.
"Öğretmenlerinizin size büyük yazar ve şairler hakkında anlatmadığı şeyler."

Kitap gerçekten yazarların bilmediğimiz yönlerini ortaya koymuş hem de çok eğlenceli bir biçimde.

Kitabın içinden bir iki yazar ve kısa alıntılar:)

Duvar kağıdını kastederek "Ya ben giderim buradan ya o " diyerek ölüme giden Oscar WILDE

"Lanet olsun hepinize , söylemiştim ben size."diyerek ölen H.G. WELLS

"Kitap yazmamın, muhteşem arazime 300-400 hektar daha katmaya çalışmaktan başka hiç bir nedeni yok. "
diyen , JACK LONDON

F.SCOTT FITZGERALD'ın Tomas Wolf'un bir kitabına atfen yayımcısına yazdığı not
"Sevgili Max. , atıf bölümünü beğendim ama ondan sonrası tavsamış."

"Yazdıklarının yayımlanması konusunu
"Yayımlamamakta müthiş bir huzur var "diye dile getiren, J.D:SALINGER

"Ailenizi gerçekten hüsrana uğratmak istiyorsanız ve eşcinsel olacak cesaretiniz de yoksa, sanatçı olun" diyen Kurt WONNEGUT.


Genel itibarı ile bu ünlü yazarlar , eşcinsel, madde (herhangi bir şey olabilir , ne olduğunun pek te önemi yok)
bağımlısı , intihara meyilli , kısa ömürlü , hayvansever, pek çoğu Kova burcu .







9 Kasım 2013 Cumartesi

97-SON HİKAYE- YILMAZ ŞENER

Nemesis Kitap
1. Basım 2013-170 Sayfa



Yılmaz Şener, bir ensest romanı yazmış, hem de en koyusundan.

Daha önceden yazarı okumuşluğum ya da hakkında malumatım yoktu.Kitabı okumadan önce değil fakat okuduktan sonra kısa bir araştırma yapınca fark ettim ki , kitap yazarımızın ilk kitabı değil.
Daha önce "İnsan Tutulması" adıyla başka bir kitabı daha varmış.


"Her trajedinin kendine özgü mizahi bir yanı vardır. " Demiş yazarımız bir röportajında , bence yazarımızın içine komikçi bir Freud kaçmış .Hatta birlikte yazdıklarından bile şüphe edebilirsiniz kitabı.

Çok fazla kelime oyunu var kitapta fakat her kelime oyununun altında bir cinsel öğe ya da ima.
Benzetmeler , şakalar vs.

Ha bu kadar yazdın , beğenmedin mi diye soracaksınız.

Ben beğendim hikayeyi ve kurguyu her ne kadar son biraz fazla hızlı olmuş diye düşünsem de.

Fakat memleketim henüz hazır mı bu üslubu ya da bu tür bir hikayeyi kaldırmaya , çok ta emin değilim .

ilk kitabını okumadım ama, yeni çıktığı bu yolda yalnız yürümeyeceğini , kendisini takip edecek çok kişi olacağını düşünüyorum.

"Anlatılmayan bir hayat, yarısı yaşanmamış hayattır."

"Hüzün karizmadır."

"İntihara meyilli, deliliğe sempati duyan bir yapım var."


8 Kasım 2013 Cuma

1 FİLM+ 1 KONUK

Perşembe günü yine bir film izlemek için sinema yollarındaydık.

 Behzat komiserim varken vizyonda başka bir filme girmek aklımızın ucundan bile geçmedi.

Film tabi klasik Behzat Ç. filmi, fakat Behzat komiserimi filme koymayı unutmuşlar:)

Bana göre film  çok kısaydı. (az ve öz olsun diye düşündüler herhalde) 

Fakat verilmek istenen mesaj gayet açık.Tabi ki anlayabilene:)

Bir de tipler bulmuşlar ki anlamamak mümkün  değil zaten .

Kısaca film güzel, gitmemezlik yapmayın:)


Aynı gün ikinci etkinliği Kerem'in okulu düzenledi, e ben de katılmadan edemedim:=)




Süleyman Beledioğlu,nam-ı diğer BONUSHOCA,sabah öğrencilere verdiği semineri , sadece öğrenciyle bitmez bu iş bir de velileri görelim, diyerek akşam da bizlere verdi.

Yeni SBS sınavı hakkında bilgi vereceğini düşündüğüm sunu, daha çok öğrencilikte stres yönetimi üzerinden gitti.

Son aşamada da Süleyman Hoca sorularımızı cevaplandırdı.

Anlaşılamayacak kadar karmaşık olan SBS sistemini , hala daha çözememiş vaziyette salondan ayrıldığımı itiraf etmeliyim .

Süleyman Hoca'ya okulda yöneltilen bir soru da oldukça dikkatini çekmiş Hoca'mızın, biliyorsunuz 13 sınav şeklinde yapılacak yeni Sbsde her sınav arası 1 saat olacak , fakat bu bir saatte çocuk ne yapmalı , ?

1-Ders çalışabilir!-Fakat yanına kitap defter alması yasak

2-Kesinlikle bir önceki sınavı düşünmemeli ve arkadaşlarıyla çözdüğü soruları konuşmamalı !-
Fakat aynı sınıfa elinde hiç bir araç-gereç olmayan çocukları koyarsanız , hangi çocuk bunları yapmaktan uzak durabilir?Orası muamma.

Neyse Hocamıza ve bu hizmeti bizlere sunan okulumuza teşekkür ederken.
Bu sınav sistemini dayatmaya çalışan , yaptıkları yanlışlığı daha büyük yanlış yaparak görmezden gelen sistemi , çocuklarımızı maymuna çeviren zihniyeti ,pırıl pırıl beyinleri  öğretmeye -eğitmeye değil , köreltmeye çalışan düzeni şiddetle , kendi çapımda kınıyorum.

7 Kasım 2013 Perşembe

96 -SARNIÇ-SAİT FAİK ABASIYANIK

Türkiye İş Bankası 
Kültür Yayınları
1. Basım 1939-Çığır kitabevi
Elimdeki Kültür Yayınlarının ilk baskısı
123 Sayfa




Neredeyse, Öykü=Sait Faik'tir.

Ustadır, üstattır.

Vakti zamanında kıymeti bilinmemiştir.(Zaten ustalardan yaşarken hangisinin kıymeti bilinmiş ki?)

Çok genç ölmüş.

Belki daha uzun yaşasaydı daha nice hikayeler bırakacaktı bizlere.

En güzeli Sarnıç içlerinde , 16 öykü var.

"Bu dünya insan için kafi."






5 Kasım 2013 Salı

95-AĞAÇLARIN TEPESİNDE YÜKSEKLERDE-KIARA BIRKMAN

Siren Yayınları
Çeviri:İrem MİRZAHİ
1. Basım 2008- 323 Sayfa



"Artık bir sürü insan ölü, diyor Katya, bu insanlara olan bir şey."

"Üzerime kar yağıyor.Üşümüyorum."

Küçücük bir çocuğun , ölüm karşısındaki duruşu.

Hayatı algılayışı.


Yaşamak için, normal hayata dönmek için ailenin verdiği mücadele.

Çekilen sınırsız acı.



Sarsıcı.

Not:Tırnaklar yine bana ait değiller. Tırnakları ve ojeleri ile katkıda bulunduğu her kitap adına teşekkürü borç bilirim .Teşekkürler NİLAY:)

2 Kasım 2013 Cumartesi

94-YILMAZ ÖZDİL---İSİM-ŞEHİR-HAYVAN

Doğan Kitap
1. Basım 2011-elimdeki 86. Basım 2012
473 Sayfa


"Halbuki hepimiz biliyoruz ki, kıçımızı silmek için tükettiğimiz tuvalet kağıdı miktarı, beynimizi parlatmak için tükettiğimiz kağıt miktarından fazla."

Yılmaz Özdil'in ilk kitabı , köşe yazılarından derlenmiş .

Güleriz ağlanacak halimize havında.

Müjdat gezen  kıvamında.

Aziz Nesin tadında.


 Yemeyin de, okuyun o halde:)
Not:Tırnaklar yine bana ait değiller. Tırnakları ve ojeleri ile katkıda bulunduğu her kitap adına teşekkürü borç bilirim .Teşekkürler NİLAY:)

1 Kasım 2013 Cuma

1 FİLM +1 SİTEM


1 SİTEM

Film'i sonra yazacağım , önce sitemim.

Bumerang Deneyim Günleri Kapsamında,
yukarıdaki fotoğraf ile birlikte Bumerang sitesinde yapılan davet düştü ekranıma, geçen hafta.

2 yıldır okuduğum kitapları giriyorum bloga, 1 yıldan fazladır Bumerang üyesiyim hem de Platinlisinden , buna rağmen bir kere bile ne reklam aldım, ne de bir etkinliğine katıldım.

Fakat buluşmanın haberinin geldiği günün akşamı okumaya başlamıştım , Özdil'in kitabını, ha köşe yazılarını okurdum fakat müdavimi de değildim .

Hemen ertesi günü, o kadar bekledikten sonra okumaya başladığım kitabın sahibiyle tanışma fırsatı doğmuş , kaçmaz dedim , evrenin mesajıdır dedim, şartlarınıza uygun ise blog, ben de orada olmak isterim, dedim.

Demez olaydııııım.

Ha haber gelecek , ha geldi , hadi geliyor derken 9 değil 19 doğurdum pc başında, 1 hafta boyunca.

30 ekim çarşamba günü 1.30'a kadar pc 'deyim , herhalde uygun bulunmadı blogum falan diye düşünüyorum artık , çok ta önemli değildi zaten ayaklarına yatıyorum kendimce, ben de kitap yazayım bak ben çağırıyor muyum Yılmaz Abi'yi:)

Abi diyorum ama kızı yaşında sayılırım , zorlasam torunu bile olabilirdim sanki , bu arada yaşım 32.:)

Aynı gün yakın saatlerde, yine melankoliye kapıldığımı, asosyalliğin ar damarına nüfuz ettiğimi düşünen arkadaşım , pastasıyla böreğini yapmış ,tel etti gel diye.

Umut ta kalmadı ya artık Yılmaz Abi'ye gitmeye, koştum arkadaşıma, sadece sosyallik adına.

16'da eve geldim , yemek telaşı , oğlumun gelişi, eşimin işi derken ben ancak 17.30'da oturdum bilgisayar başına , bir de ne göreyim, saat 2.30 da gönderilmiş bir mesaj , Bumerang'dan.

Aynen aktarıyorum.

Sayın kullanıcımız,



size ulaşabileceğimiz telefon numarasına maalesef sistemden ulaşamadık. İletişim bilgilerinizi gün içinde bizimle paylaşırsanız yarışmamızla ilgili sizinle görüşmek istemekteyiz.

İlginiz için teşekkür ederiz


Fakat saat olmuş 17.30, acaba günün içinde miyiz , dışında mı kaldık demedim , gönderdim telimi .

EEEEE

Ne arayan ne soran , oldu benim Yılmaz Özdil hüsran.

Canım okuyucu bilmelisin ki,  önce kendime kızdım , yedin pasta böreği de ne oldu , aferin diyen çıktı mı, diye.

Sonra Bumerang'a kızdım, e kardeşim , son dakika mı aranır katılımcı yahu , sonra ben bumerang üyesiyim nasıl yok telim ya da neden bugüne kadar istemedin,diye.

Ama en sonunda buldum günah keçisini , kaçıyordu neredeyse , yakaladım.

Suçlu Yılmaz Abi bence,

böyle bir etkinliğe katılır da insan daha profesyönel bir ekiple çalışmaz mı, hadi telimi bilmiyorsun , köşende neden yazmadın, hiç olmadı mesaj bari atsaydın, değil mi ama dedim...küstüm.


Kaderin Böylesineeeeeeee....


Neyse ,
bir hafta boyunca yaşadığım heyecanın, sıkıntıdan çıkarmış olduğum 5 adet sivilcenin, aldığım 700 gramın vebalini okumak ta sizlere kaldı, kusura bakmayın.



1 FİLM





Perşembe günü arkadaşım , 6. hissi azcık kuvvetlice herhalde , sinema gününe var mısın , dedi?

Ben de Varım ama küçük hissediyorum dedim , .:)

Neyse bu filmde karar kıldık, daha önce bloglardaki yorumlardan genel olarak beğenildiğini okumuştum , zaten Uğur Yücel varken bize söz düşmezdi , oynamasındı , yerinde otursundu 90 dk. ,farkı olmazdı.

Biz yine beğenir , yine alkışlar , yine izler ,yeni film için yıllar beklerdik.

Uzun lafın kısası , film müthiş , artık çoğu kişi biliyor Black adında bir de yabancı versiyonu varmış.

Tek sorun bir paket peçete yetmez , ruloyu toptan götürün.

Ağladık , açıldık , :)