29 Şubat 2012 Çarşamba

YENİ CİCİLERİM:)

Yeni cicilerim, herhalde aldığım hiç bir şeyden bu kadar mutlu olmuyorum...
Oğlumun azalan kitapları sebebiyle verdiğimiz, çünkü benim elimde okunacak kitaplarım var ama bu yeni kitap istememe asla engel değil:), siparişimiz geldi.O kadar mutlu oluyorum ki, kokuları , dokuları, yaşanmışlıkları, hayalleri her şeyleri ile başlı başına mutluluk kaynaklarım benim.


Önce benimkiler:)

Beni kendimin okumasından daha  mutlu eden diğer şey , oğlumun da okuyor olmasıdır. 
Bunlar da onun cicikleri:)

26 Şubat 2012 Pazar

19-HACO HANIM VAY- ATTİLA İLHAN

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
1. Baskı 1984
(elimdeki 5. basım 2011)
542 Sayfa


Attila İlhan'ın roman olarak tefrika edilmiş ilk eserine tesadüfüm 2 sene evvel bir satranç müsabakasına iştirakim ile gerçekleşmiş, Fena Halde Leman'ı görmüştüm.
Ne kadar müteessirim ki ilk evvela Haco Hanım Vay'ı tetkik etmeli ardımdan bu eseri okumalıymışım.Mateseessüf hiç bir zat-ı muhterem o vakit beni ihtar ve ikaz gafletinde bulunmamıştı.
O halde ne olursa olsun Fena Halde Lemanı da tekerrürüm şart olunmuştur.


********
Yukarıda kullanmış olduğum dil; Attila İlhan'nın eserlerinin , dönem de göz önüne alınarak incelenmesi gerektiğinden , özellikle arapça, farsça kelimelerin fazlasıyla kullanılmış olduğuna dikkat çekmek adınadır.
Bu sebeple okuyucuların , özellikle genç neslin kitabı daha bir dikkat ve özenle okuması ve ancak sözlük kullanmaları şarttır.
Ama kesinlikle okunmalı diye düşünüyorum, hikayeden ziyade dil ve anlatım günümüz için daha önemlidir .



23 Şubat 2012 Perşembe

SİNEMA GÜNÜ:FETİH 1453

YapımCı:Faruk aksoy

Yine haftanın başka bir gününe kayan bir sinema günü yaptık , yapabilmemiz bile çok güzel hangi gün olduğunun ne önemi var değil mi ?

Neyse gelelim filme, önceki haftanın filminden önce gördüm fragmanını ve Vayy süper efektler falan dedim.Kesin gitmem lazım.Ancak hafta içi ilk seansa gitmemize rağmen sıraya girdik bilet alabilmek için, ilgi izdiham mükemmel.O zaman kesin eleştiriler de süperdir falan tabi biz.Bir de 3 saat ya ayıla bayıla izleriz ne olacak yani:)Süper olması da daha zevkli yani.

Öncelikle barabar conan filminden fırlamış bir sürü eleman , bunlardan biri hasan , diğeri hasanın sevdiği kızı seven düşman.İstanbul'u mu feth ediyoruz, beyaz roman mı okuyoruz belli değil, 1400 lü yıllar ve esas oğlan defne yaprağıyla balık pişirip kıza yemek yediriyor hem de meriç kenarında .Oy oy , ondan sonra ne kadar rahat bir birliktelik hani kimin eli kimin cebinde hesabı:)Yani yılları bilmesek:(
O arada bir de 40 gün oldu diye Koskoca Fatih sen gir depresyona, bak şimdi olacak iş mi;?Sonunda  Ak Şemseddin efendi geliverdi de usta bir psikiyatrist edasıyla reçeteyi yazdı yoksa Costantine zevkten dört köşe:)
Neyse efendim geldik kuşatmaya biz bekliyoruz , gemiler yürütülecek , gemiler yürütülecek aman efendim 5 sn bilemediniz 10.Oysa bütün okul hayatım boyunca istanbul'u bu gemileri yürüterek aldığımız anlatıldı ve hatta yürütemezsek alamayacaktık ,10 saniye yetmedi bana,devamı gelir daha gider bu gemiler diyorum yok... Neyse alındı da rahatladık mı yok, nerdeee,  durun, barbar conanlar yine sahnede sanki İstanbul için değil Hasan için savaşıyoruz...Off Allahım ya efektiydi falan ben anlamam bu mudur Fetih sorarım bu mudur???

MİM-3

              Çok sevgili Deeptone mimlemiş beni, zaten sadece o düşünüyor herhalde beni ki bir tek O mimliyor ve beni çok mutlu ediyor:)Beni her konuda mimleyebilirsiniz bu arada , sevinirim yani:)
Konumuz da En Sevilenler MİM'i:))

1. En sevdiğin şeyler nelerdir, nelerden hoşlanırsın vb.
En çok sevdiğim materyal olarak Kitaplar(bunu yazmama gerek var mı ki ?), yemekler(yapmak ve yemek), ojeler, makyaj, giyim, vs...ve fotoğraf çekmek de bonusum olsun:)



2. Bilgisayarda vaktini neler yaparak geçirirsin?
Öncelikle Blog, sonralıkla 101:)), alış veriş siteleri, sinema programları, haberler,ve tabi ki kitap siteleri bambaşka gönlümde:)






3. En sevdiğin filmler nelerdir, veya izlediğin ve hafızanda kalan veya kesinlikle izleyin dediğiniz?
Kesinlikle 1500 defa izleyip bıkmadığım Selvi Boylum Al Yazmalım(sevgi nedir?),ve aslında sinema da olsun da ne olursa olsun , genelde pek az filmden beğenmeyerek çıktığım olmuştur, Bu arada tavsiye: izlemedi iseniz Ölü Ozanlar Derneği Tavsiyemdir, onun da yeri başka:)




4. Şu sıralar almak istediğiniz şeylerin listesini yapsanız bunlar neler olur?
Kesinlikle daha fazla kitap, yeni sipariş verdim ama hala almak istediğim, listemi işgal ve meşgul eden bir dolu kitap var, ayrıca bir dolu oje, ve ayakkabı ve çantalar ve iki adet halı (ne alaka ise)....








5. Şu sıralar en çok dinlediğiniz şarkılar? 3 tane.
Açıkçası çok fazla şarkı dinlemem, yani özellikle şarkı dinlemek için, tv yada müzik açmam, hatta pcde iken bile sessizliği tercih ederim ama , kulağıma hoş gelenleri de dinlemeden geçmem ve hatta takıntı da yaparım, model, Bonomo ve 84 arabadaki cdler , oğlum da müzik dinlemem için çok fazla katkıda bulunur aslında yani onunla birlikteyken pek çok şarkımız olmuştur birlikte eşlik ettiğimiz:)








Ben de BEYAZ KİTAPLIK,emelden,,.. Đëjάώυ ..  'yu mimliyeyim , isteyen herkes de yapabilir tabi ki:)





22 Şubat 2012 Çarşamba

18-TAŞ MAYMUN-JEFFERY DEAVER

Çeviri : Selim YENİÇERİ
Epsilon Yayınları
2004 Basım - 496 Sayfa


Deaver'ı Saatçi ile tanıdım.Ve bana kalırsa, bugüne kadar yazılmış en güzel polisiyelerden biriydi Saatçi.

Ayrıca ben sadık bir okurum ve zaman geçmiş olsa da beğendiğim , beni etkileyen bir yazarın bütün kitaplarını okumak isterim.İşte tam da bu sebepten,  Deaver'ın Tetikçi'sini ve Taş Maymun'unu da okumalıydım.

Saatçi ile asla kıyaslamıyorum ancak gerçekten harikaydı Taş Maymun da.

Yazar kitaplarında , okuyucuyu şaşırtabilmesi ve tanımlama yaparken sahnenin içine çekebilme yeteneği ile bir numaram olmuş durumda :))


20 Şubat 2012 Pazartesi

17-SAFİYE SULTAN (SOFIA)"Hadım Edilmiş Bİr Aşk"-ANN CHAMBERLIN

Çeviri:Solmaz KAMURAN
İnkılap
1996 Basım-396 Sayfa 


Yabancı bir yazarın Osmanlı tarihine hele de bu tarihin içindeki aşk- entrika olayına el atmasını çok derin dilemiş olmalıyım ki yazar beni duyup yazıvermiş.

Arkadaşımın alıp "senin de okuman lazım" dediği üçlemenin ilk kitabı.
Her ne kadar öykü denilerek gerçekliği vurgulanmak istense de bence çok fazla hayal var hikayenin içinde.
Kötü bir anlatım değil.Ve hatta vakti zamanında (ortaokul) gına getirilerek ezberletilmeye çalışılmış , asla ilgi çekecek hale getirilmemiş bilakis ne kadar zor olursa o kadar iyidir mantığı gütmüş tarih öğretmenimin ellerinden öperim.Tarihin entrikalarından bile hoşlanmayı seviyorum.
İngiltere tarihine de bu kitabın mantığı ile yaklaşan Boleyn Kızı serisini çok zevkle okumuş ,VIII. Henry hakkında neredeyse tez yazacak kadar ve  büyük bir zevkle bilgi sahibi olmuş ve bizde de çok entrikalı zamanlar geçmiş bunları da yazsa birileri diye düşünmüştüm.
Hazır kapı açıkken başka şeyler de isteseymişim keşke:)))


18 Şubat 2012 Cumartesi

16-YARALI BİR KALBİN DERİNLİKLERİNDE-DEEANE GIST

Çeviri:Selim YENİÇERİ
Sonsuz Kitap
2011 Basım-453 Sayfa 

İlk kitabı Kalbimin Sahibisin 'i sonlandırmayıp , ikinci kitabına hazırlayan yazarın , bu kitabı klasik bir aşk kitabı olmuş diyeceğim ama yazar yine bambaşka kişilerden, bambaşka olaylardan yaralanarak farklılıklar katmaya devam etmiş.
Deanne Gist , Essie'nin yarım kalan hikayesini mutlu sonla bitirebilmiş.Ancak o kadar çok olay var ki çoğu Türk filmine taş çıkartır.
Yazarın petrolle alakalı bir kitap için başladığı hikaye'de Essie baş rolü kapınca yazarımız Essie'nin hikayesinin yazmayı , petrole tercih ettiğini de not olarak düşüvermiş .
İyi de yapmış.

ARKA KAPAK

16 Şubat 2012 Perşembe

MİM

deeptone'cum ,canım benim ,mimlemiş beni ve en beğendiğin kişilerden harem kur demiş, aman efendim ben sanki gerçekten harem mi kurayım , hayatımı baştan mı yaşayayım diye düşüne düşüne bir hal oldum bu mim için....
Çok seviyorum bu mim olayını ben , hem okumayı başka bloglarda hem de mimlenmeyi....
Neyse lafı sözü uzatmayayım ve Selamlık kısmına dalıvereyim:))

1- orta okula geçtiğim yıl falandı herhalde babama beni Beyaz'a verir misin demiştim,sadık bir bekleyeni olamadı isem de , hala ilk göz ağrımdır.

2- Azcık daha yaşlı olsaydım da ,Tarık beni 1.60 olamayan boyumla alsaydı ve nokta ile virgül olayına girseydik birlikte,

3-siyah beyaz filmlerim tatlı çocuğu
renkli de olsa  Göksel Bey'in gözleri hiç değişmedi....


4-Eh o kadar da eski yeter ama yeni neslin gözde vampirinin gözleri de normal hayatta vampirken olduğundan daha güzel değil mi??Roberttt

5-Evde birilerinin, kendisini benzettiği kişi, Tan ;"gözler tamam da diğer tarafları napçaz deyince, e senin için önemli olan da gözler değil mi zaten "cevabı ile dumura uğratıldığım çoktur.

6-Evdeki bütün kişilerce ısrarla seyredilen kelime oyununun sunucusu , Ali ihsan, ailemizin 4. üyesi gibibdir, gözlerinin yeşil olması bu üyelikte aranan şarttır....

7- Fotosunu koymuyorum ancan yukarıdaki 6 kişi ile de ortak bir özelliği var evdekinin de , gözleri.Gözler sizin için ne ifade ediyor diye sorulsa bana , hayatımı üzerine kurduğum , çok şey göze aldığım , cahilliğim, sevgim, her şeyimi  derim....
Ve evdekinden bana hediye;11 yıldır ,diğer bir yeşil gözlü de Oğluşum :). Allah bu kadar erken yaşıma rağmen çok şey verdi bana ama bir şey verdi ki diğer bütün verdiklerine değişmem , oğluşum , evimin diğer yeşertiği, her şeyim...Yerine hiçbir şeyi , hiç kimseyi koyamayacağım tek varlık, 
Seni çok ve tek  seviyorum annem...
Not:1Başlarken çok eğlenceli olacağını düşündüğüm bir şeyi bu kadar duygusala ancak bir balık bağlayabilir, Not2:İsteyen herkes yapabilir mim'den ve hatta yapmak isteyip de mimlenmemiş olan varsa mesaj atsın, o zaman yeniden düzenleyip isim yazarım:))

15-ONLAR BENİM KAHRAMANIM-DOĞAN CÜCELOĞLU

Remzi Kitabevi
2009 Basım-222 Sayfa
(7 baskı yapmış)





Doğan Cüceloğlu'na bir zamanlar benim memleketimin havasını solumuş olmasından , sonrasında verdiği seminerleri çok beğenmemdendir hayranlığım.Daha önce de Mış Gibi Yaşamlar'ı ve Başarıya Götüren Aile Kitaplarını okumuş ve çok memnun kalmıştım.
Bu kitabı bir biyografi Cüceloğlu'nun.Yankı ve Çağrı Yazgan'ın anne ve babasını ama özellikle Babasının hayatı vurgulanarak anlatılmış kitapta.Ama ne hayat.
Gültekin Yazgan'ı ve daha da önemlisi engelsiz yaşamın ta kendisini bilmek isterseniz, mutlaka okuyun.
Beni çok etkiledi. Gültekin Yazgan'ın kendi yaşamını yazdığı "Kör Uçuş"'u da en kısa zamanda alıp okumak isteğiyle doluyum..

15 Şubat 2012 Çarşamba

SİNEMA GÜNÜ:EJDERHA DÖVMELİ KIZ



Zannederim en son üç hafta önce yaptığımız Sinema  Günlerine devam etme vakti gelmiştir artık.(Kimsenin aman niye bıraktın lütfen devam et dediği yok ama )
Yani arkadaş 2 yıldır,15 tatil+ yaz tatili hariç hiç aksatmadan yapmaya çalıştığımız Sinema günlerimizi, Cuma gününden aldık .Şimdilik kesin bir güne karar kılamadı isek de ileriki zamanlarda rayına oturacaktır diye düşünmekteyim.
Her neyse bu hafta Çarşamba gününe getirebildiğimiz günümüzde Filmimiz ;Ejderhalı Hatun oldu.Bu arkadaşımızın her üç kitabını da bir hayli beğenerek , zevkle okumuş ve aslında okuduğum kitapların Filmlerini beğenememe gibi bir takıntım hasıl olmuş olsa da bu kitabı okurken özellikle "şunun filmini de yapsalar ya " demiştim.
Ve nitekim bunun filmi yapılmış ve hatta daha öncelerden yapılmış ancak ben haberdar değilmişim.Sonun filmi yeniden çekilmiş , "vay ne muhteşemmiş" yorumlarına karşılık, zaten heves ettiğim şeyi görme hevesim pek bir katmerlenmişti.
Kısmet bugüneymiş.
Çok memnun , mutlu kaldım .
Ve fakat muhakkak kitabını okuyun.Her ne kadar pek konularda sapmalar olmasa da yine de detay bakımından yetersizdir diye düşünmekteyim .

14 Şubat 2012 Salı

SEVGİLİLER GÜNÜNDEN ALINTILAR

Not :Bu konuşmalar yaklaşık 2 yıl önce gerçek bir ailenin konuşmalarıdır, yalan uydurma yoktur ben şahitim ...:)
Not:Bir varmış , bir yokmuş....
Evliliklerinin 10. yılında olup, daha önce   hiç sevgililer günü kutlamamış bir karı-koca varmış.Bu karı -koca (ikisi birlikte) çok romantiklermiş.

Çocuk:(9 Yaşındadır henüz)-Anne ben bugün ...'ya gül götürmek istiyorum.
Karı:-Hayırdır oğlum bayram değil seyran değil , napacaksın ...'ya gül götürüp.
Çocuk:Ama anne bayram olmaz mı bugün 14 Şubat, sevgililerin bayramı ya...
Karı:-Hımmmmmmm.......


Aradan zaman geçer.....Saatler Kocanın kahvaltı vaktini vurmuştur....

Karı :Hayatım günaydın canım, bugün ne yapalım birlikte:))))(gülücükler)
Koca:-Ne yapmamız lazım ki??????(kafa karışık)
Karı:-Ama hayatım hani canım bugün var ya hani 14 şubat yaaa...
Koca:- haaaa elektriğin son günü müydü???Dur ben talimatı yapmış mı banka bakayım bir netten.....
Kadın:-Yok canımın içi hani 14 şubat olur ya hani böyle özel bir gün hani ..Sevgililer günü kutluyorlar ya hani bugünde....
Koca:- İyi kutlasınlar bize ne?
Karı :-Ama hayatım hani biz de bir zamanlar sevgiliydik ya ?
Koca:İyi ya o geçmişte kaldı ,biz şimdi karı- kocayız, Karı-kocalar günü söz ben de kutlayacam seninkini, sen de kutlarsın benimkini:))))Hah hah haaa

13 Şubat 2012 Pazartesi

14-SENİ SEVMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİM-Raffaello Mastrolonardo

Sonsuz Kitap
Çeviri:Güliz Akyüz YILDIRIM
2011 Basım-340 Sayfa


Bazı kitabı alırken ; öncelikle fiyatı söz konusuydu, sonra ismi.Tam baygın , zor ve yorucu bir kitabın ardından okunacak ve kolay anlaşılır, kafa karıştırmayacak  diye alınmıştı.Evet gerçek amaç buydu oysaki karşıma ne çıktı;

Guiseppe De Nitis:(biline tek gerçek İtalyan Empresyonist)

ve Leontine,

ve
Gustav Klimt
ve 

Giordano Bruno
ve

Papi
ve
Enzo Janacci, el portava;
ve

Alexander Pope
ve

Dumas
ve

Vesna Krimpotic
"Senden başkasına çıkan bir yol yok
Senden başkasına yazılan bir şiir yok
Sende dinleniyorum bana bir şey ver
Denizdeki bir kayalık ya da sen"

Hiç beklemediğim bir kitabın beni bu kadar etkilemesi müthiş bir şey ...

11 Şubat 2012 Cumartesi

13-ŞEYTAN YEMİNİ-- JEAN-CHRISTOPHE GRANGE

Doğan Kitap
Çeviri:Şevket DENİZ
 519 Sayfa-2007 Basım
(aynı ay 15 baskı yapmış)

Çook uzun süren (yaklaşık 300 sayfa) ve beni bütün detaylarıyla kendimden geçiren , bir girişin ardından , süper akıcı ve kesinlikle detaycı bir şeytan hikayesi.
Gerilim sevdiğimi (sadece okumayı , asla izlemeyi değil:) fark ettiğim andan beri, ki bu çok kısa bir zaman öncesine dayanır , adını bu alanda sık duyduğum ancak sadece bir kitabını(koloni) okuyabildiğim yazarın 2. kitabıydı benim için.
Sadece iki kitabını okuyabilmiş biri olarak ; erken bir yargı mıdır bilmiyorum ama Grange , uzun girişleri ve hızlı bitişleri seven bir yazar fikri uyandırdı bende.
Bu kitabının ilk sayfalarından itibaren mistik bir olgudan çok dünyevi bir varlığın izleri vardı hikayede .Ve göze fazlaca mı batırılmıştı acaba , biraz daha gizemini koruyabilir miydi?
Ve en nihayetinde ; beni acayip mutlu eden bir mutsuz son ve acayip mutsuz eden diğer mutlu sonla bitti kitap.Keşke beklentilerimin aksine biten romanı , bu şekilde bitirmeyip  ardından bir seri oluşturabilseydi yazar.
Ve bunları yazan da (ben) keşke herkesçe ustalığı kabul edilmiş bir yazara akıl vermeye kalkmasaydı:)
Not:Kitabı okurken midesi hassas olanlar dikkat etmeliler ve diyete başlamak isteyenler itina ile detaylara insinler ki iştahları tamamen kaçsın:) 

ARKA KAPAK


4 Şubat 2012 Cumartesi

12-ANGELA'NIN KÜLLERİ-FRANK McCOURT

Çeviri:Neşe Olcaytu
Epsilon Yayıncılık
557 Sayfa-2010 Baskı


Daha önce yazmış olabilirim , biyografi  severim , otobiyografiye bir türlü ısınamadım diye.İşte bu tabumu yıkan yazardır; Frank McCourt.
Çok seri, yalın ve anlaşılır yazılmış bu kitapta sadece yazarın hayatı değil fakirlik, açlık, İrlanda, Amerika, savaş, aile bağları ve her şey var.
O kadar hızla akmasına rağmen bir türlü bitmemesini de artık eve dönüş hazırlıklarıma ve evde yapılacakların üzerine atıyorum.:)
Ben çok beğendim, en yakın zamanda 2. kitabı da okumayı hevesle beklemekteyim.

ARKA KAPAK
"Geriye bakıp çocukluğumu anımsadığımda, nasıl hayatta kalabildiğime hala şaşarım. Kötü bir çocukluktu; mutlu bir çocukluğun pek kayda değer yanı yoktur zaten. Sadece mutsuz bir çocukluk geçirmiş olmak da, mutsuz bir İrlandalı çocuk olmak kadar kötü değildir. Bundan da kötüsü, mutsuz bir İrlandalı Katolik çocuk olmaktır.”
Ekonomik kriz sırasında, Amerika’ya yeni gelmiş bir göçmen ailesinin çocuğu olarak, Brooklyn’de dünyaya gelen ve İrlanda’nın Limerick kentindeki yoksul mahallelerde büyüyen Frank McCourt’un anıları böyle başlıyor. Frank’in babası Malachy, genellikle çalışmadığı, çalıştığı zamanlar da aldığı parayı içkiye yatırdığı için, annesi Angela’nın çocuklarını bakıp besleyecek parası yoktur. Ancak aynı Malachy, sorumsuz ve garip bir adam olmasına karşın, Frank’in hikaye yazma yeteneğini ortaya çıkaracaktır. Frank, babasının, İrlanda’yı kurtaran Cuchulain hakkında anlattığı hikayelerle, annesine bebekler getiren, Yedinci Basamaktaki Meleğin hikayesiyle beslenerek büyür.

1 Şubat 2012 Çarşamba

11.ŞEYTANİ İNTİKAM-THOMAS PERRY

Çeviri:Selim Yeniçeri
Sonsuz Kitap
402 Sayfa-2010 Basım
2. Baskı

En iyi Roman yazarı olarak, Gumshoe ödülünü alan yazar Perry; bence de gayet başarılı bir romana imza atmış.
Artık bildiğiniz üzere ben macera -polisiye kitaplarını sonunu tahmin edemez isem, beğenirim .Yazar bu kitabında; o kadar çok kişi ve olayı aynı anda anlatmış ve bu kişileri o kadar farklı zamanlarda tekrar buluşturmuş ki ben sonunu tahmin edemedim, ta ki son 50 sayfaya kadar.
Kesintisiz ve dikkatle okumanız gereken(sonunu tahmin etmeye çalıyorsanız) bir roman olmuş.Ben beğendim.Okumuş olanlarınız varsa lütfen paylaşalım..:)

ARKA KAPAK


J
oe Carverın istediği tek şey, Los Angelesta yeni bir hayata başlayabilmek için güvende olmaktı. Ama güçlü bir adam onun peşinden haydutlarını gönderirken bunu gerçekleştirmesi zordu. Sorunların çözülmesi için elinden geleni yapmıştı. Gözden uzak kalmış ve tehdidin geçmesini beklemişti ama Manco Kapakla basit bir ateşkes yapmak mümkün değildi. Adam, Carverın kendisine zarar verip vermemesini umursamıyordu. Ve şimdi, yanlış bir kararda ısrar etmenin ne kadar pahalıya patlayabileceğini öğrenecekti